Türkiye - Gündem 18.09.2018 12:10 Güncelleme: 18.09.2018 15:53

"Büyük Sıkıntılar Aşıldı"

Terör ve güvenlik uzmanı gazetemiz yazarı Abdullah Ağar, Erdoğan-Putin görüşmesi sonrası şu değerlendirmelerde bulundu:
"Büyük Sıkıntılar Aşıldı"

Büyük bir sıkıntı vardı, bu sıkıntının aşıldığını görüyoruz, bu anlamda sevindirici. Bir diğer tarafıyla Türkiye ile Rusya Tahran'da açıkçası karşı karşıya kalmışlardı, İdlib üzerinden. Şimdi bu karşı karşıya kalışın büyük ortak iş birliğine, sadece fikri anlamda bir iş birliğinden ziyade bir askeri iş birliğine dönüştüğüne, bunun bir şekilde karara bağlandığı gözüküyor. Bu çok önemli, yani iki asker koordineli hareket edecek, hatta belki de beraber etki ortaya koyacaklar. Bunu çok önemsiyorum, çünkü şu ana kadar sahada böyle bir fotoğraf yoktu. 

Bir diğer tarafıyla da Menbiç sürecine nazire eden bir başka boyutu da var. Tampon bölge, yani, rejimle muhalifler arasında silahtan arındırılmış bir bölge.. Bu bölgenin açıkçası nereleri olacağını şu an öngörmemiz mümkün değil ama, İdlib'i çepeçevre konuştuğumuz taktirde rejimin olduğu alanlarla muhaliflerin olduğu alanlar arasında yaklaşık 25-30 kilometrelik bir derinlik tanımlaması yapılan alandan bahsediliyor. 

Bir diğer tarafıyla tabi bir sorun herkes tarafından biliniyor, iki ülke arasında ortaya çıkan bu iradenin ve bu irade beyanının bir şekilde sahadaki gruplar tarafından nasıl karşılanacağı. Şu an için Türkiye açısından en önemli sorun bu. Özgür Suriye Ordusu veyahut muhalif olarak tanımlamış olduğumuz ılımlı muhalefetten ziyade sorunu teşkil eden Heyeti Tahrir Şam’ın bu mutabakatı nasıl karşılayacağı. Onlar da tabiki takip ettiler, onlarda bir cümle kuracaklardır kendi içlerinde ama, sonuçta onlar nasıl bir cümle kurarlarsa kursunlar bu saatten sonra silahların tekrar konuşmasını kimsenin istemediğini öngörmemiz mümkün. Ama bir şekilde bir reaksiyon, bir şekilde bir karşı duruş söz konusu olursa buna dair de iki devletin, iki güçlü devletin ortaya koymuş oldukları bir ortak iradenin, ortak aklın artık tecelli ettiğini de ifade etmemiz gerekiyor. Ümit ederim bir şekilde oradaki yapı çeşitli kanallar üzerinden ve değişik etkiler üzerinden kan akmadan bir şekilde oradaki sorun, sorunu teşkil eden yapılar çözülür. 

Rusya bir şart ortaya koştu bu önemli, diyorki; 'Benim üslerim var, isim de zikretti Putin Tartus ve Hmeymim, buralara başta bombalı dronelar olmak üzere bazı etkilerle karşı karşıya kaldık. Bu İdlib bölgesinden geliyordu, gelmesin artık. Bununla ilgili bir garanti istiyorum. Bir diğer tarafıyla da Halep bölgesine İdlib bölgesinden bir tehdit üremesin. Bunu istiyorum” dedi Putin. Bir diğer tarafıyla da Hama'yı zikretti. Belli ki, Putin bunu Tahran'da da ifade etmişti, bu noktada Türkiye'nin konuyla ilgili bir irade beyanı olduğu anlaşılıyor. Şimdi bunu sahada göreceğiz. Bunu sahada görürken askeri varlığın artırılmasıyla ilgili, etkinin artırılmasıyla ilgili bir fotoğraf var. Türkiye ile Rusya'nın arasındaki sıkıntının çözülmesi çok önemliydi, bu çözülmüş gözüküyor. Bir diğer tarafıyla sadece Fırat'ın doğusuna yönelik çok önemli bir adım aslında burası. Çünkü sonuçta şu cümleyi Sayın Erdoğan da ifade etti burada. Dedi ki: İdlib Suriye'nin üniter yapısına tehdit değil, Suriye'nin üniter yapısına tehdit Fırat'ın doğusu. İdlib çözülürse Rusya'nın, Türkiye'nin ortaya koyacakları ortak iradenin Fırat’ın doğusundaki PKK varlığına yönelik de ortaya koyacağı hem jeopolitik, hem stratejik, hem siyasi, hem de uluslararası hukuka uygun ortak bir etki tecelli edecek”. Bu anlamda çok önemli olduğunu düşünüyorum.

Öte yandan, tampon bölge ile kastedilen çatışan gruplar arında bir bölge oluşturulması ve buranın silahlılardan arındırılması. Bu kimler tarafından sağlanacak, Türk ve Rus askerleri tarafından sağlanacak.