Geçtiğimiz hafta yazımızı nasıl noktaladığımızı hatırlayanlar için bu hafta ABD politikasında yaşananlar sürpriz olmamıştır.
Hatırlanacaktır, bir önceki hafta suikast girişiminden mucizevi biçimde kurtulan, kulağı bandajlı olarak Cumhuriyetçi Parti Kongresi’ne katılan ve tüm partiyi Trumpizm adına eline geçiren bir Donald Trump vardı elimizde. Anketlere göre önde götürdüğü seçim yarışını, Trumpizm üzerinden daha sağa, daha da sağa kaydırarak sürdürmesi halinde müesses nizamla sürdürdüğü kavgayı iyice politize edip ABD halkındaki elit karşıtlığı ile birleştirme şansı iyice artmıştı. Ve Biden, tüm bunları hasta yatağından izliyordu. Geçen haftaki yazımızı da tam bu noktada iki şey söyleyerek kapatmıştık: 1)- ABD eliti güçsüz olduğu yerlerin farkında ama mücadeleyi bırakmış değil ve 2)- kendine çok güven, yarış bitmeden yarışın kazanıldığını varsaymak bazen siyasette geri teper.
Harris; fakir, zayıf ama şanslı
Bu iki hususun altını çizercesine Demokrat Parti Kamala Harris etrafında bir fon grubu oluşturmuş görünüyor. Harris, mecbur kalınan zayıf bir aday. Kendisi aday olmaktan memnun olsa da portföyünde büyük bir siyasi başarı, hatta doğru düzgün mücadele bile yok. Dahası Amerikan elitinin tam bir portresi değil, bu yüzden şimdiden Amerikan elitini kültürel ve diğer özellikleriyle yansıtacak bir başkan yardımcısı aranıyor. Dolayısıyla Harris, sadece fakir ve zayıf değil, şimdiden müesses nizamın kurucu/koruyucu elitinin kuklası olarak seçilmiş bir aday izlenimi veriyor. Harris için bu pozisyonu sahiplenmek kolay olmasa gerek, bu nedenle o da gülüşünden/kahkahasından -İsrail- Hamas çatışmasına farklı olacağı mesajını vermeye çalışıyor. Obama kültünden hediye “cesaret” kavramını kullanıyor, ama Obama çifti “değişime cesaret edeceklerine” yönelik gerçek bir algıyı (üstelik değişim filan getirememelerine rağmen) yaratmış, “fakir” olarak parayı kendi kampanyalarına çekebilmişken, Harris’in böyle bir aurası da değişim fikrinin altını dolduracak vizyonu da yok. Nesi var derseniz şansı var, zira Demokrat Partiyi elit krizine boğazına kadar battığı bir yerde, hasta ve düşen Biden’ın sağ kolu gibi bir şey olarak yakaladı ve Trump olmadığı sürece Trump karşıtlığını konsolide edebilecek herhangi birinden biri.
