Halkbank web
Ekonomi Kaynak: (İHA) 13.12.2016 23:22 Güncelleme: 14.12.2016 16:45

"Avrupa ekonomisinin sağlıklı yapıya kavuşması Türkiye için önemli"

TÜSİAD Başkanı Cansen Başaran, AB çerçevesi dışında kalan bir Türkiye'nin kalkınma hedeflerinin ciddi bir sekteye uğrayabileceğine dikkat çekerek, "Avrupa ekonomisinin daha sağlıklı yapıya kavuşması Türkiye için kritik öneme sahiptir" dedi. Antalya Sanayici ve İşadamları Derneği (ANSİAD) tarafından düzenlenen "Küresel Ekonomi ve Türkiye Ekonomisinin Dayanıklılığı" başlıklı 22...
"Avrupa ekonomisinin sağlıklı yapıya kavuşması Türkiye için önemli"
TÜSİAD Başkanı Cansen Başaran, AB çerçevesi dışında kalan bir Türkiye’nin kalkınma hedeflerinin ciddi bir sekteye uğrayabileceğine dikkat çekerek, “Avrupa ekonomisinin daha sağlıklı yapıya kavuşması Türkiye için kritik öneme sahiptir” dedi.

Antalya Sanayici ve İşadamları Derneği (ANSİAD) tarafından düzenlenen “Küresel Ekonomi ve Türkiye Ekonomisinin Dayanıklılığı” başlıklı 22. Akdeniz toplantısına katılan TÜSİAD Başkanı Cansen Başaran, konuşmasına İstanbul Beşiktaş’ta yaşanan terör saldırısını kınayarak başladı. Yaşananların tarifinin mümkün olmadığını aktaran Başaran, “Yaşanan terör saldırısı hepimizi derin üzüntüye boğdu. İnsanlık dışı bu saldırıyı kınıyoruz. Dünya çalkantılı bir dönemden geçiyor. İçinde bulunduğumuz durumu düzensizlik çağı, yeni bir Soğuk Savaş, hatta vekaleten savaşlar aracılığıyla yürütülen yeni bir sıcak dünya savaşı olarak gören yaklaşımlar gün geçtikçe çoğalıyor” dedi.



"AB İLE İLİŞKİLERİMİZİN SÜREKLİ YIPRANDIĞI BİR SÜREÇ YAŞIYORUZ"

“2008 krizinden bu yana dünya ekonomisi tam olarak toparlanmış değildir” diyen Başaran, “Bu durum ekonomik açıdan pek çok sonuç içermesinin yanında, siyasi anlamda da dünyayı sarsmış durumda. Özellikle finansal kriz sonrasında, küreselleşmenin ulusal egemenliğin önüne geçmesine yönelik bir direnç var. Gelişmiş ülkelerde küreselleşme ve göçmen karşıtlığının yükseldiğini görüyoruz. İngiltere’nin AB’den çıkma kararı alışı, Amerika’da başkanlık seçimleri, İtalya’da geçtiğimiz hafta ciddi ekonomik reformlar içeren paketin referandumda reddedilişi, Çin’de siyasal sistemin tekrar içe kapanma eğilimi ve radikal sağ partilerin bazı Avrupa ülkelerinde yükseliyor oluşu, son dönemde şahit olduğumuz önemli gelişmeler. Gelişmiş ülkelerde küreselleşme ve göçmen karşıtlığının yükseldiğini görüyoruz. İngiltere’nin AB’den çıkma kararı alması, ABD’de başkanlık seçimleri, İtalya’da ekonomik paketin reddedilmesi, son dönemde şahit olduğumuz önemli gelişmeler. ABD’nin dünya ile ilişkilerini nasıl kurgulayacağı, Türkiye açısından da son derece önemli olacaktır” dedi.

"AB ile ilişkilerimizin giderek yıprandığı bir süreç içindeyiz" diyen Başaran, "Burada tek bir tarafı haklı ya da haksız görmek mümkün değil. Karşılıklı olarak üyelik müzakerelerindeki süreçte iki taraf da üzerine düşeni tam olarak yapmıştır diyemeyiz. Bunun sonucunda üyelik sürecindeki ivme her iki taraftan kaynaklanan nedenlerle önce kaybedildi, sonrasında da geriye gidişler oldu. Avrupa ekonomisinin bizim için olan önemini sizler de çok iyi biliyorsunuz. AB ekonomik çerçevesi dışında kalan bir Türkiye’nin kalkınma hedefleri ciddi sekteye uğrayabilir. Ancak AB üyelik perspektifini koruyan bir Türkiye ile mevcut ekonomik ilişkiler kümesi ve tedarik zincirleri korunabilir, siyasal demokratik değerler ortak değerler haline gelebilir" şeklinde konuştu.



