Yüksel, “Ancak bu sepette olan diğer kalemlere bakıldığından tarımsal üretimin direk ve dolaylı etkisi sepetin toplamın da yüzde 55’ini geçmektedir” dedi.
Tarım ve tarımsal çıktı olan gıda fiyatlarının düşürülememesi durumunda bu enflasyon sepetinin bela olmaya devam edeceğini söyleyen Yüksel, “Bu beladan en az zararla çıkmanın tek yolu tarımsal girdilerin ucuzlatılmasıdır. Çiftçimizin derdi, ürettiği ürünü daha pahalı satmak değil, girdilerinin ucuzlatılmasıdır. Zaten gıda zincirinde en mağdur, en az para kazanan hatta tek kazanamayan üreticimiz, çiftçimizdir” diye konuştu.
Yüksel, “Birilerinin daha fazla para kazanma hırsı başta çiftçimiz olmak üzere tüm toplumuzun her bir bireyinin hayatlarını olumsuz etkilemektedir. Gübre, mazot, zirai mücadele, yem, sulama, enerji girdileri her yıl bir önceki yılı aratmaktadır. Bu 4-5 kalem girdilerin hafifletilmesi enflasyon canavarı ile mücadele yeterli olacaktır. Bu toplumuzun her bir bireyini doğrudan ilgilendiren bir savaştır. Unutulmamalıdır ki! Bu savaşı enflasyonun kazanması halinde tüm ülke kaybeden tarafta olacaktır” ifadelerini kullandı.