Siyaset - Politika 23.05.2019 12:00 Güncelleme: 23.05.2019 12:01

'TSK bulunduğu yerden geriye bir tek adım dahi atmayacak'

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, İdlib'de çatışmaların Türkiye'nin gözlem noktalarına kadar yaklaştığı ve gözlem noktalarının boşaltılıp boşaltılmadığına ilişkin tartışmaları değerlendirirken,"Türk Silahlı Kuvvetleri nerede olursa olsun bulunduğu yerden geriye bir tek adım dahi atmayacak" dedi.
'TSK bulunduğu yerden geriye  bir tek adım dahi atmayacak'

Seda ŞİMŞEK / ANKARA

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, önceki gün akşam Milli Savunma Bakanlığı’nda medya kuruluşlarının Ankara Temsilcileri ile  iftarda bir araya gelirken, Türkiye’de siyaset - asker ilişkilerinde uzun yıllardan beri süregelen ve özellikle 28 Şubat’ta doruk noktaya ulaşmış olan bir gerilim alanını ortadan kaldırdı. İlk defa bir Milli Savunma Bakanı’nın, Milli Savunma Bakanlığı’nda gazetecilerle iftarına şahitlik ederken, yıllarca milletin ve devletin enerjisinin nasıl hoyratça heba edildiğinin üzüntüsünü duymamak mümkün değildi. Bakan Akar, yeni askerlik sistemi, S-400, F-35, Suriye’de yaşanan gelişmeler, Rusya ve ABD ile yapılan görüşmeler, FETÖ ve PKK terör örgütü ile mücadele konusunda önemli değerlendirmelerde bulundu ve soruları cevaplandırdı.  Bakan Akar şunları söyledi:       

“MİLLETİMİZİN GÜVENLİĞİNİ SAĞLAMAK İÇİN ÇALIŞMALARIMIZ DEVAM EDİYOR”

“Türkiye’nin çevresinde önemli gelişmeler, çatışmalar, belirsizlik ve istikrarsızlıklar var. Ülkemiz, milletimiz için ne yapmamız gerekiyorsa, görevimizin en iyisini yapmaya çalışıyoruz. Elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. 780 bin kilometrekare vatan toprağı, 462 bin kilometrekare ‘mavi vatan’ ile bunların hava sahalarının korunması ve kollanması için faaliyetlerimizi aralıksız sürdürüyoruz. 82 milyonluk asil milletimizin güvenliğini, rahatını, huzurunu sağlamak için gece-gündüz, dağ-bayır demeden çalışmalarımız devam ediyor. Mehmetçik her türlü gayreti göstererek yeri geldiği zaman ter, yeri geldiği zaman kan dökerek kendisine verilen görevi ciddiyet ve samimiyetle yerine getirmeye çalışıyor.”

“FETÖ İLE MÜCADELEDE  16 BİN 677 İHRAÇ VAR”

“Türkiye’nin hudutlarına ve halkına karşı ciddi risk, tehdit ve tehlikeler var. Bunlara karşı mücadelemizi aralıksız sürdürüyoruz. Bunun birincisi FETÖ. Çünkü en tehlikeli düşman, en yakın düşmandır. FETÖ’nün içimizden temizlenmesi için elimizden gelen gayreti gösterdik, göstermeye devam ediyoruz. FETÖ ile mücadelede 15 Temmuz 2016’dan bugüne kadar 16 bin 677 ihraç var. 7 bin 335 personel hakkında adli, idari işlem devam ediyor. Ayrıca Bakan onayı ile bin 567 personelin idari sebeplerle Silahlı Kuvvetler ile ilişiği kesildi. Bu mücadele bitti mi? Hayır, bitmedi, devam ediyor. Nasıl devam ediyor? Tamamen içinde bulunduğumuz kurallar çerçevesinde. Yeni bilgi, belge, veri çıktığı takdirde yargı ile koordineli, ilgili komutanlıklarla koordineli bir şekilde bunların gereği aksaksız, eksiksiz, aynı tempo, şiddetle yapılıyor.”

“PKK’NIN YPG’DEN HİÇBİR FARKI YOK”

“Diğer tehdidi terör örgütü PKK/YPG oluşturuyor. PKK’nın YPG’den hiçbir farkı yok. Kandil sözde bir karargâh. Orada sözde liderleri var. Bu sözde liderler bulundukları sözde karargâhtan YPG, PKK adı altında ne kadar terörist varsa bunların hepsini yönetiyor. Bunun manası YPG eşittir PKK. DEAŞ’a karşı da mücadele devam ediyor.”

