Röportaj 08.04.2018 14:31 Güncelleme: 08.04.2018 14:33

İstanbul'da Astronomi Müzesi

Güneş, Dünya, Ay, Yıldız, kısaca uzay.. Dünya'nın da içerisinde bulunduğu sonsuz boşluk… İnsanoğlu uzun yıllardır gizemini, keşfedilmemiş yerlerini araştırıyor, öğrenmeye çalışıyor. Günlük hayatımızın bir parçası, temel astronomi konuları olsa da tüm bunlar, merakımız her geçen gün daha da artıyor, daha bir heyecanla yaklaşıyoruz.. Diğer herkes gibi benim de ilgi alanımda oldu daima, özellikle bilim-kurgu.. Bu pencereden filmler, diziler ve hayal dünyasından bakmak, ilgimi çekti.. Daima heyecanlandım..
İstanbul'da Astronomi Müzesi

 Gülay YÜCEL

Aynı heyecanı İstanbul’da, hemen yanı başımızda bir Astronomi Müzesi olduğunu duyduğumda da yaşadım. Hemen araştırmaya koyuldum. Müzenin web sayfasında denk geldiğim Ayça Demirli adlı öğrencinin sözleri hislerime tercüman oldu: “Göktaşına dokunabildiğin şahane anlatımlı bilim insanlarının görev yaptığı bir müze düşünün ve okulunuzun bahçesinde olsun.”

İstanbul’un orta yerinde İSTEK Belde Okulları Nakkaştepe kampüsü içinde bir Bilim Merkezi.. Merkezin bana göre en cazip bölümlerinden sadece bir tanesi aslında Astronomi Müzesi..

Vakit kaybetmeden telefona sarılıp Yeditepe Üniversitesi Fizik Bölümü Öğretim Görevlisi ve aynı zamanda Astronomi Müzesi Yöneticisi Dr. Alper Ateş ile heyecanımızı paylaştım. Müzede buluşmak üzere sözleştik. Meslektaşım Şafak Güven ile yola koyulduk.

Aklımda bir  “dünya” soru... Seri bir şekilde sıraladım..

Dr. Alper Ateş de tüm bu soruları aynı serilik ile cevapladı:

İSTEK Belde Okulları Astronomi Müzesi, İSTEK Vakfı’nın toplum bilim temalı sosyal sorumluluk projesi. Bedrettin ve Barış Dalan’ın tüm finansmanını sağladığını müzenin anaokulu seviyesinden başlayarak tüm yaş ve ilgi gruplarına uygun sunumları mevcut. Tüm okul gruplarına, bireysel ziyaretçilere açık ve ücretsiz. Tek bir şartı var: Ziyaret öncesi mutlaka randevu alınması gerekiyor.

Bilim Merkezi’nin üç ana birimden oluştuğunu öğreniyoruz. Dr. Alper Ateş’ten..

Astronomi Müzesi

İlk girişte bizi Aslanlı Oda karşılıyor. Nemrut Dağı zirvesindeki “Aslanlı Horoskop” kabartmasının bir replikası sergileniyor. Aslanlı Horoskop, Dünya’daki en eski tarih belirten yıldız haritası. (Biz de şu anda öğreniyoruz)

Göktaşları koleksiyonu: Türkiye’deki en kapsamlı göktaşı koleksiyonuna ev sahipliği yapıyor. Dünya’ya her gün yaklaşık 50 ton kadar göktaşı düştüğünden bahsediyor Alper hoca: “50 tane arabayı gözünüz önünüze getirin her gün o kadar yağıyor üzerimize. Okyanuslara düşüyor, insanların olmadığı yerlere düşüyor. Bazen insanlar tanık oluyor. “A yıldız kaydı” diyoruz ama o yıldız değil, göktaşı. Bunlardan bazıları yere ulaşıyor. Biz de onları topluyoruz.”

İlginç bir de saptama yapıyor Alper Hoca, “Arazide yanmış bir taş gördüğünüzde belki o göktaşıdır.” Göktaşlarının metal olanlarının olduğundan bahsedince, şaşırıyorum.

Metal olanlar da mı var?

Tabi, demir, nikel... Demir göktaşı!

Burada çocuklara göktaşlarını gösteriyoruz, meraklarını cezbediyoruz. Sonra dünya taşlarını, jeoloji, bunları anlatıyoruz. Ziyaretçiler göktaşlarını ellerine alabiliyorlar ve mıknatısla içinde demir olduğunu gözlemleyebiliyor.

