Seyahat - Turizm 22.09.2018 09:06 Güncelleme: 22.09.2018 10:03

Akdeniz'deki Karayipler Lefkada

Balıkçı tekneleri sahil boyunca sanki güzel bir dekor, şehir mobilyası gibi duruyor. Akşam yemeğinizi yerken size denizin hışırtısı ile eşlik ediyorlar.
Akdeniz'deki Karayipler Lefkada

Hakan DİKMEN

Yunanlılar Lefkada adasını Karayiplere benzetiyorlar. Dünyaca ünlü plajlarının egzotik mavi rengiyle yeşilin birleşmesi ziyaretçileri şaşırtıyor. Aslında bir ada burası ama, küçük bir köprü ile anakaraya bağlanıyor. Yani karayla arasında 50 metre var.

 Lefkada ‘ya ada olmasına rağmen aslında araba ile de gidilebilirsiniz, köprü var feribota gerek yok. Lefkada ’da aileler, sessizlik isteyen çiftler ve büyük kalabalık arkadaş grupları çok eğlenebilirler.  Herkes için eğlence, aktivite ve vakit geçirecek bir sürü etkinlik var.

Lefkada Yunanistan’ın batı sahilindeki plajlar, özellikle Porto Katsiki, Engremni ve Kathisma olmak üzere muhteşem rengi ve etkileyici manzarasıyla dikkat çekiyor. Adanın etrafında tur atarsanız kıyılarda denize girebilir deniz kenarındaki balık tavernalarıyla güzel köyleri bulabilirsiniz.  Nidri, Vassiliki, Sivota, Kasaba ve Agios Nikitas, her biri özel karakterli güzel yerler de çok ilgi çekici.

Özellikle doğu tarafında aileler için daha kullanışlı sakin sahil köyleri ve plajları var, adanın batı tarafı ise vahşi plajlarla dolu daha ne olsun her şey herkese uygun bir yer var. Vahşi derken kayalık ve rüzgârlı demek istedim. Sörf meraklıları için ideal. Sıcaklık derseniz çok başarılı. Yani saha tatil yapmaya elverişli sizi bekliyor.

Lefkada ’da mutlaka tekne ile koy gezileri yapın. Eğer ülkemizde böyle bir deneyiminiz olduysa zaten tecrübelisiniz demektir. Tekneden atla yüz sonra başka koya yollan orada da aynı atla yüz durumu. Bu teknelerde yemek vermiyorlar. Oysa bizim gezi teknelerinin vaz geçilmezi balık makarna salata menüsü var. Ama bu gezinin güzel yanı sizi Kefalonya diye başka bir adanın güzel lokantalarına götürüyor.

Tekne dediysek bunlar alışık olduğumuz 35-40 kişilik teknelerden değil. 300 kişi alan neredeyse cruise sayabileceğimiz gemilerden. Şaşırdınız değil mi? İnanın resmen gemiyle gidiyorsunuz ve gemi o koylara girip karaya oturuyor. Plaja merdivenle iniyorsunuz.  Bu kadar kalabalık bir gemi ile tekne turu fikri kafamızda soru işaretleri oluşturabilir. Ama çok disiplinli ve herkes adabıyla oturuyor. Gürültü yok. Sevmediğiniz müziği dinlemek zorunda da değilsiniz.

Biz şanslıydık çok büyük olanıyla değil de daha ufak olanıyla gezdik. “Nidri Star II” teknesi bizi o güzel ödüllü plajlara götürdü. Adada üç deniz turu şirketi var. Hepsinin de fiyatları aynı. Günlük 20 Euro

Lefkada denilince sanki tek bir şehirmiş gibi algılanmasın. Burası bir ada ve bu adanın da kendi içerisinde farklı yerleşim yerleri var. Güzel Lefkada adasından Nidri ve Vasiliki’den, uygun adalara ( Skorpios, Madouri, Meganisi, Kefalonia, Ithaca, Kalamos, Kastos, Antipaxos Paxos ) ve güzel kumsallarına, güneşin ve denizin tadını çıkarabileceğiniz uygun bir tatil beldesi.

 Nydri ya da Nidri

 Nydri’de adadaki yerleşim yerlerinden bir tanesi. Adanın asıl turistik kasabası olan Nidri plajları, mağaraları ve tekne turları ile cazibe merkezi olan Klasik tatil kasabalarından. Yine etrafta fazlasıyla hediyelik eşyalar satan dükkanlardan var. Ben orada çok güzel bir lokantada onlar Taverna diyorlar yemek yedim. Çok lezizdi yemekler. Sunum da bir harikaydı. Olga Hanımın güzel elleriyle yaptığı nefis yemeklerle ruhumuz bayram etti. Bu arada kayalıklardan denize atlayan çocuklar vardı. Onlarla biraz vakit geçireyim istedim. Sıra olup cup denize atlıyorlardı. Ben de onlara hakemlik yapıp bir iki üç sayıyordum. İçlerinden birisi nereli olduğumu sordu. Ben de “Türküm” dedim. “Komşuyuz biliyor musunuz?  Kardeş ülkeleriz” dedim. Ses çıkmadı. Ben de onlara veda edip ayrılıyordum ki içlerinden bir çocuk arkamdan bağırarak “hey arkadaşım. Ben sana inanıyorum. Ben Arnavut’um” dedi. Yahu çok etkiledi beni 10 yaşındaki çocuk. Neyse öğle yemeği sonrası çıktık yola değişik bir koy güzel bir deniz aramaya…

