Isparta'nın Sütçüler ilçesinde baraj sularının çekilmesiyle gün yüzüne çıkan taş evler görüntülendi.
Tarihi ve kültürel değerleri ve doğasıyla dikkati çeken Sütçüler; foto safari, trekking, oryantiring, dağcılık, cip safari, su sporları, yayla, kamp ve karavan turizmiyle çok sayıda ziyaretçinin rotasında yer alıyor.
Sütçüler'e yaklaşık 63 kilometre uzaklıktaki Darıbükü köyü, sular altında kalan evleriyle dikkati çekiyor.
Köyün bir kısmı, 2016 yılında Köprüçay Nehri üzerine yapılan Kasımlar Barajı'nın suları altında kaldı.
Bölgedeki yaklaşık 25 ev de sular altında kalan yapılar arasında yer aldı. Evlerin sahiplerine ise coğrafyaya uygun farklı alanlarda yeni konutlar yapılarak teslim edildi.
Yıllardır su altında kalan taş evler, yaz döneminde barajdaki su seviyesi azalınca tekrar gün yüzüne çıkıyor. Köylülerin geride bıraktığı eski evler, gün yüzüne çıkınca sonbahar renkleriyle seyirlik görüntü oluşturuyor.
Darıbükü Muhtarı Hese Selçuk, AA muhabirine, bölgenin en önemli yatırımlarından olan Kasımlar Barajı inşaatı nedeniyle köyün ikiye ayrıldığını söyledi.
Baraj yapılırken bazı evlerin su altında kalacağı için sahipleriyle görüşülerek yeni konutlar yapıldığını ya da mülkün değerinin verildiğini anlatan Selçuk, "Bölgede yaklaşık 25 ev ile cami ve okul vardı, bunlar da su altında kaldı. Kışın yağışın etkisiyle evler yine suyun altında kalıyor. Eskiden donardı ve biz üzerinde tahtalar ile kayardık. Yaz döneminde ise kuraklığın da etkisiyle su çekiliyor. Evler görünmeye başlıyor ve çok güzel manzaralar oluyor. Tabiatın güzelliği ortaya çıkıyor." diye konuştu.
Özellikle sonbaharda kartpostallık görüntüler oluştuğunu belirten Selçuk, "İnsanlar gelip burada fotoğraf ve görüntü çekiyor. İlk defa görenler çok şaşırıyor. Biz alıştık. Doğal bir görüntü. Eskiden evler taştan yapılırdı. Yaklaşık 7 yıldır bu evler suyun altında, taş olmasından dolayı çok fazla çürüme olmuyor." dedi.
Selçuk, bölgenin bilinirliği arttıkça gelip soranların sayısının da arttığını ifade etti.
]]>Isparta'nın Şarkikaraağaç ilçesinde otomobille kamyonetin çarpışması sonucu 1'i çocuk 4 kişi öldü, 3 kişi yaralandı.
Bayram Ali E. idaresindeki 32 LH 760 plakalı otomobil, Aşağıdinek köyü dört yol mevkisinde M.D'nin kullandığı 42 AID 166 plakalı kamyonetle çarpıştı.
İhbar üzerine kaza yerine 112 Acil Sağlık ve Jandarma ekipleri sevk edildi.
Sağlık ekipleri otomobil sürücüsü Bayram Ali E. ile otomobilde bulunan Kadir E. ve 8 yaşındaki Z.Ç'nin kaza yerinde hayatını kaybettiğini belirledi.
Kazada yaralanan kamyonet sürücüsü M.D. ve otomobildeki Azerbaycan uyruklu Semira R. ile Zilan K. ve Mustafa Ali E. çevredeki hastanelere kaldırıldı.
Şarkikaraağaç Doktor Sadettin Bilgiç Devlet Hastanesine kaldırılan yaralılardan Semira R. müdahaleye rağmen kurtarılamadı.
Yaralılardan Mustafa Ali E'nin durumunun ağır olduğu öğrenildi.
]]>Isparta Belediyesi ile Türkiye Klasik Mercedes Sevenler Kulübü tarafından Gökkubbe Fuar ve Kongre Merkezi'nde düzenlenen festivalde, farklı illerden getirilen 800 klasik araç yer aldı.
Çok sayıda katılımcı, klasik araçlar ile Türkiye'nin yerli ve milli otomobili Togg'u inceledi.
Vali Aydın Baruş, açılışta yaptığı konuşmada, Isparta'nın önemli turizm merkezlerinden biri olmasını hedeflediklerini söyledi.
Kentte yıllık 500 bin ziyaretçinin konaklama yaptığını belirten Baruş, "Mevcut, hedefimiz bir milyon ziyaretçi ağırlamak. Isparta; gülü, lavantası, meyve bahçeleri, doğal güzellikleri ve Davraz Kayak Merkezi ile önemli turizm noktası." dedi.
Belediye Başkanı Şükrü Başdeğirmen de festivale katılan 3 bin ziyaretçinin kendilerini mutlu ettiğini ifade etti.
Türkiye Klasik Mercedes Sevenler Kulübü Başkanı Murat Karakaya da 15 bin üyeyle büyük bir aile olduklarını dile getirerek, 800 klasik araç ve 3 bin katılımcıyla Türkiye rekorunu kırdıklarını vurguladı.
Etkinliğe 1965 model klasik aracıyla katılan Ali Sevim, ailesinde klasik araba tutkusu olduğunu, garajlarında 4 klasik Mercedes bulunduğunu kaydetti.
]]>Müftülükten yapılan açıklamada, olayın kentteki Vali Camisi'nde geçen hafta akşam namazı sırasında meydana geldiği belirtildi.
Açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
"Bir kişi ayakkabı ile cami içerisine girmiş ve namaz kılan cami görevlisinin yanına yaklaşarak imam hatibe ne dediği tam anlaşılamayan bazı şeyler söylemesi üzerine, cami görevlisi tarafından gereken ikaz ve uyarı yapılmıştır. Olay ile ilgili olarak Isparta Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmuş olup ayrıca konu hakkında gerekli inceleme ve soruşturma başlatılmıştır."
]]>Sütçüler Prof. Dr. Hasan Gürbüz Meslek Yüksekokulu Ormancılık Bölümünde görev yapan, Yaban Hayatı Derneğinin de başkanı olan Koca, AA muhabirine, yaklaşık 10 yıldır ormanlık alanlarda yoğun şekilde arazi çalışması yürüttüklerini ifade etti.
Sahipsiz köpeklerin genelde insanlara saldırdıklarında gündeme geldiğini hatırlatan Koca, bu hayvanların yaban hayatına da ciddi zararları olduğunu tespit ettiklerini dile getirdi.
İnsanların genelde çocuklarını sevindirmek ya da arkadaşından görüp özendikleri için köpek sahiplendiklerini vurgulayan Koca, bakımı zor olduğu veya hastalandığı için hayvanların sokağa veya ormana bırakıldığını kaydetti.