TÜRKİYE BU COĞRAFYANIN KADERİ

 “İbn Haldun, ‘coğrafya kaderdir” der. Coğrafya ne kadar milletlerin kaderiyse Türkiye de bu coğrafyanın kaderidir. Bunu herkes kabul edecek. Bunun dışında yaklaşım sağlıklı bir yaklaşım değildir, barışı, huzuru, getirmez.”

“15 BİN 166 TERÖRİST  ETKİSİZ HALE GETİRİLDİ”

“(Pençe Operasyonu) Yurt içinde 750-1000 terörist olduğundan bahsediyoruz. 3 bin Irak’ın kuzeyinde, 13 bin de YPG’yi PKK kabul ettiğimiz için Suriye’de olmak üzere toplam 17 bin teröristten bahsediyoruz bize risk, tehdit ve tehlike teşkil eden. 24 Temmuz 2015’te başlayan operasyonlarla bugüne kadar etkisiz hale getirilen terörist sayısı 15 bin 166 oldu. Bu teröristlerin 7 bin 903’ü sınır ötesinde, Irak’ın kuzeyinde etkisiz hale getirildi. Bu da etkisiz hale getirilenlerin yüzde 52’sini oluşturuyor. Dolayısıyla dışarıda daha çok terörist olduğunu görüyoruz. İçeridekilerin Türkiye’yi terk ettiğini görüyoruz. Biz başta Irak olmak üzere tüm komşularımızın toprak bütünlüğüne son derece saygılıyız. Kimsenin toprağında gözümüz yok. Fakat kimsenin de toprağından ülkemize, halkımıza karşı tehdit, tehlike gelmesine müsaade etmeyeceğimizi söylüyoruz.”

“IRAKLI DOSTLARIMIZIN BİZE ANLAYIŞ GÖSTERMESİNİ BEKLİYORUZ”

“Kandil, Karacak orada durduğu, Sincar’da teröristler olduğu sürece Iraklı dostlarımızın bize anlayış göstermesini bekliyoruz. Bizim tek amacımız teröristlerin etkisiz hale getirilmesi. Bizim Kürt kardeşlerimizle sorunumuz olmadığını, Kürtler ve Türklerin et ve tırnak gibi olduğunu, aynı coğrafyayı, ekmeği paylaştığını, bizim hiçbir şekilde hedefimizde böyle bir şeyin söz konusu olmadığını, tek amacımızın teröristleri etkisiz hale getirmek olduğunu her zaman söylüyoruz. Aynı yerdeyiz.”

“BURUNLARINI DAHİ ÇIKARAMIYORLAR”

“Başlattığımız Pençe Operasyonu ile TSK, Özel Kuvvetleri Komutanlığı, MİT ve diğer kurum ve kuruluşlar müthiş bir takip harekâtı sürdürüyor. Bunlar burunlarını dahi çıkaramıyorlar. Bütün harekât kabiliyetlerini kaybettiler. Dolayısıyla mağaralara, inlere, çukurlara kendilerini mahkum ettiler. Bunun sonunun olmadığını yukarıdakiler anladı. Bizim temennimiz alttakilerin de bunu bir an önce anlayıp gereğini yapmaları. Başarı şanslarının olmadığını her vesileyle söylüyoruz.”

“BİZ İYİ KOMŞULUK
İLİŞKİLERİNDEN YANAYIZ”

“(Atina’ya giden heyet)  Görüşmeler devam ediyor ve cuma günü dahi devam edecek. Gerekirse bunları uzatacağız. ‘Bugüne kadar Türkiye ve Yunanistan arasında Ege’de, Doğu Akdeniz’de ve Kıbrıs’ta ne sorun varsa hepsini masaya koyun.’ dedik. Herkes kendi argümanını, savunmasını ortaya koysun. Biz barıştan, dostluktan, iyi komşuluk ilişkilerinden yanayız. Kimseyi tehdit etmiyoruz, kimseye saldırı içinde değiliz. Sadece ve sadece bu asil milletin hakkını, hukukunu korumaya çalışıyoruz. Bu heyet bir ilki yapıyor, inşallah başarılı olurlar, inşallah objektif davranırlar, aklıselimle bakarlar olaya, dolayısıyla sonuç iki taraf için de iyi olur.”

