Seyahat - Turizm 22.08.2018 18:19

Yaşam Kalitesi En Yüksek Şehir: Bern

Albert Einstein'ın da yaşamayı seçtiği Bern şehri dünyanın yaşam kalitesi en yüksek şehirlerinden biri.
Yaşam Kalitesi En Yüksek Şehir: Bern

Hakan DİKMEN

Bern şehri İsviçre’nin başkenti konumunda ve tarihi Orta Çağ’a kadar uzanıyor. İşte dünyanın yaşam kalitesi en yüksek şehirlerinden Bern…

Albert Einstein (1879–1955) yaşadığı ev

Einstein görecelik kuramı uzay ve zaman algılarımızı tersine çevirdiğinde Bern’de yaşıyordu. Bernisches Historisches Museum’un bir parçası olarak, Einstein Müzesi’ndeki yaklaşık      1000 m²’lik sergi alanı, fizikçinin hayatını anlatmaktadır. Yaklaşık 550 orijinal nesne ve replika, 70 film ve çok sayıda animasyon, dahi zamanının tarihini gösteren, aynı zamanda deha ve onun çığır açan keşiflerin biyografisini anlatan olaylar müzede özetliyor. Evinin altında da bir kahve var. Hediyelik eşyalar satılıyor.

İsviçre’nin resmi olmasa da fiili başkenti olan Bern, UNESCO dünya mirası olan eski şehri, şehri çevreleyen “Aare Nehri”, her köşe başında karşınıza çıkan tarihi çeşmeleri, tuğladan evleri, kemerli çarşısı, dar sokaklarıyla sizi orta çağa geri götürüyor.

İyi korunmuş orta çağ kent manzarası sayesinde, Bern’in Eski şehir alanı, UNESCO’nun 1983 yılında Dünya Mirası Listesi’ne girmiş.

Şehre adını veren ayılardan biri

Kentin kökeni 1911’de Zähringen hanedanından dük Berthold V’in, Nydegg Şatosu yapılarını surlar ve hendeklerle çevirmesine kadar uzanır. Anlatılan hikâyeye göre Berthold V, kurduğu şehre ilk gördüğü hayvanın adını verecektir. Dükün ilk gördüğü hayvan bir ayı olmuştur ve şehir Almanca ayı anlamına gelen ‘bar’ kelimesinden türetilen ‘Bern’ adını almıştır. Kemerli yolu bitirip köprüden karşıya geçince karşınıza çıkan “Bären Park”, yani “Ayı Parkı”, Bern’deki gezilecek yerlerin başında geliyor. 1513 yılından beri şehirde yaşayan ve şehrin sembolü olan ayılar, 1857 yılından sonra ayı çukurunda, 2009’dan beri de çukuru çevreleyen modern parkta yaşamaya devam ediyor. Artık memur gibi olmuşlar. Ama yine de yanınıza gelmelerini istemezsiniz.

Şehrin bu görüntüsü tepede bulunan bir parktan çekilebiliyor. Bu park o kadar kalabalık ki bence herkes evine bu manzarayı götürüyor. Turist otobüsleri için ideal duraklardan biri bu park. 1191’de kurulan Bern’in merkezi neredeyse hiç bozulmadan bugünlere gelmiş ve 1983’te UNESCO Dünya Mirası listesine girmiş. Bern gezisine orta çağ mimarisinin tipik örnekleriyle dolu olan eski şehrin dar sokaklarından başlayabilirsiniz. Aare Nehri’nin çevrelediği eski şehirde, küçük sokak kafeleri, lokal pastaneler, restoranlar, butikler, galeriler, pazar yerleri şehrin özgün havasını tamamlıyor.

Pek meşhur saat kulesi Zytglogge.

Bern’de bulunan kule, 13. Yüzyılda inşa edilmiş. 800 yıl içinde geçirdiği restorasyonlara rağmen, Bern’in en tanınmış simgelerden biri olma özelliğini koruyor. UNESCO Kültür Mirasının bir parçası olan Saat Kulesi (Zytglogge), şehrin ilk batı kapısı olarak yapıldı. Daha sonra 1530 yılında ünlü astronomik çalışmalar için kullanılan takvim saati artık turistler için şehri yüksekten görmeye yarıyor. Önünde uzun kuyruklar oluyor tepesine çıkmak için. Bern’in en önemli cazibe merkezlerinden ve İsviçre’deki en eski saatlerden biri. Her saat önünde biriken turistlere hareketli figürler gösteri yapıyor. Çekya’daki saatin gösterisi daha havalı bence.

