Röportaj 14.05.2020 10:14 Güncelleme: 14.05.2020 18:57

TARIM VE ORMAN BAKANI DR. BEKİR PAKDEMİRLİ: "TARIMDA DİJİTAL DÖNEM BAŞLATTIK"

Tarımda üretmenin yanında, üretilen ürünleri ihtiyaç duyulan iş gücü ile hasat etme, işleme, depolama ve pazara erişimini sağlayacak şekilde etkin bir lojistik planlama da önemlidir.
TARIM VE ORMAN BAKANI DR. BEKİR PAKDEMİRLİ: "TARIMDA DİJİTAL DÖNEM BAŞLATTIK"

NEŞE BERBER – ANKARA

Tarımda üretmenin yanında, üretilen ürünleri ihtiyaç duyulan iş gücü ile hasat etme, işleme, depolama ve pazara erişimini sağlayacak şekilde etkin bir lojistik planlama da önemlidir. Biz bu amaçla tarımsal üretimde arz ve talebi buluşturmak, sözleşmeli tarım modelini yaygınlaştırmak ve çiftçilerin alın terinin karşılığını almalarını sağlamak amacıyla Dijital Tarım Pazarı platformunu uygulamaya koyduk. Dijital Tarım Pazarında ilk aşamada sebze, meyve, bakliyat gibi tarımsal ürünler işlem görecek. İlerleyen dönemde ise hayvancılık, gübre, ilaç, tohum gibi tarımsal ara girdiler de sisteme dahil olacak.

Yeni tip korona virüs hayatı her anlamda etkiledi, neredeyse tüm sektörde üretim durma noktasına geldi. Peki, bu salgın tarım sektörümüzü etkiledi mi, gıda konusunda bir sıkıntı yaşar mıyız?

Çin’de başlayıp bütün dünyaya etkisi altına alan yeni tip Korona virüs salgını, tarımın, gıdanın önemini bir kez daha gösterdi bizlere. Tarım ve gıda ülkeler için öncelikli bir alan haline geldi. Artık herkesin hemfikir olduğu bir şey var ki; gıda arz güvenliği bir milli güvenlik meselesidir. Tarımsal üretimine, toprağına yatırım yapan ülkeler gelecekte çok daha güçlü olacaklardır.

Sayın Cumhurbaşkanımızın da ifade ettiği gibi “Ülkelerin yükselişi de, çöküşü de tarımla başlıyor. Bunun için güçlü Türkiye’nin yolunun, güçlü tarımdan geçtiğini asla unutmamak zorundayız” sözü, aslında her şeyi anlatıyor bize…

Bakanlık olarak tarımsal politikalarımızı bu bilinçle oluşturuyor ve hayata geçiriyoruz. Sadece salgın sürecini iyi yönetmek yetmez, salgın sonrasına da hazırlıklı olmak lazım. Çünkü dünya artık farklı bir dünya olacak ve farklı bir yöne doğru ilerleyecektir.

Bunun için tarım ve gıda konusunda yeni şeyler ortaya koyarak bu zorlu süreçten güçlü bir şekilde çıkabiliriz.
Salgınla baş edebilmenin şu anki tek yolu; evde kalmak ve sağlıklı gıdalarla bağışıklık sistemimizi güçlendirmektir.

Bakanlık olarak salgın süreciyle birlikte ne tür tedbirler aldınız, bu konuda bize ne söylemek istersiniz?

Tarım ve Orman Bakanlığı olarak bu süreçte, üreticimizi de tüketicimizi korumak adına, başından beri çok sağlam tedbirlerle bizzat sahada olduk. Bu süreçte gerek üreticilerimiz gerekse sektör paydaşlarımızla devamlı olarak iletişim halindeyiz. Salgınla birlikte bakanlık olarak neler yaptığımıza kısa değinmek istiyorum…

Öncelikle hemen Bakanlığımız bünyesinde bir Bilim Kurulu oluşturduk.

Kurduğumuz “Ürün Masaları” ile 50’ye yakın ürünün hasat, rekolte, gümrük vergileri, ithalatı, ihracatı ve yeterliliği gibi bir çok konuyu yakından takip etmeye başladık.

Alo 174 Gıda Hattı ve WhatsApp Gıda İhbar Hattı aracılığıyla salgın ile ilgili Bakanlığımıza yöneltilen sorulara ve sorunlara anında dönüş yaptık.
Atık sularda numuneler alarak korona virüs testleri yaptık.

Yine virüse kökten çözüm olabilmesi için Pendik ve Etlik Veteriner Kontrol Enstitülerimizi, hemen aşı çalışmalarına dâhil ettik.
Tarımsal üretimin içinde olan çiftçilerimizi sokağa çıkma yasağından muaf tuttuk.
Tarımsal destekleme başvuru sürelerini uzattık.

Süt üretiminin sürdürülebilirliği için; 2019 Aralık, 2020 Ocak, Şubat ve Mart ayı çiğ süt prim desteğini, 15 Kuruş’a kadar artırdık.
Çiftçilerimizin, Mayıs ve Haziran aylarında vadesi gelecek Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatiflerine olan Hazine destekli kredi geri ödemelerini de faizsiz olarak 6 ay erteledik.