“KİMSE TEST ETMEYE KALKMASIN”

“(TSK’nın FETÖ ile mücadele ederken güç kaybettiğine yönelik iddialar) Bu kesinlikle doğru değil. Çünkü yaptığımız operasyonlar ortada. FETÖ olayından takriben 40 gün sonra Fırat Kalkanı, arkasından Zeytin Dalı Harekâtı, sonrasında NATO’ya karşı sorumluluklarımızı yerine getiriyor, tatbikatlara katılıyoruz. Mavi Vatan Tatbikatı başarıyla tamamlandı. Denizkurdu-2019 Tatbikatı ise 130 geminin katılımıyla devam ediyor. Hiç kimse Türk Silahlı Kuvvetlerini test etmeye kalkmasın, caydırıcılığı konusunda herhangi bir tartışmaya girmesin. TSK etkin, caydırıcı, saygın, ‘ölürsem şehit, kalırsam gazi’ anlayışı içinde vatanımızın, milletimizin hakkını hukukunu korumaya yönelik çalışmaya devam edecek.”

“İSTİKRARI VE ATEŞKESİ SAĞLAMAK
İÇİN YOĞUN ÇABA GÖSTERİYORUZ”

“(İdlib’deki son gelişmeler) 3,5 - 4 milyon kişinin yaşadığı bölgede istikrarı ve ateşkesi sağlamak için yoğun çaba gösteriyoruz. Bunu büyük ölçüde yerine getirdik. Rejim güneyden başlayan dört yerden üçüne varil bombaları, uçaklardan atılan bombalarla hâkim oldu. Benzer şekilde İdlib’de de bir şeyler yapmaya kalktılar. 17 Eylül mutabakatı ile bu engellendikten sonra bu rejimin hoşuna gitmedi. Rejim bu statükoyu bozmak için elinden gelen her türlü gayreti gösteriyor, varil bombaları, havadan, karadan bombalama dahil. Orada son bir ay içinde ciddi bir nüfus hareketi oldu. 243 bin diye başladı 350 bine varacak şekilde güneyden kuzeye doğru nüfus yer değiştirdi. Bu ürkütücü bir yer değiştirmeydi. BM de buna duyarlılık gösterdi. Hemen açıklamalarda bulundular, ateşkesin sağlanmasını ve idamesini istediler. Eğer bu devam etseydi oradan çıkacak 3,5- 4 milyon yeni trajedinin başlangıcı olacaktı. Türkiye yetmez Avrupa, Avrupa yetmez belki de ABD’ye kadar bu göç devam edecek, bu sefalet, dram sürecekti. Çok şükür şu anda bu engellenmiş görünüyor.”

“REJİMİN KONTROL EDİLMESİ
GEREKTİĞİNİ İFADE ETTİK”

“İdlib’de ateşkes ve istikrarı sağlamak için yoğun çaba harcıyoruz. Bu durumun sürdürülmesi için evvelsi gün Sayın Şoygu ile bir daha telefonda görüştük. Daha önceki görüşmelerimizin sonucunda heyetler geldi, gitti. Görüşmelerimizi sürdürüyoruz. Rejimin mutlaka kontrol edilmesi, rejimin saldırılarının durdurulması gerektiğini kendilerine ifade ettik. Onlar da çalışacaklarını söylediler. Rusya ile konuşmalarımızı, görüşmelerimizi sürdürmek suretiyle bu mutabakat muhtıralarında belirtildiği şeklinde bu sürecin devam etmesine gayret gösteriyoruz.”

“TSK BULUNDUĞU YERDEN GERİYE
BİR TEK ADIM DAHİ ATMAYACAK”

“Çatışmalar Türkiye’nin bölgedeki gözlem noktalarına kadar yaklaştı. (Gözlem noktalarımızdan çekilme durumu) Kesinlikle böyle bir şey yok. Hiçbir yerde yok. Türk Silahlı Kuvvetleri nerede olursa olsun bulunduğu yerden geriye bir tek adım dahi atmayacak. Bölgedeki kritik, hassas durumları yönetmeye çalışıyoruz. Bunları bir şekilde Türkiye-Rusya Federasyonu mutabakatını bozmayacak şekilde götürmeye çalışıyoruz. Rejimin bölgedeki alan hakimiyetini artırmak için ciddi gayreti var. İdlib’i almayı kendine hak görüyor. Biz de ‘Bu sizin toprağınız olabilir fakat buradaki insanlar sizin zulmünüzden kaçan insanlar.’ diyoruz. Dolayısıyla anayasa, seçimler yapılıp hükümet kurulduktan sonra diğer devletlerle birlikte biz de yapılması gereken neyse onu yapacağız diyoruz.”