Köpeklerin evcil türler olduğunun unutulmaması gerektiğine işaret eden Koca, "Bu türlerin doğada kendiliğinden hayatta kalma imkanları maalesef çok fazla olmuyor. Örneğin kurtlar doğada nasıl beslenebileceğini, nasıl hayatta kalabileceğini biliyor. Gerekli şeyler içgüdüsel olarak bünyesinde var." dedi.
Ahmet Koca, doğada beslenme alışkanlığı olmayan köpeklerin birçok canlıya zarar verebildiğini dile getirdi.
Köpeklerin beslenmek için hangi hayvana saldırması gerektiğini bilmediğine dikkati çeken Koca, "Köpekler doğadaki bütün türlere saldırabiliyor. Öldürebilecek ya da yiyebilecek olsa da olmasa da hepsine saldırabiliyor. Son dönemde, ülkemizdeki en büyük tür olan boz ayılara da köpeklerin zarar verdiğine yönelik derneğimize bilgi geliyor. Kızılcahamam'da bir ayıya ormanlık alanda köpeklerin saldırması görüntülenmişti. Boyut aslında çok ciddi. Basına, insanlara ve çocuklara daha çok zarar verdikleri yansıyor ancak yaban hayata da çok ciddi zararları var. Sahipsiz köpekler, doğadaki hamile bireylerin de yavru düşürmesinde önemli bir etken oluyor." diye konuştu.
Koca, doğal alanlardaki köpeklerin istisnasız hepsinin toplanması gerektiğini belirtti.
Önlem alınmazsa doğadaki yabani türlerin neslinin tükenebileceği uyarısında bulunan Koca, "Bu köpekler öncelikle ormandan toplandıktan sonra kısırlaştırılmalı. Ardından barınaklara konulan hayvanların sıkı şekilde kontrol altında tutulması gerekiyor. Kimse lütfen bakamayacağı, kendi ailesinden bir birey gibi ilgilenemeyeceği hayvanı sahiplenmesin." ifadelerini kullandı.
Koca, ormanlık alandaki köpek sürüsünün bir yaban keçisine saldırdığı anların kayıt altına alındığını, görüntülerin durumun ciddiyetini göstermesi açısından önemli olduğunu aktardı.
]]>Usta öğreticiler ve gönüllülerden oluşan 250 kişi, "asrın felaketi" olarak nitelenen Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından depremzedeler için merkezde kazak, atkı, bere gibi kışlık giysi ve uyku tulumu üretmeye başladı.
Isparta Halk Eğitim Merkezi Müdürü Abdullah Uygun, yaptığı açıklamada, şu ana kadar 25 bin parça kışlık giysi hazırlayarak deprem bölgesine yolladıklarını belirtti.
Uygun, "Çadırlarda kalan vatandaşlarımız üşümesin diye 2 bin adet de uyku tulumu üretimi yaptık. Dikimler, 20 atölyede yapılıyor. Ürünleri hem deprem bölgesine yolluyoruz hem de kentteki depremzedelerimize sunuyoruz." ifadesini kullandı.
Uygun, atölyelerde ürettikleri bazı ürünleri de kentteki "Giyim Banka" göndererek depremzedelerin istedikleri ürünü ücretsiz almasını sağladıklarını bildirdi.
]]>
Sütçüler Kaymakamlığından yapılan açıklamada, İlçe Hıfzısıhha Kurulunun kararına istinaden Çandır Köyü Oğuz Önder Anaokulu, İlkokulu ve Ortaokulunda artan gribal enfeksiyon vakaları nedeniyle 7 Aralık’tan itibaren 5 gün süreyle eğitim öğretime ara verildiği aktarıldı.
]]>Şehit Polis Mehmet Karacatilki Bilim ve Sanat Merkezinde (BİLSEM) eğitim gören 9 yaşındaki Havva Ebrar, 3. sınıf kategorisinde 9 bin 625 öğrencinin katıldığı yarışmada sorulan 15 sorunun tamamını doğru cevapladı.
Havva Ebrar, gazetecilere yaptığı açıklamada, başarının planlı çalışmayla geldiğini söyledi.
Yarışmaya her gün matematik soruları çözerek hazırlandığını belirten Havva Ebrar, "Soruların hepsini doğru cevaplayarak dünya birincisi olduğum için çok mutluyum. Birinci olduğumu öğrenince hemen ailemle paylaştım, çok gururluyum." dedi.
Başarılı öğrenci yaşıtlarına, sınavlara veya yarışmalara hazırlanırken stres yapmamaları ve her gün düzenli ders çalışmaları tavsiyesinde bulundu.
"Çok güzel yerlere geleceğine inanıyorum"
Havva Ebrar'ın matematik öğretmeni Derya Denizgür ise yarışma sonucunu öğrendiklerinde öğrencileriyle gurur duyduklarını dile getirdi.
Geçen aylarda bir öğrencilerinin daha yarışmada dünya birincisi olduğunu ifade eden Denizgür, "Öğrencilerimiz arkadaşlarına örnek olmaya devam ediyor. Ebrar küçük yaşta olmasına rağmen ailesinin desteğiyle bu yarışmaya katıldı ve çok güzel bir başarı elde etti. Ebrar okula başladığı günden bu yana akıl oyunlarına çok düşkün bir öğrenci. Çok güzel yerlere geleceğine inanıyorum." diye konuştu.
"Ailecek çok mutluyuz"
Baba Hakan Can da kızlarının başarısıyla mutlu olduklarını ve gurur yaşadıklarını anlattı.
Havva Ebrar'ın akıl oyunları ve satranç etkinlikleriyle kendini geliştirdiğini aktaran Can, "Ülkemize başarıyı getirdiği ve bize bu duyguyu yaşattığı için kendisine teşekkür ediyorum. Ebrar eve geldiğinde düzenli bir şekilde ödevini yapar, kitabını okur, testlerini çözer. Matematik oyunlarını küçüklükten beri seviyordu, buna yönelik bir heyecanı ve ilgisi vardı. Derya öğretmeninin tavsiyesiyle sınava girdi ve ilk sınavında da bu başarıyı yakaladı. Ailecek çok mutluyuz." ifadelerini kullandı.
Uluslararası Caribou Matematik Yarışması
Öğrencilerin matematiği severek yapmalarını ve problem çözmeye yönelik keyifli vakit geçirmelerini amaçlayan Kanada merkezli organizasyon, internet ortamında, dünya çapında yarışma düzenleniyor. Yılda 6 kez 12 kategoride yapılan yarışma İngilizce, Fransızca ve Farsça yapılıyor. Türkiye'den yarışmaya katılmak isteyen öğrenciler, bu dillerden birini seçiyor.
]]>Olay Yeri İnceleme ve Asayiş Şube Müdürlüğü ekipleri, kentte düzenli olarak mesire alanları, dini mekanlar, mezarlıklar ile park ve bahçelerdeki şişeler ve plastik bardaklardan parmak izi alıyor.
