Halkbank web
Ekonomi 02.10.2017 16:00 Güncelleme: 02.10.2017 16:34

​Faizsiz Finans Kanun YAKINDA

Faizsiz Finans Kanun Taslağı.. Türkiye'de finansal sistemi düzenleyen en önemli yeniliklerden birisi olarak karşımızda durmaktadır. Global finansal rekabetin merkezine yerleşen faizsiz finans, Türkiye için önemli fırsat alanları açabilecek potansiyeldedir. Rekabetin bir parçası olarak geliştirilen İstanbul Finans Merkezi stratejisinin, Varlık Fonu ve kamu katılım bankaları gibi atılan adımların pekiştiricisi olacak müstakil bir kanun oluşması önemli bir ihtiyaçtır. Faizsiz finans alanında rekabeti düzenleyen ve güvence altına almayı planlayan taslak, kuruluş, faaliyet izni gibi temel kurallar yanında Faizsiz Finans Standartları Kurumu ile faizsizlik ilkelerini de düzenlemektedir.
​Faizsiz Finans Kanun YAKINDA

Gülay YÜCEL

Taslağın yasalaşması halinde Türkiye ekonomisinin kaynak bakımdan alternatifli bir yapıya kavuşturulması ve yatırımların finansmanı için kaynak çeşitliliği sağlanması amaçlanmaktadır. Global rekabette ve Türkiye’nin finansal etkisini genişletmede önemli olacak kanun taslağının, yasalaşması halinde ekonominin geneli üzerinde olumlu bir etki oluşması beklenmektedir.  Aynı zamanda ekonomi içinde oligopollü bir yapıya sahip para ve sermaye piyasalarının çeşitlendirilmesi sağlanabilecektir.

TKBB Yönetim Kurulu Başkanı Melikşah Utku’nun 25 Mayıs’ta gerçekleşen TKBB 16. Olağan Genel Kurulu’ndaki, “Türkiye küresel ekonomide etkili bir oyuncu, bölgesel bir süpergüç, İstanbul bir finans merkezi olacaksa, bunda katılım bankacılığı ve faizsiz finansal enstrüman ve pazarlarının olmazsa olmaz bir unsur olduğunun farkındayız. Bu bilinçle ilerliyor olacağız.” sözleri hakla kulaklarda yankılanıyordur.

Faizsiz finans konusu ilgilileri tarafından bilinmekle birlikte toplumun çok da vakıf olmadığı, doğru ifadeyle pek de bilmediği bir sistem. 

Son günlerde BDDK tarafından hazırlanan yasa taslağı ile yeniden konuşulur hal alan, 20 Eylül’de Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Katılım Sigortacılığı Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik’le yendien gündeme gelen bir sistem..

Peki, nedir bu faizsiz sistem? 

Türkiye Katılım Bankacılığı Strateji Belgesi (2015 - 2025) referans alındığında, son yıllarda yaşanan küresel finansal krizler neticesinde konvansiyonel bankacılık sisteminin sorgulanmaya başlanması, ülkelerin faizsiz bankacılık modelini gündemlerine almasını ve bu sektörün gelişimini hızlandırmasını beraberinde getirmiştir. Aynı belgeye göre, 2010 - 2015 arası yıllık ortalama yüzde 17 büyüme kaydeden küresel faizsiz bankacılık sisteminin, sonraki 5 yıllık dönem boyunca da aynı yüksek büyüme trendini istikrarlı olarak sürdürmesi ve 2019 yılı itibariyle toplam varlıkların 2 trilyon Amerikan dolarına ulaşması beklenmektedir.  Katılım bankacılığının gelişimi, kamu sektörü tarafından desteklenmekte, sukuk ihraçları ve kamu banka yatırımları son dönemde önemini artıran konular arasında yer almaktadır. 

Türkiye Katılım Bankacılığı Strateji Belgesi çalışmasında, yeni oyuncuların da katılım bankacılığı sistemine dahil olması ile sistemin aktif büyüklüğünün 2025 yılında bankacılık sektöründe %15’lik paya ulaşması hedeflenmiştir.

Tarihsel gelişim oranının üzerinde gerçekleşmesi öngörülen bu büyüme ile 2025 yılında aktiflerinin 300 milyar Amerikan dolarına ulaşması, katılım fonlarının ise 181 milyar Amerikan doları seviyesine gelmesi beklenmektedir. 

