Bireyleri; sahip oldukları temel yatkınlıklar, potansiyeller ve davranışlarına göre kişilik testleri yardımıyla çeşitli gruplara ayırmak mümkündür.

İnsanları gruplara ayırmak, kategorize etmek çok doğru değilse de onları daha yakından tanımak için bu gereklidir. Özellikle kimi psikolojik rahatsızlıkların çok önceden belirlenmesi ve gerekli tedavilerin yapılabilmesi için bireylerdeki ruhsal bozukluk, uyum ve davranış sorunları gibi psikolojik yatkınlıkların bilinmesine ihtiyaç vardır. Diğer yandan çocukların psikolojik dünyalarına inmemiz, kimi gelişim, öğrenme ve eğitim problemlerini belirleyebilmemiz, gençlerin mesleki tercihleri, yetişkinlerin kariyer yönelimleri, aile içinde yaşanan sıkıntıların nedenleri gibi konularda yol alabilmek için de bireyleri daha yakından tanımamız gerekli ve önemlidir. O hâlde klinik nedenler, mesleki yönlendirme, kariyer yönetimi, sosyal yaşamdaki uyum sorunları gibi gerekçelerden hareketle; bireylere yardımcı olmak ve gerekli destekleri sağlamak amacıyla onların temel kişilik eğilimlerini ve zihinsel potansiyellerini analiz etmek ve tanımlamak gereklidir.

Bireylerin psikolojik dünyalarını tahlil etmek için uzman kişi ile konuşmaları önemlidir ancak bu çoğu zaman yeterli olmaz. Nasıl ki hekimin muayene bulgularını, çeşitli test sonuçları ile destekleyip tamamlaması gereklidir; benzer biçimde psikolog da bireyin temel kişisel ve zihinsel yatkınlıklarını, potansiyellerini, bireyi çeşitli tanıma teknikleri ve özellikle çeşitli psikolojik testler, zekâ ve kişilik testleri ile belirlemek durumundadır. İnsanları daha yakından tanıma ihtiyacı, insanlık tarihi kadar eskidir. Nitekim en doğru askerleri, devlet adamlarını, siyasetçileri seçmek, uygun yöneticileri işe almak, başarılı liderleri ortaya çıkarmak, buluş yapacak bilim adamları yetiştirmek, çeşitli ruhsal ve psikolojik bozuklukları, sapmaları ve hastalıkları teşhis edip tedavi etmek gibi arayışlar tarih boyu söz konusu olmuştur.

Bu durum kişilerin sahip oldukları yetenekleri, temel kişilik yatkınlıklarını araştırmayı ve tanımlamayı; bunun için uygun test araçlarının geliştirilmesini gerektirmiştir. Bunun için Antik Yunan düşünürü Sokrates, lider adaylarının potansiyellerine göre seçilmesi gerektiğini savunmuştur. Böylece tarihin ilk çağlarından bu yana insanları daha yakından tanımak, sade bir merakın ötesinde bir ihtiyaç olarak da var olagelmiştir. Söz konusu merakın giderilmesinde, bilimsel çalışma ve arayışların yanında özellikle kutsal kitapların insana yönelik söylemleri de yol gösterici olmuştur. Nihayet insana yönelik pozitif bilimlerin yerleşmesi ve özellikle psikolojinin bir bilim dalı olarak gelişmesi ile bireye yönelik araştırmalar çoğalmış, temel kişilik tipleri konusunda çeşitli çalışmalar yapılarak değişik türdeki psikolojik testler geliştirilmiştir.

KİŞİLİK VE ZEKÂ TESTLERİ ŞAKAYA GELMEZ

Bugün dünyada bireyleri çeşitli alanlarda yönlendirebilmek, potansiyellerini ortaya koymak, psikolojik durumlarını tanımlamak gibi nedenlerle çeşitli bilimsel testler uygulanmaktadır. Bunlar, genel olarak bireyi tanıma teknikleri içinde temel kişilik testleri ve zekâ testleri olarak iki ana grupta ele alınmaktadır. Maalesef elektronik iletişimin artması ve sosyal medya kullanımının yoğunlaşması ile söz konusu testlerin kimi zaman arzu edilen bilimsel ortamlardan ve kaygılardan uzak biçimde yapıldığına şahit olabiliyoruz. Nitekim kimi gazete eklerinde ya da sosyal medyada, zekâ testi yahut kişilik testi adı altında bu tip uygulamalara rastlamak mümkündür.