Parmak izi tespiti gerçekleştirilen kişilere "çevrenin kasten veya taksirle kirletilmesi" ve "ibadethanelere ve mezarlıklara zarar verme" suçlarından adli işlem yapılıyor.
"Yeşil Isparta Doğa Dostu Şehir" sloganıyla yürütülen uygulamada analizleri alınan atıklar, Isparta Belediyesi ekiplerince temizleniyor.
Olay yeri İnceleme Şube Müdürü Komiser Sinan Akdeniz, AA muhabirine, kentteki adli olayların çözümü dışında çevreyi kirletenlerin tespitinin de yapıldığını söyledi.
Çevreyi kirletenlerin tespiti çalışmalarının paydaş kurumlarla titizlikle devam ettiğini belirten Akdeniz, "Cam şişeler, sigara izmaritleri, plastik bardaklar, plastik şişelerle çevre kirletiliyor. Vatandaşlarımız, çevrenin kirletilmemesi konusunda bilgilendiriliyor. Yaz aylarında cam ve benzeri malzemelerin yangın çıkarması da engelleniyor." diye konuştu.
]]>Akar beraberinde Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Musa Avsever, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Ercüment Tatlıoğlu ve Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Atilla Gülan ile Terörizmle Mücadele Eğitim ve Tatbikat Merkezi Komutanlığı'nda katıldığı mezuniyet töreni sonrasında kışladaki yemekhaneye geçti.
Okunan yemek duasının ardından komandolarla karavanadan yemek yiyen Akar, daha sonra beraberindeki TSK komuta kademesi ile Isparta Valiliğine geçti. Vali Aydın Baruş’tan kentteki çalışmalara ilişkin bilgi alan Akar’ın bir sonraki durağı Isparta Belediyesi oldu. Belediye Başkanı Şükrü Başdeğirmen'i ziyaret eden Akar, AK Parti ve MHP il başkanlıklarına da gitti.
Tarihi Üzüm Çarşısı ve Mimar Sinan Caddesi'ndeki esnafı da gezen Bakan Akar'a vatandaşlar yoğun ilgi gösterdi.
Milli Savunma Bakanı Akar'a ziyaretleri sırasında TBMM Başkanvekili ve AK Parti Isparta Milletvekili Süreyya Sadi Bilgiç de eşlik etti.
]]>
Vali Aydın Baruş, gazetecilere, 14 Ağustos Pazar günü 4 kişinin Isparta merkezden Sütçüler ilçesi Yeşildere köyü Hidroelektrik Santrali civarından yürüyüş amaçlı Yazılı Kanyon'a geldiğini söyledi.
Dört kişinin dağcılık sporuyla uğraştığını, bu alanda profesyonel olduklarını belirten Baruş, "Bu vatandaşlar kanyona girdikten bir süre sonra akarsudan karşıya geçerken ekipten biri suya düşerek boğuluyor." dedi.
Baruş, o sırada tırmanışta kullandıkları iplerin de suya düştüğünü vurgulayarak 3 kişinin bulundukları yerde mahsur kaldığını anlattı.
Bulundukları yerde iletişim imkanı olmadığından 3 kişinin pazar gününden beri orada beklediklerini bildiren Baruş, "112 Acil Servis ekiplerimize konu, dün sabah dokuz civarında bu kişilerin tanıdıkları vasıtasıyla haber alınamayınca ihbar olarak geliyor. Sabah saat 09.00'dan itibaren İl Jandarma ve AFAD arama kurtarma ekiplerimiz harekete geçiyor. Araçlarını bıraktıkları HES'ten itibaren arama faaliyetleri başlıyor. Buralar çok sarp, kayalık ve engebeli arazi, arama faaliyeti zorluklar içinde yürütülüyor. Daha sonra iz takip köpek timleri ve dronlardan da faydalanarak arama faaliyetleri yoğunlaştırılıyor. Dün akşam saat 18.00 civarında görüntülü olarak mahsur kalan vatandaşlarımızın yeri tespit ediliyor." diye konuştu.
"3 vatandaşımız sağlıklı biçimde kurtarıldı"
Baruş, tespit edilen yerin çok sarp ve girilmesi zor bir alan olduğuna dikkati çekerek şöyle konuştu:
"Dün akşam 19.00'dan itibaren ekipler makaralı, halatlı sistemleri kurmaya başlıyorlar. JAK timimiz, AFAD ekiplerimizle dört istasyonlu bir kurtarma planlanıyor ve bu dört aşamalı plana göre çalışma başlıyor. Kurtarma yapılan yer yaklaşık 200 metrelik bir yükselti, çok dik bir yükselti. Çalışmalar saat 24.00 sıralarında neticelendi. 7 JAK ve 8 AFAD görevlimiz, canla başla çalıştı. 3 vatandaşımız sağlıklı biçimde kurtarıldı. Gördüğümüz kadarıyla sağlık durumları iyi ama yine de UMKE ekiplerimiz kurtarılan vatandaşlarımızın sağlık kontrollerini yaparak dördüncü aşama bölgesinden bulunduğumuz yere yaklaşık bir saat yürüyerek intikal ettiler. Bu arazinin ne kadar zorlu olduğunu gösteriyor. Çok şükür Mehmet Sezgin, Hüseyin Sofulu ve Mehmet Kitapçı şu anda iyi durumdalar. Suda boğulma vakasında kaybettiğimiz Veysel Servak kardeşimizin naaşı maalesef aşağıda kaldı. Gece olması itibariyle sağlıklı bir kurtarma faaliyeti yürütülemeyeceğinden arkadaşlarımız sabah erken vakitlerde müdahale edecek, tekrar kanyona inip naaşını da ailesine teslim edecekler. Olayın başından beri arama kurtarma faaliyetlerine katılan tüm ekiplerimize ve bize rehberlik eden köydeki vatandaşlarımıza teşekkür ediyorum."
Kurtarılan vatandaşlara ve yakınlarına geçmiş olsun dileklerini ileten Vali Baruş, hayatını kaybeden Servak'a da Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diledi.
Kanyondan kurtarılan 3 kişi sağlık kontrolü için Sütçüler Devlet Hastanesine götürüldü.
]]>Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, "Pençe-Kilit Harekatı'nda şehit olan kahraman Mehmetçiğimiz Özgül'ün vasiyeti üzerine, yetiştiği Isparta Çocuk Destek Merkezimizin adını 'Isparta Şehit Enes Özgül Çocuk Destek Merkezi' olarak değiştiriyoruz. Allah'tan şehitlerimize rahmet, gazilerimize şifa diliyorum." ifadelerini kullandı.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık'ın sosyal medyadaki paylaşımının ardından, Piri Mehmet Mahallesi'nde yapımı süren merkezin inşaatının girişine "Şehit Enes Özgül Çocuk Destek Merkezi Müdürlüğü" pankartı asıldı.
Pankartın asıldığı merkez görüntülendi.