“KİMSENİN RAHATSIZ OLMAMASI LAZIM”

“(Hava savunma sistemleri ile ilgili tartışmalar) Türkiye, ciddi hava ve füze tehdidi altında. 82 milyon insanımızı ve ülkemizi korumak ve kollamak için hava savunma sistemi kurma ihtiyacımız açık. Bunun için tedbirler almak da bizim görevimiz. Tedarik edilecek sistemlerin sadece savunma özelliği var. Ülkemize eğer hava taarruzu veya füze atılırsa bunlara karşı koruyacak bu sistem. Başka bir işlevi yok, zaten yapamaz. Dolayısıyla bundan kimsenin rahatsız olmaması lazım.”

“TÜRKİYE ORTAKLIK PAYLARINI HİÇ AKSATMADAN ÖDEYEN ÜLKE”

“(ABD’den yapılan S-400’e karşılık F-35’leri ileri süren açıklamaları hakkında) Türkiye’nin S-400 tedarikinin F-35 müşterek savaş uçağı projesine bağlanmaya çalışılmasını anlamakta zorlanıyoruz. F-35 ortaklık protokolünün herhangi bir yerinde ‘Ortaklardan biri S-400 alırsa ortaklıktan çıkarılır’ diye bir madde var mı? Ortaklığın gerekleri nedir? Türkiye Cumhuriyeti Devleti ortaklıkla ilgili ortaklık paylarını hiç aksatmadan ödeyen ülke. Ortak üretim çerçevesinde bize sipariş verilen malzemeler var. Bu malzemeleri de zamanında aksaksız ve eksiksiz olarak üreten ülke. Bunu da yaptık, peki biz ortak olarak başta ne yapacağız?”

“KASIM AYINDA İKİ UÇAK GELECEK”

“F-35 projesi devam ediyor. 4 uçak bize teslim edildi, 4 pilotumuz var şu anda ABD’de, 47 astsubayımız var, bakım hizmetlerini yapıyor. Kasım ayında iki uçak gelecek. Bu uçaklar geldiğinde konuşlanacakları yer Malatya Hava Üssü. Oradaki inşaatlar da planlandığı şekilde devam ediyor. Yani biz Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak bize düşen neyse sorumluluklarımızı ciddiyet ve samimiyetle yerine getiriyoruz. Bundan kimsenin şüphesi yok. Bundan beklentimiz var doğal olarak F-35 programının da planlı bir şekilde yürümesi, yürütülmesi. Konuyla ilgili görüşmeler devam ediyor. Zaman zaman bazı zorluklar olsa da gidişatta şu ana kadar keskin dönüşün olmadığını görmekten memnunuz.”

“YENİ BİR TEKLİF GELDİ”

“(Patriot tedariki)  Patriot tedarikiyle ilgili de gelişmeler var. 28-29 Mart’ta yeni bir teklif geldi. Bununla fiyat, teknoloji transferi, ortak üretim, teknolojisi güncellemesi bakımlarından bazı şartlar yenilendi. Konuyla ilgili detaylı çalışmalar sürüyor.”

“SÖZLEŞMEYİ YAPTIK”

“(ABD, Türkiye’den S-400 alımını ertelemesini talep etti mi?) Bunlar birbirinden bağımsız, münferit olaylar değil. Konuşmalar, görüşmeler içinde benzer şeyler oluyor. Bizim cevabımız bu konuda biz anlaşmayı, sözleşmeyi yaptık, alım işlemleri devam ediyor. Biz diyoruz ki ‘S-400 done deal’ (Anlaşma, işlem bitti), onlar ise ‘no deal is a done deal’ (Hiçbir anlaşma bitmiş değildir)  diyorlar.”