İsviçre Parlamentosu Bundeshaus

İsviçre Parlamentosu, dünyanın ilk modern demokrasilerinden birinin merkezi. Başkent Bern’de bulunan bu muhteşem yapı geceleri de ışıl ışıl misafirlerine ev sahipliği yapıyor.  Bundeshaus binasının önünde, ben gittiğimde çiftçilerin tanıtımları vardı. Bir de meydanda yerden fışkıran sularla oynayan çocukları izlemek çok hoşuma gitti.

Berner Münster

Yapımına 1421 yılında başlanan Bern Katedrali, İsviçre’deki en büyük dini yapı. Geç dönem Gotik mimarinin de en etkileyici örneklerinden biri. 344 merdiven tırmanıp 100 m uzunluğundaki kulesine çıkarak eski şehri tepeden seyredebilir, karla kaplı Alplere karşı fotoğraf çekebilirsiniz.

Alp dağlarında haberleşmeyi sağlayan borular

İsviçre’de karlı dağlarda haberleşmek için bu borular kullanılıyormuş. Alp Boruları denen bu enstrümanlar, kâh mutlu bir haberi, kâh hüzünlü haberi diğer köylere duyuruyorlarmış. Her köyün borusunun sesi de ayrı imiş. Bu nedenle insanlar anlıyormuş hangi köyün borusu ötüyor.

Şehir içindeki çeşmelerden akan su temiz ve içebiliyorsunuz

Bern dünyanın en temiz, en güzel şehirlerinden biri. Halk kendini dünyanın hesap memuru ve hakemi gibi görüyor. Onlar için doğruluk ve temizlik en normal yapılması gereken işler. Raylı sistem üzerinden hem turistik buharlı tren gidiyor hem metro aynı rayları kullanıyor.  Troleybüs de o rayları izleyerek gidiyor. Çok farklı bir havası var. Herkes çalışıyor. İşsizlik yok.  Selam veren güler yüzlü insanlar sizin bir probleminiz ya da sorunuz olursa hemen çözmek için yardım edip ilgileniyorlar.  Bugün de Bern şehrinin bir bölümünü anlattım size. Bana sorularınız olursa ya da yayınlamam için, kısa hikayesini yazdığınız fotoğraf yollarsanız memnun olurum. Mail adresim hdikmen@yenibirlikgazetesi.com. Hergününüz bayram güzelliğinde ve mutluluğunda olsun.

Aare nehri, şehri sanki kollarıyla sarıyor. Akış, akıntı gücü yıllardır değişmiyormuş

Bu nehrin akıntısı o şehirde yaşayanlar için ideal bir ulaşım yolu olmuş. Düşünün işinizden çıkıyorsunuz. Soyunuyorsunuz, mayonuzu giyiyorsunuz. Kıyafetlerinizi su geçirmeyen bir torbaya koyuyorsunuz. Ardından cuuuup suya atlıyorsunuz. Eve nehrin akıntısıyla trafiğe takılmadan hatta yüzmeden varıyorsunuz. Hemen hatırlatalım bu nehrin suyu dünyanın en temiz suyu olarak birçok ödüle sahip. Güneş doğduğunda yüzlerce kişi yüzmek için Aare nehrine gidiyor. Bu unutulmaz bir deneyim. Çünkü sadece kendinizi suya bırakıyorsunuz kilometrelerce yol kat ediyorsunuz. Tabi ki saldım çayıra gibi kanunsuz değil. Eğitimli cankurtaranlar, Aare nehrinde size eşlik ediyor. Gereksiz risklerden ve tehlikeli durumlardan kaçınmanıza yardımcı oluyorlar. Turistler için de özel turlar var. Aare nehrinde güvenli yüzme teşvik amaçlı bir dernek kurulmuş adı Stadtwellen. Turistlere ve ilk yüzücülere eğitim veriyorlar. Katılımcılara İsviçre Hayat Kurtarıcı Topluluğu (SLRG) Bern’i temsil eden cankurtaranlar eşlik ediyor.

Bir nevi Kemeraltı diyebileceğimiz upuzun bir cadde

Sağlı sollu toplam 6 km uzunluktaki kemerli kaldırımları sayesinde her mevsim, güneş, yağmur, çamur demeden rahatça dolaşabilir, alışveriş yapabilirsiniz. Eski şehri tam ortasından ikiye bölen bu korunaklı yol, Avrupa’daki benzerleri arasında en uzun olanlardan biri. İstasyondan başlayıp Nydeggbrücke’ye kadar uzanıyor. Bu yoldan tramvaylar, buharlı turistik trenler ve troleybüsler de geçiyor.