Neşe BERBER
Balıkesir büyükşehir olunca merkez ikiye ayrılmış. Biri Altıeylül biri Karesi belediyesi olmuş. Altıeylül Belediyesi ismini kurtuluştan almış. Balıkesir 6 Eylül’de Yunan işgalinden kurtulmuş. Dolayısıyla kurtuluşu ifade ediyor. İkiye ayrılmış olmasını şu açıdan olumlu karşılıyor başkan ‘iki ayrı beyin, iki ayrı takım merkezi güzelleştirmek için çalışıyoruz, şehirde büyük bir sinerji oluşuyor.’ diyor. Yani birinin iyi yaptığı bir hizmeti diğeri daha iyi nasıl yaparım diye düşünüyor. İki belediye aynı binada çalışıyor. Bu arada Osmangazi Köprüsü’nü kullanarak yaklaşık üç saatte Balıkesir’e gidiyorum. Başkan Zekai Kafaoğlu ile Altıeylül Belediyesi’nin yeni yapılmış binasında röportajımızı gerçekleştiriyoruz. Şık, temiz bir bina yapmışlar. Samimi, sevgi dilini hiç ağzından düşürmeyen bir insan ile röportaj yapmak oldukça mutlu ediyor beni. Başkan Kafaoğlu YeniBirlik’e hakkında bilinmeyenleri ve çalışmalarında merak edilenleri anlattı.
Osmangazi Köprüsünün açılması ile Balıkesir'e gelmek çok hızlanmış, ben üç saatte geldim. Bunun şehire faydasını görmeye başladınız mı?
Balıkesir büyükşehir olduktan sonra daha çok isminden söz ettirir oldu. Hükümetimizin yapmış olduğu ulaşım ile ilgili yatırımlardan sonra Balıkesir artık bir odak şehir oldu. Bütün otoyolların kesiştiği bir noktadayız biz. İstanbul-İzmir Otoyolu, Balıkesir’den geçiyor. 18 Mart’ta temeli atılacak olan Çanakkale’deki köprünün devamındaki otoyolu Balıkesir’den geçiyor. Ulaşım; bir şehrin, ülkenin kalkınması ve büyümesinde çok önemlidir. Osmangazi Köprüsü’nün açılması ile artık Balıkesir’den İstanbul’a önceden yedi, sekiz saate giderken şimdi iki buçuk saate gidebiliyorsunuz. İstanbul’da oturan biri fabrikasını çok rahatlıkla Balıkesir’e taşıyabilecek.
Türkiye gündemini nasıl değerlendirirsiniz?
Türkiye’yi bölmek isteyen ve Sevr’i yeniden hortlatmak isteyen yüzyıllık bir projeyi harekete geçirdiler. Onbeş Temmuz gecesi, Türkiye’miz için kara bir geceydi. Ama Cumhurbaşkanımızın müdahelesi ile, dik duruşu ile, bütün milleti sokağa davet etmesi ile, bu millet sokağa çıktı ve tankların tüfeklerin önüne göğüslerini siper ettiler. Bu milleti yenemediler. Akif’in de şiirinde söylediği gibi; Âsım’ın nesli... diyordum ya... Nesilmiş gerçek: İşte çiğnetmedi nâmûsunu, çiğnetmeyecek. Diyor ya, hakikaten aynen öyle oldu. Bunu yapabilecek başka bir millet yok.
Yerel yönetici olarak neler yapmak gerekli?
Birliğimizi beraberliğimizi artıracak faaliyetler içerisinde olmamız lazım. Bizi biz yapan değerlere önem vermemiz lazım. Yüce Türk milletini şanlı yapan kahraman yapan değerlerimiz var bizim. Sevgi, saygı, fedakarlık, sabır, kardeşlik, bayrak sevgisi, ezan sevgisi, vatan sevgisi, iman bu değerleri gelecek nesillere aktarmamız lazım. Sevgi iklimini yaymamız lazım.
Sevgi önemli diyorsunuz, sevdiğimizi söylemeli miyiz?
