Seyahat - Turizm 01.09.2018 08:30 Güncelleme: 01.09.2018 17:13

Büyük, Canlı Ve Ülkeyi Besleyen Bir Şehir İtalyan Modasının Başkenti: Milano

Milano, adını ünlü moda evleri, seyredilmeye doyulmayan vitrinleri, terzilik, ve modern dikişle dünyaya duyuran bir kent. Herkesin görmeden gitmediği, belki de Avrupa'da en ünlü yerlerden Duomo ile futbol konusunda da Milan ve Inter sayesinde dünya ülkeleri Milano'yu iyi bilir. Ama Milano bundan çok daha fazlasını barındırıyor bünyesinde...
Büyük, Canlı Ve Ülkeyi Besleyen Bir Şehir İtalyan Modasının Başkenti: Milano

Hakan DİKMEN

Milano, İtalya’nın en kalabalık ikinci şehri. Şehirin toprakları ilkokul öğrenciliğimiz zamanımızda çok duydugumuz Po Vadisi’nin bir uzantısı üzerinde bulunuyor. Batıya Ticino Nehri ve doğuda Adda Nehri de Milano`dadır. Bu su yolları bildiginiz dere gibi değil. Üzerinde gemilerin gezdigi derin nehir suları. Yıllardır bu suyun debisi yani saniyedeki akış gücü değişmemiş.

Sforza Kalesi

Şehrin en büyük gelişme dönemi, Rönesans’tı. Bu süre zarfında Sforzesco Kalesi ve Filarete Kulesi , şehrin tam kalbinde, arkasındaki Parco Sempione ile inşa edilmiş. Aslında kocaman bir parkı da barındırıyor. Sanatsever iseniz buna bayılacaksınız. 15. yüzyıldan kalma ortaçağ kalesi, Leonardo da Vinci, Michael Angelus ve Mantenia gibi sanatçıların eserleriyle müzelere ve sanat koleksiyonlarına ev sahipliği yapıyor. Kaleye giriş ücretsiz, ancak müzelerin koleksiyonlarına hayran kalmak istiyorsanız bir bilet ödemeniz gerekecektir. Kalenin arkasında koca ağaçların olduğu şehir parkı olan yerde yaşı 60 üzerinde olanların dans ederek sosyalleştikleri bir alan da var. Ben de kızımla katıldım aralarına çok eğlendik.
Kalenin içinde gençlerin ve aslında herkesin çok seveceği bir sanal sütüdyo da var. Hem kaleyi eski çağlarda gibi geziyorsunuz hem de isterseniz kendinizi bir savaşın orta yerinde bulup düşman ile savaşıyorsunuz. Bu deneyimin 40 dakikası 15 euro.

Duomo... Milan ile neredeyse eşanlamlı

İnşası yaklaşık 6 yüzyıl süren Milano Katedrali, dünyanın 4. büyük katedrali unvanını taşıyor. Yapımına 1386 yılında Gian Galeazzo Visconti’nin emri ile başlanan ve İtalyan, Fransız ve Alman duvar ustaları tarafından 16. yüzyılda tamamlanan katedral 11.700 m² Ön cephesinin tasarımı 1805-1809 yılları arasında Napolyon’un emri ile Nicolas de Bonaventure tarafından gerçekleştirilen yapının duvarları hem 3 boyutlu heykellerle kaplanmış ve hepsinin de bir hikayesi var. Bana bu binayı gezdiren rehber, “aslında bu katetralin duvar hikayeleri bir günde anlatılmaz vakit lazım” dedi. Buraya metroyu kullanarak da rahatça ulaşabilirsiniz.

