Röportaj 15.03.2021 09:17 Güncelleme: 15.03.2021 09:23

'Genetiğimde siyaset ve ticaret var'

Hem işi hem de zevki olan halıcılığı, imalatından eksperliğine uzanan yolda her alanında yapmaya çalışan Gülnur Kamaşak, "Babam hem politikacı hem aynı zamanda halı tüccarıydı. Anlayacağınız genetiğimde var." diyor.
'Genetiğimde siyaset ve ticaret var'

Gülay YÜCEL

Antika ve halı.. Türklerin sanat âlemine bir hediyesi.. Halıları dokuyanlar da, folklorumuzun diğer önemli ürünlerinde olduğu gibi, unutulmuşlar ve anonim bir kimlik içinde yitip gitmişlerdir. Hiçbir halının ustasının adı belli değildir. Çevresini, doğayı, duygu ve hayallerini ilmek ilmek, ipliklere dolayan o genç kızların, kadınların adları, sanları asla bilinmez. Bilinen sadece yöresinin adıdır..

Bir de bizi o halıyla buluşturanlar..

Gülnur Kamaşak, o isimlerden.. Dede ve baba mesleği; hem işi hem de zevki olan halıcılığı imalatından eksperliğine uzanan yolda her alanında yapmaya çalışanlardan.. Eşi Osman Kamaşak ile, ipekten yüne Türkiye ve dünyanın çeşitli yerlerinde üretilen en nadide halıları seçerek en güzel örnekleri mağazalarında sergiliyor ve sahipleriyle buluşturuyorlar.

Gülnur Kamaşak, hem sosyal projelerin ve hayatın, hem iş yaşamının, şimdilerde de siyaset arenasının aranan kişilerinden..

 Kendinizden bahseder misiniz?

Ordu’da doğdum. Babam hem politikacı hem aynı zamanda halı tüccarıydı. Üç çocuklu bir ailenin en büyüğüyüm. Okul hayatım Ordu’da geçti. Daha sonra üniversiteyi okumak için İstanbul’a geldim ve ikinci sınıfta okulu bırakıp eşimle evlendim. İki tane kızımız oldu. Osman Kamaşak eşim, o da halı tüccarıdır. Aynı zamanda Türkiye’nin en büyük halı imalatçılarındandır. Kayserili bir aile. İki tane kızımız oldu, onların eğitim hayatlarıyla uğraştım. Onlar ortaokuldayken çok çalışmak istedim. Eşimle birlikte bu halı işimize yeni bir dükkân açarak, Kapalıçarşı’daki merkezimizden farklı bir showroom açarak devam ettik.

Halı ve antika ticaretin dışında merak da sanırım..

Babam da halıcı olduğu için, halıyı çok severim, halının içinde büyüdüm, bilirim de bu konuyla ilgili her şeyi. Çok severek yaptık. Eşimin imalatlarına da yardımcı oldum, güzel bir sistem kurduk birlikte. Halı işini yapınca, ben zaten eve çok meraklı bir insanım evle, ev dekorasyonuyla çok ilgiliyim. Antika çocukluk yıllarından annemin merakıydı, annemden geçen bir tutku bana. Sonradan antikayla da ilgilenmeye başladım. Antikayla hep ilgiliydim de dedim ki bu halının yanına ben bu antika işini de koyayım da hem kendim içinde bir şeyler alayım ilk elden. Bir de antika mağazasını açtım. Halı, antika ikisi bir arada, ev dekorasyonu keyifle arada kızlarımda büyüdüler üniversiteye geçtiler. Küçük kızım grafik tasarım okudu, büyük kızım İtalyanca mimarlık sanat tasarımı okudu. Küçük kızım çok küçük yaşta evlendi, 21 yaşında şu anda bir torunum var, bir kız torunum var.

Halılarınız el dokuması sanırım?

Tamamen el dokuması halılar yapıyoruz yün, ipek, yün ipek başta olmak üzere. Ama eşimin ailesinin özellikle ipek halı konusunda ödülleri var, çok eski zamanlardan beri Hereke İpek, Kayseri İpek dokutuyorlar. Bu konuda Türkiye’de söz sahibi olan bir aile. Kamaşak Halıcılık olarak biz faaliyet gösteriyoruz. Her cins ipeği dokutuyoruz.

