Seyahat - Turizm 05.06.2019 03:00

Renkli semt La Boca

Buenos Aires denince akla Boca gelir. Peki, Boca denince akla ne gelir? Tabii ki, renkli binaları eni 200 km olan muhteşem nehire açılan koy, futbol ve tango..
Renkli semt La Boca

Hakan DİKMEN

La Boca Arjantin’in başkenti Buenos Aires’in 47 semtinin en ünlüsüdür. Hani bazı gezi dergilerinin kapaklarını süsleyen renkli evler var ya. İşte La Boca o orijinal evleri ile ünlü yer. Bu evler batık ve eski gemilerin saçlarından inşa edilmiş ve tekne boyası ile alaca renkli boyanmışlar o yüzden bu denli renkli ve neşeli. Ayrıca, İtalyan göçmenler tarafından kurulduğundan, İtalyan etkisi kuvvetli olarak hissedilir. Bir de Maradona’nın futbol oynadığı kulübü Boca Juniors’un stadı La Bombonera ile de meşhurdur. Birçok önemli sanatçının eserleri El Caminito caddesinin kaldırımlarında bulunuyor ve bu güzel şehre değer katıyor.

 Aslında La Boca ağız demek. Bu semte ağız adını vermelerinin nedeni, Matanza nehri 64 kilometre uzunluğundaki nehrin Rio De La Plata’ya döküldüğü yer olması. Bu nehrin bir başka özelliği de genişliği. Yani eni 220 kilometre.  Dünyanın en geniş nehri Rio De La Plata’ya döküldüğü yer La Boca, yani ağız ismini almış mahalle.

 La Boca’da duvar resimleri (grafiti) çok yaygın. Ama hepsi de sanat şaheseri gibi. 

İşte böyle. Gezmesi güzel, yemekleri özel, bir de masanın önünde tüm estetik halleriyle dans eden tangocular olunca eh bir de hava güzel ise değmeyin keyfimize. Umarım gitmeyenlere de nasip olur bu güzel semti görmek. Aslında yakın olsa her hafta gitmek istersiniz. Bir de bizim para Amerikan doları karşısında 6 kat fazla olsa. İnşallah o günler de olacak. Ben Hakan Dikmen ve bu sayfayı size birlikte hazırladığım sevgili dostum Mehmet Yeşil ile birlikte bir başka şehirde buluşmak üzere hoşçakalın.

Arjantin‘in dünyaca en ünlü kişileri bir arada: Maradona, Evita ve Gardel. Ünlü futbolcu Diego Maradona’dan bahsetmeme gerek yok. Evita’yı tanıyorsunuzdur. Carlos Gardel’den biraz bahsedeyim size. Uruguay doğumlu Carlos Gardel tango tarihinin en unutulmaz kişiliği. Tangoyu var eden kişi diyorlar. Tangonun seksi olmasının nedeni de Gardel imiş. Kendisine “Carlitos”, “Tango’nun Kralı”, “El Mago” (Sihirbaz) ve ironik bir biçimde “El Mudo” (Sessiz) gibi isimler yakıştırılıyor. Gardel’in Alfredo La Pera ile birlikte ortaya çıkardıkları günümüzde artık klasikleşmiş tangolar arasından en önemlileri şunlar: Mi Buenos Aires querido, Cuesta abajo, Amores de estudiante, Soledad, Volver, Por una cabeza ve El día que me quieras.

La Boca Arjantin’e gelen turistleri en çok çeken yer. Rengarenk evleri, Caminito adlı yaya sokağı hoş. La Boca’da La Ribera tiyatrosu, birçok tango kulübü ve İtalyan tavernası var.

Tenekeden evler dedikleri renkli evlerin boyaları çok farklı. Bunun nedeni teknelerini boyayan gemicilerin elde kalan boyaları halka dağıtması.

Size tüm bu güzellikleri söyledim ama “Hakan kardeşim, en önemli konuyu unuttun” diyebilirsiniz. Hani tangodan söz etmedim ya. Unutulur mu hiç. Zaten Arjantin’in her yanı tango müziği ile şenlenip coşuyor. Her kapı önünde tango yapan iki kişiyi görebilirsiniz.  Sokakta turistler için poz veren hanımlar var. Seksi pozlarla tangoyu yaşatıyorlar! La Boca futbol takımın övündüğü futbolcu Maradona ve top koşturduğu stadın girişi..

La Boca semti ticaretin de döndüğü liman olduğu için duvarlarda hep bunu anlatan sanat eserleri var.

Bu bölgede gemicilik çok önemli. Teknelerini fırtınadan korumak üzere kıyıya çeken denizcilere ben de yardım edeyim dedim.

Benim de balkonundan baktığım bu bina 1899 yılında inşa edilmiş. Bar La Perla veya La Perla Café diyorlar. Pek bir meşhur. Herkes önünde fotoğraf çektirmek için yarışıyor. Sokakta tango mankenleri var. İsterseniz onlarla sarmaş dolaş resim çektiriyorsunuz. Sanki tango yapıyormuşsunuz gibi. Aslında bu meşhur binanın namı yıllar öncesine dayanıyor. Adresi Pedro de Mendoza Caddesi 1899 numarada. O zamanki gemicilerin en bildiği adres. Nedeni de gayet açık. Eskiden genelev olan bu iki katlı binanın rüstik iç dekorasyonunda ahşap tavan ve masalar, yerel sanatçılardan tablolar var. “Senin ne işin vardı balkonda derseniz.” Ben de “Sırf turistik açıdan derim”.