]]>Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Isparta’da “Toplu Açılış Töreni” ve “Karaağaç Millet Bahçesi İlk Fidan Dikim Töreni”ne katıldı. Bakan Kurum, burada yaptığı konuşmada Enerji Bakanlığı ile birlikte 18 ilde devlete ait 750 milyon metrekare, 750 bin dönüm arazisini; güneş, rüzgâr gibi yenilenebilir enerji santrallerinin kurulması için kullanıma açtıklarını belirterek “Türkiye’nin iklim değişikliğiyle mücadelesinde, enerji ihtiyacının karşılanmasında Allah’ın izniyle bambaşka bir yükseliş dönemine geçiyoruz. İnşallah bu projeleri arttırdığımızda; kendi enerjimizi, kendi elektriğimizi üreteceğiz. Türkiye’yi enerji üstünden sıkıştıran tüm tehditlere karşı her zamankinden çok daha dirençli, çok daha güçlü olacağız.” ifadesini kullandı.
Fidan dikimi, temel atma, toplu açılış töreni ve çeşitli ziyaretler için Isparta’ya gelen Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, yatırım değeri 311 milyon lira olan 23 dev eserin açılışını gerçekleştirdi, Karaağaç Millet Bahçesi’ni ilk fidanlarıyla buluşturdu.
Bakan Kurum, konuşmasında verdikleri sözleri tutmanın heyecanı ve mutluluğu içerisinde olduklarını dile getirerek bugüne kadar TOKİ Başkanlığı ile 4 bin 204 konut, 105 köy evi ile içerisinde hastane, okul, millet bahçesi, camii ve dükkanlardan oluşan 362 sosyal donatıyı kazandırmanın gururunu yaşadıklarını vurguladı.
“Isparta’mıza 20 Yılda 18 Milyar Lirayı Aşkın Yatırım Yaptık”
Son 20 yılda Isparta’ya 18 milyar lirayı aşkın yatırım yaptıklarını hatırlatan Bakan Murat Kurum, Bakanlık olarak da 4 milyar liralık proje ürettiklerini, üretmeye de devam ettiklerinin altını çizdi. Bakan Kurum, şu anda 70 milyon m² büyüklüğünde 447 millet bahçesi projesi olduğunu belirterek bunların 132’sinin yapımının tamamlandığını hatırlattı, Isparta’da ise toplam büyüklüğü 273 bin m² olan 5 millet bahçesi projesinin olduğunu sözlerine ekledi.
Bakan Kurum, bugüne kadar TOKİ Başkanlığı ile Isparta’ya toplam yatırım değeri 1.5 milyar lira olan 4.200 konut, 105 köy evi ile içerisinde hastane, okul, millet bahçesi, camii ve dükkânlardan oluşan 362 sosyal donatıyı kazandırmanın gururu içerisinde olduklarını ifade etti. Bakan Murat Kurum, verdikleri bir sözü daha yerine getirdiklerini aktararak, “Keçiborlu’da kentsel dönüşüm projemiz kapsamında 61.6 milyon lira yatırımla tamamladığımız 167 konut, ticaret merkezi ve camiinin açılışını yapıyoruz. Isparta’mıza hayırlı uğurlu olsun.” dedi.
“Çünür Mahallesi’ne 1000 Konut İnşa Ediyoruz”
“Cumhurbaşkanımızın dar gelirli vatandaşlarımız için başlattığı 150 bin sosyal konut projemiz kapsamında Çünür Mahallemizde tam 1000 konut inşa ediyoruz” diyen Bakan Murat Kurum, gelecek yıl bu konutların tamamının hak sahibi 1000 Ispartalı aileye teslim edileceği müjdesini verdi.
3.000 Konutluk Yeni Proje ile Ispartalılar Yeni Yuvalarına Kavuşacak
150 bin sosyal konut projesi kapsamında Isparta’da iki projede toplam 236 konut daha inşa ettiklerini aktaran Bakan Kurum Aksu’da 94, Eğirdir’de 142 konutun hızla yükseldiğini; birkaç ay sonra, Ekim ayında, bu konutların da teslim edileceğini müjdeledi.
Bakan Kurum, “bugün itibariyle; Sütçüler ilçemizde 124, Aksu ikinci etapta 159, Atabey 3. etapta 250, Gelendost 3. Etapta 204, Senirkent’te 100, Gönen’de 70, Keçiborlu’da 340, Merkez Kuleönü’nde 200; yine Isparta merkezde 1.350 ve Yalvaç ilçemizde 200 konut olmak üzere toplamda 3.000 konutluk projemizi başlatıyoruz. İnşallah tüm konut projelerimizi en kısa sürede tamamlayarak Ispartalı kardeşlerimizi yeni yuvalarına kavuşturacağız. Sayın Cumhurbaşkanımız, bu projeleri Ağustos ayı içerisinde sizlerle paylaşacak” diyerek sevindirici haberi Ispartalılara duyurdu.
Bakan Murat Kurum, “Isparta’dan milletimize bir kez daha söz veriyoruz” dedi, “Cumhurbaşkanımızın liderliğinde; dar gelirli olup da ev sahibi olmayan tek bir vatandaşımız kalmayıncaya kadar konutlar inşa etmeye, yeni yuvalar kurmaya, yavrularımızı mutlu etmeye; aşkla, şevkle, azimle devam edeceğiz.” diye ekledi.
Eğirdir Gölü ve Çevresi “Özel Çevre Koruma Bölgesi” İlan Edilecek
Bakan Kurum önemli bir noktanın da altını çizdi, şu anda doğal sit alanı olarak korunan Eğirdir Gölü’nü ve etrafındaki yerleşim bölgelerini “Özel Çevre Koruma Bölgesi” olarak ilan etme çalışmalarına başladıklarını duyurdu. “Sayın Cumhurbaşkanımızın onayıyla ÖÇK ilan edeceğimiz bu bölgeye hızlıca ileri teknoloji arıtma tesislerimizi kuracağız. Tüm atıksuları arıtacağız; göle arıtılmış dahi olsa atıksuların ulaşmasına engel olacağız. Eğirdir’in su seviyesini koruyacak, geleceğe en temiz, en güzel, en doğal haliyle taşıyacağız” ifadesini kullandı.
“Kendi Enerjimizi, Kendi Elektriğimizi Üreteceğiz”
“Son 20 yılda 100 yılda yapılacak işleri Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliği ile birlikte yaptık ve yapmaya da Allah'ın izniyle, milletimizin destekleri ile devam edeceğiz” diyerek Türkiye’nin iklim değişikliğiyle mücadelede en ön sıralarda yer aldığı ve yenilenebilir enerjide dünyanın sayılı ülkeleri arasına girdiği bilgisini paylaşan Bakam Murat Kurum, Enerji Bakanlığı ile birlikte 18 ilde devlete ait 750 milyon metrekare, 750 bin dönüm arazisini; güneş, rüzgâr gibi yenilenebilir enerji santrallerinin kurulması için kullanıma açtıklarını kaydetti.
Türkiye’nin iklim değişikliğiyle mücadelesinde, enerji ihtiyacının karşılanmasında bambaşka bir yükseliş dönemine geçtiklerini söyleyen Bakan Kurum, “İnşallah bu projeleri arttırdığımızda; kendi enerjimizi, kendi elektriğimizi üreteceğiz. Türkiye’yi enerji üstünden sıkıştıran tüm tehditlere karşı her zamankinden çok daha dirençli, çok daha güçlü olacağız.” dedi.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, konuşmasını “Türkiye’nin umudu, Türkiye’nin geleceği, Türkiye’nin yarını Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’dır. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde milletimize dev eserler vermeye, sevgi ile harman olmuş bu toprağı işlemeye, istikbalimizi aydınlatmaya devam edeceğiz.” diyerek noktaladı.
]]>
Dünyada "gül" denildiğinde akla gelen Isparta'da tomurcukların açtığı gül bahçeleri rengarenk oldu. Yağ güllerinde mayıs ayının ortasında başlayan hasat da sürüyor. Kentin simgesi haline gelen gül sektöründe binlerce kişi istihdam ediliyor.
Sabahın ilk ışıklarıyla gül bahçelerine giden işçiler, özenle topladıkları çiçekleri çuvallıyor. Kantarda tartıldıktan sonra traktörlere ve çeşitli vasıtalara yüklenen güller, bölgedeki fabrikalara taşınıyor.
Fabrikalarda kazanlara konulan güller, gül yağı ve gül suyuna dönüşüyor. Mayıs ayında yüksek kesimlerden başlayan hasat dönemi haziranın son haftasına kadar sürecek.
Dünya gül yağı üretiminde lider konuma sahip Isparta'daki modern tesislerde işlenen gülden elde edilen gülyağı, kozmetik ve parfümeri sanayisinde kullanılmak üzere birçok ülkeden ilgi görüyor.
Kente kış aylarında etkili olan kar yağışı ve sağanak nedeniyle de rekolte beklentisinin geçen yıllara oranla artması bu yıl üreticinin yüzünü güldürüyor.
Bu arada, adeta "doğal stüdyo" haline gelen gül bahçelerine, fotoğraf çektirmek isteyen yerli ve yabancı turistler de yoğun ilgi gösteriyor.
Hasat geç başladı
GÜLBİRLİK Genel Müdürü Hasan Çelik, kar yağışının tüm zirai bitkilerde rekolte ve verimi artırdığını söyledi.
Yağışların gül çiçeği sektöründe de olumlu etkilerini gördüklerini dile getiren Çelik, "Şu ana kadar herhangi problem ya da olumsuz bur durum söz konusu olmadı. Hasada başladığımız günden beri her şey normal gidiyor. Geçmiş yıllara göre gül hasadı geç başladı. Bu sezon 38 bin dekar alanda yaklaşık 15 bin tonun üzerinde rekolte bekleniyor." diye konuştu.
Rekolte sevinci
Gülyağı fabrikası sahibi Süleyman Kınacı ise yaklaşık 35 yıldır gül sektöründe faaliyet gösterdiklerini söyledi.
Gül sezonunun bu yıl yaklaşık 15-20 gün geç başladığını belirten Kınacı, "Daha önceki yıla göre bu sene yağışların ve kışın geç bitmesi nedeniyle hasat geç başladı. Bundan dolayı bu sene rekoltenin yüksek olmasını bekliyoruz. Bazı bahçelerde yüzde yüz artış gözlemliyoruz. Yaklaşık 30 ülkeye ihracat gerçekleştiriyoruz. Bu seneki verimde geçen yıla göre ortalama yüzde 20 ila 30 arasında bir artış bekliyoruz." ifadelerini kullandı.
Gülün bahçelerde hasat edilmesinin işin en zor kısmı olduğunu aktaran Kınacı, "Hasada başlamak için daha gün ağarmadan çiftçilerin işçilerin tarlaya gelip başlaması gerekiyor. Yaklaşık 500-600 gül goncası, 1 kilogram gül ediyor. Yaklaşık 3 ton ya da 4 tondan ise bir kilogram gül yağı elde ediliyor. Milyonlarca gülden ancak 1 kilogram gül yağı elde ediliyor." şeklinde konuştu.
Kınacı, en çok Avrupa, Orta Doğu, Amerika ve Uzakdoğu ülkelerine satış yaptıklarını dile getirdi.
]]>
Yeni Sanayi Sitesi'nde dün öğle saatlerinde hortum meydana geldi. Kısa süre etkisini sürdüren hortum, bir iş yerinin güvenlik kamerasına yansıdı.
Kayıtlarda, hortumu fark eden vatandaşların iş yerlerine girdiği, bir kişinin de kaçmak isterken düştüğü görülüyor.
]]>Elektrik tellerinde biriken kar nedeniyle kopmalar meydana geldiğinden kent merkezindeki bazı mahallelerde kesinti yaşanıyor.
Çevre illerdeki bazı elektrik dağıtım şirketleri, kentteki arızalara müdahaleye destek için ekip yönlendirdi.
Karla mücadele çalışmalarına Devlet Su İşleri ve Orman Bölge Müdürlüğü ekipleri de destek veriyor.
Konya Büyükşehir Belediyesinden gelen ekipler de kentteki kar küreme ve tuzlama çalışmalarına katıldı.
Öte yandan Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanı Yunus Sezer'in kente gelerek çalışmaları yerinde inceleyeceği bildirildi.
Valiliğin açıklaması
Isparta Valiliğinden yapılan açıklamada, dün başlayan kar yağışının 14 saat sürdüğü belirtildi.
İl genelinde 8 köy yolunun kapalı olduğu belirtilen açıklamada, il ve ilçe merkezlerinde bulunan ana arterler ve caddelerde ulaşımın kesintisiz sağlandığı kaydedildi.
Açıklamada, yaşanana elektrik kesintileriyle ilgili şu bilgi aktarıldı:
"Enerji nakil hatlarında meydana gelen yıkılmalar ve hat kopmalarından dolayı il genelinde bazı köy ve mahallelere yaklaşık yüzde 18 oranında aboneye henüz yeterli ve düzenli elektrik enerjisi ulaştırılamamaktadır. Elektrik enerjisinin en kısa zamanda verilebilmesi için sorumlu ve görevli elektrik şirketleri ve bunlara destek olmak üzere kurum ve kuruluşlar ile çevre illerden de gelen takviye ekipler (315 personel ve 118 araç ve iş makinesiyle) kesinti yaşayan vatandaşlarımıza bir an önce elektrik enerjisini verebilmek için çalışmalara aralıksız devam etmektedirler. Yoğun kar ve buzlanmadan dolayı oluşan direk ve hat kopmalarının geniş bir alanda ve farklı akslarda oluşması, çalışma yapılacak hatların yüksek kesimlerde bulunması ve ulaşılmasındaki zorluklar, arızaların giderilmesine ve şehrimizin tamamına elektrik verilebilmesinde gecikme yaşanmasına sebep olmaktadır."
