Ekonomi 24.07.2017 03:00 Güncelleme: 24.07.2017 02:20

​​"Asla yeniden yapılandırma kanunu olmayacak"

Yeniden yapılandırma kanununun bir daha asla olmayacağını belirten Maliye Bakanı Naci Ağbal: Neden olmayacak? Bir mükellef iyi gününde vergisini ödeyen bir mükellef herhangi bir şekilde işleri kötüleşmişse ve vergi borcunu ödemekte zorlanıyorsa ben ona adeta yeniden yapılandırma kanunun getirdiği imkânları sunacağım.
​​"Asla yeniden yapılandırma kanunu olmayacak"

Gülay YÜCEL

Maliye Bakanı Naci Ağbal, yazılı medya ekonomi müdürleriyle bir araya gelerek değerlendirmelerde bulundu. 16 Nisan’ın sadece anayasa değişikliği reformunun yapıldığı bir hadise olmaktan öte, ekonomide de bir milat olduğunun altını çizen Ağbal, dış konjonktürün Türkiye açısından 2017’nin Mart’ından itibaren çok iyi gitmeye başladığını söyledi. Ağbal, Avrupa Birliği pazarının talebindeki artış veya finansal kırılganlıkların azalmasının Türkiye’yi birkaç kanaldan olumlu etkilediğine dikkat çekti.

Kendisine yöneltilen bir soru üzerine Almanya ile yaşanan krize değinen Ağbal, “Türkiye’nin AB üyeliğini son derece önemsiyoruz, Türkiye’nin AB ile ilgili hem ekonomik ilişkileri, hem de uluslararası normlar etrafında ortak idealler konusunda hiçbir tereddüdümüz yok. Almanya önemli, Fransa, İngiltere, İtalya, İspanya, Türkiye’nin en fazla Avrupa’da ticaret yaptığı, çok güçlü bankacılık, çok güçlü sermaye ilişkilerinin olduğu ülkeler. Bu ülkelerle, bu ülkelerin şirketleriyle biz çalışmalarımıza devam edeceğiz. Şirketler noktasında baktığınız zaman Türkiye’ye müthiş bir inançları var, müthiş bir güvenleri var, Türkiye’nin fırsatlarını görüyorlar, Türkiye’ye daha fazla yatırım yapmak istiyorlar. Hükümet olarak bizim özellikle yatırımı çekme noktasında almış olduğumuz bütün kararları son derece olumlu buluyorlar ve destekliyorlar. Onun için biz burada Türkiye olarak, hükümet olarak ekonomiyle ilgili meselelerde bu ülkelerden gelen yatırımcılara kapımız sonuna kadar açık. Bu ülkede daha fazla uluslararası doğrudan sermaye yatırımının yapılması için elimizden gelen her şeyi kullanacağız, Türkiye daha açık bir piyasa ekonomisi içerisinde büyüyecek. Ve biz ne diyoruz? Türkiye’nin orta-yüksek teknolojiye sahip bir ekonomik yapıya sahip olması için daha fazla açık ekonomi, daha fazla doğrudan yatırım alması lazım. O açıdan inşallah bence çok güzel şeyler olacak.” dedi.

“Siyasi gerginlikler turizm piyasasını etkiliyor”

2018’i de şimdiden düşünmek gerektiğini sözlerine ekleyen Ağbal,  Hükümet olarak, 2016 Ağustos’undan itibaren çok ciddi anlamda tedbirler alındığına değinerek, özellikle dış jeopolitik kırılganlıkların her zaman için Türkiye ekonomisini etkilediğine dikkat çekti.

Turizm tarafında bir toparlanma olduğunu da söyleyen Bakan Naci Ağbal, “İstediğimiz düzeyde değil, yani zaman alacak. Turizmde bir kere aşağıya gittiğiniz zaman aynı hızla yukarıya gelemiyorsunuz, dolayısıyla bir yılda çok hızlı inip 2 yılda, 3 yılda ancak toparlayabiliyorsunuz. Burada Avrupa turizm pazarında risklerimiz var, bu jeopolitik gerginlikler, siyasi gerginlikler doğrudan doğruya tabi turist sayısını, turizm piyasasını etkiliyor; bu önemli bir risk.” ifadelerini kullandı.