Partilerin elit sorunu
Amerikan politikasında her iki parti de farklı şekillerde bir elit sorunu yaşıyor. Trump’ın Cumhuriyetçi Partiyi ele geçirmesi Trumpizm adı altında olduğu için kendi başına zaten bir sorun. Çünkü Donald Trump, muhafazakarlığı ve ABD’nin halkın emeğine dayalı zenginleşme arzusunu/gerçeğini yani Amerikan rüyasını oldukça radikal bir forma soktu. Bu form, bir yanda giderek dindarlaşan bir muhafazakarlık demek. Trump buradan oy kazandığı kadar oy kaybediyor ve toplumu ikiye bölüp, iç savaş korkusunu tetikliyor. Son seçimlerde, bu hatta yaslanış çok iyi sonuçlanmamıştı, Trump oy oranını artırsa da seçimi kazanamamış, tam tersine Trump karşıtları konsolide olmuş, Biden’ın önünü açmışlardı. Bu nedenle Trump, Amerikan ailesi ve değerlerinin yüceltilmesi (ki bu mesele kürtajdan eşcinselliğin görünürlüğüne özel ve kamu hayatının kesiştiği pek çok sıradan ve son derece önemli mesele ile yakından ilişkili, oy kazandırdığı kadar kaybettiren de netameli konular) Evangalik söylem, “Tanrı’nın bir bildiği var” gibi atraksiyonları bırakmıyor ama bunları dinsel muhafazakarlıktan çok güvenlik meselesine bağlamaya çalışıyor. Bu tür bir güvenlik inşasını görünür kılmak için elitlerle, hepsiyle olmasa bile bir kısım elitle uzlaşması lazım. Öte yandan Trumpizm, Donald Trump’ın bizzat vaat ettiği gibi “müesses nizamı buldozer gibi ezmekten” bahsediyor. Bu açıdan MAGA Cumhuriyetçiliğinin çok ötesinde radikal, devrimci bir yönü var. Eğer Trump, kendi elitini yaratabilseydi bu tür radikal devrimci bir adımı daha rahat atabilirdi. Ancak hepimiz biliyoruz, Amerika’daki köşe yazarları ve yorumcular da söylüyor, Trumpizm, elit nitelendirmesi ile tanımlayabileceğimiz şeylere gerçekten çok uzak. Bu tür bir insan kaynağına da sahip değil. Aslında son Cumhuriyetçi Parti Kongresinde “büyükbaba Trump”, “çocukları, torunlarıyla işte güzel bir Amerikan ailesi” imajı çizilmeye çalışıldı ama aslında her şey Hogan’ın tişörtünü parçaladığı an cringe’liğindeydi. Yani ABD’deki eski kuralı, tüm bu şamatanın gerisinde birbirine hatırlatanlar çok oldu. Eğer partinizde yeterince elit temsili yoksa, hareketinizin gideceği yer bellidir: seçimlerde batmazsanız, politika içerisinde bir hadise üzerinden (George Floyd olayları, Kongre Baskını vb) batarsınız.
Trumpizm-Teknoloji evliliği
Bu tür kriz zamanlarında yani Cumhuriyetçi Parti’de elit eksikliği hasıl olduğunda, Demokrat Parti içerisinde elit bölündüğünde (üstelik bu bölünme genelde bir dış politika sorunu üzerinden netleşir) ve bir kısım Demokrat ABD’nin “başkanı nedeniyle” zayıf göründüğüne filan karar verdiğinde bazen bir tür geçişkenlik hali, bir tür büyük koalisyon hali oluşur. ABD siyasetine aşina olanlar Demokrat elitin nasıl Reagen’ı desteklemeye karar verdiğini, Yeni Muhafazakarlığı Cumhuriyetçi Parti içerisine taşıdıklarını ve Reagen’ın çevresindeki tüm cringe topluluğa rağmen, ABD’nin nasıl Soğuk Savaşı kazanan bir aktör haline geldiğini hatırlayacaklardır. Siyaseten bir Obama anı ne kadar zor bulunabilen bir şeyse, bir Reagen anı da o kadar zor bulunan bir şey. Ve bazı yorumculara göre Trump, Vance’i başkan yardımcısı olarak seçerken böyle bir ana oynuyor. Trump’ın Vance aracılığı ile ikna etmeye çalıştığı elit teknoloji eliti. Teknoloji elitinin önünü açacak düzenlemeler ve MAGA (ki Trump’ın Ulusal Güvenlik Strateji Belgesini hatırlayalım- Amerika’nın teknolojik üstünlüğünün korunmasından bahseder) birbiri ile uyuşabilir kavramlar. Hatta Ross Douthat, NY Times için kaleme aldığı bir yazıda “Tanrı’nın bir planı var” mantığına oturan Trumpizm/Cumhuriyetçi Parti dindarlığıyla Yapay Zeka, klonlama, gen çalışmaları, uzayın kontrolü ile ilgili tüm çabalar arasında bir paralelliğin istenirse kurulabileceğini söylüyor. Ellan Musk’ın iki şirketini Slikon Vadisinden Texas’a taşıma kararı, Trump’a verdiği belirsizliklerle yaralı olsa da para kokan destek bu açıdan Cumhuriyetçi Partilere yeni bir elit müjdesi de veriyor.