Küresel Faizsiz Bankacılık 

Müslüman nüfusun ağırlıklı olduğu ülkelerde konvansiyonel bankacılık sektörünün faize dayalı altyapısı 1950’li yıllardan itibaren sorgulanmaya başlanmış ve bu konu yoğun tartışmalara yol açmıştır. Bu tartışmaların sonucunda 1970’li yılların ortalarında faizsiz bankacılık sistemine yönelik ilk adımlar atılmış; faizsiz prensiplere uygun olarak faaliyet gösteren bankalar sisteme dâhil olmaya ve Müslüman nüfusun ağırlıklı olduğu ülkelerde konvansiyonel bankalarla birlikte yer almaya başlamıştır. Böylelikle faizsiz bankacılık sistemi finans sistemi içerisinde ağırlığını artırmış, 1990’lı yıllara gelindiğinde ise faizsiz bankacılık uluslararası bankaların da ilgisini çekmiş ve bu bankalar Müslüman nüfusun olduğu ülkelerde de İslami prensiplere uygun olarak hizmet vermeye başlamıştır. Sektörün büyümeye ve gelişmeye başlamasıyla birlikte sistemin uygulamalarına yön verecek ve yasal düzenlemelerle sektöre destek olacak bir kuruluşa ihtiyaç duyulmuş ve sektörün en temel kuruluşlarından biri olan İslami Finans Kurumları Muhasebe ve Denetim Teşkilatı (AAOIFI) kurulmuştur.

Faizsiz Bankacılık Aktif Büyüme Rakamları ve Pazar Payları

Sektörün uluslararası alanda ilgi çekmesi ve büyümesini hızlandırması ise 2000’li yıllarda gerçekleşiyor. Bu yıllarda faizsiz bankacılık kuruluşlarının verdiği hizmetler uluslararası alanda kabul ve talep görmeye başlıyor. Ancak sektörün bugüne de ulaşan rakamlarına gelmesindeki en önemli faktör 2008 yılında yaşanan ekonomik kriz oluyor. 2008 yılında yaşanan ekonomik kriz döneminde konvansiyonel bankalar karlılık problemi yaşarken, faizsiz bankalar krizin reel sektörü de olumsuz etkilemeye başlamasına kadar büyümelerini ve karlılıklarını sürdürüyor. Özellikle gelişmiş ülke ekonomilerini ve uluslararası finans sistemini derinden etkileyen kriz karşısında, faizsiz bankacılığın, sistemin reel ekonomi ile iç içe faaliyet göstermesi sebebiyle daha dayanıklı olduğu görülüyor. Kriz sonrası dönemde İran’ın dahil edilmediği senaryoda global faizsiz bankacılık aktifleri Mart 2015’e gelindiğinde 5 yıl içerisinde yakaladığı yaklaşık %17 yıllık bileşik büyüme oranı ile 778 milyar Amerikan dolarına ulaşıyor.

Faizsiz Bankalar ve Konvansiyonel Bankaların Karlılık, Büyüklük ve Büyüme Oranı Karşılaştırmaları

Son 5 yıl içerisinde faizsiz bankacılık sektöründe yasal düzenlemeler güçlendirilerek, gerekli standardizasyona ulaşmak adına uluslararası üst otoriteler kuruluyor. Faizsiz bankacılık sektörü dünyanın önde gelen finans merkezleri olan Londra, Dubai, Hong Kong ve Lüksemburg gibi merkezlerin de ilgisini çekerek sektöre olan yatırımların giderek artmasını sağlıyor.

Türkiye’de Katılım Bankacılığının Geleceği

Türkiye’de 2005 yılına kadar ‘Özel Finans Kurumları’ olarak bilinen katılım bankalarının, 2005 yılında banka statüsüne geçmesiyle beraber hızlı bir büyüme ivmesi kazanılmış, tüm bankacılık sistemi içerisinde %1 seviyelerinde olan sektörün pazar payı, 2014 yılında %5,2 seviyesine ulaşmıştır. Dün- yadaki örnekleri ile ülkemizde katılım bankacılığının gelişimi- ne bakılarak, sektörün büyümeye ve pazar payı kazanmaya devam etmesi öngörülmektedir. Bu doğrultuda, katılım ban- kalarımız tarafından belirlenen «2025 yılında %15 toplam bankacılık pazar payına ulaşılması» hedefi, yapılan projeksiyon çalışması ile incelenmiştir. Projeksiyonda, öncelikle ülke ekonomimizin ve konvansiyonel bankacılık sektörünün 2025 yılına kadar olan gelişimi belli varsayımlar ışığında tahmin edilerek modellenmiş, ardından da katılım bankacılığının bu yapı içindeki payından yola çıkılarak ulaşacağı seviyeler ve değerler hesaplanmıştır. Makro ekonomik göstergelerine bakıldığında; Türkiye’nin GSYH’sinin 2007-25 yılları arasında yıllık ortalama %5,1 oranında büyümesi öngörülmektedir. Bu doğrultuda 2025 yılında Türkiye’nin GSYH’sinin 1.496 milyar Amerikan doları olması, kişi başına GSYH‘nin de yaklaşık 17.500 Amerikan dolarına ulaşması beklenmektedir. Enflasyonun ise2019 yılına kadar yılda ortalama % 6, 2019-25 yılları arasında ise % 5 olması beklenmektedir.

