Kurban Bayramı’nda yeri gelmişken kurban psikolojisi hakkında iki kelam edelim. Kurbanın psikolojisi mi var hocam diyenleriniz olacaktır. Var tabii! Kesilecek diye günlerce korku ve anksiyete yaşayan koçtan bahsetmeyeceğim elbette!

- Neden böyle şeyler hep benim başıma geliyor?

- Keşke hiç tanımasaydım.

- Keşke gitmeseydi.

- Hep benim yüzümden mi oluyor bunlar?…

Sürekli şikâyet halinde olan, suçlama ve suçluluk duygusu yaşayan, “Ama, keşke, neden hep ben” gibi dış güçler tarafından etkilendiğini düşünen insanı anlatacağım, yani kurban psikolojisini. Sürekli bir geçmişi irdeleyen ruh hali.

Kurban psikolojisinin temelinde korkular, muhtaç olma duygusu, önemsenme, sevilme ve ilgi ihtiyacı gibi olumsuz duygular yatar. Kurban psikolojisindeki insan hayatının, seçimlerin, eylemin ve kararların sorumluluğunu üstlenemez. Hep mağdurdur. Mağduriyet algısı, bir bireyin kendisini haksız yere zarar görmüş veya adaletsizliğe uğramış olarak hissetmesi durumunu ifade eder.

Bu durum, genellikle bireyin yaşadığı travmatik olaylar veya olumsuz deneyimler sonucunda ortaya çıkar ve çeşitli psikolojik etkilere yol açabilir. Aslında kişilerin zaman zaman kendini şanssız, anlaşılmamış, yalnız, kurbanmış gibi hissetmesi normaldir.. Ancak, kişi, devamlı hayatında kendini kurban gibi görüyorsa ve bu durum ilişkilerini olumsuz yönde etkiliyorsa, o zaman çözümlenmesi gereken bir sorun var demektir. Tüm seçimlerimizin sorumluluğunu kendiniz alın. Kolay değil, ancak başarılabilir.

Nasıl mı? Hayatınızın başrolü olduğunuzu kabul edin. İlk olarak kendinizi severek. Unutmayın bu dünyaya kendinizi kötülemeye gelmediniz. Sevgi doğanın ikinci güneşidir. Sevgi, insanın doğasında vardır ve sonradan öğrenilmez. Kendini sevmek demek bencil olmak, kibirli olmak demek değil.

Oysa kendini sevmek kendine saygı, sorumluluk ve özgüven duymak, güçlü ve zayıf yönlerinin farkında olarak kendini kayıtsız şartsız kabul etmektir. Kendinizi sevmek için öncelikle tüm bedeninizi ve fiziksel özelliklerinizi olduğu gibi kabul edin. Olumlu yönlerinize odaklanın. Hatalarınızı da kabullenin ve kendinizi affedin. Herkes gibi olmak ya da en güçlü olmak zorunda değilsiniz.

Sadece siz kimseniz ona sahip çıkın, iyi ve kötü günde yanınızda olun. Son olarak ise unutmayın ki her şeyin seçimi sizin elinizde. Ne olursa olsun, istediğiniz her şeye her an dönüşebilir ve her zaman yeniden başlayabilirsiniz. Hayatınızda kurban rolünden çıkıp, cesaretli, sorumluluk alabilen ve kendi gibi olma cesaretini gösterebilen bir kişi olmanız dileğiyle.

İyi bayramlar…