“S-400 EĞİTİMLERİ İÇİN RUSYA’YA
PERSONEL GÖNDERDİĞİMİZ GERÇEK”

“(S-400’lerle ilgili bazı TSK personelinin Rusya’ya eğitime gidip gitmediği hakkında) Bugünlerden başlamak suretiyle önümüzdeki aylarda S-400 eğitimleri için Rusya’ya bizim personel gönderdiğimiz gerçek. Bu rakamlar sürekli değişiyor. Her birinin ayrı bir özelliği var. Bunlar giderek eğitim almaya başladılar. Önümüzdeki aylarda da bu devam edecek.”

“TÜRKİYE HER OLASILIĞA HAZIR OLACAK”

“(CAATSA  yaptırımlarının hayata geçme olasılığına dair Türkiye hazırlık yapıyor mu? Tabi, gayet tabi. Türkiye Cumhuriyeti devlet...”

“FRANSIZLAR BATARYA TEKLİFİ YAPTI”

“(Fransa’dan Samp-T teklifi) Hava savunma sistemi SAMP-T tedarikine ilişkin Eurosam ile görüşmeler devam ediyor. Ekim ayına kadar bu çalışmalar devam eder ve bu konsept çalışmasını başarılı bir şekilde tamamlayabilirsek o günden itibaren nasıl üretim yapacağımızı tartışmaya, konuşmaya, görüşmeye başlayacağız. Yaptığımız görüşmeler çerçevesinde bir noktaya gelindi. Onlar bir Samp-T bataryasını Türkiye’de konuşlandırmayı önerdiler. Bununla alakalı biz de çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Onlar keşif yapacaklar. Şu anda İncirlik’te  İspanyolların bir Patriot bataryası, Kahramanmaraş’ta ise İtalyanların Samp-T bataryası var. Bu iki yerde incelemeler yapmayı teklif ettiler. Bu konu üzerinde, onların intikali üzerinde çalışıyoruz. Eğer Cumhurbaşkanımız tarafından da bu uygun görülürse önümüzdeki dönemde en azından  iyi niyet göstergesi olarak, Türk-Fransız ilişkileri bakımından sembol olması bakımından da böyle bir konu üzerinde çalışmamızı sürdürüyoruz. Fransızlar bir batarya teklifi yaptı.”

İŞTE YENİ ASKERLİK SİSTEMİ

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, yeni askerlik sisteminin Ramazan Bayramı’ndan önce Mecliste yasalaşmasının beklendiğini ve yürürlüğe girmesiyle çıkabilecek sorunlara karşı tedbirlerin alındığını belirterek, yeni sistemi açıkladı.

Yeni askerlik sisteminde şu düzenlemeler ön görülüyor:

- Temel askerlik süresi bir ay olarak belirlendi.

- Askerlik hizmeti herkes için 6 ay olacak.

-  6 aylık mecburi hizmetin ardından ikinci 6 ay tezkere uzatmak isteyenlere 2 bin lira harçlık verilecek. 

-  Mehmetçik yeterli performansı, yeterli kriterleri sağlayabiliyorsa sözleşmeli erbaş, er veya uzman erbaş olarak Türk Silahlı Kuvvetlerine katılarak sözleme yapabilecek.

- Sözleşmenin sonunda maaş, OYAK, lojman, sağlık ve sosyal güvence ile ilgili bir takım haklardan yararlanabilecek.

- TSK’ya er olarak girenler şartları yerine getirmesi durumunda subaylığa ve generalliğe kadar yükselebilecek.

- Yeni askerlik sisteminde bedelli askerlik ücreti, 6 asteğmen maaşı kadar olacak, şu anda 30 bin lira ile başlayacak. 

- Bir yılda 145 bin kişinin bedelli askerlik yapabileceği sistemde daha fazla başvuru olması halinde kura çekimi yapılacak.

- 29 yaşına kadar okulu devam ettirebilen liseliler için 22 yaş sınırı, Meslek liseleri için 25, yüksekokul ve  lisans için 28, lisansüstü için 32, doktora için 35 yaş sınırı getirildi.

- Hazırlanan kanun teklifinin yasalaşmasıyla 1111 Sayılı Askerlik Kanunu ile 1076 Sayılı Yedek Subaylar ve Yedek Askeri Memurlar Kanunu kaldırılacak.

- Lise ve altı mezunlarının yanı sıra lisans, lisansüstü ve meslek yüksekokulu mezunlarından isteyenlere de ihtiyaçlar kapsamında askerlik görevini er olarak yapabilme imkanı tanıyor.