Vakıf Katılım web
Türkiye - Gündem 24.11.2020 15:53

"Cemal Kaşıkçı ile ilgili en adil kararı Türk mahkemeleri verecek"

AK Parti Genel Başkan Danışmanı Aktay, "(Cemal Kaşıkçı davası) En adil kararın Türk mahkemeleri tarafından verileceğine inancımız sonsuz. Zira bu davayı görme yetkisine sahip olan Türk mahkemesidir. Çünkü olay Türkiye'de cereyan etmiştir." dedi.
"Cemal Kaşıkçı ile ilgili en adil kararı Türk mahkemeleri verecek"

AK Parti Genel Başkan Danışmanı Yasin Aktay, Washington Post yazarı Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın, 2018'de Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğunda katledilmesine ilişkin en adil kararın Türk mahkemeleri tarafından verileceğine inancının sonsuz olduğunu söyledi.

Kaşıkçı'nın öldürülmesine ilişkin 26 kişinin "tasarlayarak ve canavarca hisle eziyet çektirerek kasten öldürmeye azmettirme" ve "tasarlayarak ve canavarca hisle eziyet çektirerek kasten öldürme" suçlarından yargılandığının davanın ikinci duruşmasının ardından basın açıklaması yapıldı.

Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'nın önünde açıklamalarda bulunan AK Parti Genel Başkan Danışmanı Aktay, Cemal Kaşıkçı ile ilgili en doğru, gerçekçi, usule ve hukuka uygun davanın Türkiye'de yürütüldüğünü belirtti.

Davanın İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldüğünü, bugünkü duruşmada tanıkların dinlenildiğini ve kurumlarla gerekli yazışmaların yapıldığını anlatan Aktay, mahkemenin eldeki bütün veriler ve delillerle, en ince ayrıntılarla dosyayı ele aldığını ifade ederek, "En adil kararın Türk mahkemeleri tarafından verileceğine inancımız sonsuz. Zira bu davayı görme yetkisine sahip olan Türk mahkemesidir. Çünkü olay Türkiye'de cereyan etmiştir. Türkiye'nin egemenlik hakkına da bir tecavüz söz konusudur. Dolayısıyla Türkiye'de, hiç kimsenin baştan peşin peşin aleyhine olmak üzere kurgulanmış bir mahkeme yoktur. Sanıklar tarafından kendilerine avukat tutulmadığı halde Türkiye'de yasaları gereği kendilerine avukat tayin edilmiştir. Bu avukatlar, onların hukukunu da savunmaktadır." dedi.

Suudi Arabistan ile Türkiye'nin yargı kurumları arasında şu an için bir iş birliği oluşmadığını anımsatan Aktay, Türkiye'ye gelen Suudi Arabistan Başsavcısının, "Bütün delilleri bize verin, mahkemeleri biz yürütelim." talebinin kabul edilebilir bir talep olmadığını belirterek, şunları ifade etti:

"Eğer gerçekten adalet kaygımız, endişemiz varsa Türk mahkemesine güvenmekten başka bir yol yok. Eğer adalet talebi varsa Türk mahkemelerine güvenmeleri lazım. Çünkü Türk mahkemeleri, peşin peşin aslında hiç kimsenin karşısında karar vermez, yargıda bulunmaz. Bütün eldeki deliller neyse ona göre hüküm verilecektir. Türkiye peşin olarak hiç kimsenin ne düşmanıdır ne de karşısındadır ama elde bir takım veriler varsa o verilerin peşinden sonuna kadar da gitmek gerekiyor."

"Suudi Arabistan'ın yaptığı yargılamada olumlu bir şey, elle tutulur bir şey görmedik"

Duruşmada tanık olarak dinlenilen Kaşıkçı'nın arkadaşı, Mısır'daki Devrimin Yarını Partisi Lideri Dr. Eymen Nur, bir hukukçu olarak bu davanın tamamen Türkiye'de icra edilmesi gerektiğine inandığını söyledi.

