Vakıf Katılım web
Türkiye - Gündem 20.09.2019 11:42

Eski HSYK üyesi Kerim Tosun'a verilen cezanın gerekçesi açıklandı

Yargıtay Ceza Genel Kurulu, etkin pişmanlıktan faydalanan eski HSYK üyesi Kerim Tosun'a FETÖ üyeliğinden verilen 2 yıl 9 ay 22 gün hapis cezasının onandığı kararının gerekçesini tamamladı.
Eski HSYK üyesi Kerim Tosun'a verilen cezanın gerekçesi açıklandı

Yargıtay Ceza Genel Kurulu, eski Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) üyesi Kerim Tosun'un, etkin pişmanlık hükümlerinden faydalandırılarak, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyeliğinden aldığı 2 yıl 9 ay 22 gün hapis cezasının onanmasına ilişkin kararın gerekçesini tamamladı.

Tutuklu bulunduğu sırada itirafçı olan daha sonra tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan eski HSYK üyesi Kerim Tosun, ilk derece mahkemesi sıfatıyla yargılama yapan Yargıtay 9. Ceza Dairesince, etkin pişmanlık hükümlerinden faydalandırılarak, 2 yıl 9 ay 22 gün hapis cezasına çarptırılmıştı. Temyiz üzerine dosyaya bakan Yargıtay Ceza Genel Kurulu ise kararı onamıştı.

Ceza Genel Kurulunun, onama kararına ilişkin gerekçesinde, yargılama öncesi ve sonrasında ele geçen belgeler ile tanık beyanlarına yer verildi.

FETÖ'ye yönelik çeşitli tespitlerin de bulunduğu gerekçede, örgütün siyasi, ekonomik ve toplumsal yeni bir düzen kurma tasavvuruna sahip olduğu, örgüt liderinden aldığı talimatlar doğrultusunda hareket ettiği vurgulandı.

Büyük bir gizlilik içerisinde hareket eden örgütün, özel haberleşme kanalları da kullandığı aktarılan gerekçede, FETÖ'nün kendi mensubu olmayanları da düşman olarak gördüğü ifade edildi.

Gerekçede, devletin tüm kurumlarını ele geçirme amacı taşıyan FETÖ'nün "gizli yaşamak, her zaman korkmak, doğruyu söylememek, gerçeği inkar etmek" üzerine kurulduğuna işaret edildi.

"Kainat imamı olarak görülüyor"

FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in çeşitli talimatlarına vurgu yapılan gerekçede, örgütün bütünlüğü üzerinde tek hakim ve önder olan Gülen'in örgüt içerisinde kainat imamı olarak görüldüğü anlatıldı.

Örgüt elebaşı Gülen'in, yargıda kanun dışı kadrolaşmaya, yargıya egemen olmaya yönelik çeşitli talimatlar verdiğinin altı çizilen gerekçede, örgütün, mensuplarına hakim ve savcılık sınavlarına girmelerine yönelik talepte de bulunduğu bildirildi.

Gerekçede, sınavları kazanan örgüt mensuplarının sürekli takip edildiği, hakim ve savcı adaylığı süreçlerinde de adayların gruplar halinde örgüt tarafından finanse edilen evlerde kalmalarının sağlandığı aktarıldı.

Örgüt aleyhine konuşanların tespiti istenmiş

Türkiye Adalet Akademisi stajında adayların staj dönemlerine göre ayrıldığı ifade edilen gerekçede, bazı örgüt mensubu adaylara Türkiye Adalet Akademisi yurdunda kalmaları tavsiye edilerek, bu kişilerden, örgüt lehine ya da aleyhine konuşanları bildirilmelerinin istendiği belirtildi.

Gerekçede, örgüt üyesi hakim ve savcıların T1, T2, T3, T4 ve T5 olarak kategorize edilerek taşra, devre yapılanmasının oluşturulduğu kaydedildi.

HSYK üye seçimine yönelik örgüt stratejilerinin de değerlendirildiği gerekçede, örgütün yüksek mahkemelere üye belirlemede de çeşitli yöntemler izlediği anlatıldı.

Sanık Kerim Tosun'un eylemlerine ilişkin tespitlerde bulunulan gerekçede, örgüte ait Bank Asya'ya para yatırılmasının tek başına değerlendirildiğinde bunun "silahlı terör örgütüne yardım" niteliğinde olduğu belirtilen gerekçede, bankadaki hesabın sanığın eşi adına olduğu, bu hesabın varlığından, işlemlerden hareketle sanığa atılı örgüt üyeliği suçunun sabit olduğundan söz edilemeyeceği vurgulandı.

Gerekçede, örgüt içinde yer aldığını açıkça kabul eden Tosun'un ByLock kullanıcısı olduğu aktarıldı.

Sanığın örgüt toplantılarına katıldığı, himmet verdiği anlatılan gerekçede, örgütün yargıdaki kadrolaşma faaliyetleri kapsamında, hakim adaylığı için yapılacak sözlü sınavlar öncesinde kendisine başvuran örgüt mensuplarını, bu sınavı kazanabilmeleri için kendilerine referans olabilecek diğer örgüt mensuplarına yönlendirdiği kaydedildi.

Gerekçede, Tosun'un, örgüte mensup olduklarını, hatta örgütün mahrem yapısı içerisinde de üst konumda olduklarını değerlendirdiği kişilerle mesleki ve sosyal ilişkinin ötesinde, birlikte yürüttükleri faaliyetler itibarıyla gizli bir oluşumun içerisinde olduğunu fark etmesine rağmen irtibatı sürdürdüğü bildirildi.

Tosun'un 2014'teki HSYK seçimlerinde örgüt mensubu olduklarını bilip kabullendiği kişilerin talebi üzerine örgüt lehine kararlar alınabilmesi için HSYK üyeliğine aday olduğu aktarılan gerekçede, bu kişilerin kendisinin seçilebilmesi adına yaptıkları çalışmalar sayesinde sanığın üye olarak seçilip göreve başladığı vurgulandı.

Sanığın kuruldaki görevi esnasında da örgütün mahrem yapılanmasındaki üst düzey mensuplarından Nazmi Dere'nin örgüt mensubu diğer hakim ve savcılarla ilgili Kurulda görüşülen dosyalarda örgüt lehine muhalefet şerhleri yazmasına dair verdiği talimatları yerine getirdiği kaydedilen gerekçede, örgüte ait televizyon kanallarının çıkartılması nedeniyle Digitürk aboneliğini sonlandırmak istediği belirtildi.

Gerekçe'de, Kerim Tosun'la ilgili şunlar kaydedildi:

"Sanığın örgütün üyesi sıfatıyla ve örgüt üyeliğinden kaynaklanan hiyerarşi içerisinde hareket ederek örgütün Türkiye Cumhuriyeti Devletinin tüm anayasal kurumlarını ele geçirmeye yönelik herhangi bir kamu göreviyle bağdaşmayan nihai amacına ulaşmak için bir süreç ve basamak olarak gördüğü yargısal mekanizmalara egemen olma faaliyetleri kapsamında Yargıtay ve sonrasında HSYK üyeliğine yerleştirildiği, örgütsel amaçların gerçekleştirilmesine yönelik örgütsel motivasyon ile hareket ederek örgüt adına çalışmalar yaptığı, bu suretle sanığın FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün hiyerarşik yapısına dahil olduğu ve böylelikle silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediği anlaşılmaktadır."

Tosun'un tutuklandıktan sonra etkin pişmanlıktan yararlanarak, çeşitli ifadeler verdiği hatırlatılan gerekçede, sanığın örgütsel faaliyetler ile örgüt mensubu olduğunu bildiği kişilerle ilgili beyanlarda bulunduğu belirtildi.

Etkin pişmanlık indirimi tespiti
Sanığın etkin pişmanlığını kovuşturma aşamasında da sürdürdüğüne işaret edilen gerekçede, Tosun hakkında Türk Ceza Kanununun 221. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanma koşullarının oluştuğu kaydedildi.

Etkin pişmanlık hükümleri nedeniyle sanığın cezasında yapılan indirim oranının üst hadden uygulanmamasının da doğru olduğuna dikkat çekilen gerekçede, şu görüşlere yer verildi:

"Sanığın referans olduğu örgüt mensuplarına, HSYK üyeliği sürecinde konumu itibarıyla kendisiyle irtibat kurup örgüt ve mensupları lehine talepte bulunan diğer kişilere ilişkin açıklamalarda bulunmadığı, dolayısıyla örgütle ilgili muhakkak vakıf olduğu değerlendirilen tüm bilgileri paylaşmadığı hususları birlikte değerlendirildiğinde, Özel Dairece sanık hakkında etkin pişmanlık nedeniyle uygulanan indirim oranının üst sınırdan olmamakla birlikte, 5/8 oranında üst sınıra yakın olarak belirlenmesinin de isabetli olduğu değerlendirilmiştir."