Yeni Birlik Gazetesi
İstanbul
Hafif yağmur
9°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
ANKARA
00:00:00
Öğle vaktine kalan
İSTANBUL
00:00:00
Öğle vaktine kalan
Ara

Felsefeüstü üzerine mülahazalar

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Önce örneklerimizden ikisini hatırlayalım. Hayat güzeldir - La vita è bella filminde toplama kampında Guido oğluna Nazi subayının söyledikleri yerine kendi uydurduğu şeyleri anlatıyordu. Kampta olan bitenler aslında bir oyun, bu oyunu oynarsan doğum gününde hediye alacaksın diyordu. Toplama kampını oğlu için yeniden kurmuştu. Paul Auster'in hikayesinde Brooklyn'de bir tütün dükkanı olan Auggie Wren kovaladığı hırsızın düşürdüğü cüzdanın izini sürerek bir eve ulaşıyor. 

Noel zamanı, yaşlı, kör ve yalnız bir kadın kapıyı açıyor ve Auggie'yi uzun zamandır görmediği torunu olarak kucaklıyor. Auggie oyunu devam ettiriyor, beraber yemek yiyorlar, onu sevindirmek için iş bulduğunu, yakında evleneceğini söylüyor. Kadın da inanıyormuş gibi yapıp mutlu oluyordu. Bu ikisinde de ızdırap dolu gerçekliğe karşı bir kurgulama var. Dünyayı anlamaya çalışan felsefeye karşı dünyaya belki son kez gülümseyen felsefeüstü. 

Burada kastettiğim gerçeği reddetmeden ziyade yeni bir gerçeklik kurma... Biz dünyaya kendimize göre anlam veriyoruz, kendimizi yansıtıyoruz. Bununla yeni bir dünyayı inşa ediyoruz aslında. Mesela ne diyoruz? "Batan gün kana benziyor, yaralı cana benziyor... Şu bülbül bana benziyor, ah ediyor bir gül için". Büyük zulümlere, ızdıraba karşı felsefeüstüne başvuruyoruz. Yeni anlamlar veriyoruz, bir güzellik dünyası inşa etmeye çalışıyoruz.  Nitekim, insanoğlu yeni bir gerçeklik kurabildiği için mutluluğu var oluyor. Ereği bu, mutlu olabilmek... Orbakaite'nin eski bir şarkısında dediği gibi mutluluk kaçınılmaz olabilir. Ama ne zaman? Gece şehrin çirkinliklerini örttüğünde, kar çöplerin üstünü kapattığında, insan unuttuğunda ve affettiğinde. Çöp orada duruyor, suçlular çok sayıda ve güçlüler. Ama yüce bir ironi de var. "Gerçeklik nedir?" ve "gerçeğin bilgisine nasıl ulaşabilirim?" soruları bağlamında felsefeüstü geçersiz bir argüman değil...  

Gerçekliğin karşısında diklenen ironi duygusu aslında hakikatin kapısını aralayan şey. Kamera nerede, bu kamera şakası mı demek gibi. İroninin muhteşem bir gerçekliğin özel bir komponenti, parçası olduğunu anlıyoruz. İronisiz bir felsefe düşünmek mümkün değil çünkü.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *