Sağlık 27.04.2018 14:12 Güncelleme: 27.04.2018 14:28

Yerli Yapay Diş Köklerine FDA'dan Onay

Küresel Türk medikal markası olma yolunda emin adımlarla ilerleyen DTI İmplant, Kocaeli'de ürettiği yüzde 100 yerli yapay diş köklerini ABD'ye ihraç etmeye hazırlanıyor.
Yerli Yapay Diş Köklerine FDA'dan Onay

Kocaeli'deki Marmara Teknokent'te (MARTEK) faaliyet gösteren DTI İmplant, TÜBİTAK ile yaptığı iş birliğiyle ürettiği kuru "SLA Active yüzey" yerli implantlar için Amerikan Gıda ve İlaç Dairesinden (FDA) onay aldı.

DTI İmplant, bu onayın ardından diş implant pazarı 1 milyar doları aşan ABD'ye ihracat yapma imkanına sahip oldu.

MARTEK Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Okur, yaptığı açıklamada, bölgenin, firmaların Ar-Ge çalışmalarını hayata geçirebilme konusunda en iyi ortamı sağlamak için 1999'da Bakanlar Kurulu kararıyla kurulduğunu söyledi.

Yaklaşık 150 firmanın faaliyet gösterdiği bölgenin doluluk oranının yüzde 40 olduğu bilgisini veren Okur, burada yüksek katma değerli ürünlerin geliştirilmesine yönelik projelere ciddi teşvikler ve altyapı sağlandığını ifade etti.

Okur, bölgede birçok alanda Ar-Ge çalışması ve üretim yapıldığını belirterek, "Yer tahsisi yapılan firmalar Ar-Ge çalışmalarını neticelendirdiklerinde üretime geçirebilmeleri için de kendilerine ciddi katkı sağlıyoruz. Bu sayede her geçen gün katma değeri yüksek birbirinden güzel ürünler ortaya çıkıyor." diye konuştu.

MARTEK'i yeni teknolojilere yönelik firmalarla dolduracaklarını dile getiren Okur, bölgede 4 yıldır faaliyet gösteren DTI İmplant'ın Türkiye'de yüksek katma değerli üretime ciddi katkı sağladığını söyledi.

Firmanın ürettiği yerli diş implantları için FDA'dan onay aldığını aktaran Okur, "Bu belge birçok tıbbi ürünün ülkeye giriş iznini veren bir belgedir. ABD'de sadece FDA onaylı tıbbi cihazlar kullanılabiliyor. Dünyada birçok ülkenin de referans aldığı FDA onayı, MARTEK'te faaliyet gösteren DTİ İmplant'ın ABD'ye ihracatının önünü açtı." dedi.

"İhracat atağına başlayacağız"
DTI İmplant Genel Müdürü Dr. Talat Buğur da MARTEK'teki fabrikalarında kuru yüzeyli yapay diş kökü ürettiklerini belirtti.

Yılda 100 bin adedin üzerinde implant ürettiklerini ve bunun yüzde 25'ini 23 ülkeye ihraç ettiklerini söyleyen Buğur, 21 Aralık 2017'de Borsa İstanbul'daki gong töreninin ardından imzalanan anlaşmayla Türkiye Varlık Fonu tarafından risk sermayesi bünyesinde desteklenecek ilk firma olduklarını bildirdi.

Buğur, kuru SLA Active yüzeyin dünyada sadece kendilerinin sahip bulunduğu bir teknoloji olduğuna dikkati çekerek, "Ürettiğimiz implantların yüzey özelliklerini TÜBİTAK MAM Gen Mühendisliği ve Biyoteknoloji Enstitüsü ile yürüttüğümüz bilimsel çalışmalar sonucunda elde ettik. İmplantların kemikle birleşmesini çok daha kısa bir sürede sağlıyoruz. Raf ömrünü kısaltmadan bu teknolojiye dünyada bir tek biz sahibiz. Bu teknoloji sayesinde hastalar çok daha kısa bir sürede protezlerine sahip oluyorlar." diye konuştu.

Geliştirdikleri diş implantları için FDA onayı aldıklarını aktaran Buğur, şöyle devam etti:

"FDA, Amerika'daki tıbbi cihaz ve ilaçlar gibi birçok medikal ürünün kullanımına izin veren bir kuruluş. Bu sertifikasyon sürecinde ürünün her türlü bilimsel yeterlilikleri inceleniyor. Bu belge olmadan ABD'ye ihracat yapmak mümkün değil. Firmalar için CE'nin dışında aynı zamanda FDA onayını almak çok önemli. O yüzden bu önemli belgeye sahip olmak birçok ülkeye ihracat olanaklarını daha da artıracaktır. ABD implant pazarının büyüklüğü 1 milyar doların üzerinde. Bu pazarda özellikle kalite ve fiyat dengesi açısından bizim lehimize bir durum söz konusu. FDA onayı ile ABD pazarında çok ciddi bir ihracat atağına bu yılın son çeyreğinde inşallah başlayacağız. Amerika'daki hastalar burada yapılan Türk implantlarını kullanacaklar."

"Çok uluslu bir firma olma yolunda ilerliyoruz"
Buğur, çok uluslu bir firma olma yolunda ilerlediklerini belirterek, "Hollanda'da Ar-Ge, İsviçre'de de üretim merkezimizi çok yakında faaliyete geçiriyoruz. İlerleyen süreçte Uzak Doğu'da da faaliyetlere başlayacağız." dedi.

Gerek kemik tozu üretimi gerek implantlarla ilgili Ar-Ge çalışmalarını aralıksız sürdürdüklerini söyleyen Buğur, şunları kaydetti:

"Ciromuzun yüzde 10-15 kadarını Ar-Ge'ye ayırıyoruz. Aslında bu oran reelde çok daha yüksek. TÜBİTAK yerleşkesi içinde olduğumuz için buradaki imkanlardan maksimum derecede yararlanıyoruz. Yani ciromuzun yüzde 10-15'inin çok daha üzerinde bir Ar-Ge kaynağını kullanıyoruz."