Bakan Naci Ağbal, Maliye olarak özellikle bütçe açığının belirli bir seviyede tutulması konusunda özel bir gayretlerinin olduğunu söyleyerek, 2017 yılına ilişkin yılbaşında bekledikleri bütçe açığının yüzde 2’nin altında bir seviyede sonuçlanmasını Maliye Bakanı olarak önemsediğinin altını çizerek ekledi:

“Bu noktada herhangi bir şekilde bütçeyle ilgili bu hedefe varmak için vergi artışlarını asla kullanmayacağız, bunu da her zaman söylüyorum. Bunu iki nedenle yapmıyoruz. 

Birincisi; enflasyonla mücadele konusu son derece önemli. Merkez Bankasının enflasyonla mücadelesine maliye politikası kanalında özellikle fiyat artışlarına neden olan vergi artışları yapmayarak destek olacağız. Hatırlarsanız tütünde mesela pas geçtik, zam yapmadık. Dolayısıyla ikinci yarıda da herhangi bir şekilde bir vergi artışı yapmayacağız.

İkinci olarak da; özellikle ekonomik aktiviteleri daraltacak mahiyette dolaylı vergilerde artış yapmak istemiyoruz. Yani ekonominin yukarı yönlü gitmeye başladığı bir süreçte bizim bütçe geliri elde etmek amacıyla üretim üzerinde, yatırım üzerinde maliyet oluşturacak veya harcamaları aşağı çekecek bir tedbir uygulamamamız lazım. 

Burada yapmamız gereken, daha çok gelir tarafından gelirin toplanması konusunda daha gayretli olacağız, bu konuda imkânlarımız var. Bir yeniden yapılandırma kanunu yaptık, bu kanunun önümüzdeki aylarda taksit ödemeleri gelecek, yani bütçedeki koyduğumuz yılın başında 1,5 milyar lira bütçede öngörmüştük, 1,5 milyar lira, şu ana kadar gelen rakam 5,5 milyar liraya geldi, dolayısıyla 4 milyar lira bugün itibarıyla bütçe geliri hedefi bakımından üzerindeyiz. Önümüzdeki aylarda özellikle yeniden yapılandırma taksitlerinin tahsil edilmesinde vatandaşlarımızda oluşturacağımız güçlü bir iletişimle bu taksitlerin alınmasını sağlayacağız. Burada ben tahmin ediyorum 8-9 milyar liraya kadar burada çıkabiliriz, o kanaldan ciddi anlamda bütçenin gelir tarafına destek sağlayacağız.”

Maliye Bakanı Naci Ağbal, konuyu noktalarken özelleştirme uygulamalarına yoğunlaştıklarına da vurgu yaptı. 

Sözlerine “Bütçe disiplininden asla vazgeçmeyeceğiz.” diyerek devam eden  Ağbal, şu ifadeleri kullandı:

“Düşük bütçe açıkları tek haneli düşük enflasyon burada önemli sorunlarımızdan bir tanesi mutlaka düşük tek haneli enflasyon, düşük bütçe açığı ve düşük cari açık Türkiye ekonomisine müthiş bir güç veriyor. O açıdan Türkiye’nin hala dış finansmana bu kadar ihtiyacı olduğu bir ortamda bu yatırım hariç bütçe dengesi kavramını şu aşamada kullanamayız, terminolojik olarak kullanamayız, mesaj iletişim olarak kullanamayız. Ama bu şu demek değil: Biz yatırım harcamalarının artışını bütçenin diğer kalemlerinin artışına göre önceliyoruz.” 

“Artık herkesi aynı şekilde görmüyoruz”

“Asla yeniden yapılandırma kanunu olmayacak.” Bakan Ağbal özellikle vurguladığı bu ifadelerle konuşmasına devam ederken, “Bana göre hiçbir yıl olmayacak iddialıyım yani.” vurgusu yaptı. Ağbal konuşmasını şu sözlerle devam ettirdi:

 “Neden olmayacak? Arkadaşlar, en son ki yeniden yapılandırma kanunuyla birlikte yine bir müessese getirdik. Diyorum ki, bir mükellef iyi gününde vergisini ödeyen bir mükellef herhangi bir şekilde işleri kötüleşmişse ve vergi borcunu ödemekte zorlanıyorsa ben ona adeta yeniden yapılandırma kanunun getirdiği imkânları sunacağım. Daha düşük oranda faiz, daha düşük teminat veya teminat almadan borçlarını taksitlendirebilme. Normalde yeniden yapılandırma kanunu 36 aydır getirdiğimiz yeni müessesede 5 yıl dolayısıyla, artık herkese yaygın, genel yeniden yapılandırma kanunlarının o adaletsiz tarafı, o vergisini zamanında tam ödeyen mükellefler tarafından haklı olarak dile getirilen boyutunu çok önemsiyorum.

