"Kimi istersen onu seç ama önce kendini seç, kendin için yaşa, kendin için sev, kendin için aşık ol."
İnsanın yaşamında, herşeye boş veren ilginç arkadaşları vardır. Bu arkadaşlarımız o kadar geniş gönüllüdürler ki, hiç bir şey umurlarında değildir. Dert, tasa kasavet nedir bilmezler. Günlerini gün etmeye bakarlar.. En önemlisi ise, küçük şeylerden mutlu olabilmeyi iyi bilirler.
Bazen kendi dünyalarında yaşarlar ve etraflarındaki olaylar onları pek ilgilendirmez. Sadece kendi dünyalarında kurguladıkları kısa yaşam öykülerinindeki mutluluk verici oyunun kahramanı olmayı tercih ederler.
Baktığınızda o kadar mutludurlar ki, siz onlara özenerek bakarsınız.
Günümüz Türkiyesi’nde böylesine bir yaşam ortamında çok daha mutlu olabileceğimizi düşünmüyor da değilim.. Etrafınızdaki hiç bir şeyin sizi mutsuz etmesine, size zarar vermesine izin vermeyeceksiniz. Olanlara gülüp geçeceksiniz ve kendi kurduğunuz dünyanızda yaşamaya devam edeceksiniz.
İşte benim de yaşamımda zaman zaman böyle geniş gönüllü dostlarım hep olmuştur. Ve bana söylediklerin ciddiye alarak onların yaşadıklarını örnek almışımdır. Bana bu yaşadıklarının nedenini anlatırken, bir yerlerden, bilge kişi dediği bir yaşlı akrabasından aldığı ve çok inandığı bir söylemler demetini anlatır hep.
Dostumun dile getirdiği bu ibret alınacak söylem beni etkilemiş, bazen bunu uyguladığım ve de kendimi çok mutlu hissettiğim olmuştur.
Bu sevgili dostum bu öyküyü anlatanın kim olduğunu söylemeye yanaşmaz pek ama, buna ne kadar inandığını, yaptıklarını görünce çok daha net anlayabiliyorum.
Ben zaman zaman deniyorum. En azından yaşadığım anlık streslerden, çözümsüz gibi görünen sorunlardan bir an olsun uzaklaşabildiğimi ve sosyal yaşamıma, geri döndüğümde düşünsel ve enerji olarak daha da yenilenmiş olduğumu hissedebiliyorum.
Bu söylemlerden bir demeti buraya aktarmak istedim;
“Kimi istersen onu seç ama önce kendini seç, kendin için yaşa, kendin için sev, kendin için aşık ol.”
“Kendini beğen ve kendini dinle her zaman. Ancak o zaman bulabilirsin mutluluğun formülünü.”
“Düşün ki çok seviyorsun dans etmeyi, ruhunu doyuruyorsun ve hayatının vazgeçilmezleri arasında. Öyleyse dans et, durma. Kimsenin seni engellemesine izin verme. Sırf başkaları mutlu olacak diye oturma sandalyeye, kalk ve ilerle pistin ortasına. Sonra yorulana dek dans et. “Ne derler” diye düşünme.”
“Bırak konuşsunlar.. Sen mutlu olacaksın ya gerisinin önemi yok!”
“Kendini yollara mı vurmak istiyorsun, bin ilk otobüse. Nereye gittiğine bile bakma, çık yola. Bir haber ver yeter. Nereye gittiğini soranlara "kendime gidiyorum"de, kes dünyayla iletişimini nolur?”
“Bir mola yerinde pilav üstü kuru yerken alacağın tadı düşün.”
“Kayboluşlar insana kendini buldurur bazen.”
“Geride kalanları unutma elbette ama onlar da beklemeyi bilsinler.”
“Çok mu beğendin vitrindeki giysiyi, al o zaman. Çok mini, çok frapan çok renkli, çok sakil mi diyecekler, bırak desinler. Sen kendine yakıştırıyorsun ya bu yeter. “Bu da nereden çıktı” diyenlere “kendim için, kendime aldım” deyiver gitsin.”
“Korkma, doyasıya iç bu gece, sarhoş olmak istiyorsan ol, bul şişelerin dibini. Kim ne düşünürse düşünsün. Iç ve başla bağıra çağıra şarkı söylemeye. Sen eğleniyorsun ya!...”
“Kendi besteni kendin yap, kendi sözünü kendin yaz söyle. ''Bu şarkı da nereden çıktı" diyenlere: "Kendime yazdım"de. "Kendim için söylüyorum"de...”
“Ne yaparsan, kendin için yap, kendini eğlendir önce. Sen mutlu ol ki; senin mutluluğun başkalarını da mutlu etsin. Mutsuzken kimseyi mutlu edemezsin unutma!”
“Sakın herkesi birden mutlu etmeye çalışma!. Çünkü herkesi mutlu edemezsin.”
“Ve asla unutma, bugün kendin için birşey yaptıysan ve sen mutluysan bu herkese yeter!....”