Güneş sistemi bölümü: Güneş Sistemi’ni oluşturan gezegenler… Onların maketleri, videolar ve görseller, mevsimler ve Ay evrelerini tanıtıcı panolar yer alıyor.

 “Ay meteoru, Türkiye’de 3 tane var. Bir tanesi MTA’da bir tanesi Bursa’daki bir Bilim Merkezi’nde bir tanesi de bizde. Mars meteorunun da Türkiye’de. Bu maketlerin başına geçip uzun uzun Ay jeolojisi, Mars jeolojisi anlatıyoruz. Gezegen maketlerimiz var. Güneş Sistemini oluşturan başka dünyalar… Jüpiter, Satürn, Uranüs, Neptün neye benziyorlar, Dünya bunlardan nasıl farklı, nasıl dünyada hayat var, onlarda yok… Dünya sert, dağlar, taşlar var. Jüpiter’de öyle bir yüzey yok. Tüm gezegen sıvılaşmış gaz. Ay’ın evreleri, mevsimlerin oluşumu tüm bunlar astronomik olaylar. Mevsimler neden değişiyor. Kışın hava neden soğuk, yazın neden sıcak? Tüm bunları anlatma şansımız var.”

Yıldızlar alanı: Yıldızların ne olduğu, uzaklıkları, renkleri, parlaklıkları, büyüklükleri, farklı türleri, enerji üretimleri ve Güneş’in yaşamı maketler, görseller ve videolarla anlatılıyor. 2 metre çapında bir Güneş maketi üzerinde bir yıldızın iç yapısı gösteriliyor.

Keşif küresi: 60cm çapında bir küre. Üzerinde projeksiyonlar yardımıyla Dünya ve diğer gök cisimleri hakkında dersler işleniyor. Bu projeksiyonlarda, Dünya’da kıtalar, atmosfer hareketleri, canlı deprem verileri, jeolojik çağlar boyunca kıtaların hareketleri, iklim ve nüfus hareketleri izleniyor. Aynı zamanda Güneş sistemini oluşturan diğer cisimler, Güneş, Ay ve gezegenler yansıtılarak bu cisimlerin yüzeyi, jeolojisi veya atmosferleri hakkında bilgi veriliyor.

“Ay’da havaküre yok, Ay’ı koruyan bir şey yok, o gördüğünüz göktaşlarının hepsi çarpıp, çukur açıyor. Dünya’da göktaşı çukuru görüyor musunuz? Hayır. Çünkü ya atmosferde yanıyor, ya rüzgarlar, yağmurlar izlerini siliyor. Ay’da öyle bir şey yok. Ay’ın yüzeyi bombardıman halinde” diyerek bilgi veriyor.

Büyük Ölçekte Evren: Samanyolu ve büyük ölçekte evreni oluşturan gökadalar tanıtılıyor. En son kısımda evrenin tarihinin bir yıla sığdırıldığı bir “Kozmik Takvim” bulunuyor.

Dünya Dışı Yaşam: Dünya’da yaşam, evrim, diğer yıldızların çevresinde hangi gezegenlerde yaşam olabileceği anlatılıyor. Bu bölümde raptor dişi, taşlaşmış ağaç, deniz kestanesi, 50milyon yıllık köpek balığı dişi gibi ender fosiller ve mineraller görüyoruz.

En can alıcı soruyu soruyorum hazır olun: Dünya dışı yaşam var mı?

“Olmaması imkansız. Samanyolu’nda 200 milyardan fazla yıldız var. 2’nin yanına 11 tane 0 koyun! Bunların yarısını eleyin bunlar daha çok genç, kalanın yarısını eleyin bunlar çok yaşlı, diğer yarısını da eleyin, hangilerinde yaşam olabilir diye yine yüksek bir sayı çıkıyor. Kaldı ki bizim Samanyolu’muz sadece 1 tane Samanyolu. Bunun gibi teleskopların görebildiği evrende 100 milyar kadar var. Yaşam olmadığını söyleyebilir miyiz?”

Peki ya uçan daireler?

Hayır öyle bir şey yok. Bir tane elle tutulur bir kanıt yok. O yüzden uçan daire hikayeleri gerçekçi değil.

Müzeyi gezmeye devam ediyoruz.

Uzayda göktaşları sürekli dolaşıyorlar mı?

