Siyaset - Politika 20.11.2018 13:54

"Aday Gösterilmedim Diye Sırtını Dönen AK Parti'li Olamamıştır"

Türkiye Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu.
"Aday Gösterilmedim Diye Sırtını Dönen AK Parti'li Olamamıştır"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Her kim ki 'ben aday gösterilmedim' diyerek partimize sırtını dönüyor hatta gidip kendine başka mecralar arıyorsa o kişi zaten hiçbir zaman AK Parti'li olamamıştır. Her kim ki 'benim istediğim kişi aday gösterilmedi' diye benzer tavırlara giriyorsa, zaten yanlış yerdedir." ifadelerini kullandı.

"Türkiye'yi eski karanlık günlerine döndürmek isteyenler kendi karanlıklarında kaybolup gideceklerdir." diyen Başkan Erdoğan, "Darbelerle, cuntalarla, vesayetlerle ve bunların aracı olarak kullandıkları medyadan yargıya pek çok araçla ülke yönetmeye alışmış olanlara demokrasinin, milli iradenin hakimiyeti zor geliyor."  şeklinde konuştu.

TürkAkım doğal gaz boru hattı
Erdoğan, konuşmasında dün, TürkAkım doğal gaz boru hattının, Karadeniz'den Türkiye topraklarına ulaşması münasebetiyle düzenlenen törene katıldığını dile getirerek, söz konusu projenin önemine dikkati çekti. 

"Konuşacaksak, gelin bunları konuşalım. Sizin bunlarla hiç alakanız, ilginiz yok mu?" diyen Erdoğan, şunları söyledi:

"Karadeniz'in bir ucundan diğer ucuna, 2 bin metre derinlikten böyle bir yatırım gerçekleşiyor ve ülkemize yeni bir doğal gaz imkanı doğuyor, hem ülkemiz için hem Avrupa için bir kaynak, bir tedarik oluşuyor; bu gündeminizde değil. Gündemlerinde ne var? Hala 'Biz Türkiye'yi nasıl karıştırırız.' Bu var. Fakat ülkemizi karıştıramayacaksınız. Ülkemizi bölemeyeceksiniz. Bunu böyle bilin."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, salondaki partililerin bir sloganı üzerine, 31 Mart'taki Mahalli İdareler Seçimleri'ne 4 ay kaldığını anımsatarak, "31 Mart'ta benim aziz milletim, bu ülkenin düşmanlarına en büyük dersi sandıkta verecektir, ben buna inanıyorum. Milliyetperver, vatansever bir topluluk olarak inşallah sandıkta milletimizle bütünleşmemiz, 31 Mart'ta bir başka olacak. İnşallah 1 Nisan itibarıyla da adeta yeni bir dönem başlayacaktır." açıklamasını yaptı. 

Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin ile bu aşamaya gelmesini temin ettikleri TürkAkım'ın, Türkiye için önemli ve stratejik bir enerji projesi olduğunun altını çizen Erdoğan, gelecek yıl, 2019'un sonunda TürkAkım'ın çalışmalarının tamamıyla biteceğini ve tedarikin başlayacağını aktardı.

Mahalli İdareler Seçimleri'ne hazırlıklar
Buldukları her fırsatta 31 Mart 2019'daki Mahalli İdareler Seçimleri'ne hazırlıklar için çalıştıklarını belirten Erdoğan, şöyle konuştu:

"Aday tespitleri noktasında gerek büyükşehirlerde, gerek illerde sık sık bir araya geldik. İlçelere de inmeye başladık. Geçtiğimiz pazar günü, önceden belirlediğimiz yerlerde temayül yoklamaları da yapıldı. Partimizin tüm kademeleri, aday belirleme ve seçim hazırlıkları konusunda kesintisiz mesai halindeler. Siyasetin ve teknolojinin tüm imkanlarını kullanarak, titiz bir araştırmayla, soruşturmayla, analizle adaylarımızı netleştirmenin gayreti içindeyiz. İnşallah tüm bu hazırlıklarımızdan tamamlanmış olanları, yakında milletimizle paylaşacağız."

Son dönemde Türkiye'nin, "eski Türkiye"de bırakıldığı düşünülen birtakım tartışmaların, polemiklerin, tartışmaların içine yeniden çekilmeye çalışıldığının görüldüğünü söyleyen Erdoğan, şu değerlendirmede bulundu:

"Dünyanın kendini artık 21'inci yüzyılın ikinci yarısına hazırlamaya başladığı bir dönemde, birilerinin ısrarla 1940'ların, 1960'ların, 1970'lerin, 1990'ların baskı ve tedhiş iklimine taşımaya çalışıyor olması manidardır. Yapılmaya çalışılan işe illa bir isim verilecekse; bunun adı gericiliktir, irticacılıktır, mürteciliktir, çağdışılıktır. Türkiye'nin geldiği yer itibarıyla hala tek parti dönemini, onun siyasi, sosyal ve ekonomik zulüm düzenini özleyenlere, o günlere geri dönülmesini talep edenlere söylenecek başka ne söz olabilir?" değerlendirmesinde bulundu.

"Şehrin muslukları hariç, her yeri akıyordu"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletin, kendi vicdanında, tek parti dönemini hak ettiği yere çoktan oturttuğunu vurgulayarak, şu anekdotu paylaştı:

"Büyük Hiciv şairimiz Eşref, cumhuriyet öncesi dönemde bir ilçede kaymakamlık yaparken, merkezden bir telgraf gelir. Telgrafta, 'Kaymakamlık binasının ihtiyaçlarını bildirin stop.' yazmaktadır. Eşref, bu telgrafa, 'Binanın muhtelif yerleri akıyor stop.' şeklinde bir cevap gönderir. Merkezden gelen ikinci telgrafta, 'Binanın nereleri akıyor, ayrı ayrı yazıp gönderin stop.' Bu ifade yer almaktadır. Bunun üzerine Eşref, o hışımla telgrafhaneye iner ve telgrafçıya, yaz oğlum der: Binanın muslukları hariç her yerleri akıyor stop."

CHP'nin memleketi yönettiği, tasallut altına aldığı dönemi tam bu şekilde tarif etmenin mümkün olduğunu bildiren Erdoğan, şöyle devam etti:

"Biz bunun, CHP'den devraldığımız İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nden, 2002'de hükümete geldiğimizde devraldığımız kurumlardan bizzat şahidiyiz, gayet iyi biliriz. İstanbul Büyükşehir Belediyesini devraldığımızda, tam da şair Eşref'in hicvinde olduğu gibi şehrin muslukları hariç, her yeri akıyordu. Sokaklardan çöp suları akıyordu. Haliç'ten lağım akıyordu. Şehrin dört bir yanından yokluk, yoksulluk, sefalet akıyordu. Sadece iş bilmez değil, aynı zamanda rüşvet, yolsuzluk, mezhepçilik, meşrepçilik paçalardan akıyordu. Su derseniz, o zaten hiç akmıyordu. Tankerlerin, eskilerden kalma çeşmelerin önünde bidon kuyrukları alıp başını gitmişti. CHP'nin tahribatını tamir etmek, enkazını kaldırmak, İstanbul'un suya hasretini gidermek, hamdolsun bize nasip oldu."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Istranca Dağları'nı delerek 180 kilometreden İstanbul'a suyu kendilerinin getirdiğini ifade ederek, o gün bu gün İstanbul'un su sıkıntısını giderdiklerini kaydetti.

Mevlit Kandili'ni tebrik etti
Erdoğan, dün idrak edilen Mevlit Kandili'ni tebrik ederek, Hazreti Muhammed'in yeryüzüne teşrifinin yıldönümü olan bu gece dolayısıyla tutulan oruçların, yapılan ibadetlerin, edilen duaların kabul olmasını diledi.

Erdoğan, şöyle devam etti:

"Allah'ın yardımı ve inayetinin Kudüs ve Filistin toprakları başta olmak üzere, dünyanın neresinde zulüm gören bir Müslüman, bir mazlum varsa hepsinin üzerinde olmasını niyaz ediyorum. Dünyada kutlaması sadece bize mahsus olan bu güzel gün ve gece, milletimizin Peygamber Efendimize (aleyhissalatu vesselam) olan sevgisinin en bariz örneğidir. Öyle ki şairlerimiz peygamber efendimizi, doğumdan vefatına kadar anlatmak için mevlit, anmak için naat dediğimiz özel bir şiir tarzı ortaya çıkarmışlardır."

Erdoğan, Mevlit Kandili gecesini Arif Nihat Asya'nın Naat'ından bir bölüm okuyarak tebrik etti.

Öğrenciler adına 10 milyon fidan
Erdoğan, son grup toplantısından bugüne kadar geçen iki haftalık sürede hem Türkiye hem de partisi bakımından önemli çalışmalara imza attıklarını anlattı.

Grup toplantısından hemen sonra Tarım ve Orman Bakanlığı ile Milli Eğitim Bakanlığı öncülüğünde düzenlenen "Fidanlar fidan ile büyüyor projesi"nin tanıtım toplantısına katıldıklarını anımsatan Erdoğan, bu projeyle 81 ilin tamamında 10 milyon fidanı öğrenciler adına toprakla buluşturduklarını söyledi. 

Erdoğan, toprağa dikilen her fidanın okula başlayan her öğrenciyle birlikte büyüyeceğini, gelişeceğini ifade ederek her bir öğrencinin eğitimini tamamlayıp hayata atıldığında adına dikilen fidanın da 15- 20 yıllık koskoca bir ağaca dönüşeceğini dile getirdi. Erdoğan, bu anlamlı projede emeği geçenleri tebrik etti.