 PAPANICOLIS Mağarası

 Dünyanın en meşhur sualtı mağaralarından biri. Çünkü bu mağaranın hikayesi çok ilginç. 2. Dünya Savaşı’nda askeri bir üs olarak kullanılmış. Denizaltının adı Papanikolis de mağaraya adını vermiş. 3800 metrekare olan yüzölçümüyle, 30 metre derinlikle ve en dibine giderseniz 120 metre. Artık masmavi berrak su plaj gibi kullanılıyor. Bizim koca tekne mağaranın içinden döndü. Büyüklüğünü o zaman anlıyorsunuz. 5 metrelik sarkıtların kafanıza düşmemesi için dua edersiniz.

Plati-gialos plajı. Kumun renginden başlayarak denizin kaç renk olduğunu bir görmeniz lazım. Bakir bırakılmış bir plaj. Ama duşu ve tertemiz soyunma kabinleri size kolaylık sağlıyor. Arabanızı park edin ve doğru denize koşun.

Balıkçı tekneleri sahil boyunca sanki güzel bir dekor, şehir mobilyası gibi duruyor.  Akşam yemeğinizi yerken size denizin hışırtısı ile eşlik ediyorlar.

Bir gün Euro’ya göre ucuz bir tatil yapalım derseniz ve uçak biletlerini de erkenden alırsanız tatilinizi fazla para harcamadan ama çok eğlenerek, güzellikleri görüp ciğerlerinize oksijen bayramı yaptırarak, Türkiye’de yanından geçemediğiniz deniz ürünlerini bol bol yiyerek değişik insanlarla arkadaş olarak burada geçirebilirsiniz. İş biraz cesaret, biraz da yaşamayı gezmeyi sevmenizle ilgili. İşte bir gün Lefkada ’ya giderseniz kalacak yere çok para vermeyin hemen hemen her otel aslında aynı hizmeti veriyor.

 Plajları muhteşem. Bütün gününüz ve geceniz zaten orada geçiyor. Eğer denize girmeye geldiyseniz bu plajların tadını çıkartın ve konaklama masrafını düşük tutun derim. Bir de otel sahiplerinin ailece yönettiği otellere giderseniz çok güzel kahvaltılıklardan yiyebilir, bütçeye uygun pazarlık da edebilirsiniz.

Mutlaka ama mutlaka tekne turuna çıkın. O şahane denizden hadi gidiyoruz düdüğünü duyana kadar da çıkmayın. Hepsinin tadı, rengi, kokusu, havası bir başka.

Nydri’de bulunan zeytin reçeli ve dağlardaki mağaralarda yıllarca saklanan içecekleri meyve sularını ve şerbetleri görmeden dönmeyin. Mesela üzüm suyu.

Sörf yapmak isterseniz ve artık sizi Alaçatı kesmiyorsa ya da dalgıçlık gibi yelken gibi su sporlarına meraklıysanız Vasiliki bölgesini tercih edebilirsiniz.

İnsanlarıyla bol bol sohbet edin. Ben Türkçe konuşmasını bilmeyen Adanalı, Trabzonlu, Kayserili bir çok kişiyle dost oldum. Selanik kökenli ama Rumca konuşmayan bir çok Türk gibi.

Bana ulaşmak gezi anılarınızı anlatmak ve fotoğraf yollamak için hdikmen@yenibirlikgazetesi.com adresini kullanabilirsiniz.

 Agiofill Beach

Leziz balıkları ve mezeleri yedikten sonra Agiofilli Beach plajına gidiyoruz. Dağ yollarından giderken Orhan Veli’yi anarak denizi görüyoruz.  Ama ne deniz. Renk olarak sizi şaşırtıyor. Dağın tepesinden denize atlamak geçiyor içinizden. Hava da sıcak. İşte muhteşem bir plaj bizi bekliyor. Bir havlu yeter size.  Dilerseniz de kendi sandalye, yiyecek, içeceğinizi yanınıza alıp dostlarla eğlenebiliyorsunuz.  Ama çok temiz. Bir tane yerde çöp yok.  Kimse seni bunun için zorlamıyor. Ama herkes kendi çöpünü geri taşıyor. Zaten adaların en büyük sorunu çöp. Benim çok param olsa Korfu adasına Çöp dönüştürme fabrikası açardım.  Açan olursa fikir telifimi isterim. Bu plajlara girişte kapı yok. Giriş parasız. Bizim ülke ile kıyaslayınca ilk başta tuhaf geliyor size değil mi?  “Nasıl yani” diyorsunuz. Kafeterya olan yerlerde de başına dikilen garson, hiç zorlama, kısıtlama yok. Bodrum ya da bilmem ne plajına girerken verdiğin tonla para bir yana içeride de yiyecek ve içeceklere dünyanın parasını vermek de yok. Aksine tertemiz bir sahil, muhteşem bir deniz ve