Sevdiğimizi söylemeyen bir millet haline geldik. Sevdiğinizi söyleyin. Sevgi tılsımlı bir kelime, sevginin açamayacağı kapı yoktur. Hacı Bektaş-i Veli ne güzel söylemiş; Sevgi muhabbet kaynar yanan ocağımızda bülbüller şevke gelir gül açar bağımızda, hırslar kinler yok olur aşkla meydanımızda, aslanlarla ceylanlar dosttur kucağımızda. Dil, din, ırk, kuzeyli, batılı, doğulu, güneyli hiçbirimizi birbirimizden ayırmamalıyız. Seksen milyon hep birlikte biz Türkiye’yiz. Hep beraber olunca güçlüyüz. Farklı düşüncelerimiz elbette olacak ama mesele vatansa gerisi teferruattır. Sevmeden siyaset olmaz. İnsanları sevmelisiniz. Vaktimin yüzde kırkını hizmete ayırıyorsam, yüzde altmışını insanlara ayırıyorum. Halka dokunmaya gönül almaya çok önem veriyorum. Nasılsa bana oy veriyorlar diye insanları unutmamalısınız. Mevlana ne demiş, ‘İstiyorsan Hakk’a varmayı, meslek edin gönül almayı... Bırak saraylarda mermer olmayı, toprak ol bağrında güller yetişsin.’ Biz bu millete toprak olmaya geldik. Oy versinler diye insanlara hizmet edilmez, insan olduğu için hizmet edilir. Sen önce gönlünü vereceksin halka, oy sonradan gelir. Halkın bileceği birşey bu. Ben işimi iyi yapmayı hep hedefledim. Özellikle belediye başkanları nefislerini terbiye edecek.
Sosyal belediyeciliğin şartlarını yerine getirebiliyor musunuz?
Altıeylül Belediyesi olarak ALGEM binamız ile birlikte dokunulmayan vatandaş bırakmıyoruz. Belediye olarak park, bahçe, yol gibi hizmetlerin yanı sıra sosyal belediyecilik anlamında vatandaşların derdine derman, çarelerine ilaç oluyoruz. Ben başkan olarak makamda oturmayı sevmiyorum, insanlarla birlikte olunca mutlu oluyorum. Bizim belediyemizin sloganı da ‘Mutlu İnsanlar Şehri Altıeylül.’ Altıeylül’ümüz de insanların mutlu olması için çalışıyoruz. Biz dünyayı önemsiyoruz. Havanın, suyun, toprağın kirletilmemesi gerekli. Gelecek nesillere daha güzel bir dünya bırakabilmek için belediye olarak çalışmalar yapıyoruz, çevreye duyarlı bir belediyecilik anlamında çalışmalarımızı yürütüyoruz.
Altıeylül’ün kardeş şehiri Fas Kenitra Fas'ın Kenitra şehri ile kardeş belediye oldunuz, nasıl gelişti bu?
Eko Kentler İçin Fas Belediyeler Birliği Başkanı ve Şafşafon Belediye Başkanı Muhammed El Süfyani’nin daveti üzerine Fas Üniversitesi ile Belediyeler Birliği’nin düzenlediği İkinci Belediyeler Birliği Konferansında katılmak için Fas’a gittim. Anadolu’yu temsilen Fas’ta belediyecilik alanında konuşma yaptım ve onlara Altıeylül’ü anlattım. Yurt dışında Türkiye’yi, Balıkesir’i ve Altıeylül’ü temsil ettim. Fas’ın Kenitra Belediye Başkanı aynı zamanda Fas’ın Toplu Taşıma Ulaştırma Bakanı olan Aziz Rabbah ile görüştük ve kardeş şehir ön protokolü imzaladık.
15 Temmuz Şehitleri ve Ömer Halisdemir Anıtı
‘15 Temmuz Şehitleri ve Ömer Halisdemir Anıtı’ ile kahramanlarımızı unutulmaz kılan bu projeyi yaptık. Yaptığımız anıt dolayısıyla, 15 Temmuz darbe gecesinin ardından halkın gösterdiği mücadele ile ismi Kahramankazan olan Kahramankazan Belediye Başkanı Lokman Ertürk’ten ödül aldım. 9 metre çapında Türk bayrağımızın içerisindeki dev hilali zemine yerleştirdik, önünde de yıldızımız var. Hilalin içerisine 249 şehidimizin ismini yazdık, en ortasına da şehitlerin piri, o gece ilk kurşunu atan Ömer Halisdemir’in resmini koyduk, bu resmin yanına da o gece şehit olan Balıkesirli iki özel harekâtçı polisin resimleri ve diğer tüm şehitlerin isimleri burada yaşatılacak. Yıldızın üzerine 30 küçük yıldız koyduk o da Ömer Halisdemir’in vücuduna isabet eden 30 kurşunu simgeliyor. Hilalin arkasına 15 Türk bayrağı dimdik, o da 15 Temmuz’u ifade ediyor. Anıt arkasına dev sinevizyon koyacağız, bütün ziyaretçiler o akşam yaşanan menfur saldırıyı ve yüce Türk milletinin gösterdiği fedakârlık ve özveriyi izleyecek. 15 Temmuz, Kurtuluş Savaşı’ndan sonra yaşanan en büyük tehlikeydi. Şehitlerimizin hepsini rahmetle anıyorum. 15 Temmuz’u gelecek nesillere iyi anlatmak için yerel yönetimlere büyük işler düşüyor.