Orman Genel Müdürlüğümüz tarafından verilen ORKÖY kredilerinin taksitlerini, herhangi bir başvuru şartı aranmaksızın 3 ay süre ile erteledik.
Hazineye ait tarım arazileri için Nisan, Mayıs ve Haziran kiralarını 6 ay süre ile erteledik. Ayrıca yine Hazineye ait tarıma elverişli arazileri, çiftçimize, üreticimize bedelsiz olarak tahsis edilmesini sağladık, sağlıyoruz.

Hayvancılık alanında önemli çalışmalar ve hedefler içerisindeyiz. Küçük aile işletimlerine destek olmak amacıyla; büyükbaş hayvan başı 65 lira ve küçükbaş hayvan başına 6,5 lira olmak üzere, toplamda 100 milyon liralık yem desteği vereceğiz.

Geçtiğimiz günlerde çiftçilere yönelik uzaktan eğitim sistemini hayata geçirdiniz. Bu uygulama nasıl çalışacak, çiftçilere ne kazandıracak?
Bakanlığımızın öncelikli gündemlerinden biri de çiftçi eğitimleridir. Çiftçilerimiz, uzaktan eğitim sistemiyle; bakanlığımızın internetten yayın yapan televizyonu webtarımtv üzerinden uygun saatlerde canlı yayın derslerini takip edebiliyor. İhtiyaç duymaları halinde bu canlı yayınlara soru ve taleplerini iletebiliyorlar. Bakanlığımızın uzman eğitici personeli ve üniversite hocalarımızın verdiği derslerin gün içinde TV’mizde tekrarı olacak.

Bakanlık olarak dijitalleşme anlamında önemli bir adımınız oldu. Dijital Tarım Pazarı platformunu kurdunuz… Bu uygulamayla neyi amaçlıyorsunuz, sistem nasıl işleyecek?

Tarımda üretmenin yanında, üretilen ürünleri ihtiyaç duyulan iş gücü ile hasat etme, işleme, depolama ve pazara erişimini sağlayacak şekilde etkin bir lojistik planlama da önemlidir. Biz bu amaçla tarımsal üretimde arz ve talebi buluşturmak, sözleşmeli tarım modelini yaygınlaştırmak ve çiftçilerin alın terinin karşılığını almalarını sağlamak amacıyla Dijital Tarım Pazarı platformunu uygulamaya koyduk.

Hazine ve Maliye Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı ile Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nin de (TOBB) destek verdiği Dijital Tarım Pazarı ile tarımın tüm paydaşlarını tek bir platformda buluşturuyoruz.

Dijital Tarım Pazarında ilk aşamada sebze, meyve, bakliyat gibi tarımsal ürünler işlem görecek. İlerleyen dönemde ise hayvancılık, gübre, ilaç, tohum gibi tarımsal ara girdiler de sisteme dahil olacak.

Üretici ile tüketici arasında doğru bağı kurabilirsek eminim ki üretici üretiminden memnun olacak, tüketici de makul fiyatta daha kaliteli ürünü alma imkânına sahip olacak. Çiftçilerimiz dönem sonunda ürettiği ürününü satma, pazara ulaştırma noktasında herhangi bir kaygı yaşamayacak. Tarımsal üretimde uygulama sayesine sözleşmeli üretim modeli geliştikçe, yani tüketim ile üretim arasındaki bağ güçlendikçe hem arz talep dengesi arasındaki dengesizliklerin azaltılması hem de tarım sektöründeki fiyatlandırma dengesizliklerinin giderilmesi açısından çok daha iyi bir noktaya gelmiş olacağız. Tarım ile sanayinin bütünleşmesine yol açacak bu model, yaygınlaştığı ölçüde tarımın finansman imkanlarının artırılmasına da katkı sağlayacaktır.

Uygulama ülkemizdeki tarım sektörünün her unsurunu kapsayacak. Kooperatiflerden, birliklere, çiftçilerden, üreticilere, gübre, tarımsal ilaç, alet ekipman sektörüne, finasman sektörü, sigorta sektörünün bulunduğu kısaca sektörün tüm paydaşlarının gereksinim duyduğu her türlü ürünün tedarik edileceği bir alt yapı kuruyoruz.

