Endişelenmeyin! Amerikan Psikoloji Derneği tarafından pek çok ülkenin bilim adamları ve uzmanlarının önerisi ile "pasif agresif kişilik" artık kişilik bozukluğu olarak tanımlanmamakta. Onun için bunu bir ruh sağlığı hastalığı olarak düşünmeyin; ama anlayın, nasıl davranacağınızı öğrenin.

Bu yazımı okuduğunuzda yapmış olduğum tanımlamalarımda çevrenizdeki birçok insanda bu davranışların ne kadar yaygın olduğunu fark edecek, muhtemelen kendinizde de bazı pasif agresif özellikler bulacaksınız.

Endişelenmeyin! Amerikan Psikoloji Derneği tarafından pek çok ülkenin bilim adamları ve uzmanlarının önerisi ile “pasif agresif kişilik” artık kişilik bozukluğu olarak tanımlanmamakta. Onun için bunu bir ruh sağlığı hastalığı olarak düşünmeyin; ama anlayın, nasıl davranacağınızı öğrenin.

Hiç kuşkusuz kendimizi anlatabilmek, iyi ifade edebilmek, duygu ve düşüncelerimizi paylaşabilmek hepimiz için çok önemli; ancak gelişimimiz, öğrenmelerimiz, aile, kültür gibi faktörler nedeniyle bu durum her zaman istediğimiz gibi maalesef olamıyor.

Pasif agresif kişilerin altında yatan ana neden çocuklukta bilinçdışına yerleşen öfkeyle baş etme hatalarıdır. Öfke uygun biçimde ifade edilip, boşaltılmadığında ya bastırılarak ya da dolaylı yollarla ortaya konuyor. Öfkesini ifade edemeyip, içinden atamayan çocuk, kızgınlık ve küskünlük duygularına yenik düşerek, pasif agresyon (saldırma) ile rahatlama yolunu tercih ediyor. Şu halde Pasif Agresif Kişiliği bastırılmış, ifade edilmeyen öfkeli, saldırgan duyguların maskelenmiş haliyle ortaya konması olarak tanımlayabiliriz.

Kişi, yaşadığı gizli öfkeyi karşısındakine bilinçdışı bir işleyişle yansıtır ve çoğu zaman kendisi de öfkesinin farkında değildir. Sigmund Freud “İfade edilmemiş duygular asla ölmez; sadece diri diri gömülür ve sonradan daha korkunç şekillerde tezahür ederler.” diyerek duyguların ifade edilmesinin önemine çok çarpıcı bir tanımlama getiriyor.

Küsmek ilişkilerde en sık karşılaştığımız sorunlardan biri. Öfkesini, kızgınlığını, sitemini dile getiremeyen pasif agresif kişi küsmeyi tercih eder. İletişimi keserek, sessiz kalarak, yok sayarak bir biçimde karşısındaki kişiyi cezalandırdığını varsayar ve bu yolla öfkesini bir miktar pasif bir biçimde serbest bırakır ve geçici süreliğine de olsa rahatlar.

Pasif agresif kişilik, hiçbir zaman hayır demez. Hayır cevabını ancak dolaylı yollarla ifade eder, bin dereden su getirip olumlu yaklaşımdan bir şekilde kaçar. Bu insanların öfkesini ve negatif tutumunu açıkça görüp, anlayamazsınız. Onlar hissettiklerini söylemeyen, söylediklerini hissetmeyen kişilerdir. Kendilerini çok iyi saklarlar.

Bu kişilerle problemi çözmeye yönelik bir iletişim kurulamayabilir. Yaptıklarını inkâr edebilir, aksi yönde veya maruz kalan kişiyi sorumlu tutacak bahaneler üretebilir ya da gösterdiği davranışları hatırlamayabilir. Dahası tartışmaya girmekten bile kaçınarak iletişimi engelleyebilir.

Pasif agresiflerin duygusal ilişkileri de bağımlılık üzerine kuruludur. İlişkilerinde kimseye bağımlı değilmiş gibi davranacak, başta yaptığı jestler, olumlu davranışlar ile karşı tarafı içten içe bağımlı hale getirecek, bir süre sonra partnerden gelen en küçük bir “hayır” da “Ben bunu hak etmedim” diyerek manevi baskı uygulayacaktır. Bu aslında karşı taraftan daha fazla bağımlı olduğundandır.

İlgi odağı olmaktan, beğenilmekten hoşlansalar da karşı tarafın ilgisine karşılıksız kalarak onu meraklandırmaktan, umursamaz görünmekten keyif alırlar. Partner ilgisini kestiğinde ise “Beni nasıl aramaz”, “Sen kimsin de beni aramıyorsun?” gibi düşüncelerle kötü olur, öfke duyar. Yani pasif agresif bir kişiye nasıl yaklaşırsanız yaklaşın kolay kolay yaranamazsınız.

Duygusal bağ kurmaya büyük ihtiyacı olsa da karşısındakine bağlandığını hissettiği anda özgürlüğü elinden gider ya da incinirsem korkusuyla bir noktada ilişkiyi kendi elleriyle baltalarlar.

Peki, pasif agresif kişilere nasıl davranmalı?

Onların bakış açılarına verilen değerin gösterilmesi önemli olabilir. Fakat bunun yanında kabul etmedikleri bu davranışları onlara net bir dille ve örnekler üzerinden açıklamak önemli olabilir.

Olumsuz davranışlarına göz yummak veya onları sert bir dille eleştirmek ya da onların ebeveyni rolünü üstlenerek ortaya çıkan sorunların tek başına üstesinden gelmeye çalışmak pasif agresyonu daha da teşvik edebilir. Bu nedenle sakin bir şekilde davranışlarının sonuçlarını fark ettirmek ve bu konudaki sorumluluklarını hatırlatmak çözüm için etkili olabilir.

Pasif agresifler saldırgan, küstah ve eleştirici tavırlarla karşı tarafı negatif davranmaya zorlamakta, diğer taraftan da bundan pişmanlık duymaktadırlar. Karşı tarafı öfkelendirir, çığırından çıkarır, sonra da zeytinyağı gibi suyun üzerine çıkarak, “öfkeni kontrol etmen gerekir” deyip sizi suçlu duruma sokabilirler.

Onu önemsediğinizi belirtmeniz.

Niyetinizin onu kontrol etmek değil, sadece sıkıntılarını paylaşmak, onunla ilgilenmek olduğunu belirtmeniz. Israrcı olmamanız, pasif agresif bir partnere yaklaşımın temel unsurlarıdır. Değişimi konusunda aceleci davranmayıp, sabırlı bir tutum takınabilirsiniz.

Sorun yaşadığınız konularda eleştirmek, suçlamak yerine doğrudan ondan beklentinizi dile getiren ifadeler kullanabilirsiniz. Empatik, güvenli, takdir ve teşvik eden, iletişime açık, yapıcı bir dili tercih ettiğinizde kişi daha esnek bir tutumla sizinle ilişki içinde olacaktır.