En çok ne tercih ediliyor?

Eskiden ipeği biz hep yurt dışına hatta, tamamen yurt dışına satardık. Şimdi artık yurt içinde de sevilmeye başlandı. Yurt içine de, yurt dışında da satıyoruz. Her çeşit halı.. İnsanların yaşamına, kültürüne, yaşına göre, hala el halısını çok seven, çok kıymet veren insanlar var. Son zamanlarda makine halısı biraz öne çıktı. Eskiden insanlar makine halısını hiç tercih etmezlerdi, ama şimdi güzel makine halıları da dokunmaya başlandı. El halılarını taklit edip dokuyorlar şimdi. Ama hala daha bizim kemikleşmiş bir kitlemiz var el halısından vazgeçmeyen.

Burada hala dokutuyor musunuz?

Dokutuyoruz ama eskisi kadar değil, daha az.

İhracatınız..

Çok uzun seneler Amerika başta olmak üzere İsviçre, İngiltere, Suudi Arabistan, Katar gibi dünyanın birçok ülkesine çok fazla yaptık. Hatta 2 yıl önce Cumhurbaşkanımızın elinden Son 50 Yılın İhracatçıları ödülünü aldık. Son zamanlarda el halısının üretimi Türkiye’de bitti. Bir müddet yurt dışında dokuttuk. Şimdi hem yurt içi hem yurt dışında dokutuyoruz ama çok az, eskisi kadar değil artık.

Annenizden gelen antika ilginiz.. Hobinizi işe dönüştürdünüz..

Evet, hobiydi ondan sonra işe dönüştürdüm, çok seviyorum. Ama her çeşit antikayı da sevmem mesela benim sevdiğim işte İngiliz mobilyalar, Fransız mobilyalar, porselenler, limogeslar yani daha zarif şeylerden hoşlanıyorum.

En çok neyi merak ediyor insanlar antika alırken?

Kaç senelik olduğunu merak ediyorlar, kim tarafından yapıldığını merak ediyorlar. Ben antikayı çok severim ama hiçbir zaman eski, kırık dökük solmuş yüzlü antikayı sevmem. Yani her zaman böyle olduğu gibi korunan temiz antikaları severim. Eve de dükkâna da alırken özellikle böyle olmasına dikkat ediyorum.

Sosyal sorumluluk projeleri ve STK’larda yoğun faaliyetleriniz var..

Çok seviyorum gerçekten sosyal sorumluluk projelerinde çalışmayı. Ama hiçbir zaman elden para alınan işlerin içine girmedik. Güzel bir grubumuz var Monik İpekel ile birlikte kurduğumuz. Bu grupta Darülaceze başta olmak üzere, Mehmetçik Vakfı, şehit aileleri gibi çok güzel sosyal sorumluluk projeleri yaptık.

Grup derken..

Bu gönüllü bir grup, resmi olsa para toplanır biliyorsunuz. Bizde para toplamak yok bizimkisi gönüllü kurulmuş bir grup. Uzun süredir Monik ile birlikte çalıştığımız çok güzel ve verimli bir grup. Mesela en son meme kanserine farkındalık için bir proje yaptık. Şu anda Kitap Vakfı için bir çalışma yapıyoruz, köy okullarına kitap topluyoruz. Sosyal Market vardır Beyoğlu’nda bilirsiniz o Sosyal Market için çok çalışmalar yaptık. Mehmetçik Vakfı için çok güzel geceler düzenledik, direkt bağışların ve davetiye paralarının Mehmetçik Vakfına yatırıldığı güzel geceler düzenledik. Yani hangi birini anlatayım o kadar çok şey yaptık ki mesela kay kay projesi yapıldı sokak çocukları için çok güzel oldu hatta o sokak çocukları daha sonra olimpiyatlara gönderildi. Yani çok şeyler yaptık evet. Sağ olsun Monik de her gün bir şeyler üretiyor yeni.

Siyaset..

