Pazarlama ve Finans zirvesinde ünlü youtuber Volkan Öğe'yi konuşmacı olarak almışlar. 

Ve ünlü youtuber şöyle anlatıyor ki, ben bu ünlü adamın adını ilk defa duydum.

“Youtube kanallarını izleyenlerin yaşlarının küçük olduğunu, daha çok çocukların izlediğini biliyoruz. 

Mesela bir youtuber şuraya gidiyoruz, hortumla şişe kırıyoruz dese, bu çocuklar bunu milyonlarca defa izliyorlar. Çünkü bugünkü çocukların deneyim eksikliği var, evde hapis, bir tek elektronik aletleri var, dolayısıyla youtuberlar onlara deneyim satıyorlar” diyor.

Valla benim çocukluğum mahallede geçti. Kocaman sokaklarımız, bahçelerimiz vardı, kabul şimdi ki çocukların bu imkanları yok, cep telefonları var.

O devir bu devir diye kıyaslayacak ya da tartışacak değilim.

Her şey değişti, hayatın akışı değişti farkındayım.

Ama ünlü youtuber, anlattıklarına katılamayacağım, deneyim satmak nedir ki. 

Evde deneyimli anasını babasını dinlemeyen çocuk sizin deneyimlerinizi satın alıyor diyemeyiz.

Devir saçmalık devri, çocuklar saçma sapan her şeyi izlemeyi, küfürleri, belden aşağı esprileri, kavgaları, gayleri, yani hayatın olağan akışına ters tuhaf şeyleri izlemeyi çok seviyorlar derseniz daha iyi anlarız.

Ve biz bunları satıyoruz derseniz daha iyi anlarız sizi. 

KANDIRAMAZSINIZ bizi yani. 

Avukat bir hanım, diplomasını uçak yapmış, öyle yazmış, profiline, sosyal medya fenomeni olmuş, 650 bin takipçisi var, keşfetten videosu önüme düştü.. 

Yani kadını ben hiç tanımıyorum.

Ne bunun ne diğerlerinin, hiçbirinin takipçisi değilim. 

Ben de bu kadının şakır şakır göbek atan videosunu sayfamda paylaştım, 'kim olduğunu bilmiyorum ama, bu videolardan sıkıldım' diye yazdım.

Vay sen misin diyen, neler yazmışlar bana.

Fenomen ya, youtube sayfası da var, takipçileri, sanki anasının kızı bu ne içselleştirme, küfür hakaret döşenmişler .

Transeksüel şarkıcı bir kadın var, yakınlarda evlendi, "bütün yaz sahnesi dolu sesi de kötü, boşuna konservatuar okumayın" dedim diye, fanları denmediklerini bırakmamışlardı.

Bunlar cerahat gibiler, sıktıkça geliyorlar.

Takipçi meraklıları da öyle.

Cerahat kardeşliği.

Al bir cerahati, vur öbür cerahate.

Funda'nın aklındakiler…

… Geçen hafta herkes, hepimiz Haluk Bilginer konuştuk. 

2019 Emmy en iyi erkek oyuncu ödülünü aldı.

Çok çok tebrik ediyorum, ülkemiz kavgalardan, başını kaldıramazken sanıyorum hepimize çok iyi geldi. 

1999 yılında Emmy falan yok iken, kolejli 4 genç, filim çekmeye karar veriyorlar. 

Bir yol senaryosu yazıyorlar, projeyi ellerine alıp kapı kapı dolaşıyorlar, kimse yüzlerine bakmıyor.

Haluk Bilginer geliyorlar, rol küçücük ama kompleks yapmadan kabul ediyor ve oynuyor. Ve bu film çeşitli festivallerde ödül alıyor.  

Yani adamın oyunculuğunun büyüklüğü, o zamandan geliyor.

Mekanın sahibi geldi savrulun bakalım.

Ses tonu şahanesi, oyuncunun hası, Haluk Bilginer geldi.

... 22 yaşında Sertaç, arabasının içinde kız arkadaşını dövüyor.

Etraftaki vatandaşlar bunu görünce kızı kurtarıyorlar ve bu adamı darp ediyorlar.

Bu ne yapıyor arabasını bu insanların üzerine sürüyor ve 6 kişiyi yaralıyor.

Geçen hafta davası görülüyor, çocuğu avukat olan annesi savunuyor.

Eh annen avukat ise seni tabi ki savunacak.

Anne demiş ki;

"Müvekkilimin linç olayında ön 3 dişi kırılmıştır, cezaevinde kahrolmaktadır, 12 kilo zayıflamıştır "

Bu arada Sertaç'ın;

Hakim ve savcılar lojmanındaki evden pompalı tüfek ile ateş edip 1 kişiyi yaralamak,

hastanede görevli hemşireye hakaret,

Ve 1 kişiyi bıçaklamaktan yargı sürecinde devam esen davaları var.

Ah be anne! Sen hala hâkime, oğlunun ön 3 dişinin kırılmasını, 12 kilo zayıflamasını anlatıyorsun.

Analık bazen acizliktir.

Analık bazen zavallı olmaktır.

Küçüklüğümde bir söz vardı, köpekler ana olmasın diye.