Yıllardır söylüyorum devir değişti artık geçmişte heyecan getiren şeyler bugün demode oldu.
Geçtiğimiz günlerde bir müzik ödül töreni daha yapıldı. Bu ödül töreninden akıllarda kalan tek şey Melek Mosso’nun ödül aldığı sırada yaptığı siyaset kokan konuşma oldu.
Artık her şey değişti
Yıllardır söylüyorum devir değişti artık geçmişte heyecan getiren şeyler bugün demode oldu. Yeni nesil yani gençler iyiden iyiye eğlence, müzik ve medya tüketim alışkanlıklarını değiştirdi. Çok şey değişti dünyada, benzer şekilde Türkiye’de de çok şey değişti. Mesela müzik televizyonları artık tüm önemini kaybetti yerine Youtube geldi. Radyolar yerini Spotify’lara Apple Music’lere özetle dijital müzik platformlarına bıraktı. Dönüşümden çok şey payını aldı. Bunlardan biri de ödül törenleri.
Ödül törenlerini artık kimse takmıyor
Eskiden bir ödül töreni yapıldığında herkes heyecanlanırdı, herkes gerçek bir heyecan yaşardı. Bir ödül aldı mı onun gururunu yıllarca yaşardı. Şimdi artık ödül törenleri de tarih oldu. Ne takan var, ne izleyen ne de önemseyen. Dijital medyadaki izlenme ve dinlenme sayıları o kadar net ki herkes kendi ödülünü görüyor. Artık masa başında birtakım insanların belirlediği ve şatafatlı törenlerle sunulan ödül törenlerini o ödülleri alanların dışında kimse takmıyor. Ödül alanlar bile plaketlerini alıp iki gün sonra olayı unutuyor.
İşte böyle bir atmosferde yapıldı Power Müzik Ödülleri. Müziği takip eden biri olarak birkaç gün önce bir arkadaşımın söylemesi ile öğrendim. Sağa sola sordum, nabız yokladım ama tık yoktu. Kimsenin haberi bile yoktu desem abartı olmaz. Çünkü ödül törenlerinin artık tüm cazibesini bitti buna bir de Power Grubun üstündeki metal yorgunluk eklenince körler sağırlar birbirini ağırladı.
Powertürk’ün yönetim zafiyeti
Bu ödül töreni ile ilgili iki ciddi yorum yapmak istiyorum. Birincisi gurubun Türkçe müzik şubesi Powertürk hakkında. Yirmi sene Türkiye’de müzik piyasasında adeta fırtına estiren bir markaydı Powertürk, şimdi ise yaşlı bir ihtiyara döndü. Ne eski gündem yaratma gücü kaldı ne de müzik piyasasındaki eski konumu. Kendisini güncel medya pazarına yönelik yenileyemeyen Powertürk’ün en büyük sıkıntısı yönetim. Siz dünyada başka yönetici yokmuş gibi bir arkadaşınızı iki üç yılda bir kovup onu tekrar göreve getirirseniz o kurumun ne kurumsallığı kalır ne de ciddiyeti. Önce marka düşüşe geçer sonra da markanın yaptığı ödül törenleri gündemden düşer. Sonra gider en iyi erkek şarkıcı ödülünü pasif bir müzik yılı geçiren Can Bonomo’ya verirsin, sonra da yıllardır Arabesk müziği çalmadığın halde Bergen Saygı albümüne ödül verirsin. Ne kategoriler ne de ödül alan isimler… Özetle organizasyon A’dan Z’ye bir fiyaskoydu. Masrafları Power grubu mu yoksa sponsorları mı ödedi bilemem ama lüzumsuz bir masraf oldu.
İkinci altını çizmek istediğim konu ise Melek Mosso. Çok haklı güzel bir çıkış yakaladı. Çok iyi bir vokal. Adım adım yükseliyor. Başarılı ama o da diğer popüler isimler gibi ideolojik popülizmin etkisinde yaşıyor. Ödülü aldıktan sonra yaptığı konuşmada “Ben bu ödülü yüzyıllardır, yıllardır bu toplumda, bu dünyada ötekileştirilen kıyafetleriyle, kahkahasıyla kadın olmanın gerektirdiği her şeyi ile yargılanan, yitirilen, katledilen bütün kadınların ruhlarına armağan ediyorum. Şunu belirtmek isterim ki size, sesimiz hiçbir zaman kısılamayacak. Ben kadın şarkıcıların, bu toplumda kadınlığı ile her zaman gurur duyan bir kadınım ve her zaman onların arkasında olacağım, kimse beni susturamayacak, konuşmaya şarkı söylemeye devam” dedi.