Bir mükellef vergi borçlarını süresinde ödüyorsa, efendime söyleyeyim vergi denetimlerinde de bir sorun yoksa bu mükelleflerimizin ödeyeceği Kurumlar Vergisinde yüzde 5 indirim getirdik. Bakın son 1,5 yıldır maliye politikasında ve vergi politikasında çok alışık olmayan şeyler yapıyoruz artık herkesi aynı şekilde görmüyoruz. Diyoruz ki, biz vergi politikasında, vergi uygulamalarında vergisini ödemeye çalışan, iyi gününde vergiye uyum sağlayan mükellefi ödüllendireceğiz. Onun bu davranışını destekleyeceğiz ve teşvik edeceğiz. Ama vergiyle ilgili yükümlülüklerini bütün imkânlara rağmen kullanmayanın da üzerine gideceğiz. Bu toplum vicdanında karşılığı olan bir şeydir kimse buna bir şey diyemez.

Bütün bu imkânlara rağmen yüz binlerce mükellef diyelim ki, motorlu taşıtlar vergisini ödemeyen vatandaşlar var. Gelir Vergisini, Katma Değer Vergisini yapılandırmayan vatandaşlar var. Yani ben devlet olarak bir dilekçe vereceğim maliyeti yok. İnternete girecek ben mevcut borcumu 36 aya kadar taksitle ödemek istiyorum nokta. Tuşa basacak ben de o dilekçeyi alacağım hemen yapılandıracağım. Buna dahi müracaat etmemiş vatandaşlar var.”

Ağbal, sözlerini şöyle sürdürdü; “Üzerine gideceğim kimse kusura bakmasın. Yani burada devletin sağladığı bütün bu olağanüstü imkânlara rağmen adeta devlete meydan okurcasına yani ben bunu ödemiyorum diyenlerle ilgili şunu yapacağım: Dönüp bakacağım gerçekten zor durumdaysa gene gitmeyeceğim. Yani burada hani bu ödemeyen, bu başvurmayan kişi hani şu bir güzel bir vatandaş böyle bir şey yazmış yani Sayın Bakan demiş ya gel de bir gör bakayım yani zor durumlar ne yapayım diyor yani. Tamam eyvallah arkadaşlara söylediğimiz şudur: Gidin işletmelerimizi tek tek inceleyin ve görüşün. Gerçekten ne olursa olsun gerek belgelere göre, gerekse iş durumuna göre ödeme imkânı yoksa tamam hiçbir şey yapmayın sorun yok. Hatta bu insanlara yapılandırmaya müracaat etmemiş olsa bile tecil müessesini kullanarak ne yapabiliriz diye bakalım. Ama gittik baktık durumu gayet güzel, parasını ödeyebiliyor, tıkır tıkır araba alıyor, ev alıyor oh işler çıtırında. Kusura bakmasın benim eğer onun üzerine gitmezsem vatandaş bana hesap sorar.”

“Bir taraftan son 1,5 yıl içerisinde vergisini ödemeye çalışana çok güzel kolaylıklar getirdik.” sözleriyle vatandaşlara getirilen kolaylıkları hatırlatan Ağbal,  şunları kaydetti; “Mükellefe karşı iyi niyetliyiz yani baştan kötü niyetlidir demiyoruz. Gideceğiz araştıracağız, mali durumuna bakacağız, kendisiyle konuşacağız, yani nedir bilmediğimiz bir durum var mı? Varsa bir şey yapalım, yardımcı olalım da diyeceğiz. Mali durumunu araştıracağız. Sonuçta baktık ki gerçekten ödeme gücü yok, o zaman tabi ki bir şey yapmayacağız. Ama tersine o borcu ödemesini gerektiren her türlü geliri de var, varlığı da var o zaman kusura bakma diyeceğiz. Gene kendisini çağıracağız şu kadar borcunuz var, bu borcunuzu ödeme noktasında mali durumunuzun da iyi olduğunu görüyoruz dolayısıyla lütfen bu borcunuzu ödeyin. 

Kendisi bu borcu ödeme noktasında yine de bir miktar, yani bana bir miktar imkân verin de bunu taksitle ödeyeyim diyorsa tamam eyvallah taksitle ödemesinin de önünü açacağız. Yani burada mükellefin de durumunu dikkate alacağız. Ne dedim başta şöyle bir kural koydum: Maliye politikası tarafında ekonomik aktiviteleri veya ekonomiyi olumsuz yönde etkileyecek bir faaliyetin içerisine girmeyeceğiz.”