“Tabi. Tonlarcası başı boş şekilde. Bütün gezegenlerin çekme kuvveti var. En ağır Jüpiter olduğu için çoğunlukla ona gidiyorlar veya Satürn’e gidiyorlar. Ama bizim payımıza da bir hayli düşüyor.”

Bugüne kadar 25 bin civarında ziyaretçilerinin olduğunu, ücretsiz ve herkese açık olduğunu söylüyor Alper hoca. Devam ediyor:

“Öğretmenler bizi arıyorlar, randevu ile çalışıyoruz. Gelen her grup ile ilgileniyoruz. Öğrenciler önce müzeyi geziyor, gördükleri pek çok şey onların derslerini destekleyen şeyler. Ondan sonra Planeteryuma gelip yıldızların hareketleri, vs görüyorlar.”

Çocuklar meraklı mı?

Evet çok meraklılar. Biz üç kişiyiz. Mert Acar, Cenk Kayhan (fizik astronomi kökenliyiz. Hem toplum bilim hizmeti yapıyoruz hem de özgün araştırmalar yapıyoruz burada). Okulumuzda astronomi dersleri var. Mert ve Cenk sürekli astronomi dersleri veriyorlar.

(Soldan Sağa: Cenk Kayhan,Alper Ateş,Mert Acar)

Eğitimi çeşitlendirmek ve renklendirmek lazım. Onun içinde bundan daha iyi bir ortam düşünemiyorum. Ay’ın büyüklüğüne baktığınızda, Ay Dünya’ya yakındı o yüzden Süper Ay. Niye Süper Ay? Çünkü açısal büyüklükten dolayı. Bu şekilde anlattığınız zaman hem öğrencinin ilgisini çekiyor, hem de akılda kalıcı oluyor. Öğrencilerimizden bir iki sene kulübe devam edip ODTÜ’ye gidip fizik okuyan var. Sırf merakı tetiklendiği için. Bilimi aşıladığımızı düşünüyoruz. Hayatınızda kaç defa bu konuda konusunun uzmanı kişiyle konuşma şansınız olur? Yıldız nedir, size kim anlatır? Düşünün ilkokuldasınız, Cenk ve Mert de doktoralı arkadaşlarımız, geliyorlar size anlatıyorlar, yıldızları. Bilgiyi küçük yaşta doğru vermek ve merakı tetiklemek gerekir.

Astronomi Müzesi ne kadar oldu açılalı?

Yaklaşık iki yıl diyebiliriz faaliyete geçişimiz.

Ziyaretçi profiliniz nedir?

Ziyaretçilerimiz 7’den 77’ye diyebiliriz. Anneanneler, babaanneler, merakı olan insanlar, üniversite öğrencileri, okul grupları geliyor..

Bazı etkinliklerimiz oluyor, Uzay Haftası yada düzenlediğimiz halk geceleri, duyuruyoruz, ilgisi olan herkes geliyor.

Burayı büyütmek gibi proje var mı?

Var. Gönlümüzde yatan aslan tabi başka. İstanbul gibi 15 milyon insanın yaşadığı, her yıl turizmin en kötü geçtiği yıllarda bile 4- 5 milyon insanın geldiği bir şehir burası, o yüzden böyle bir şehirde burasının çok daha büyük ölçeklisi bir Şehir Planetaryumu, şehre özgü bir bilim müzesi, bir botanik parkı… İstanbul’a yakışmaz mı?

Deli sorularımdan bir tanesini sormak istiyorum. Biz bir yıldıza baktığımızda o anını göremiyoruz, öncesini görüyoruz, doğru mu?

Doğru.

Ordan buraya bakıldığında da aynı şey. Diyelim bir yıldızdan Dünya’ya bakıldığında uzaklığına göre 500 sene öncesini görüyor. İmkanı var mı 500 sene önceye gelebilir mi?

Gelemez. Mesela 10 ışık yılı mesafede bir yıldız, ışığın hızı sonlu, ışık o yıldızdan çıkıp bize gelene kadar 10 yıl geçiyor. O yüzden biz o yıldızın 10 yıl önceki halini görüyoruz. Ama orada da zaman geçti, 10 yıl sonrasına geldi. Zamanda seyahat etmek mümkün değil.

“Uzaya gitmek ister misiniz, öyle bir hayaliniz var mı?” sorusuna, üç hoca da gitmek istedikleri cevabını verdiler. Ama yaşamak istemediklerini söylediler.

Yerçekimini hissetmediğimiz, öyle bir ortamı yaşayacağımız bir merkez var mı?