Demokrat elit bölünük
Öte yandan bu yeni elitine kavuşmuş Trumpizmin dışarıdan daha da nasyonal sosyalist bir eğilim olarak görüldüğünü söylemeliyiz. Hedefe koyulan Kaliforniya kültürü özel alan ve kamu politikaları arasındaki sınırın en inceldiği yerlerden biri ve Demokratlar bu yüzden de Kaliforniya’yı kazanmak, daha ötesinde bu alanı siyaseten temsil ettiklerini kaybetmemek zorundalar. Harris, buna aday. Trumpizm radikalleştikçe, kendisine bir elit bulup, radikalliğini daha da artırma lüksünü kendinde bulursa Harris, sadece Kaliforniya kültürünün/ Trump’ın deyimi ile Amerikan solunun kurtarıcısı değil aynı zamanda bölünmüş Demokrat Parti elitinin de yeniden birleştiricisi olacak. Demokrat Partinin bölünmesinin bir sürü nedeni var ama uluslararası konjonktür de Parti’nin lehine gitmedi. Ukrayna Savaşı, Demokratların desteklediği, Demokrat Parti ideolojisi için önemli bir sembol olsa da Biden Yönetiminin Ukrayna’nın arkasında ciddiyetle durmadığı görülüyor. Trump Savaşın- muhtemelen Ukrayna aleyhine- bitmesinden yana ve bu Demokratlar için kabul edilemez, peki Biden-Harris yönetimi ne vaat ediyor: Savaşın bir vekalet savaşı olarak (muhtemelen Ukraynalıların aleyhine) sürüp durması. Burada kafası stratejik meseleler üzerinden karışmış Demokrat elitini birleştirecek bir şey yok. Üstelik her şeyin üzerine bir de İsrail-Hamas çatışması geldi ve Filistinlilerin ABD silahlarıyla katledildikleri gerçeği sadece Parti elitini değil Parti tabanını da böldü. Floyd olaylarından sonra Siyahiler, Latinler ve Müslümanların, öğrencilerin Trump’ın iç savaş retoriğini desteklememek için Demokratları destekleyelim arzusu da Gazze’de gömüldü. Harris, Gazzelilerin yaşam hakkından bahsederken ve Hint kökeninden ziyade beyaz olmama özelliğini ön plana çıkartırken aslında bir Obama anı yakalayacak şartlara sahip olmasa bile Trump karşıtı koalisyonu konsolide edebileceğini göstermeye çalışıyor. Bu Demokrat Parti çorba gibi duran, herkese farklı farklı sözler verip bunu Amerikan ideali üzerinden birleştirme pozisyonunu sürdürecek demektir. Zaten Netanyahu’nun Kongre ziyareti bazı Demokrat Partililer tarafından protesto edildi ama büyük başlar Bibi ile görüştüler ve İsrail’e desteklerini iletiler. Kamala’da o sıralarda Gazze’de olanlara ne kadar üzüldüğünü anlatmaya çalışıyordu. Buna rağmen Trumpizm ve Trupmizm- Teknoloji Devlerinin evliliği o kadar korkutucu ki kimi özgürlük alanları için Harris’in şansı var olmaya devam ediyor. Uzaklardan bakınca Trump – büyük ihtimal Harris seçimi, canavar patron ve kukla arasındaki bir seçim olarak eleştirilenler tarafından hatırlanacak. Kimin kazandığı ABD için bir şey söyleyebilir ama dışarısı için çok bir şey değiştirmeyecek. ABD, kırk katır ya da kırk satır vaat ediyor.