Alıcı, satıcı lojistik sektörü olmak üzere bu portalda herkes yer alacak. Böylelikle; üretimden tüketime kadar her noktayı izleyeceğiz. Neden DİTAP kurduk. Üretici "ben daha fazla kazanmalıyım, ürünümü daha iyi fiyatla satmalıyım", tüketici ise "Ben daha uygun fiyatla tüketmeliyim" diyor. Tüketici açısında daha kaliteli ürün ve uygun fiyat. Sürdürülebilir tedarik. Planlı üretim. Arazinin verimini artıran bu çalışmalar sonucunda elde edilen ürünün, yüksek değer ile iç ve dış pazarda yer bulması, çiftçimize daha çok kazanç sağlaması adına tarımsal üretimin planlanması gerekiyor. Bu planlamayı yapabilmek için tarımsal ürün pazarının hem bireysel tüketici hem de endüstriyel tüketici açısından talepleri önceden oluşturulacak. Bu talepler ile talebi değerlendirmek isteyen çiftçilerimizin Bakanlığımız sistemlerine kayıtlı ve talebe yön verecek teknoloji ile desteklenmesi amacıyla bu portalı oluşturduk. Bu sözleşmeli tarım portalı sadece gönüllülük esası ile bireysel tüketicinin pazarını yöneten hal, manav, zincir marketlerin ve endüstriyel ürün pazarını yöneten gıda fabrikalarının tarımsal hammaddeleri için talep oluşturabilmesine imkân sağlayacak. Bu taleplerin SMS bilgilendirmesi ile ülkemizin en ücra köşesindeki çiftçimize kadar ulaşmasını sağlayacağız. Ayrıca portal sayesinde işlenmiş gıda sanayiye yönelik fayda sağlayarak, başta coğrafi işaretli ürünlerimiz olmak üzere birçok işlenmiş ürünün markalaştırıp katma değerini arttırarak pazarlanması sağlanacak. Bu sayede ihracata yönelik pazarın artmasını sağlayacağız.
Sisteme şuana kadar 4 binden fazla çiftçimiz kayıt oldu.

Sistemi kullanan paydaşlar, bankaların sözleşmeli tarım kapsamında oluşturduğu destekleyici kredi paketlerinden de yararlanabilecekler. Sözleşmeli üretim yaptıran gerçek ve tüzel kişiler, Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatifleri'nden 50 milyon TL'ye kadar kredi kullanabilecekler.

14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü ile ilgili ne söylemek istersiniz?

Öncelikle şunu belirtmek istiyorum; ben de çiftçi bir ailenin çocuğuyum ve tarımın, ekip biçmenin, toprakla haşır neşir olmanın ne demek olduğunu çok iyi bilen biriyim.

Bakanlık görevime başladığım günden bu yana mümkün olduğunca çiftçilerimizle, üreticilerimizle, yetiştiricilerimizle, ormancılarımızla birlikte olmaya çalışıyorum ve sektörün sorunlarını bizzat birinci ağızdan dinleme fırsatı buluyorum. Ancak pandemiyle birlikte il ziyaretlerimizi şimdilik ertelemek durumunda kaldık. Bunun yerine video konferans aracılığıyla üreticilerimizle, sektör paydaşlarımızla iletişimimizi devam ettiriyoruz.

Çiftçilerimiz bizim için çok değerlidir.

Son 18 yılda AK Parti iktidarları döneminde hep çiftçilerimizin yanında olduk. Bu dönemde çiftçilerimize, yetiştiricilerimize toplamda 308 milyar lira nakit tarım desteği sağladık. 2020 yılında ise çiftçilerimize toplamda 22 milyar lira tarım desteği ödemesi yapacağız. Bu desteğin 12,4 milyar lirasını yılın ilk çeyreğinde çiftçilerimizin hesaplarına yatırdık.

Hayvancılıkta da gayet iyi bir noktadayız.

Ülkemiz, 48,5 milyon küçükbaş hayvan varlığı ile Avrupa’da birinci, 17,9 milyon baş büyükbaş hayvan varlığı ile ikinci, süt üretiminde ise üçüncü sırada yer alıyor. Bugün ülkemiz; tarımsal gayri safi milli hasılası açısından Hollanda, İspanya Fransa gibi tüm Avrupa ülkelerini geride bırakarak, 48 milyar dolarlık tarımsal GSYH ile Avrupa’da lider konuma yükseldi.

Tarımda yakaladığımız bu başarı uyguladığımız politikalar ve verdiğimiz desteklerin yanı sıra hiç şüphe yok ki; yaz kış demeden çalışan, emek veren, alın teri döken, eli nasırlı çiftçilerimiz sayesindedir.

Çiftçilerimize eğitim ve danışmanlık hizmeti sağlıyoruz.

Üreticilerimizi koruyacak ve destekleyecek bir diğer adımımız da Dijital Tarım Pazarı platformumuzdur. Platform ile tarımsal üretimin tüm paydaşlarını bir araya getiriyoruz. Bu sistem sayesinde sözleşmeli üretim daha planlı hale gelecek, küçük büyük demeden bütün çiftçilerimiz aynı rekabet koşullarında üretim yapacak, ürününü kolaylıkla pazarlayabilecek.
Hani diyorlar ya, salgın bittikten sonra dünya eski dünya olmayacak. Evet, bundan sonra tarım, köylü, çiftçi, tarımsal üretim daha da önemli olacak.
Ben bu vesileyle çiftçilerimizin, üreticilerimizin “14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü”nü tebrik ediyor; bereketli, bol kazançlı ve özellikle sağlıklı bir yıl geçirmelerini diliyorum.