Yerçekimsiz bir ortam oluşturmak pek mümkün değil. Çekimin kaynağı Dünya olduğu için, Dünya içerisinde yerçekimsiz bir alan oluşturamazsınız. Orada yapılan aslında ağırlıksız olmayı canlandıran bir şey. Diyelim ki ağırlığımız aşağıya doğru 100 kg. Oradaki simülatörlerden birinde sizi yukarı doğru aynı kilo ile çekiyorlar. O halde hareket edildiği zaman, normaldeki gibi bir ağırlık hissedilmediği için, sağa ittirilirse sağa, yukarı ittirilirse yukarı doğru gidilir. Ağırlıksız olsaydık nasıl hareket ederdik, böyle hareket ederdin simülasyonu. Yerçekimsiz bir ortam bir oda yok. Zaten çekimin olmadığı bir yer de yok uzayda. Kütle varsa çekim var. Ağırlığınız değişiyor.

Bu çok önemli bir nokta. Çünkü hissettiğiniz şey ağırlıksızlık.

Planetaryum

9m çapındaki tamamen dijital olan planetaryumda 40 sabit koltuk olduğunu görüyoruz..

“Canlandırmaları yaptırdığımız bir yer. Güneşin batışı, yıldızların hareketleri, gezegenlerin hareketleri, yıldızlara bakarak yön nasıl bulunur, mevsimlerin değişimi, Güneş’in gökyüzünde çizdiği yol, Ay’ın evreleri… Hepsini anlatma şansımız var. Ayı’ın etrafında uçuş, iniş, Jüpiter’in etrafında dolanma tüm bunları yapma şansımız var. Çünkü dijital planetaryum, bilgisayar grafiklerini yansıtıyoruz. Burada öğrencilerin geçireceği yarım saat içerisinde her dersin bir konusu var. O dersi bu görüntüler yardımıyla anlatıyoruz.” diyor Alper hoca.

Ve biz de bunların nasıl olduğunu anlamak için koltuklara yatıyoruz.

Nefesim kesildi, bilim kurgu fanatiği olarak seyrettiğim filmlerin içindeymişçesine, hatta gerçekten yaşıyormuşçasına uzayda yolculuk yaptım…

 Gözlemevi 

Özgün bilimsel araştırmalar yapmanın yanı sıra gökbilim meraklılarına gök cisimlerini izletmek amacıyla kurulduğundan bahsediyor Alper hoca. “Yıldız, gezegen ve Ay gözlemleri için 40 cm. çaplı bir ana teleskop, Güneş gözlemleri için ise 15 cm. çaplı bir Güneş teleskobu kullanılmaktadır. Teleskoplar tamamen robotik özellikte olup kendi başlarına insansız gözlem yapabilmekte veya uzaktan internet üzerinden kontrol edilebilmektedir. Gözlemevinde değişen yıldız ışık ölçümü ve  yüksek hızlı video gözlemleri yapılabilmektedir.” diyor. Ve ekliyor “Bazen hava açık olduğunda halk gecesi yapıyoruz. Duyan, ilgilenen geliyor teleskop ile gökyüzüne bakıyorlar.”

Gözlemevi aynı zamanda veri kalitesinin yüksek olduğu tescil edilmiş bir meteoroloji istasyonu ve 360 derece gökyüzü kamerasına da sahip. İstanbul’un bulut, yağmur görüntüleri, gökyüzünde gündüz Güneş, gece parlak yıldızlar ve Ay’ın canlı görüntüleri 24 saat kesintisiz yayınlanıyor. Özgün araştırma yapabilecek standartta bir gözlem evi olduğunu söylüyor Alper hoca.

Yuri’nin Gecesi Dünya Uzay Partisi’ne davetlisiniz...

İSTEK Belde Okulları Astronomi Müzesi, Yuri Gagarin’in uzaya çıkışının 57. yıldönümünü Dünya’daki pek çok bilim müzesi ile aynı anda kutluyor. 10, 12 ve 13 Nisan tarihlerinde İSTEK Belde Okulları Bilim Merkezinde “Yuri Geceleri” düzenlenecek. 19:00-22:00 saatleri arasında astronomi konulu sunumlar gerçekleştirilecek, Astronomi Müzesi gezilecek, Planetaryum sunumu izlenecek ve merak edilen sorular cevaplanacak. “Yuri Geceleri” tüm halka açık ve ücretsiz olacak.