Seçilmiş Ülkelerde Faizsiz Bankacılığın Gelişimi

Dünya faizsiz bankacılık aktiflerinin, 2013 yıl sonu itibariyle 1,2 trilyon Amerikan dolarına ulaştığını görmekteyiz. Faizsiz bankacılık aktif büyüklüğüne bakıldığında Mart 2015 itibariyle İran’ın 1. sırada yer aldığı görülmekte olup, İran’ı Suudi Arabistan ve Malezya takip etmekte. Türkiye ise o günlerde 8. sırada yer almakta ve mevcut nüfusu ve ekonomik göstergeleriyle büyük potansiyel taşımaktadır. En büyük aktif büyüklüğe sahip ülke olan İran’da bir önceki yıl ile kıyaslandığında sektörün küçüldüğü, ancak İran dışında ilk sırada yer alan neredeyse her ülkede, faizsiz bankacılık sektörünün bir önceki yıla göre önemli oranda büyüdüğü görülmektedir.

Faizsiz Bankacılık Pazarında Ülkeler ve Ürünler

Günümüzde faizsiz bankacılık kuruluşları 58’den fazla ülkede faaliyet göstermekte olup Katar, Endonezya, Suudi Arabistan, Malezya, BAE ve Türkiye büyüme rakamları ve mevcut potansiyelleri itibariyle faizsiz bankacılık alanında öne çıkmaktadır. Faizsiz bankacılık, Suudi Arabistan, Kuveyt ve Bahreyn’de pazar payları ile ana akım sektör haline gelmiştir. Faizsiz bankaların aktiflerine bakıldığında ürün portföylerinde murabaha ürününün ağırlıklı olarak kullanıldığı görülmektedir.

Ülkeler bazında bakıldığında, Malezya, BAE ve Pakistan dışındaki faizsiz bankacılık sektöründe faaliyet gösteren bütün ülkelerde murabaha ürününün kullanımının %50’nin üzerinde olduğu, İran ve Suudi Arabistan’da murabaha kullanım oranı %90’ın üzerine çıkarken, İngiltere ve Bahreyn’de ise bu oranın %50’nin üzerinde yer aldığı tespit edilmektedir. Malezya ve BAE’de ise murabahanın yanı sıra leasing kullanımının da yüksek olduğu görülmektedir. Ülkemizde de katılım bankalarının aktiflerindeki ürünlerin dağılımına baktığımızda murabaha ürünün kullanımı %90’ın üzerindedir.

Türkiye’de Katılım Bankacılığının Gelişimi

Ülkemizde katılım bankacılığı sektörünün kuruluşu 32 yıl öncesine dayanmaktadır. İlk defa Özel Finans Kurumu(ÖFK) olarak 1984 yılında Albaraka Türk ve hemen ardından Faisal Finans’ın kurulumu gerçekleşmiştir. 2001 yılında ÖFK’ları temsil etmesi amacıyla şimdiki adıyla Türkiye Katılım Bankaları Birliği kurulmuştur. ÖFK’lar açısından dönüm noktası ise 2005 yılında ‘Banka’ statüsüne geçmeleri ve ‘Katılım Bankası’ olarak adlandırılmaları olmuştur. Katılım bankaları, 2005 yılı öncesinde, ekonomik krizlerin etkileri ve gerekli mevzuat düzenlemelerinin olmaması nedeniyle aktif büyüklüğü ve ürün çeşitliliği açısından gelişim gösterememişlerdi. 2005 yılı sonrasında ise sektörün önünü açan mevzuat düzenlemeleri yapılmıştır.

Küresel Faizsiz Bankacılık Büyüme Tahminleri

Global ölçekte genel ekonomik büyüme ağırlığının gelişmekte olan doğu ülkelerine kaymasının faizsiz bankacılık sektörünü olumlu etkileyeceği tahmin edilmektedir. Müslüman nüfusun ağırlıklı olduğu bazı ülkelere bakıldığında (Katar, Kuveyt, Endonezya, Suudi Arabistan, Malezya, Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn, Pakistan), faizsiz bankacılığın önemli oranda büyüyeceği öngörülmektedir.

Faizsiz bankacılık sektörünün gelişimine yönelik potansiyel bir senaryo aşağıda verilmiştir. Bu gelişimi sağlayacak faktörler arasında ise, belirli pazarlarda politik ve ekonomik istikrar, mevzuat açıklarının giderilmesi, büyüme yolunda kapasite ve yer almaktadır. Operasyon kalitesi konusunda önde gelen faizsiz bankaların da bu performans düzeylerini korumak ve küresel birer oyuncu olabilmek adına özellikle müşteri odaklılık, kurumsal yönetim ve teknoloji konularında aşamalı olarak ilerleme kaydetmeleri gerekliliği söz konusudur faizsiz finans sektörünün gelişmiş olduğu ülkelerde faizsiz bankacılığın toplam varlıklarının 2019’a kadar tahmini %18’lik yıllık bileşik büyüme oranı ile toplam varlıkların bu ülkelerde 2 trilyon Amerikan dolarına yükselmesi beklenmektedir.