“Bizim davamız iktidar olsun gerekirse bin tane Zekai feda olsun”
Cumhurbaşkanımız Erdoğan ile eskiye dayanan bir tanışıklığınız var. Dava arkadaşlığı diyebilir miyiz?
Sayın Cumhurbaşkanımızın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na seçildiği tarihten beri aktif siyaset içerisindeyim. Aynı partilerde siyaset yaptım. Sayın Cumhurbaşkanımız bir çığır açtı, nelerin yapılabileceğini, nelerin başarılabileceğini bize gösterdi. Ta gençlik kollarından geliyor düşünün, tabi bir kader çizgisi bu. İstanbul Belediye Başkanlığı zamanında yepyeni bir İstanbul oluşturdu. Türkiye o dönemde daha yakınen tanıdı onu. Dediler ki ‘İstanbul’un sorunlarını çözen adam, Türkiye’nin sorunlarını da çözer.’ Biz o zaman tabii siyaset yapıyoruz. Bizim partiden olmayan adamlar şunu demişti. ‘Recep Tayyip Erdoğan bir parti kurarsa biz onun partisinde siyaset yapacağız.’ Cumhurbaşkanımız işi ehline verir. Takip eder, hiç yılmıyor, insanları sonuna kadar dinler. Ama karar verdiği zamanda kararının arkasında dimdik durur. Biz daha çocuklarımızın küçüklüğünden beri tanışıyoruz. Sevgimiz, muhabbetimiz fazla. Biz bu davaya memleket meselesi olarak bakıyoruz. Doğduğumuz topraklara hizmet etmek istiyoruz. Makamlar geçicidir, yeter ki bizim davamız iktidar olsun gerekirse bin tane Zekai feda olsun dedim ve hep böyle düşündüm. Büyük Türkiye idealimiz önemli.
Belediye Başkanlığı, Cumhurbaşkanlığı sisteminin küçük bir modeli
Cumhurbaşkanlığı sistemi çalışmalarına başladınız, neler yapıyorsunuz?
Biz halka Cumhurbaşkanlığı sistemini anlatmaya başladık, çalışmalar yapıyoruz. Onlara şöyle anlatıyorum. Daha önceden köylerimiz özel idare ile yönetiliyordu. Bir işleri olduğunda muhtar ya valiye ya il genel meclisine gidiyordu. Tam bir muhatap yok yani. O ona gönderiyor o da ona. Şimdi muhatabınız belli mi kim diye soruyorum halka ‘evet belediye başkanı’ diyorlar. İşte cumhurbaşkanlığı sistemide bunun gibi olacak diyorum halka. Belediye başkanlığı küçük bir modeli bu sistemin. Seçiyorsunuz belediye başkanını ve hizmeti ondan bekliyorsunuz. Belediye başkanı size hizmet etmekle mükellef mazeret uydurabiliyor mu, hayır çünkü hizmet edemezse beş yıl sonra onu düşürüyorsunuz başkanlıktan bir daha seçmiyorsunuz. Başkanla birlikte meclis üyelerini de seçiyorsunuz. Muhataplar belli yani. Biz seçeceğiz, başarılı oldu, yeniden bir beş yıl daha görev vereceğiz. Başarısız oldu, belediye başkanını nasıl indiriyorsanız cumhurbaşkanını da öyle seçmeyeceksiniz. Başarılı olursa ikinci dönem daha seçebiliyorsunuz . Belediye başkanını üçüncü, dördüncü dönemde seçebiliyorsunuz ama cumhurbaşkanını seçemiyorsunuz. Belediye başkanları, müdürlerini ve yardımcılarını kendi atıyor, Cumhurbaşkanı da bakanlarını yardımcılarını kendi atayacak. Bu şekilde anlatıyorum . Demokrasilerde hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir. Bu millet hata yapmaz. En doğruyu yapacağına inanıyorum.