Duomo en yüksek yeri 108 metre. Burada da bir La Madonnina: Meryem altın heykeli vardır. 108 metreyi tırmanmaya izin verilmeyebilir. Ama siz, mutlaka Duomo çatısı ziyaret edin. Çıkması zor dışarıdan merdivenle tırmanıyorsunuz ama, aynı zamanda çok etkileyici bir şehir manzarasına da sahip oluyorsunuz. Bakire Meryem’in bu ünlü heykeli için damdan baktığınızda tarihi arkeolojiyi seviyorsanız ödüllendirecektir! Unutmayın ki kilisenin çatısına kadar 150 merdiven tırmanmak zorundasınız. Bir de adam başı 9 euro. Eğer Asansör ile çıkıveriyim derseniz de 13 euro. Ama iki şekilde de kuyruk var. Kısa bir hatırlatma. Bu Ekim, Duomo’daki “Müzik Ayı” dır. İlk tüzüğün 630. yıldönümü, bu yıl tapınağın içinde beş konser ile kutlanacak.

Poldi Pezzoli Müzesi


En tanınmış binalardan biri , şimdi sanat sergilerine ev sahipliği yapan Katedralin yanında neo-klasik pek uzakta olmayan Caravaggio, Titian ve Raphael gibi büyük sanatçıların zengin koleksiyonuyla Ambrosiana Kütüphanesi ve Resim Galerisi de var.

Milano’nun merkezinde bulunan kilise Leonardo da Vinci’nin dünyaca ünlü “Son Yemek” freskine ev sahipliği yapıyor. Yapımına 1463 yılında Guiniforte Solari tarafında başlanan ve manastır bölümü 1469, kilise bölümü 1482 yıllarında tamamlanan yapı 1980 yılından beri UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alıyor. Yaratıcı insan zekâsının sembolü sayılan Santa Maria delle Grazie Kilisesi’nin yan tarafında bulunan müzeye rezervasyon ile girilebiliyor.

Modayı simgeleyen İğne iplik heykeli en güzel kavşaklardan birinde yer alıyor.
Dünyanın moda başkentlerinden biri olan Milano’da tanınmış moda evleri ve lüks butikler birçok mağaza var. Fashionistas, cennetlerini İtalyanlar tarafından Quadrilatero d’Oro olarak bilinen “Altın Meydanı” nda bulabilirsiniz. Eğer, cüzdanlarınız izin veriyorsa bile çok zor seçim yapacaksınız. Çeşit bol ...
Moda evlerinin birçok açılışları oluyor. Modayla ilgileniyorsanız size yürüme mesafesinde olan “dört moda cadde»si önereceğim. Della Spiga, Via Manzoni,Via Sant ‘Andrea Via ve Via Montenapoleone. Haydi pazarınız bereketli ve aldıklarınız bol olsun. Sevgiyle kalın.

Galleria Vittorio Emanuele II
Dünyanın en eski alışveriş merkezlerinden biri sayılan “Duomo di Milano’nun yanında.
Giuseppe Mengoni tarafından 1861 yılında tasarlanan ve 1865-1877 yılları arasında inşa ettirilen Galleria Vittorio Emanuele II, İtalya Krallığı’nın ilk kralının adını taşıyor. Milano gezilecek yerlerin başında gelen yapı mimarisi, şık restaurantları ve elit mağazaları ile ziyaretçilerini büyülüyor. İçinde ilginç bazı şekiller var. Mesela bir tanesinin tam ortasına ayağınızın topğunu koyarak 360 derece dönerseniz sevdiğinize kavuşuyorsunuz. Ya da sevgili buluyorsunuz. Eğer bir arayış içindeyseniz etrafta bekleyen güzel hanımlar ve beyler var. Belki İtalyan bir eşiniz olabilir.

La Scala Opera evi


Projesi 1776 yılında Avusturya İmparatoriçesi Maria Theresia tarafından onaylanan, yapımı Pietro Marliani, Pietro Nosetti ve Antonio ile Giuseppe Fe tarafından tamamlanan La Scala Opera Evi İtalya’nın en büyük sahnesini barındırıyor. Yıl içerisinde eşsiz temsillerin sergilendiği binada ayrıca operanın tarihine dair eserlerin sergilendiği La Scala Müzesi; müzisyen, teknik personel ve dansçı yetiştirilen Gösteri Sanatları Akademisi ve klasik balenin en önemli okullarından biri olan La Scala Bale Okulu bulunuyor