"TÜRKİYE AB İLE MÜZAKERELERDE İLERLEDİKÇE DÜNYANIN GERİ KALANIN DOĞU İLE İLİŞKİLERİ GÜÇLENİYOR"

Türkiye’ye giren doğrudan yatırımların yüzde 76’sının AB ülkelerinden geldiğini kaydeden Başaran, "İhracatımızın yarıya yakınını Avrupa ile yapıyoruz. Türkiye’ye gelen turistlerin yüzde 45’i AB ülkelerinden geliyor. Avrupa ekonomisinin daha sağlıklı yapıya kavuşması Türkiye için kritik öneme sahiptir. Türkiye AB ile müzakerelerde ilerledikçe dünyanın geri kalanının doğu ile ilişkileri güçleniyor. AB iş dünyası olarak sahip çıkmamız gereken bir projedir. Küresel dalgalanmalar arttıkça, kur üzerindeki belirsizlik artıyor. Üreticilerimiz, ihracatlarımız için öngörülebilirlik azalıyor. Son iki yıldır yaşadığımız terör olayları ve siyasi belirsizliklere rağmen, Türkiye ekonomisi yavaşlıyor ama büyümeye devam ediyordu" diye konuştu.



"TÜRKİYE’DE SURETLE DEĞİŞEN GÜNDEM, EKONOMİK REFORMLARI DETAYLI BİR ŞEKİLDE TARTIŞMAMIZA FIRSAT VERMİYOR"

Son açıklanan rakamların üçüncü çeyrekte ekonominin yüzde 1,8 oranında daraldığına işaret ettiğini açıklayan Başaran, “Bu suretle tedbir almamız gereken bir alandır. Türkiye’nin en az yüzde 5 büyümeye ihtiyacı var. Temmuz ayında yaşadığımız hain darbe girişimi ve arkasından yaşananlar, elbette ekonomimizi etkiledi. Önemli olan buradan nasıl ilerleyeceğimizdir. Türkiye’de süratle değişen gündem, ekonomik reformları detaylı bir şekilde tartışmamıza fırsat vermiyor. Artık her şeyin akıllısı var. Her şeyin hızla dijitalleştiği bir döneme giriyoruz. Tüm bunlar sanayi yatırımlarını da etkiliyor. Bugün bu değişimi yakalamayan şirketlerin, gelecekte ayakta kalmaları pek mümkün görünmüyor. Rekabet Endeksi Raporuna göre Antalya’nın 2014 yılında 2008 yılına göre bir basamak yükseldiğini, en rekabetçi 4. kent olduğunu görüyoruz. 2014 yılında yakalanan bu ivmenin tarım ve turizm alanında yaşanan sıkıntılar nedeni ile olumsuz etkilendiğini biliyoruz. 2050 yılında son bir yılda üretilenden daha fazla gıda üretilmesi gerekecek. Türkiye nüfusunun 2050 yılında 95 milyona ulaşması bekleniyor. Anca düşük seyreden tarımsal verimlilik Türkiye’nin kendisine yeterliliğini sıkıntıya sokuyor” ifadelerini kullandı.



"2016 ÜLKEMİZDE TURİZMİ OLUMSUZ ETKİLEYEN EN ÖNEMLİ SORUN, TERÖR VE TÜRKİYE’NİN İMAJ PROBLEMİ OLDU"

Turizmin pek çok sektörü doğrudan etkilediği için sektörde yaşanan sıkıntıların bir domino etkisi yaptığını kaydeden Başaran “Turizm konusunda sürdürülebilirlik konusunda çalışma yapıyoruz. Alternatif turizmi çeşitlenmesi gerekiyor. Dünya turizm hareketinde için en önemli faktörlerden bir tanesi o ülkenin güvenliğidir. 2016’da ülkemizde turizmi olumsuz etkileyen en önemli sorun, terör ve Türkiye’nin imaj problemi oldu. Geleceğe güvenle bakabildiğimiz, hukukun üstünlüğünün olduğu laik ve demokratik bir Türkiye talep ediyoruz” dedi.

Toplantının açılış konuşmasını yapan ANSİAD Başkanı Abdullah Erdoğan ise konuşmasında, "2001 krizinde sonra Türkiye’nin ekonomide dış politikada geliştirdiği hamleler dünyada parlayan yıldız olarak gösterilmesini sağladı. Türkiye yaşadığı sorunları aşacak güçtedir. Ancak bunun için, Yenikapı ve demokrasi nöbetleri ruhunu kaybetmeden, geliştirmemiz gerekir. Anayasa’daki köklü değişikliklerin daha fazla tartışılmasını diliyorum. Turizmde yaşanan düşüş hizmet sektörünü yüzde 8 küçülttü" ifadelerini kullandı.

TÜSİAD Başkanı Cansen Başaran konuşma öncesinde ANSİAD’a dahil olan iki üyenin rozetini taktı.