Trafik cezaları

Eski trafik cezalarının yeniden yollandığına dair ne düşündüğü sorulan Bakan Ağbal, 1 yıl geçtikten sonra cezanın tebliğ edilemeyeceğini söyledi. Ağbal, “Bir yıldan sonra tebliğ edilmişse o aslında yok hükmündedir ona itiraz etmek lazım.” dedi.

Asgari Geçim İndirimi

Asgari geçim indiriminin diğer kazanç türlerine de yaygınlaştırılması konusunda da açıklama yapan Bakan Ağbal, “Biz şu anda sadece ücretlilere bunu uyguluyoruz. Ama aslında asgari geçim indirimi uygulaması bir asgari kazanç uygulaması gibi bir şeydir yani belli bir gelirin altında geliri olandan vergi almamanız gerekiyor. Bunun tabi vergi hasılası üzerine olumsuz bir etkisi olabilir. O açıdan arkadaşlara ya bunu bir çalışalım, burada bir imkânımız var mı özellikle küçük işletmelerden başlayarak burada işletmelere bir asgari geçim indirimi uygulaması getirebilir miyiz diye bir çalışma yaptırıyorum.” dedi.

“Reformcu bir gelir vergisi kanunu”

Gelir Vergisi Kanunu’na ilişkin olarak da, “Reformcu bir gelir vergisi kanunu için biraz daha çalışmamız lazım.” diyen Bakan Naci Ağbal, “Onun için yaz dönemini arkadaşlarla şöyle bir çerçevede, sivil toplum örgütlerine de söylüyorum; gelir vergisi kanununu bir miktar daha çalışalım, yeni öneriler getirelim, yeni içerikler üretelim, özellikle yatırımı, üretimi, ihracatı ve istihdamı destekleyecek teşvik edici unsurlar olarak neler ekleyebiliriz diye bir çalışmamız var. Farklı ülke uygulamalarını tekrar bir gözden geçireceğiz. Şu anda zaten yaz, yani bir parlamento süreci söz konusu değil. Ama Meclis açılır açılmaz gelir vergisi kanununun bu yeni halini Plan Bütçe Komisyonuna sokacağız, orada direkt komisyonda görüşeceğiz, alt komisyona artık gitmeyecek.” İfadelerini kullandı.

Bir soru üzerine KDV konusunu önemsediğini de dile getiren Maliye Bakanı Naci Ağbal, “Şimdiye kadar KDV reformunu konuşmamıştık, ilk defa yakın bir zamandan beridir KDV reformunu konuşuyoruz. Bunun da bir hikâyesi var, ben Anadolu’yu referandum sürecinden bir süre önce odaları gezmeye başladığımda, herkes benden KDV kanunundan şikâyetçi oluyor, herkes; oranları düşür, şöyle olduk, öldük-bittik. Baktım bu şey, yani farklı bir noktada. Tek tek talepleri yerine getirmek işi çözmüyor. O zaman dedik ki; kanunu baştan sona ele alan ve sistemi yeniden üreten bir çalışma yapalım. 

Şunu söyleyeyim: Bizim mevcut kanunumuz maalesef işletmeler üzerinde ciddi bir finansman yükü oluşturacak bir noktaya gelmiş. Biz bedavadan kaynak kullanıyoruz. Yani firmalar KDV ödüyor, bizden alacaklı, biz de böyle yan gelip yatıyoruz. Yani nasıl olsa diyoruz faizsiz kaynak bizde kalıyor. Ama o ne yapıyor? İşletmelerimizin üzerinde ciddi anlamda bir finansman yükü oluşturuyor. Farklı ülke uygulamalarına baktığımız zaman, mesela bir kısım ülkede belli bir sürede eğer indirim yoluyla gidilemiyorsa devlet iade ediyor. Diyor ki; bende daha fazla bunun kalmaması lazım, sen bunu al diyor. Dolayısıyla bu konu mesela çok önemli konu başlıklarından bir tanesi.” sözlerini sarf etti.

Bakan Ağbal, sohbetin sonunda, “Şu tartışmayı yapalım: Türkiye’nin bugün büyüme hikâyesini sürdürmek için dikkat ederek sahip olduğu bir mali alan var mıdır, yok mudur? Onun ben belli bir seviyede olduğunu düşünenlerdenim. Ama dikkat etmemiz lazım kamu harcamalarındaki artışı kontrol ederek, gelirleri belli bir seviyede tutarak birkaç yıl buna dikkat edelim. Bunun geri dönüşleri mutlaka olacak.” İfadelerini kullandı.