Bir oşinografi deyimi. Daha doğrusu okyanus jeolojisi. Hani küçüklüğünüzden hatırlarsınız, hala da vardır herhalde, "Seyir Hidrografi ve Oşinografi Dairesi'nin bildirdiğine göre" diye başlayan radyo spotunu. Denizciler için bir tür yol rehberi gibi. Denizle ilgili her şey yani.
Çok sevdiğim bir laftır. Bir sürü şekilde anlayabilirsiniz ne olduğunu. Bana göre en kısa tanımlaması: "Hırsı aklının veya yeteneğinin önünde giden."
Bunu daha önce de Afrin'de yapmışlardı. Önce gürlemiş sonra yağamayıp kentten bir gecede kaçmışlardı. O kadar kazdıkları çukur boşa gitmişti. Ama propaganda makinesi boş durmamış, güya daha sonra geri dönüp zafer kazanacaklarını açıklamışlardı. İnanan oldu mu bilmiyorum. Belki hala bekliyorlardır.
Yıldırım'ın bir özelliği vardı ki 20 yıl böylesi göz önündeki bir camianın başkanlığını yapabildi. Peki ne oldu da tarihi bir fark yiyerek yenildi? Neyi göremedi? Seçim günü belki de aklında 20 yıl önce o bir oy farkla kazandığı seçim vardı.
Çok büyük bir kulüp. Milyonlarca taraftar. Hatırı sayılır bir kısmı fanatik seviyesinde. Başkan seçimi tabii ki gündem olur. Tartışılır. Hele hele Aziz Yıldırım gibi baskın bir karakter ile Ali Koç gibi bir isim karşılaştığında.
Yoo, siyasi gönderme, oradan alıp buraya sallama falan yok. Düpedüz paça çorbası yazısı. Meğer kemikleri iyi geleceği düşünülen paça çorbası bir işe yaramazmış. Üstelik karaciğere ve böbreklere de zarar verirmiş. Bin yıldır doğru bildiğimiz meğer yanlışmış.
İnternetteki her hareketinizi, yaptığınız her yazışmayı izleyip muhtemelen üstüne bir de katalogluyorlar. Zaten İzlemediklerini düşünmek saflık olur.
Amerika romantik bir rüya görüyor. Kandil, yani PKK'yı YPG'den koparmak. Daha önce de dile getirmişlerdi. On bin kilometre uzaktan planlama yaparsan böyle olur işte.