Vakıf Katılım web
Aydın 12.06.2020 08:08 Güncelleme: 11.06.2020 21:40

"Afro-Türkler" Ege'nin 'renkli' simaları

Sudan'dan iki asır önce Aydın'a gelen ve "Afro-Türkler" olarak anılan vatandaşlar, atalarından miras siyah tenleriyle Ege kültürüne renk katıyor.
"Afro-Türkler" Ege'nin 'renkli' simaları

Sudan'dan 2 asır önce geldikleri Aydın'a yerleşen ve "Afro-Türkler" olarak bilinen aileler, kendi deyimleriyle "Biz Aydınlıdan daha Aydınlıyız" diyerek yaşamlarını mutlu ve huzurlu bir şekilde sürdürüyor.

Sudan'dan 1800'lü yıllarda tarım işçiliği için gelen ve Anadolu'yu yurt benimseyen Afro-Türklerin torunları, bugün Söke ve Germencik ilçelerinde yaşamaya devam ediyor.

Ten renkleri yöre halkından farklı olsa da mutfaklarındaki yemekleri, yaşam biçimleri, türküleri hatta şiveleri dahi Egeli olan Afro-Türkler, George Floyd'un polis tarafından öldürülmesi sonrası dünyada tartışılan ırkçılığa anlam vermekte zorlanıyor.

"Aydınlıdan daha fazla Aydınlıyım"

Burunköy Mahallesi'nde yaşayan, "Arap Hasan" lakaplı 2 çocuk babası 61 yaşındaki Hasan Biberci, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ataları Sudan'dan gelmesine rağmen zaman içinde kendilerini daha çok Egeli gibi hissetmeye başladıklarını, topluluk dışından evliliklerle beyaz ve siyah tenli çocukların kardeşçe yaşadığını söyledi.

Çocuklarının Aydınlılarla evlendiğini belirten Biberci, "Beyaz bir torunum var. Annesine çekti o da. Biz Aydınlıyız, hatta bir Aydınlı'dan daha fazla Aydınlıyım. Egeliyiz. Burası artık benim toprağım." dedi.

Ten renginden dolayı yaşadığı bölgede kendisine kimsenin "öteki" gözüyle bakmadığına dikkati çeken Biberci, "Şunu unutmamak gerekiyor. Önce sen iyi olmalısın. Sen iyi olmadan başkasından da iyi olmayı beklememek gerekiyor. Komşularımızla da aramız çok iyi. Onlar bizi, biz de onları çok severiz." dedi.

George Floyd'un öldürülmesi ve sonrasındaki olayları televizyondan izlediklerini söyleyen Biberci, "Amerika’daki ırkçı saldırıları televizyonlardan görüyoruz. Keşke bunlar olmasaydı. Hepimiz insanız. Allah’a şükür buralarda böyle bir şey yok." diye konuştu.

"İstiklal Marşı'nı, Türk bayrağını, Atatürk'ümüzü çok seviyoruz"

Biberci'nin, başında örtüsü ve üzerinde şalvarıyla tipik bir Ege kadını, 52 yaşındaki eşi Ulviye Biberci de kendini Türk olarak gördüğünü dile getirdi.

Komşularıyla arasının çok iyi olduğunu vurgulayan Biberci, "Milli bayramlarımızı da en coşkulu şekilde kutluyoruz. İstiklal Marşı'nı, Türk bayrağını, Atatürk'ümüzü çok seviyoruz. Biz annemizden dedemizden ne gördüysek öyle yaşıyoruz. Mutfağımız bile Ege mutfağıdır." ifadelerini kullandı.

"Kimsenin kimseden üstünlüğü yoktur"

ABD'de siyahilere yapılanların kendilerini çok üzdüğünü belirten Biberci, şunları kaydetti:

"Yaşanan olayları hiç hoş karşılamıyoruz. Bizim burada asla öyle şeyler olmaz. ‘Yok sen şu ırktansın, yok ben bu ırktanım’ gibi şeyler asla olmaz. Seven evleniyor, sevmeyen evlenmiyor. Oğlum ve kızım da bir beyazla evlendi. Önemli olan da budur. Bunu başarabilmektir. Hepimizi Allah yarattı. Kimsenin kimseden üstünlüğü yoktur. Siyah beyaz yoktur, insan insandır. Herkesin dini, dili ayrı olabilir. Herkes yaşadığı yer için mücadele ediyor, biz de Türkiye için mücadele ediyoruz."

Mahallede imamlık yapan Kani Pelvan da 9 yıldır burada olduğunu, yaşadığı süre boyunca hiçbir ayrımcı davranışa tanıklık etmediğini belirtti.