ZAHO VE MUSUL SALDIRILARI MAYIS AYINDA "GELİYORUM" DEMİŞTİ

Yaşar İÇEN 27 Tem 2022

Yaşar İÇEN
Tüm Yazıları
"Türkiye'nin Irak genelinde sergilediği "Terörle mücadele rehberliği" umutların yeşermesini sağlamış Iraklılar için…

“Türkiye’nin Irak genelinde sergilediği “Terörle mücadele rehberliği” umutların yeşermesini sağlamış Iraklılar için… Bu olumlu tabloya karşılık fitili ateşlenmeye çalışılan “terörle mücadele karşıtlığı” sinyallerini de aldım Irak’ta… Neydi bu sinyal? Önümüzdeki günlerde bazı grupların birleşerek Türkiye’nin yürüttüğü terör operasyonlarına karşı “şiddet direnci” geliştirmesi yönünde!”

Tam da böyle yazmıştım mayıs başında gerçekleştirdiğim Irak ziyaretimin dönüşü 18 Mayıs’ta kaleme aldığım köşe yazımda. Irak’tan aldığım en önemli veriydi Türkiye karşıtı saldırılar için oluşturulacak “terör koalisyonu”…

Zaho’da sivillere ve hemen sonrasında Türkiye’nin Musul Başkonsolosluğu’na yapılan saldırılar ile eş zamanlı yürütülen “Türkiye karşıtlığı” propagandaların sinyallerini mayıs ayında almıştım Irak’tan ve hemen dile getirmiştim…

Öncelikle Zaho Saldırısını değerlendirelim… Saldırı ile öyle  enteresan ve acemi bir oyun sergilenmişti ki gören duyan kimseler inanmadı; bu saldırıyı Türkiye’nin yaptığına… Zaho’da “karanlık ellerin” Şii Arapları katledilmesinin asıl hedefinde Türkiye vardı ve zikredilen suçlamaya kimseler inanmasa da basın-medya üzerinden yürütülen kara propaganda devam ediyordu… Bir iki isim dışında kimseler çıkıp sükunet çağrısı yapmamıştı… Türkiye ve Irak’ta herkesin en fazla ilgisini çeken durum ise şu oldu; Bağdat’tan ziyade Erbil neden şiddetle Türkiye karşıtı bir tavır sergiliyordu? Hatta Araplar “Kürtler bizim için neden bu kadar ortalığı ayağa kaldırdı” sorusunu hayretle birbirine sorarken büyük şaşkınlık yaşıyordu…

Zaho saldırısının daha ilk dakikalarında Türkiye’yi suçlu ve hedef gösteren pankartları, telefonlara gönderilerin gerçek dışı şiddet görüntülerini, olayı köpürtenleri, tehdit söylemlerini görünce aklıma hemen şu geldi; böylesi bir acının daha ilk dakikasında kimin, nasıl, neden aklına geldi bunlar ve ne ara hazırlandı o pankartlar? Velhasılı kelam ince detaylar, sorgular, akıllara durgunluk veren yansımalar eşliğinde “Zaho terör saldırısı hiç de göründüğü gibi değil” diyor Iraklılar…

Ve Zaho’dan sonra salı gecesi gerçekleşen Türkiye’nin Musul Başkonsolosluğu saldırısı!

Konsolosluk yakınlarına yapılan saldırıyı İran yanlısı Şii milisler üstlendi… İran yanlısı Ebabil Milis Güçleri yayınladıkları video ile Fil Süresi’ni okuyarak yemin ederken Osmanlı Ruhunun ve Türkiye’nin Irak’tan tamamen çıkması için mücadele edeceklerini söylüyordu…

Biter mi bu şiddet? Bitmeyecek çünkü Iraklılar sesini yükseltmeye, hizmet istemeye, terörü istemiyoruz demeye başladı Türkiye rehberliğinde… Osmanlı Ruhuna olan bağlılıklarını her fırsatta dile getiren Iraklıların sevgisi, ülkede hüküm sürmeye çalışan tüm kaos oluşumlarının en büyük korkusu… Türkiye’nin elde ettiği terörle mücadele başarısının devamını istemeyen Irak-Erbil Hükümetlerine şu soruyu sormak gerekiyor; sınırları içerisinde askerini yollayamayan, terörle mücadele edemeyen, vatandaşının canını ve malını koruyamayan, tüm bunları yapamadığı için Türkiye sınırlarının da terör saldırılarına maruz kalmasına neden olan Irak Ordusu ve güvenlik güçleri hangi mantıkla (veya korkuyla) Türkiye’ye bu denli tepki gösterebiliyor?

Bunca terör baskısı altında Sadr Hareketi taraftarları da çarşamba günü (27 Temmuz) Bağdat sokaklarını doldurdu! Sadr taraftarları Tahrir Meydanı’nda toplandıktan sonra önce Irak Parlamentosuna ardından da Yeşil Bölgeye girerek bir kez daha biz Parlamentoda olmasak da buradayız dedi… Şiddete bulaşmamayı ısrarla tembihlenen bu yürüyüşü demokratik hak olan gören Sadr Hareketi destekledikleri isimler doğrultusunda ortak hükümet kurulmasına izin vermeyen İran yanlısı vekillere şu mesajı verdi; Muhammed Şiya es-Sudani öncülüğünde bir hükümetin kurulmasına izin vermiyorsanız Kazımi Hükümeti yeni seçime kadar devam etmeli başka bir isim istemiyoruz…

Iraklıların artan Türkiye sevgisine ve kıblesine karşı terör oluşumlarının yükseltmeye çalıştığı Türkiye karşıtlığı vatandaşta karşılık bulmayınca Zaho ve Musul Başkonsolosluğu saldırıları benzeri saldırıları önümüzdeki günlerde de görme ihtimalimiz fazlasıyla var bu sebepten Türkiye, Irak başlığını her kademesiyle acilen masaya yatırmalı ve pek çok farklı strateji geliştirmeli…