Siyaset çok sevdiğim bir şey, babamdan dolayı çocukluğum siyasetin içinde geçti. Bildiğim bir konu olduğunu düşünüyorum. Siyasetin yapılış tarzını, dilini de sevmediğim için hep bunu değiştirecek bir liderle çalışmak istedim. Burada Sayın Cumhurbaşkanımızı, Tayyip Beyi sevdiğimi söyleyeyim. O benim gerçekten kıymet verdiğim bir insan. Ve Mustafa Sarıgül de her zaman lider vasfını çok beğendiğim, gerçekten Türkiye’ye yakışan Tayyip beyle karşılıklı siyaset yapabileceğine inandığım bir lider. Başkan bana tüzüklerini anlattığı zaman çok heyecanlandım. Gerçekten nezaketle ve zarafetle siyasetin yapılabileceğine inandım. Monik İpekel ile birlikte gerçekten çok güzel bir grup kuruldu. Çok özel insanların içinde olduğu bir grup.

Başarılı olacağına çok inanıyorum, çünkü çok çalışılıyor. Gerçekten güzel şeyler üretiliyor, güzel fikirler üretiliyor. Başkan inanılmaz çalışkan, enerjik, yerinde duramayan, enerjisi çok yüksek. Enerjisinden hepimiz faydalanıyoruz. Sürekli toplantılar yapıyoruz, İktidara Hazırlık Merkezleri deniyor ismine, il başkanlıkları açılıyor. Şimdiye kadar 60’ı buldu yani çok kısa sürede 60’ın üzerinde il başkanlığı açıldı.

Bütün ilçelerde teşkilatlar oluştu. Yani bakıyorum gerçekten çok güzel şeyler yapılıyor, yapıldıkça da diyorum ki iyi ki ben bu oluşumun içine girmişim. Burada faydalı olabileceğime inanıyorum. Benim ruhumda hizmet etmek var, insanlara hizmet etmeyi çok seviyorum. Zaten sosyal sorumluluğumun temeli de bu. Evime gelen misafire de hizmet etmeyi seviyorum, insanlara hizmet etmeyi de seviyorum. Siyasete girerek hizmet etmek istiyorum. Ayrıca, bu ülkenin bizim gibi insanlara ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Yoksa siyasete girmeyebilirim. Aslında eşim bana çok kızıyor diyor ki “Neden kendini yıpratıyorsun? Yani senin siyaset yapmaya ihtiyacın yok diyor.” ama ben dediğim gibi bu ülkenin bizim gibi insanlara ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Eğer bizde böyle bir enerji varsa birilerine dokunabileceksek herkes gerçekten elini taşın altına koymalı.

Siyaseten hedefiniz

Hizmet etmek. Nerede hizmet edebilirsem, nereye faydam olursa ben orada olmayı tercih ederim. Ama kadınla ve aile ile.. Çünkü benim hayatımda aile çok önemli, birinci planda her şeyden önce gelir ailem. Çocuklarım, eşim, torunum bunun yanı sıra akrabalarımı çok severim, arkadaşlarımı çok severim. Yani kime faydam olabilirse elimi kime uzatabilirsem ihtiyacı olan insanlar yani kime ne yapabiliyorsam hiç çekinmem sonuna kadar uğraşırım. O yüzden aile ile ilgili bir şeyler yapabilirsem, gerçekten bu ülkeye sevgiyi barışı getirebilirsem, insanların huzuru için daha iyi, daha huzurlu aileler için çalışabilirsem ne mutlu bana. Bu konuda çok isterim çalışmayı.

Çok önemli..

Sonra değerlerimiz çok kayboldu. Ben gelenek ve göreneklere çok bağlıyım, ailemiz de öyledir. Ve hala eski gelenekleri devam ettiriyoruz. Bayramlarda toplanırız, bayram yemekleri yeriz, bayramlarda katiyen büyüklerimizi bırakıp bir yere gitmeyiz, büyüklerimizi çok sayarız, onların istedikleri şeyleri mutlaka yaparız yani bizim için bu değerler çok önemli ve ben hala o eski değerlerin, o gelenek göreneklerin devam etmesi taraftarıyım. Eski değerlere göre, terbiye kurallarına göre ananelerin devam etmesi büyüklerin sayılması bunlar benim için çok önemli şeyler.

Hepsi insani değerler…

Evet, kesinlikle.. Bir de bizler değişmemeliyiz. Türk milleti bu eski değerlerinin hepsini sürdürmeli. Ben bu konuda da çalışmak istiyorum.

