​UBER, GOOGLE VE DİĞERLERİ

Ersin AKMAN 20 Tem 2017

Ersin AKMAN
Tüm Yazıları
Çok uzun zamandan beri Türkiye'de uygulanan yasaklardan yakınıyoruz.

Çok uzun zamandan beri Türkiye’de uygulanan yasaklardan yakınıyoruz. Ülkemizde “internet yasakları” dendiğinde aklımıza doğrudan YouTube geliyor. Yasaklama nedeni olaraksa sadece içeriği görüyoruz. Oysaki Google reklam servisi nedeniyle, YouTube ise içerik ve reklam gelirleri nedeniyle yasaklanmıştı. Şu günlerde başı dertten kurtulmayan “online taksi servisi” Uber ise yine yasal düzenlemelerle uğraşıyor.

Lafı gevelemeden söylemek gerekirse bence tüm bu yasaklamaların temelinde gelir paylaşımı veya daha anlaşılır bir şekilde ifade etmek gerekirse vergilendirme sorunu yatıyor.

Google, Türkiye’deki KOBİ’leri bile kendi reklam ağına dahil edip, ödemeleri İrlanda üzerinden tahsil edince “vergilendirilmiş kazanç kutsaldır” mottosuyla hareket eden Maliye Bakanlığı’nın radarına yakalanmıştı. O günlerde Google’ın Türkiye’de vergi ödemesi gerekmediğini savunanlar bile artık farklı düşünüyorlar. Tabii bu değişimin temelinde Avrupa Topluluğu ülkelerinin de olaya farklı bakması yatıyor ama sonuç değişmiyor. Her ülke Google’dan o ülkede kazandığı paranın bir kısmını vergi olarak ödemesini bekliyor. Google’ın reklam gelirleri artıkça bu beklenti de yükseliyor.

Yine bir Google şirketi olan YouTube için de durum aynı. Reklam geliri elde eden ve yayıncılara ödeme yapan YouTube’un her ülkede, o ülkenin yasal düzenlemelerine uymasını beklemek YouTube için imkânsız, otoriteler içinse bir şart.

Yeni dünyanın dayattığı bu yeni iş modellerine tamamen sırt dönmek mümkün değil. Bir şekilde orta yolun bulunması ve ülkemizdeki “okumuş” kesimin Amerikalılardan daha çok kullandığı “win–win” formülünün Türkiye’de de çalıştırılması gerekiyor. Nitekim resmi makamlar kendilerine sorunun çözümü için başvuran her yabancı şirketle bir orta yol bulmaya çalışıyorlar.

Son zamanlarda çokça sıkıştırıldığını duyduğumuz Uber için de durum farklı değil. Öncelikle Uber’in dünyanın birçok ülkesinde benzer sorunlarla karşılaştığını bilmek lazım. Hemen hemen her ülkenin geleneksel taksicileri veya taksi hizmeti veren şirketleri Uber ve benzerlerinden rahatsız oluyorlar. Sonuç olarak Uber’in yükselişi onların gelirlerinde azalmaya işaret ediyor.

Hem Uber sürücülerinin, hem de Uber kullanıcılarının emniyet kuvvetleri tarafından “sıkıştırıldığı” bu dönemin de pek uzun sürmeyeceğini ve yöneticilerin “plaka parası” sorununa bir çözüm bularak Uber ve benzerlerini de vergi mükellefi haline getirerek sisteme entegre edeceklerini düşünüyorum.

booking.com sorunu

Bir başka yasaklı olan sistem de booking.com. Ben yasak haklı bile olsa yasaklama kararı için başvuran kurumun bunu yapmaya hakkı olmadığını düşünenlerdenim. O nedenle de bu yasağın turizm sektörüne artısı mı, eksisi mi olduğuna bakılması gerektiğini düşünüyorum.

booking.com’un bu yasak nedeniyle gelir kaybına uğramadığını, uğrasa bile abonelerine Türkiye yerine Yunan adalarını önererek bu zararı azalttığını düşünüyorum.

booking.com’un Türkiye’deki turizm tesislerinden aldığı komisyonun oranına bakmadan, öncelikle zararın belirlenmesi ve ona göre aksiyon alınması gerekliliğini savunuyorum. Eğer bu yasak Türk turizmcisine zarar veriyorsa yasakta ayak diretilmemeli. Yok turizm sektörümüz booking.com olmadan da kârlılığını koruyabiliyorsa o zaman diğer detaylar da incelenmeli.

Benzer bir yasağın yakın zamanda Airbnb için de söz konusu olabileceği endişemi de konu buralara gelmişken belirtmeliyim. Vergilendirme konusundaki sorunların çözümüne yasaklamayla başlamak turizm sezonunun bir kısmının kaçmasına ve tatillerini ülkemizde geçirmeyi planlayan turistlerin Türkiye algısına negatif etki yaptığını unutmamak gerekiyor… Ayrıca bir başka yasaklı şirket olan PayPal’ın da Türkiye’deki regülasyonlara uyarak işlemlerine devam etmesi gerekiyor.