Oysaki psikolojik hassasiyetlerin bu denli yoğunlaştığı, ruh sağlığının giderek bozulmaya yüz tuttuğu günümüz bilgi çağında; bireyleri, doğru araçlar ile daha yakından tanımanın önemi giderek artmıştır. Akademik kaygılarla hazırlanmış, bilimsel açıdan geçerlilik ve güvenilirlik çalışmaları yapılmış kişilik ve zekâ testlerinin; uzman kişi tarafından uygulanması ve sonuçlarının yine uzman tarafından aktarılması şarttır. Bu şekildeki test sonuçları ciddi faydalar sağlamaktadır. Dolayısıyla kişilik testi ve zekâ testi şakaya gelmez. Yüzlerce yıllık bilimsel ve pratik emeklerin sonucu olarak son derecede hassas bir süreçle uygulanan testler, bireyin yaşamında yeni pencerelerin açılmasını sağlar. Bu testler, klinik anlamda yapılacak yardımın yol haritasını belirleyecek çok önemli bir araç olabilir. Dolayısıyla kişilik ve zekâ testleri, kimi annelerin altın günlerinde çocuklarının IQ düzeylerini yarıştırdıkları bir araç gibi görülmemelidir.

ÇEŞİTLİLİK TABİATIN ÖZÜNDE VAR

Nasıl ki yeryüzündeki temel varlıklar çeşit çeşittir, insan yapısı da aynı bu şekilde farklılık gösterir. Mesela su, toprak, taş, hava, zaman… Bunlar birbirlerinden farklı oldukları gibi, kendi içlerinde de çeşit çeşittirler. Yeryüzünde tuzlusundan tatlısına kadar içerdikleri minerallere göre çeşit çeşit sular var. Bir kısmına sürekli ihtiyacımız var, içiyoruz. Bir kısmına hastalık sırasında ihtiyaç duyarız, bir kısmını ise içemeyiz zira zarar verir. Benzer biçimde toprak da çeşit çeşittir. Killi, humuslu, bereketli ürün veren, vermeyen topraklar vardır. Taşlar; dağ başındaki kayalardan tutun, ısınmada kullandığımız kömüre, evlerimizi süsleyen mermere ve nihayet paha biçilemez elmasa kadar çeşitlilik gösterir. Eşya ve varlığın kendi türleri içinde bu kadar çeşitlilik olur da canlıda ve insanda olmaz mı? Elbette insanlar da toprak, taş, su gibi sahip oldukları temel özellikler bakımından çeşit çeşittirler. Bu çeşitliliğin esas kaynağı, genetik enformasyon ve özellikle yaşamın ilk yıllarındaki öğrenme ve yetişme biçimidir. Bugüne kadarki bilimsel çalışmalarda; bireyler temel kişilik yatkınlığı ve potansiyellerine, çeşitli olgu, olay ve durumlara verdikleri tepki çeşitlerine göre gruplandırılmıştır.

Böylece çeşitli kişilik tipleri ortaya çıkmıştır. En yaygın tipoloji belirleme yöntemlerinden biri; insanların kişiliklerinin, çocuk yönü ve yetişkinlik yönünün ağır basmasına göre yapılan ayrımdır. Bazı insanlar, yetişkin olmalarına rağmen hâlen çocuk ruhludurlar. Başka bir genel ayrım, kişiliğin dışa dönük yahut içe dönüklük düzeyine göre yapılan ayrımdır. Bazı insanlar kendi iç dünyalarında, bazıları ise diğer insanlarla daha yoğun bir iletişim hâlinde olmayı tercih ederler. Diğer bir yaygın kişilik tipi dağılımına göre; bireyin fiziksel, duygusal, zihinsel olmak üzere üç temel potansiyelinden biri baskın, diğeri orta, bir diğeri de çekinik düzeydedir. Fiziksel potansiyelin gelişmiş olması, bireyin saha insanı olduğunun ve liderlik potansiyelinin göstergesidir. Duygusal potansiyeli baskın kişilerin; insan ilişkileri, etkileşimleri ve estetik odaklı eğilimleri güçlüdür. Zihinsel potansiyeli baskın bireylerin ise mantık odaklı ve zihinsel kökenli işlerde başarılı oldukları bilinmektedir.