Elvis Presley'in tek kızı "Lisa Marie Presley" Ocak ayında kalp krizi geçirip, vefat etmişti.
Elvis Presley’in tek kızı “Lisa Marie Presley” Ocak ayında kalp krizi geçirip, vefat etmişti. 54 yaşında ölen Maria, tüm mirasını 33 yaşındaki kızı Riley Keough’ya bırakmıştı. Ancak kısa süre sonra Lisa Maria Presley’in annesi, bu vasiyetin geçersiz olduğunu iddia etti. Ve torunu Riley Keough’a karşı dava açtı. 77 yaşındaki anneanne Priscilla Presley; vasiyetteki değişikliği kızı hayattayken, kendi bilgisi dâhilinde yapılmadığını iddia etmişti. Hatta imzaların sahte olduğundan şüphelenmişti. Torun Riley Keogh ise olayla ilgili hiçbir açıklama yapmamıştı.Detayları sır gibi saklanan dava, nihayet sonuçlanmış. Mahkeme sonrası avukatların yaptığı açıklamaya göre… Çıkan sonuçtan, her iki tarafta da son derece memnunmuş. Anlaşılan o ki anneanne ve torun uzlaşmaya varmış. Yaklaşık 100 milyon dolarlık mirası bir güzel bölüşmüşler.
Duyduk duymadık demeyin!
22 Kasım 1963’te, Dallas’ta öyle bir olay yaşandı ki… Tüm dünya bunu konuştu. Aradan yıllar geçti, her şey unutuldu. Ama 22 Kasım’da yaşananlar hiçbir zaman unutulmadı. Tabi ki John F. Kennedy suikastından bahsediyorum. Sadece suikast değil… Kennedy ailesi, aşkları, politikaları hala konuşulur. Herkesin kulaktan dolma konu hakkında bir fikri vardır. Her ne kadar her şey kılıfına uydurulsa da… Kennedy suikastı ve Kennedy ailesi tüm gizemini korumaya devam ediyor. Beyaz perde de gizem ve skandalları sever. Onlarca Kennedy belgeseli, filmine bir yenisi geliyor… Üstelik bu filmin kadrosu devler ligi… Oscar ödüllü usta aktör Al Pacino, Oscar adayı Viggo Mortensen, Oscar adayı John Travolta, Shia LaBeouf, Rebecca Pidgeon ve şarkıcı, oyuncu Courtney Love… Amerika Birleşik Devletleri Başkanı John F. Kennedy'nin suikastını anlatan "Assassination" filmi için bir araya geliyorlar. Kennedy Suikastını Pulitzer ödüllü David Mamet yönetiyor. David, projede senaryoya da el atacakmış. Çekimleri Eylül ayında başlayacak filmin, görüntü yönetmeni ise hayranı olduğum Robert Elswitt olacakmış. İşin aslı astarı; film kadrosu ve konusuyla Oscar adaylıklarını garantilemiş.
Kıl, tüy…
Devir her şeye muhalefet olma devri… Her şeye karşıyız, her şeyden şikayetçiyiz. Mütemadiyen isyan halindeyiz. Hele şu yeni nesil… Neyi “Yap!” deseniz, yapmamaya ya da tam tersini yapmaya programlanmış. “Nefes al!” desek, almayı bırakacak bir güruhla karşı karşıyayız. Onlara sorarsanız… Her isyanın haklı bir gerekçesi var. Niyetleri her zaman iyi! Şimdi de tutturmuşlar “Body Positive” diye bir şey… Neymiş efendim, güzellik dayatması olmamalıymış. 130 kilo da olabilirlermiş, sivilceli, çilli de olabilirlermiş. Öyle de güzellermiş. Yersek, yerseniz…Biz o çizgiyi geçeli çok oldu. Şekilcilik bizim genetik kodlamamıza işlendi. Öyle kolay kolay da silinmez. Hele böyle tırt bir akım, hiç silemez. Yaaa bir de kiloyu, ten rengini, çili anladım da… Şu kıllı olma durumuna, dibine kadar karşıyım. Kimse kusuruma bakmasın… Koltuk altında bir tutam kılla gezen birine de pozitif bakmam. Bakamam!