Gülay YÜCEL
Üretime 2016’da başlayan fabrikadaki toplam üretimlerinin, bu yıl sonuna kadar yüzde 22.5’ini ihraç edeceklerini belirten Açık, 2019’da ihracatı yüzde 30’lar seviyesine yükseltmeyi hedeflediklerini kaydetti. Seza olarak rotalarının ‘yeni işler, yeni yatırımlar’ olduğunu vurgulayan Açık, ihracatı artırmak hedefiyle gerçekleştirecekleri lojistik ve liman operasyonlarına yönelik yatırımlara ek olarak; bölgede 20 milyon dolarlık yatırımla beton santralleri kuracaklarını; 15 milyon dolarlık yatırımla da fabrikanın enerji ihtiyacını önemli ölçüde karşılayacak bir güneş enerjisi santrali açacaklarını ifade etti.
Seza Çimento Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Yasemin Açık, cumhuriyet tarihi boyunca Doğu Anadolu Bölgesi’ne yapılmış en büyük özel sektör yatırımı olarak 2016 yılında Elazığ’da faaliyete geçen Seza Çimento’nun, kısa sürede yurt içi ve dışında başarılı bir performans elde ettiğini belirterek, “Sektörde aslında yeni olmamıza rağmen, bu yıl sonuna kadar üretim kapasitemizin yüzde 22.5’ini ihraç edeceğiz. Önümüzdeki yıl ise ihracatı yüzde 30’lar düzeyine taşımak önceliklerimiz arasında olacak” dedi.
Önümüzdeki süreçte yeni yatırımlara da imza atacaklarını kaydeden Açık, ihracatı artırmak üzere lojistik ve liman operasyonlarına yönelik yatırımlar yapacaklarını söyledi. Buna ek olarak beton santrali ve güneş enerjisi santrali yatırımları yapacaklarını da belirten Açık, “Rekabet gücümüzü büyük oranda artıracak beton santrallerini, toplamda 20 milyon dolarlık bir yatırımla hayata geçireceğiz.
Ayrıca fabrikanın yanında 15 milyon dolarlık ek bir yatırımla kuracağımız güneş enerjisi santrali ile de fabrikamızın enerji ihtiyacının önemli bir kısmını karşılayarak, enerji maliyetlerini düşürmeyi planlıyoruz” diye konuştu.
“Bu yatırım, benim doğduğum bu ile ve bölgeye bir vefa borcumdu”
Yaklaşık 25 yıl sürdürdüğü akademik ve sivil toplum çalışmalarının yanı sıra enerji, inşaat, akaryakıt, medya ve turizm gibi sektörlerde faaliyet gösteren aile şirketlerinde de çalıştığını ifade eden Açık, “Ancak hayalim her zaman, baştan sona bana ait, benim planlayıp uyguladığım bir projeyi hayata geçirmekti.
Bu proje de öyle bir iş olmalıydı ki; hem bölgeler arası gelişmişlik farkının azaltılmasına ve bölgesel kalkınmanın sağlanmasına hem ait olma ve sahip çıkma duygularını geliştirerek toplumsal barışın gelişmesine hem de iş dünyasının bu bölgelere yatırım yapmasını özendirecek bir sosyal sorumluluk projesi niteliğinde olmalıydı.
Ayrıca, istihdam yaratmakla kalmayıp, pek çok insanın hayatına da dokunabilmeliydi. Tüm bunlar bir araya geldiğinde oklar sanayiyi işaret ediyordu” dedi.
2011 yılında çimento sektörüne girme kararı aldığını kaydeden Açık; fizibilite, piyasa araştırması, uygun lokasyonu bulma, finansal kaynak oluşturma gibi hazırlık çalışmaları ile yatırıma 2014’de start vererek, 2016 yılında fabrikada üretime başladıklarını ifade etti. “Bu kalıcı yatırım, aslında benim doğduğum bu ile ve bölgeye bir vefa borcumdu” diyen Açık, şunları söyledi: “Kuruluş aşaması zorluydu ve bilfiil başında durmak, takip etmek gerekiyordu. Bu nedenle üniversiteden 3 yıl ücretsiz izin aldım ve inşaatın her aşamasında, gece gündüz demeden şantiyede bulundum.
Sonuçta da çimento sektörüne yatırım yapmış bildiğim kadarıyla tek kadın girişimci olarak, bu sektöre girmiş oldum. Fabrikaya daha yoğun emek harcayabilmek için bu yılın nisan ayında üniversitedeki görevimden de emekli oldum ve artık tüm odağım Seza oldu. Şimdi artık Seza olarak yeni rotamız, yepyeni yatırımlar ile yepyeni işlere imza atmak.”
“250 milyon dolarlık yatırımla kurduğumuz bu fabrikada, günde 7.500 ton çimento üretiyoruz”
250 milyon dolarlık yatırımla kurulan ve cumhuriyet tarihi boyunca Doğu Anadolu Bölgesi’ne yapılmış en büyük yatırım olan Seza Çimento’nun çevre dostu özelliklerle ön plana çıktığına vurgu yapan Açık, şöyle devam etti: “Fabrikamız, 832 bin metrekaresi açık, 55 bin metrekaresi kapalı olmak üzere 887 bin metrekare alan üzerine kurulu. 250 milyon dolarlık yatırımla kurduğumuz bu fabrikada, günde 7.500 ton çimento üretiyoruz.
Toplamda 500 kişiye istihdam sağlayan fabrikamız; yıllık yaklaşık 2.3 milyon ton çimento üretimine imza atıyor. Aileleriyle beraber düşündüğümüzde bölgede yaklaşık 5 bin kişinin hayatına dokunuyoruz. Fabrikamız hammadde ocaklarının tam içinde kurulu. Ayrıca, bize büyük bir avantaj sağlayacak şekilde, içinde kendisine ait 3 hat demiryolu bulunuyor.
