YALAN, DOĞRUDAN ARTA KALAN DEĞİLDİR!

Funda ÖZKALYONCU
Tüm Yazıları
Hayat o kadar zorlaştı ki.

Hepimizin sahip olduğu ne varsa, çok şükür diye 

diye hiç şükretmediğjmiz kadar, şükürlū günlere geldik.

Her şey o kadar zorlaştı ki 

Hayat o kadar zorlaştı ki.

İnsan ilişkileri öylesine çıkmazda ki.

Buzdolapları boş, kalpler itiş karısı dolu.

Bir şeye sahip olmak o kadar zorlaştı ki.

Hadi hepimiz, beyaz bir kağıt alalım ve şükürlerimizi yazalım.

Sabah uyanınca, çok şükür sağlıkla uyandım, 2 bacağım var ve ayağa kalktım çok şükür. 

Başım ağrımıyor, karnım ağrıyor çok şükür.

Ballı sütlü yulaf yedim çok şükür, bunları bulamayabilirdim.

Bodrum’dayım, evim var, hava mis gibi, deniz olmadığı kadar mavi, gökyüzü masmavi kucaklayacak kadar kollarını açmış çok şükür.

Havaya, denize ve gökyüzüne çok şükür.

Çiçeklerimi, bahçemi suladım çok şükür, musluktan şakır şakır su akıyor çok şükür.

Öğlene doğru sevdiğim kan bağı oğlum ile konuştum, sonrası sevdiğim oğlum can bağım Gürsel ile konuştum çok şükür.

Sonrası Türk kahvesi alacak param var ve kendime kahve yaptım ve uzandım terasta koltuğa çok şükür.

Bir gün her şey başka türlü olur, mesela bir virüs gelir hayatımız alt üst olur, yani hayat bazen daha iyi olur, bazen daha kötü olur, ama bugüne çok şükür.

Açık havada lay lay lom dolaşırken, tüm dünyanın 2 sene boyunca nasıl kapanmak zorunda olduğunu gördük, bugün kurulan pazara ve gitmek özgürlüğüme çok şükür.

Hayatın akışı var.

Öyle zamanlara geldik ki, ülke derdi, ekonomisi, istediklerini alamamak,  parasızlık, psikoloji ensemizde yaşarken.

Sahip olduğunuz dostlara en büyük şükrūmūz olmalı.

Olana, sahip olduklarımıza, kapımıza gelen bir kuryenin hediye paketi getirmesi gibi şükür etmeliyiz, ben bana elleri ile dünyanın en güzel geceliklerini diken dostum Benal hanıma çok şükür ederim.

Dertlere dert katarken, canınız çok sıkılırken,  sahip olduklarımıza sıkı sıkı sarılıp şükrederken, unutmayalım ki  dertler küçülür, şükran büyür.

Hiçbirimizin keyfi ve morali yerinde değil biliyorum.

Kendimizi zorlayalım.

Hayat bir kere.

Ne güzel bir gün diye uyanalım.

3 yaşındaki çocuklara yarış etmeyi öğreteceğimize, nasıl öğreteceğiz bilmiyorum ama aslında her günün bir mucize olduğunu anlatalım.

Ne yapalım.

Kanayan dizimizi tükürükle silen varlıklı çocukluk günlerinden, masumiyetinden bugünlere geldik.

Evimize 3 kilo portakal. 3 kilo elma, 5 kilo domates alınan günlerden geldik.

Peki ne yapalım.

Çok şükür.

Hayatın sırdaşı olduk.

Kağıttan kayıklarımız vardı.

Ağzımızı çeşmeye dayayıp su içtiğimiz günlerden,bilge büyüklerimizin olduğu günlerden geldik.

Sakalı gül suyu kokan dualı dedelerimiz vardı.

Çocukluğumuz yalanlar içinde değil masallar içinde geçti.

Ve hep şunu bildik.

Yalan doğrudan arta kalan değildir.

Hayata, sahip olduklarıma,  öğrendiğim her doğruya, çocuğuma, çocuğum gibi bildiklerime. dostlarıma şükranlarımı sunarım. 

Funda'nın aklındakiler!

…Şarkıcı Gülşen' i Nişantaşı'nda koştururken yakalamışlar.

Üstünde beyaz bir tişört, altında Jean pantolonu ve parmak arası terlikleri var.

Bence çok sade, şık.

Gülşen makyajsız, gözünde gözlükleri var ve güneş ters açıdan yüzüne vurmuş.

Magazin sayfaları mal bulmuş gibi üstüne atlamışlar, güya Gülşen'e onlar bir şey söyleyemeyecekler ama takipçilere veryansın ettirecekler. 

Çok uyanıklar.

Özellikle biz kadınların ne kadar kötücül olduğunu biliyorlar. 

2 bin 500 kişiden fazla yorum var, tamamı kadınlar.

Binlerce kadın moruk, çok yaşlanmış, çok kötü yaş almış, diye neler yazmışlar neler…

Utanmazlar.

İğrenç insanlar.

İnsanlar Allah ömür verirse yaş alır, kime karşı sorumluluğu var ki, hesap mı verecekler.

Suç mu yani.

Sesi şahane, şarkıları şahane, müzisyen şarkıcı bir kadın.

Yazdığınz her kötücül  kelime içinde boğulmanız dileğimdir.

1 karış leğen içinde boğulurken kötülüğünüze, tüm yazdıklarınıza pişman olursunuz.

Umarım yatacak yeriniz olmaz.

Yaş alınca, artık yaşlısın diye, evlatlarınız yüzünüze tükürür.

Ya bunu söyleterek para kazananlar, o para boğazınızdan geçmesin inşallah.

Yazan.  

Bir kadın.

Funda'nın aklındakiler! 

…Bazen dizilerde olmaz dediğin hikayeler gerçek hayatta bin beteri ile yaşanıyor. 

Adam evli, çocukları var ama ünlü kadın merakı var, birileri ile tanışıyor. 

O kadın ile 1 – 2 gece beraber olacak ve kaçacak sanıyor.

Bilmiyor ki parasının çokluğu kadar paçayı kaptırdı.

Başlıyor kaçamak buluşmalar, adamın karısı duyuyor, başlıyor 2 kadın arasında savaş.

Kadınlar arasında savaş kıyasıya devam ederken, adam 2 kadın arasında paylaşılamaz adam keyfinde yaşıyor.

Her iki kadın ile yatak ilişkisi devam ediyor.

Karısına bitti o ilişki, beni affet bir hataydı diyor.

Sevgilisine salonda yatıyorum, karım ile uzun zamandır hiç ilişkim yok diyor.

Kadın avaz avaz yuvamı yıkıyor bu kadın diyor.

Diğeri onlar çoktan boşanmaya karar vermişler diyor.

Para ne kadar çok ise savaş o kadar büyük oluyor 

Parasız adam için zaten kim savaş edecek ki.

Adam her iki kadını da para vererek susturuyor, bu arada umuru değil, param kadar ilişki yaşarım diyor.

Her iki kadının arkadaşları diğer karşı tarafa savaş açıyor 

İmalı.paylaşımlar falan.

Günün sonunda hayırlı biteni görmedim.

Adam parasından olurken, kadınlarda zerre kadar huzur kalmıyor.

Bence hiç değmez.