Bağımsız yargıdan bahsedilecekse bunun Türkiye'de varlığının görüldüğünü ifade eden Nur, şunları kaydetti:

"Dolayısıyla adil bir şekilde yargılama isteniyorsa mutlaka Türk topraklarında yapılması gerekiyor. Siyasal yapı ile yasama sistemi arasında, bu dava noktasında herhangi bir bağlantı yoktur. Özellikle onu belirtmek isterim. Ayrıca mahkemede bulunmaktan sonra derece mutlu olduğumu belirtmek isterim. Burada gözlemlediğimiz kadarıyla son derece dakik bir şekilde bütün detaylarıyla dava yürütülmektedir ve gördüğüm kadarıyla olumlu sonuçlar olacak."

Suudi Arabistan'ın maalesef siyasetinde ve yasama sisteminde şeffaf bir şekilde davranmadığını belirten Nur, "Suudi Arabistan'ın yaptığı yargılamada olumlu bir şey, elle tutulur bir şey görmedik. Orada adaletten daha ziyade zulmün daha çok ağır bastığını gördük. Önümüzdeki süreçlerde ve bütün dünya, Türkiye'nin bu haklı davasında Türkiye'yi yalnız bıraktıklarına üzülecek. İnsanların ve dünyanın bu davaya sahip çıkmadığı bir ortamda, Türkiye'nin bunu göğüslediğini ve Türkiye'nin bu davayı adil bir şekilde yürüttüğünü görecek. Cemal Kaşıkçı davasından, bence Türk kardeşlerimizin, Türkiye'nin iftihar duyması gerekir. Burada haklı bir davanın yürütülmesi nedeniyle dünyadaki özgür insanların iftihar duymaları ve Türkiye'yi tebrik etmeleri gerekir." dedi.

Suudi Arabistan'ın bu davayla ilgilenmediği söyleminin tamamen yanlış olduğunu vurgulayan Nur, buna delil olarak da çok yakın bir tarihte kendisinin bu davaya tanık olarak katılmaması için Suudi Arabistan'ın bir takım tehditkar davranışlar sergilemesinin gösterilebileceğini anlattı.

"Şeffaf, kamuoyuna açık bir yargılamaya tanık olduğumuz için çok memnunuz"

RSF Sınır Tanımayan Gazeteciler Kampanyalar Direktörü Rebecca Vincent ise Sınır Tanımayan Gazeteciler'in Cemal Kaşıkçı davasını izlemek için İstanbul'a uluslararası bir heyet gönderdiğini söyleyerek, "Suudi Arabistan'da gerçekleştirildiğinin tersine şeffaf, kamuoyuna açık bir şekilde bir yargılamaya tanık olduğumuz ve duruşmayı izleme olanağı bulduğumuz için çok memnunuz. Doğrusunu söylemek gerekirse Sınır Tanımayan Gazeteciler'in müdahillik başvurusunun reddedilmesi bizde hayal kırıklığı yarattı. Bizce bu müdahillik, davaya uluslararası boyut kazandırılması ve uluslararası düzlemde tutulması konusunda büyük fayda sağlayabilirdi ancak bu karar var diye de dosyadan uzaklaşacak değiliz." ifadesini kullandı.

Cemal Kaşıkçı dosyasını gelecekte de çok yakın şekilde takip ederek adaletin sağlanması bakımından gerekli katkıları yapmaya devam edeceklerini ifade eden Vincent, şunları kaydetti:

"Bu dava sürdükçe prosedür olarak olanaklar da bitmeyecek, imkanlar bitmeyecek, modern çağda gerçekleşmiş en canice cinayetlerden birisi olarak Cemal Kaşıkçı dosyasında adalet sağlanıncaya kadar Sınır Tanımayan Gazeteciler olarak katkılarımızı esirgemeyeceğiz. Dünya kamuoyunun, işleri olağan şekilde yürütmeye bir son vermesi gerekiyor. Biliyorsunuz ki bugünlerde Riyat'ta G20 zirvesi yürütülüyor. Bizler G20 zirvesi dolayısıyla Cemal Kaşıkçı için adalet çağrılarımızı yinelemekle birlikte halen Suudi Arabistan'da tutuklu bulunan 34 gazetecinin serbest bırakılması da dahil olmak üzere bir dizi talebimizi dünya liderlerine ilettik ve dediğimiz gibi bu yöndeki taleplerimiz sürecektir."