Bazı bölgelerin geçici olarak 16 jeneratörle desteklendiği aktarılan açıklamada, uygun durumlarda kullanılmak üzere 6 jeneratörün de hazır bekletildiği vurgulandı.
Açıklamada, aralıksız ve takviye ekiplerle devam eden çalışmalar sonucu günün ilerleyen saatlerinde şehrin tamamına yakınında elektrik enerji ihtiyacının karşılanacağı kaydedildi.
Bazı sokaklarda ise başta belediyeler olmak üzere kamu kurum ve kuruluşları ile diğer illerden de sağlanan personel ve iş makinelerinin destekleriyle çalışmaların aralıksız devam ettiği bildirildi.
]]>
Yoğun kar yağışı nedeniyle elektrik enerjisi nakil hatlarının ağır hasar aldığı ve yarım metreyi bulan kardan dolayı hayatın olumsuz etkilendiği Isparta'da günlük yaşam normale döndü.
Yoğun kar yağışı nedeniyle 3 Şubat'ta elektrik enerjisi hatlarının koptuğu kentte günlük hayat olumsuz etkilenmişti.
AFAD koordinasyonunda başlatılan seferberlik neticesinde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez'in gelerek çalışmaları yakından takip edildiği kentte yaşanan sıkıntılar giderildi.
Kent merkezi, ilçelerde ve köylerde oluşan elektrik arızaları giderildi, enerji hatları yeniden çekilerek, Belediye, Karayolları ve İl Özel İdaresi ekiplerince gece gündüz mesai yapılarak yollar ulaşıma açıldı.
Kent merkezinde biriktirilen karlar şehir dışındaki uygun alanlara çıkarılarak kaldırımlar, cadde ve sokaklar temizlendi.
Isparta Belediye Başkanı Şükrü Başdeğirmen, yaptığı açıklamada, başlayan yoğun kar yağışı sonrası kent merkezinde 45-50 santimetre kar kalınlığı oluştuğunu söyledi.
Yoğun kar yağışının ardından yolların kapandığını belirten Başdeğirmen, hemen çalışmalara başladıklarını, kentte bulunan 3 bin 200 sokağı ve ana arterleri açmaya çalıştıklarını anlattı.
Başdeğirmen, önce hastaneler, okullar ve otogar çevresini ulaşıma açtıklarını belirterek ilk olarak 80 araç ve 350 personelle mücadeleye başladıklarını bildirdi.
Kentte sorunlar giderildi
Daha sonra çalışmalara katılan ekiplerin sayısı artırılarak bin personele ve 125 araca çıkarıldığını vurgulayan Başdeğirmen, komşu illerden desteğe gelen araç ve personelle kentin tamamında kar temizliği yaptıklarını aktardı.
Isparta'daki bütün sokaklarda açılamayan yolun kalmadığını dile getiren Başdeğirmen, "İlk gün bir süre su kesintisi oldu, pompalara elektrik veremeyişimizden kaynaklandı. En kısa zamanda AFAD'tan istediğimiz güçlü bir jeneratörle su sorunu çözdük. Şu anda hayatımız tamamen normale döndü. Bütün yolarımız trafiğe açıktır. Tabii ki kış günündeyiz ilerleyen günlerde de kar yağışı olabilir, buna da hazırlıklıyız. Vatandaşlarımıza hizmet etmeye hazırız." diye konuştu.
Vatandaşlardan Ramazan Kurt da kar yağışı sonrası elektrik ve su sıkıntısı yaşadığını belirterek, "Şu an sıkıntılarımız geçti. Yollarımız açıldı. Elektrik ve suyumuz geldi. Isparta'da hayat normale dönmeye başladı." ifadeleri kullandı.
Çünür Mahallesi'nde oturan Ahmet Korkmaz da ilk gün biraz sıkıntı yaşadığını belirterek sıkıntıların giderildiğini anlattı.
]]>
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez ile Bilgiç, Isparta'da yürütülen karla mücadele çalışmalarını inceledi. Vatandaşların taleplerini dinleyen Dönmez, çalışmaların hummalı şekilde yürütüldüğünü söyledi.
Bilgiç, AFAD Kriz Merkezi'nde yaptığı basın toplantısında, uzun yıllardır böyle bir yağış görmediklerini, ciddi bir afet yaşandığını belirtti.
İl genelinde elektrik hatlarında buzlanmadan kaynaklanan kopmalar, direklerin devrilmesi gibi sorunlar nedeniyle elektriğin kesildiğini aktaran Bilgiç, "Son derece yoğun yağan bu kar, tellerde birikmeler yaparak, sonrasında donun da etkisiyle hatları taşıyamaz hale getirdi, demir direkler de dahil olmak üzere hepsi eğildi, yıkıldı. Böyle bir afetle karşı karşıya kaldık." dedi.
Ekiplerin perşembe gecesinden itibaren arızaları gidermek için yoğun çalıştıklarını bildiren Bilgiç, müdahaledeki ekip sayısının 10 katına çıkarıldığını kaydetti.
"Şehir merkezindeki sorun bu gece bitirilmiş olacak"
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Dönmez'in de Ukrayna ziyaretinin ardından kente geldiğini ve çalışmaları yakından takip ettiğini dile getiren Bilgiç, şöyle devam etti:
"Sabah yaptığımız koordinasyon toplantısında, 95 köyümüzde elektrik ile ilgili problemin devam ettiği, merkezde de dün gece yapılan hasar tespit çalışmaları neticesinde 235 noktada hasarların oluştuğunun tespitleri yapıldı. Ekipler ona göre düzenlendi ve şu anda sahada çalışmalar sürüyor. Çalışan ekiplerimizin bilgilendirmelerine göre, inşallah bugün gece saatlerinde Isparta merkezindeki bütün elektrik kesintilerini ortadan kaldırmış olacağız, köylerdeki çalışmalarımızın da bir kısmını bugün, diğer kalanlarını da en geç yarın sonlandırarak elektriğin verilmesini temin edeceğiz."
Bilgiç, vatandaşların mağduriyetlerini gidermek için tüm kurumların devrede olduğunu kaydetti.
Yollarla ilgili çalışmalar hakkında da bilgi veren Bilgiç, "Kapalı köy yolumuz yok. Şehir merkezinde belediye kendi imkanlarıyla çalışmayı yapıyordu. Koordinasyonla civar illerden 9 araç geldi. Onun dışında Özel İdare, DSİ, Orman Bölge Müdürlüğü katkılarıyla 26 araç da çalışmalara dahil oldu." diye konuştu.
Isparta'da mahalleleri dolaştıklarını, yerinde tespitler yaptıklarını anlatan Bilgiç, tüm kurumların seferber olduğunu ve kısa sürede şehir içindeki tüm problemlerin ortadan kaldırılacağını kaydetti.