O eski Türk adetlerimizdeki sevgi, saygı, biliyorsunuz bir büyüğü görünce ayağa kalkmak, çocuklara yer vermek, büyüklere yer göstermek, dediğim gibi saygılı konuşmak. Biz hala büyüklerimizin karşısında bacak bacak üstüne atıp oturmayız. İşte ben bunların devam etmesini istiyorum. Bu nezaketin, zarafetin anlatılması gerektiğini düşünüyorum. Yeni nesillere bunların verilmesi gerektiğini düşünüyorum. Televizyonda mesela, dizilerin çoğunu beğenmiyorum, onlar biz değiliz. O dizilerin mesela değişmesini istiyorum. Bize dair bir şeyler yapılmasını isterim. O dizilerde görüyorsunuz, her türlü yalan, dolan yani sonra değerler aman Allah’ım yani bir Türk ailesi değil onlar.. Gençlere de bunu öğretiyorlar, ben çok üzülüyorum. Yapabilirsem eğer ben bunları yapmak istiyorum. Özellikle değerlerimizin, geleneklerimizin, ananelerimizin geri gelmesi için çalışacağım her zaman.

Kültürümüze, değerlerimize ve inançlarımıza saygı yani..

İnançlara saygı.. İnsanların birbirine her türlü saygılı olması lazım.. Türk olmakla çok fazla gurur duyuyorum ve farklı olduğumuzu düşünüyorum. Çok şükür dünyanın birçok ülkesini gördüm.. Her dönüşümde, Türkiye’ye geldiğimde dedim ki, “İyi ki Türk’üm ve iyi ki Türkiye’de yaşıyorum.” Biz farklı bir milletiz.. Müslümanım şükürler olsun.. Aydınım. Evet, Atatürk’ü çok seviyorum.

Babaannem cumhuriyetin ilk öğretmenlerinden, beş vakit namazını kılardı. Biz sonradan başlamadık namaz kılmaya.. Nişanlıyken de namazımı kılardım. Bizim ailelerimiz böyle, -hem laik sistemi benimsemiş, hem de dinimizin gereklerini yerine getiren- öyle büyüdük ve bundan da çok memnunum Türkiye’nin de bu olduğuna inanıyorum.

Coğrafyamızdaki ülkelerden farklıyız..

Evet, kesinlikle o yüzden kıskanılıyoruz. Ben Türkiye’nin çok kıskanılan bir ülke olduğunu düşünüyorum ve çok ilerideyiz herkesten.

Türkiye Değişim Partisinin Kurucu Üyesi aynı zamanda da MYK'dasınız. Farklı olan ne partnizde?

İlk defa bir parti sağ veya solda değil. Biz, Mevlana gibi “Ne olursan ol gel. Yeter ki iyi ol, yeter ki ülkeni sev.” diyoruz. Bunu derken tabii ki, ülkesini sevmeyen insanları da aramıza almayız. Onun dışında herkes bizimle birlikte olabilir. Ülkesini seven, ülkesi için çalışan ve ülkesinin iyi olmasını isteyen herkes bizimle birlikte olabilir.

Monik Hanım da sizinle birlikte, beraber çalışıyorsunuz.

Evet, çok tatlı bir kadındır, o dünya tatlısı bir kadındır, iyilik meleği. Onun bizimle birlikte olması çok önemli. Zaten o olmasaydı beni kolay ikna edemezlerdi. Ama başkanı da oldubitti çok severim çalışkanlığını kanıtlamış bir başkan.

Son sözünüz..

Kıymetli bir ülkenin evlatlarıyız, çok kıymetli bir ülkenin. Çok övünülecek bir geçmişimiz var, geçmişten, Osmanlıdan bugüne. Bizler Osmanlı torunlarıyız. Ondan sonra modern Türkiye ve  Mustafa Kemal Atatürk’le beraber. Yani çok önemli bir ülkede yaşıyoruz, bunun kıymetini bilmeliyiz. Bunu unutmamalıyız. Ben görüyorum ki, herkes görüyor. Dünya bize çok önem veriyor, bizde kendimize önem verelim. Dünyanın gözü üzerimizde.. Kıymetimizi, kıymetli bir ülke olduğumuzu bilelim ve buna göre davranalım.