Kadına şiddet bir paranoya oldu
Bu söylem son zamanlarda şarkıcıların çok kullandığı bir söylem. Özellikle genel seçimler öncesinde Recep Tayyip Erdoğan’a karşı bir “kadına şiddet” söylemi kullanıldı. İşin siyasi yönüne girmek istemiyorum ama Türkiye’de kadın sanatçılara bir baskı mı yapılıyor?
Öyle bir söylem var ki sanırsınız Taliban ülkeye gelmiş, tüm kadınları kılıçtan geçirmekle tehdit etmiş, şarkı söylemeyi yasaklamış. Sanki şeriat gelmiş ve kadınlar dünyaya SOS veriyor. Ben bu ciddi ciddi anlamıyorum. Bazı şeyleri anlamıyorum. Bu ülkede maalesef kadına şiddet var, maalesef tüm dünyada var. Önlenmesi, yok edilmesi için herkes bir şeyler yapmalı, herkes mücadele etmeli ama bunun Türkiye’de kadınlara büyük baskılar yapılıyor gibi gösterilmesi çok saçma. Bu artık bir paranoya oldu. Türkiye’de hiçbir siyasi parti kadın şarkıcıları üzecek genel bir uygulamaya imza atmadı, atamaz da. Bu ülkede kanun var nizam var. Ayrıca eğri oturup doğru konuşmak lazım bu ülkede iktidarda olan partinin de kadınlara karşı somut bir hukuki olumsuz eylemi olmadı. Toplum olarak biraz sakinleşmemiz ve kadınları da huzursuz eden bu söylemi bırakmamız lazım.
Melek Mosso’nun mesajı siyasi mi?
Melek Mosso bu ödülü Bergen için yapılan saygı albümünde seslendirdiği “Yıllar Affetmez” şarkısı ile aldı. Bu şarkıyı çok güzel seslendirdi. Bergen kadına şiddet konusunda Türkiye’de simgeleşmiş bir isim. Şiddet yaşayarak hayatını kaybeden en popüler kadın şarkıcı. Melek Mosso belki de buna istinaden “kadına şiddet” konusuna değindi. Ama kurduğu cümleler öyle yansımadı. Herkes siyasi yorumladı. Oysa o konuşmasının sonuna “Ben bu ödülü kadına şiddetin simgesi haline gelen sanatçı Bergen adına alıyorum” deseydi hem mesajında nokta atışı yapardı hem konuya atıfta bulunur hem de konuşması siyasi yorumlanmazdı. Ama maalesef Türkiye’deki sanatçıların en büyük sorunu burada da karşımıza çıktı. Onları yöneten bir marka yönetmeni yok. Hepsi kafalarına göre, duygularına göre anlık gazlara göre yaşıyor ve sürekli hata yapıyor. Bu da onların kariyerlerinin ömrünü kısaltıyor.
Melek Mosso’nun bir yanlış ifadesi ona işte kaybettirdi. Sahne alacağı Kiraz Festivalindeki konseri iptal edildi. Hemen ardından kendisi “Bu gerginlik duvarına bir tuğla da ben koymayacağım” diyerek Kuruçeşme konserini iptal etti.
Olaydan bir gün sonra çok güzel bir özür mesajı da paylaştı ve yanlış anlaşıldığını açıkladı. İş kazası diyelim. Ancak, şunu unutmamak lazım, bu olay kitle iletişiminde çalışan herkese ders olmalı. Konuşurken vermek istediğimiz mesajı çok dikkatli kelimeler seçerek vermeli ve kutuplaşmış bir toplumda yanlış anlaşılmamaya çalışmak için özen göstermeliyiz. Bu hepimiz için geçerli.
Bu etkinlikten akıllarda kalan iki şey:
Birincisi, Power’ın gençlerin kendi arkadaş çevreleri arasında yaptığı pijama partilerine benzeyen ödül töreni,
İkincisi ise bir marka danışmanı olmadığı için stratejik söylem sorunu yaşayıp yanlış anlaşılan Melek Mosso.
Not: Powertürk Melek Mosso’ya dua etsin, eğer o konuşmayı yapmasaydı bu ödül töreninden kimsenin haberi bile olmayacaktı.