"Kirli siyaseti kınıyorum"
Bilgiç, bazı siyasi parti temsilcilerinin karla mücadelede yürütülen yoğun çabaları görmezden gelerek yorumlarda bulunduklarını ifade ederek, "Tamamen kirli siyaset ve şov amaçlı yapılan açıklamaları görüyoruz. Böyle durumlarda kenetlenmek, birlikte mücadeleyi yapmak, işin ucundan tutmak gerekirken, yapılan kirli siyaseti de buradan kınıyorum." dedi.
Bazı siyasi partilerin koordinasyon merkezine davet edilmediği yönünde eleştirilerle de karşı karşıya kaldıklarını bildiren Bilgiç, bu işin davetinin olmayacağını, çalışmalara katılarak destek verebileceklerini dile getirdi.
"Vatandaşların talepleri gideriliyor"
Bilgiç, sorunların giderilmesi için yoğun bir çaba harcandığını vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Asıl büyük problemimiz, enerji kesintisi olduğu için, vatandaşlarımızın kombileri çalışmadığı için ısınma noktasında çok büyük bir problem yaşandı. Asıl sıkıntı bu. O yüzden de evde bakım hastaları olabilir, küçük çocukları, hastaları olanlar olabilir. Bunlarla ilgili de yurtları hazır ettik. İsteyen vatandaşlarımızı, emniyet teşkilatımız gidip, evlerinden alıyorlar, yerleştiriyorlar. Yine hem ısınmaya hem aydınlanmaya yardımcı olması için küçük tüplerle, lambalarla destek veriliyor, şu anda 7 bine yakın temin edildi. Diğer illerden getirildi, 2 binden fazlası vatandaşlara dağıtılmış durumda. Telefonlarda kesinti olmasın diye powerbanklar getirildi. Bunların isteyenlere dağıtımları devam ediyor. Devlet bütün imkanlarıyla seferber olmuş durumda, afet anının ortadan kaldırılması ve vatandaşlarımızın mağduriyetlerinin giderilmesi için bütün gücüyle bu çalışmaları sürdürüyor."
İstanbul, Hatay, Sivas, Sakarya, İzmir başta olmak üzere 13 ilden elektrik sorununun giderilmesi için destek geldiğini belirten Bilgiç, çevre komşu belediyelerden de kar kürüme, tuzlama, jeneratör konularında destekler alındığını söyledi.
Okulların tatil edilmesi
TBMM Başkanvekili Bilgiç, okullarda 5 günlük ara verilmesine ilişkin de yanlış anlaşılma olduğunu kaydetti. Salı günü yağmurla başlayıp, akşam saatlerinde kara dönmesi muhtemel bir yağış beklendiğini aktaran Bilgiç, şunları kaydetti:
"Bütün sokakların ve kaldırımların da bu süreç içinde biraz daha temizlenmesi, kardan arındırılması, hem ailelere hem de çocukları zor durumda bırakmamak adına 5 günlük bir karar verildi. Pazartesi ve salı günü telafi eğitimi yapılacak, pazartesi ve salı uzaktan eğitim olmayacak. Daha sonraki günlerde okullar açıldıktan sonra bu pazartesi ve salının dersleriyle ilgili olarak telafi eğitimleri önümüzdeki haftalarda yapılacak. Çarşamba, perşembe ve cuma ile ilgili uzaktan eğitim kararlarını birazdan açıklayacaklar. Haklarını helal etsinler, hakikaten çok üzgünüz. Hiç beklemediğimiz bir afet. Çok ciddi mağduriyetlerin olduğunu biliyoruz, hakikaten merkezde eksi 8'leri gördük, bu şartlarda ısınma olmadan evlerde olmanın ne kadar büyük sıkıntı yarattığını hepimiz biliyoruz, haklarını helal etsinler. Ama bir afet halidir. İnşallah bu süreci en kısa süre içinde atlatmış oluruz."
]]>
Valilikten yapılan açıklamaya göre, Vali Ömer Seymenoğlu başkanlığında toplanan İl Hıfzıssıhha Kurulunda, il genelinde etkili olan olumsuz hava koşulları nedeniyle Milli Eğitim Bakanlığına bağlı anasınıfı, ilkokul, ortaokul, lise ve dengi okullarla, rehabilitasyon merkezleri ve kreşlerde 7 Şubat'tan itibaren 5 gün süreyle yüz yüze eğitime ara verilerek uzaktan eğitim yapılmasına karar verildi.
Kamu kurumlarında görevli engelli ile hamile personel de aynı süre içerisinde idari izinli sayılacak.
]]>Van'dan yola çıkarak Ahlat, Malazgirt, Konya, Nevşehir, Ankara, Bursa, Çanakkale'yi ziyaret eden Vanlı 30 ortaokul öğrencisinin son durağı İstanbul oldu.
Uluslararası Maarif Anneleri Derneğince "Genç Seyyahlar Ecdadın İzinde" projesinin tanıtım toplantısı Sancaktepe Recep Tayyip Erdoğan Kongre Merkezi'nde gerçekleştirildi.
Ankara gezisinde öğrencileri Meclis'te ağırlayan AK Parti İstanbul Milletvekili Ravza Kavakçı Kan, çocuklarla bu kez İstanbul'da bir araya gelerek onlara hediye takdim etti.
Kan, "Bana öyle sorular sordular ki, Meclis Genel Kurulu'nda o kadar terlememiştim onların sorularıyla terlediğim kadar. Benim için çok kıymetli misafirler. Geleceğin Türkiye'si burada. Öğrencilerimizin arasında avukat, doktor, öğretmen, polis, mühendis, müzisyen, pilot, ressam, aşçı, savcı, hakim olmak isteyenler var. Hatta yerli uçağımızın pilotu olmak istiyormuş bir öğrencimiz. Derslerinize çok çalışın. Çok başarılı olacaksınız." diye konuştu.
- "Gayemiz, bu çocuklarımıza Selçuklu ve Osmanlı eserlerini göstermek ve anlatmak"
Uluslararası Maarif Anneleri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Nazife Saba Şanlı, 5 sene önce Van'a gerçekleştirdikleri bir ziyaret kapsamında orada çocuklarla görüştüklerini ve böyle bir projenin gerçekleştirilmesi için harekete geçmeye karar verdiklerini anlattı.
Şanlı, "Van'dan 30 burs kazanmış ve daha önce Van'ın dışına hiç çıkmamış başarılı çocuklarımız seçildi. İpek Yolu üzerinden önce Ahlat, sonra Malazgirt, Konya, Nevşehir, Ankara, Bursa, Çanakkale ve son olarak da İstanbul gezildi. Çocuklarımız çok mutlu. Onlar mutlu olunca biz de çok mutlu oluyoruz. Yani bizim gayemiz bu çocuklarımıza Selçuklu ve Osmanlı eserlerini göstermek ve anlatmak." ifadelerini kullandı.
