Röportaj 15.10.2018 03:00 Güncelleme: 15.10.2018 00:13

'Dans Eden Ruhtur Beden Ona Eşlik Eder'

II. Uluslararası Mersin Engelsiz Sanat Festivali kapsamında sahnelenen, olağanüstü dans performanslarıyla kendilerine hayran bırakan "Rüyalar ve Maskeler"in koreografı Hakan Ceyhan, gerçekleştirilen bu proje hakkında YeniBirlik'in sorularını yanıtladı
'Dans Eden Ruhtur Beden Ona Eşlik Eder'

SEMA SEZEN

Tüm dünyadan engelli sanatçıları bir araya getirerek kar amacı gütmeden tamamen hizmet ve farkındalık yaratma amacıyla hayata geçirilen, 11 ve 14 Ekim tarihleri arasında Mersin Uluslararası Engelsiz Sanat Festivali bu yıl ikinci kez düzenlendi. Festivale, Türkiye dâhil 19 farklı ülkeden, engelleri azim, umut ve başarı ile aşmış müzik, resim, dans, fotoğraf gibi sanat dallarından toplam 100 sanatçı katıldı. Başarılı koreograf Hakan Ceyhan, engelli sanatçılar için Avrupa çapında artistik rekreasyonu teşvik etmeyi amaçlayan evrensel bir sahne sanatları projesi olan "Rüyalar ve Maskeler"in öyküsünü anlattı.

-Rüyalar ve Maskeler’in hikâyesini sizden dinleyebilir miyiz?

Aslında bu, BIOMECHANICS HUMATERRA MODERN DANS PROJESİ’nden doğan bir proje. Biomechanics, engelli sanatçılar için Avrupa çapında artistik rekreasyonu teşvik etmeyi amaçlayan evrensel bir sahne sanatları projesi. Avrupa Birliği’nin Kültür Programı tarafından destekleniyor ve Yunanistan (Dagipoli Dance Co.), İtalya (Il Cortile) ve Türkiye (Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği) ortaklığında yürütülüyor. Sanatçıların becerilerini geliştirecek ve sanatsal çalışmalara daha aktif katılımlarını sağlayacak şekilde eş organizatörler ve sorumlu ortaklar arasında güçlü bir işbirliği ağı kurarak fiziksel olarak engelli sanatçıların keşfedilmesi, teşvik edilmesi ve daha fazla eğitim almalarını amaçlayan bir girişim. Başta bir bütün olarak insan vücudunun motor sistemi olmak üzere biyolojik sistemi ve mekanik kurallarından ilham alıyor.

Rüya ve Maskelerin hikâyesi ise dans etmek isteyen, dans ile kendini ifade etmek isteyen bedensel engelli bir dansçının toplum tarafından ötekileştirilip dışlanmasını konu alıyor. Yaşadığımız hayat ve gerçek olaylardan esinlenip hazırlanan hikâye kimi zaman dansçının rüyasından kimi zaman da günlük hayatından kesitler sunuyor. Aşkını, tutkusunu, yaşadığı zorlukları ve bu zorluklarla nasıl mücadele ettiğini izliyoruz.

-Gösterinin nasıl bir alt metni var, gösteri neyi amaçlıyor?

Gösteri özünde “Dans eden ruhtur, beden ona eşlik eder.” felsefesini insanlara anlatmayı amaçlıyor. Sahnede ve gerçek hayatta herkesin aslında eşit olduğunu, insanları engelleyenlerin yine insanlar olduğunu anlatıyor.

-Gösteride sahne alan dansçılara dair de bilgi alabilir miyiz sizden?

Gösteride sahne alan tüm dansçılar uzun prova süreci geçirip modern dans, kontak dans, hip hop, street jazz, lirik tango, sirtaki gibi pek çok dans türünde eğitim alıp performansa hazırlandılar. 4 ortopedik engelli, 1 işitme engelli, 7 engelsiz toplam 12 dansçı yer alıyor. Ayrıca gitar, mandolin ve keman eşliğinde dünyaca ses getirmiş eserler seslendiriliyor. Gitar ve mandolini de görme engelli Kerim ve Selim Altınok kardeşler yorumluyor, kemanda ise yüzde 80 görme engeli olan Şafak Tunalıoğlu var.

-Gösterinin sanat danışmanlığını ünlü balet Tan Sağtürk yapıyor, değil mi?

Tan Sağtürk ile yollarımız proje planlaması sırasında TOFD sanat atölyesinde kesişti. Kendisine proje hakkında danıştık, o da gayet olumlu ve güzel olacağını söyledi.

-Mersin Uluslararası Engelsiz Sanat Festivali, bu yıl ikinci kez düzenlendi. Festivalin önemi ve sürekliliğinin sağlanması konusunda neler söylemek istersiniz?

Mersin Uluslararası Engelsiz Sanat Festivali’nin ülkemize çok katkısı olacağını düşünüyoruz ve ülkemizde engellerin sanat ile nasıl aşıldığını diğer ülkelere de gösterip onlara bu konuda öncü olacağımıza inanıyoruz. Ülkemiz adına atılmış çok güzel ve çok özel bir etkinlik. Orada olacağımız için ekip olarak çok heyecan ve mutluluk içindeyiz.

-Engelli bireylerin sosyal hayata katılımıyla ve toplumdaki farkındalıkla ilgili geçmişle bugünü kıyasladığınızda nasıl gelişmeler var?

Geçmişten günümüze toplumsal farkındalık, engelli bireylerin sosyal sanatsal alanda daha fazla bulunmasını değerlendirecek olursak; son zamanlarda geçmişe göre ciddi bir artış var. Gerek sosyal medyanın doğru kullanılması gerek insanların bu konuda daha duyarlı olmasından kaynaklanan bir farkındalık var ancak yeterli değil. Engelli bireylerin erişilebilirliği, ulaşılabilirliği ciddi sorun.

-Hayata dair bir mottonuz var mı?

Hayat bize verilmiş en güzel hediye nasıl olursa olsun. Nerede olursa olsun hayat enerjimizi tüm canlılarla paylaşmalıyız.