"Böyle dönemler imtihan dönemleridir"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 7 Kasım'da önce Sağlık Bilimleri Üniversitesinin akademik yıl açılışına katıldığını, ardından Cumhurbaşkanı kabinesinin 7. toplantısını gerçekleştirdiklerini belirtti. Erdoğan, Sağlık Bilimleri Üniversitesinde Türkiye'nin en büyük ve başarılı reformlara imza attığı alanların başında gelen sağlıkta yeni dönemdeki hedeflerinin, ilacından tıbbi cihazına kadar her alanda yerli ve milli bir altyapıyı kurmak olduğunu bir kez daha tekrarladıklarını aktardı.

Kabine toplantılarında mutat güvenlik konuları yanında önemli gördükleri projeleri, istişare etmeleri gereken her hususu gündemlerine aldıklarına işaret eden Erdoğan, pek çok ülkenin oldukça uzun zaman ve enerji harcayarak gerçekleştirdiği bir dönüşümü, neredeyse birkaç ay içinde büyük ölçüde tamamladıklarını vurguladı. Erdoğan, "Bakanlıklarımızda sistemin henüz tam oturtulamamış olmasından kaynaklanan bazı sıkıntılar olduğunu ve bürokraside bundan kaynaklanan atalet, rehavet ve tıkanıklar yaşandığını biliyoruz. İnşallah bunları da en kısa sürede aşacağız. Böyle dönemler imtihan dönemleridir. İmtihanları başarıyla verenler, milletimizin gönlündeki yerlerini alacaklar, veremeyenler ise nöbeti devredeceklerdir." dedi.

"Paris'teki etkinlikten bir şey çıkarma gayretine girmek boşuna"
Erdoğan, 8 Kasım'da AK Parti'nin 81 il teşkilatında görev yapan çevre, şehir ve kültür başkanlarıyla bir araya geldiklerini, bu alandaki politikaları ve seçim hazırlıklarını değerlendirdiklerini anlattı. Birinci Dünya Savaşı'nın bitişinin 100. yılı dolayısıyla Paris'te yapılan etkinlik vesilesiyle çok sayıda liderle görüşme, fikir alışverişinde bulunma imkanı bulduğuna dikkati çeken Erdoğan, şunları söyledi:

"Türkiye olarak bizim yakın tarihte en çok ders çıkarmamız gereken hadiselerden biri de öncesiyle ve sonrasıyla Birinci Dünya Savaşı'dır. Bu tür yerlerdeki ziyaretlerimiz, şu iyi bilinmelidir ki dünya liderleriyle bir araya gelme ve bu ziyaretlerle bu buluşmaları fırsata dönüştürmedir. Buralardan bir şey çıkarma gayretine girmek ise boşunadır. Geçtiğimiz bir asrı ve bizim arayış dönemi olarak ifade ettiğimiz ondan önceki asrı birlikte değerlendirip, gereken dersleri çıkarmadan, geleceğimize güvenle bakamayız."

"Lafla çevrecilik olmuyor"
Erdoğan, geçen haftayı önümüzdeki yoğun gündeme hazırlanmak için kendi özel çalışmalarına ayırdıklarını, cumartesi günü İstanbul'da 5 ayrı millet bahçesi ve 3 caminin toplu açılış törenine katıldıklarını dile getirdi. 

Hizmete açtıkları 5 millet bahçesinin toplam büyüklüğünün 1,5 milyon metrekareyi bulduğunu bildiren Erdoğan, sadece bu projelerle İstanbul'da kişi başına düşen yeşil alan miktarını yüzde 10 artırdıklarını vurguladı. Erdoğan, şunları kaydetti:

"Açılış töreninde de ifade ettiğim gibi çevrecilik adına yakıp yıkanlar, sokakları ateşe verenler, ülkenin hayrına her işin karşısına dikilenler, gelip bu millet bahçelerine bakarak gerçek çevrecilik nedir görsünler. Öyle lafla çevrecilik olmuyor. Gezi Parkı olaylarında bu olayları yapanların finansörü konumunda olan ve şu anda cezaevinde olan bu kişiyle iltisaklı birçok malum kişi, bunların içerisinde akademisyenler de var, geçenlerde gözaltına alındı. Malum çevreler, hatta hatta Batı dünyasından birileri de açıklamalar yapıyor. Dünyada bu işlerin finansörü durumda olan kişiler olduğu gibi Türkiye'de de bu işlerin finansörü durumunda olan kişiler var. Bu içeri alınınca niye rahatsız oluyorsunuz? Kendi ülkenizde bunlara benzer şeyler olduğu zaman feryadı figan, Türkiye'de olduğu zaman diyorsunuz ki 'Bu akademisyenlerin finansörüdür, onlara her türlü desteği veren kişidir, vesaire.' Gelin siz bunları bizim külahımıza anlatın. Biz bütün bunlarla beraber bir şeyi yapmanın gayreti içindeyiz. Nedir o? Bizim varımız yoğumuz, her şeyimiz insanımız için ülkemiz için. Biz buna gayret ediyoruz."