YENİ BİNALAR KADAR YENİ BİR AHLAK DA İNŞA ETMEMİZ GEREKİYOR

Mustafa Kadir ATASOY
Tüm Yazıları
Yaşadığımız büyük felaket sadece depremden etkilenen on vilayetimiz için değil, büyük deprem riski barındıran diğer illerimizle ilgili de tedbirler alınmasını gerektiriyor. Tabi olarak birinci sırada İstanbul düşünülecek.

Yaşadığımız büyük felaket sadece depremden etkilenen on vilayetimiz için değil, büyük deprem riski barındıran diğer illerimizle ilgili de tedbirler alınmasını gerektiriyor. Tabi olarak birinci sırada İstanbul düşünülecek. 

Fiziki çevre hayat kalitemizi belirleyen en önemli faktörlerden birisi. Bugün çalıştığımız işyerleri, yaşadığımız konutlar, sosyal alanlarımız olumsuz koşullara sahip. Büyük şehirlerde yaşayanların her gün evden işe gidip gelmelerinin maliyetini düşünelim. Zaman kaybı, stres, hava kirliliği... Sadece arabalara ve yakıtlara harcanan parayla belki yeni bir İstanbul kurulabilir. Bu nedenle Atabolu şehri benzeri temel değer ve kültür boyutları olabilecek rasyonel bir şehir kurulması oldukça makul görünüyor.

Bu şehir bakir topraklarda kurulacağı için arsa maliyeti düşük olabilir ve vatandaşlar için de ucuz konut imkânı yaratılabilir. Böyle bir şehir zaman içinde büyük değer kazanacaktır. Bu şehir için büyük yapı firmalarının teklifleri değerlendirilebilir, maliyetin önemli bir kısmı özel sektör kaynaklarından karşılanabilir. Yeni şehrin özel sektör için cazip bir yer haline getirilmesi çok zor olmayabilir. Devletin kararlılığını göstermesi projenin başarısını belirler. Üniversiteler, sağlık merkezleri gibi çekim unsurlarının yanı sıra çeşitli turizm temaları ve vergi indirim araçlarına başvurulabilir.

Dünyada böyle tasarım şehirler var. Birleşik Arap Emirlikleri'nin on beş yıl kadar önce tasarladığı Masdar şehri sadece güneş enerjisi kullanılmasını öngörüyordu. İlk tasarımında otomobillerin sokulmayacağı kentte ulaşımın güneş enerjisiyle çalışan araçlarla sağlanması öngörülmüştü. Sıfır karbon, sıfır atık şehri olması düşünülmüştü.

Güney Kore’de, Seul’un 60 kilometre güney batısında, 610 hektarlık bir arazide yakın zamanda sıfırdan inşa edilen Songdo City ise hem akıllı şehir hem de eko-şehir kimliğine sahip. Hem yerli hem de uluslararası firmalar tarafından inşa edilen bir ekonomik altyapısı var. Bunu da tartışabiliriz.

Bunların yanı sıra kendi özümüzü hatırlatacak, insani değerleri, saygıyı destekleyecek bir yapı geliştirebiliriz. Safranbolu gibi bize ait ama geçmişin yerli ve yabancı formlarını taklit etmekten çok yeni Türk sanatının ve mimarisinin ortaya koyulacağı, dünya çapında marka olacak bir kültür şehrini de öngörebiliriz.

Yaşadığımız büyük depremde on binlerce vatandaşımızı kaybettik, şehirlerimiz yitti gitti. Yeni binalar kadar yeni bir ahlak da inşa etmemiz gerekiyor. Bu yoğun bir eğitim gerektirecek. Daha gelişmiş eğitim çevreleri oluşturmayı gerektirecek. Geleceğimizi çocuklarımız için düşünmeliyiz. Semih Nurdağı'nda yedinci günde kurtarıldı. Ömer Hatay'da kurtarıldı, Hedil Kahramanmaraş'ta kurtarıldı. Onları ve diğer kardeşlerimizi kurtaran elleri öpüyorum.