Enerji için de 2 şalt sahamız var ve tüm bu altyapı yatırımını biz gerçekleştirdik. Konumu, pazarlara ulaşım mesafesi ve altyapı imkanları, burayı seçmemizde önemli bir rol oynadı. Hâlihazırda fabrikamızın bulunduğu bölgede, üretim kapasitemiz ve ürün kalitemiz ile tüm illere hizmet verebilme imkanına sahibiz.”
Toplamda 35 milyon dolarlık yeni yatırım yolda
İhracatta hedef pazarlarımızı başta bölge ülkeleri olmak üzere, Afrika, Güney Amerika ve Latin Amerika oluşturuyor. Özellikle 2019, ihracatta atak yılımız olacak. Bu kapsamda, ihracatımızı artırmak üzere bu yıl bazı enstrümanları devreye alacağız ve lojistik ve liman operasyonlarına yönelik yatırımlar yapacağız. Bu yatırımlar, Seza’nın özelikle denizaşırı çimento ihracatında büyük rol oynayacak” dedi. Bunun yanı sıra Seza olarak bölgede beton santrali ve güneş enerjisi santrali yatırımları yapacaklarını da ifade eden Açık, “Rekabet gücümüzü büyük oranda artıracak olan beton santrallerini toplamda 20 milyon dolarlık bir yatırımla hayata geçireceğiz.
‘Seza olarak gri çimentonun tüm tiplerini üretiyoruz’
Orta ve uzun vadede ürün çeşitliliğini genişleterek, pazar paylarını hızla artırmayı hedeflediklerini ve Ar-Ge çalışmalarının toplam gelirlerindeki payını 2019’da yüzde 2’den yüzde 5’e çıkartacaklarını belirten Açık, şunları söyledi: “Seza olarak gri çimentonun tüm tiplerini üretiyoruz. Yeni ürün segmentleri geliştirerek, hem iç hem de dış pazar payımızı artırma hedefimiz doğrultusunda Ar-Ge merkezimizde, bu yıl sülfata dayanıklı çimento ürettik ve çok önemli projelerde yer aldık. Kanalizasyon, köprü, tünel, viyadük, hidroelektrik veya sulama amaçlı baraj projelerinde; silo, su deposu, su kanalı veya kanal projeleri gibi sülfata dayanıklılık gerektiren projelerin beton imalatlarında kullanılan ve CEM 1 42,5 SR5 ismini taşıyan bu ürünümüz ile bölgede ciddi anlamda eksikliği hissedilen bir ihtiyacı karşılamış olduk. Diğer taraftan 2019 yılında Amerika’dan pazar talebi olan alkalisi düşük çimento da üretmeyi planlıyoruz ve bu üründe test aşamalarımızı tamamladık. Ayrıca bölgemizde bir yeniliğe daha imza daha atarak, 25 kiloluk torbalı çimento üretmeye başladık. Böylece yapı marketlere girip, çimento ihtiyacı daha düşük olan tüketicilere de hitap etmeye başladık. “
Toz partikül salımı, hem Türkiye hem de AB yasal sınırının altında çevreci bir fabrika
Türkiye’nin çevreci çimento fabrikası misyonuyla faaliyet gösterdiklerinin altını çizen Prof. Dr. Yasemin Açık, “Bu kapsamda ara üniteler de dahil olmak üzere tüm ünitelerde torba filtre sistemi kullanıyoruz. Bu sistem sayesinde bizim fabrikamızda çevreye toz salınımı çok çok düşüktür. Çimento fabrikalarında toz partikül salınım düzeyinin yasal sınırları vardır. Bu, ülkemiz için ton başına 50 miligram iken, Avrupa Birliği standardı ton başına 30 miligramdır. Oysa bizde bu miktar, 1 miligramı bile geçmiyor. Değer olarak 0.70 miligramdayız. Torba filtre sistemi, adeta elektrik süpürgesi gibi çıkan tozu içine hapsedip yine hammadde olarak kullanılmasına imkan veriyor. Fabrika proseslerimiz tamamıyla Avrupa menşeili olup, enerji verimliliği yüksek ve kalori değerleri düşük çevre dostu bir fabrika inşa ettik” şeklinde konuştu.
Üretimde robolab kullanılıyor
Üretimde yüksek kalite hedeflerine ek olarak önceliklerinin, çalışanları için güvenli bir iş ortamının tahsisi olduğunu ifade eden Açık, sözlerini şöyle sürdürdü: “Çimento sektöründe üretimde numune alınan alanlar, bazen çok tehlikeli ve riskli bölgeler olabiliyor. Bu nedenle üretimin tüm safhalarında ve üretim sonrası numune analizlerinin gerçekleştirilmesi aşamasında, robolab kullanıyoruz. Robot kullanımı, insan kaynaklı hataları tolere eden ve iş kazalarını minimize eden bir yöntem. Bu arada ülkemizde çimento sektöründe üretimden analize robot uygulamalarını kullanan işletme sayısı oldukça sınırlı. Biz ise Seza olarak, üretim cihazlarının tümünü, modern sistemlerle yöneten bir işletmeyiz. Tüm numuneler sahadan robot aracılığıyla online analizörler ile saat başı alınıyor ve o numuneler üzerinden saat başı analizler yapılıyor. Bu teknoloji sayesinde üretim sürecinde, alınan numune sayısı artıyor, analiz periyotları kısalıyor ve üretimin her safhasında standart sapma minimize edilebiliyor. Bu sayede müşterilerimize yüksek standartta ürün güvencesi de sunmuş oluyoruz.”