- "Çocuklarımızın mutluluğu gözlerinden okunuyordu"
Proje Koordinatörü Suat Yıldız, proje kapsamında 30 öğrencinin seçilerek 15 Kasım'da Van'dan yola çıktıklarını, gittikleri her ilde çocukların aşırı mutlu olduklarını söyledi.
Yıldız, "Projemiz tam bir kültür rotası gezmeyle alakalıydı. Bu proje kapsamında ecdadımızın bize emanet olarak bıraktığı, kültür rotasını çocuklarımızla gezip hem milli bilinç hem de manevi değerlere sahip olma kültürünü taşımaktadır. Çocuklarımızın mutluluğu gözlerinden okunuyordu." şeklinde konuştu.
Van'ın Edremit ilçesi, Hilmi Irak Ortaokulu 8'inci sınıf öğrencisi Eylül Eraslan, proje kapsamında katıldıkları gezinin hayata bakış açısını değiştirdiğini dile getirdi.
Eraslan, "Van'da 'biz zaten başaramayacağız, biz oralara gidemeyeceğiz' gibi olumsuz düşünen arkadaşlarımız var. Ancak bunun imkansız olmadığını gördüm ve kültürümüz hakkında daha fazla bilgi edindim. Gezide çok etkilendiğim yer Nevşehir'de peri bacaları oldu. Peri bacalarının hikayesi çok hoşuma gitti. Bunun bir doğa olayı olması çok güzeldi." dedi.
Edremit Sarmansuyu Ortaokulu 8'inci sınıf öğrencisi Mir Deniz Yendim, gezi sırasından birbirinden güzel yerler gördüklerini, ancak en çok Ankara'yı sevdiğini söyledi.
Yendim, "Ben Ankara'da daha fazla etkilendim. Çünkü orada bize Meclis'i gezdirdiler ve milletvekillerinin ülke adına aldığı kararlardan kısa bir bölümüne şahitlik ettik. Hani derler ya tarif edilmez, yaşanır diye, aynı öyle. Böyle bir programa dahil edildiğim için kendimi çok şanslı hissediyorum." ifadelerini kullandı.
Programa Sancaktepe Belediye Başkanı Şeyma Döğücü, Van Edremit Belediye Başkanı İsmail Say ve öğrenciler katıldı.
Program, plaket takdimi ve toplu fotoğraf çekimiyle sona erdi.
]]>
Eğirdir ilçesi Mamatlar mevkisinde Isparta yönünde ilerleyen minibüs, karşı yönden gelen elma yüklü kamyonetle çarpıştı.
Savrulan minibüs, arkadan gelen tankere çarptıktan sonra durabildi.
Kazada, kamyonet sürücüsü yaşamını yitirdi, 6 kişi yaralandı.
Bu arada, kaza, araçta bulunan kamera tarafından görüntülendi.
Kayıtlarda, minibüs sürücüsünün şeridinden çıkarak karşı yönden gelen kamyonetle çarpışmasının ardından savrulup tankere çarpması yer alıyor.
]]>Eğirdir İlçe Sağlık Müdürlüğü ekipleri, iddialar üzerine çalışma başlattı.
Altınkum Plajı bölgesine giden ekipler, gölün suyundan numune alarak analize gönderdi.
Eğirdir Gölü'ne lağım suyu karıştığı iddialarına ilişkin Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü inceleme başlatmış, yapılan incelemede göle doğrudan herhangi bir atık su deşarjının ve göl yüzeyini kaplayan herhangi bir kirlilik olmadığı bildirilmişti.
Terfi merkezinin Altınkum ve İstasyon mahallelerinin tamamının atıklarının ulaştığı sistem olduğunu belirten Gök, şunları kaydetti.
"Cuma günü teknik bir arızadan kaynaklı olarak 15-20 dakika boyunca sistem çalışmamış ve sistem bölgesinde sızıntılar olmuştur. Göle bir sızıntı yoktur. Ekibimiz en kısa sürede olay yerine giderek tamiratı yapıp 15 dakika içinde sistemi tekrar çalıştırmıştır."
Öte yandan, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünce sızıntı iddiasına ilişkin inceleme başlatıldığı bildirildi.
]]>Yangınlara müdahale için Ukrayna'dan getirilen 4 helikopterden 2'si Yazılı Kanyon Tabiat Parkı'ndaki yangını söndürmek için çalışma yürütüyor.
Ekipler, tabiat parkında başlayan yangının söndürülmesi için yoğun çaba harcıyor.
]]>Yazılı Kanyon Tabiat Parkı'nda başlayan yangının söndürülmesi için ekipler, büyük çaba gösteriyor.
Bölgedeki yangına gün içinde toplam 8 helikopterle müdahale edildi, karadan da soğutma çalışmaları yürütülüyor.
Söndürme çalışmaları havadan görüntülendi.
]]>
Isparta İl Sağlık Müdürü Dr. Mehmet Karakaya, yazılı açıklamasında, kentte günlük 5 ile 7 bin arasında aşılama yaptıklarını belirtti.
İl genelinde tüm kamu hastanelerinde ve mobil istasyonlarda randevusuz aşılama çalışmalarının devam ettiğini aktaran Karakaya, vatandaşların aşıya yoğun ilgi gösterdiğini kaydetti.
İlginin her geçen gün artmasını beklediklerini vurgulayan Karakaya, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
"Aşıyla beraber bu salgın sürecini çok iyi bir şekilde atlatacağız. Şu an Isparta'da günlük 5 bin ile 7 bin arasında aşı yapmaktayız. İl genelinde yüzde 69 aşılama oranımız var. Nüfusumuz olan 348 bin kişiden, 240 bine yakın vatandaşımızı aşıladık. Aşı hakkı olan vatandaşlarımız bir an önce en yakın sağlık kuruluşuna başvurarak aşılarını yaptırırsa hem bizleri hem kendilerini çok mutlu edecekler."
]]>
Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınından önce turistlerin uğrak yeri olan "lavanta köyü" Kuyucak'ın mor tarlaları, yeni normalleşme dönemiyle hareketlendi.
Orman Genel Müdürlüğünce, bölge halkına ekonomik gelir getirici tür olan lavanta bitkisinin alanının artırılması çalışması kapsamında, 2021'in sonbaharında artan talep üzerine 1 milyon 200 bin lavanta fidesi toprakla buluşturulacak.
Ülke ekonomisine katkı sağlamak için uygun çorak arazileri lavantayla güzelleştiren Isparta Orman Bölge Müdürlüğü ekipleri, bir de lavanta vadisi oluşturmak için çalışma yürütüyor.
"Görselliği yüksek bir lavanta vadisi oluşturacağız"
Isparta Orman Bölge Müdürü Refik Ulusoy, Isparta ve Burdur'da, bugüne kadar 1 milyon 315 bin lavanta fidesini toprakla buluşturduklarını söyledi.
Lavanta fidesi dikilen sahaların, görsel olarak turizmde, bal ormanı, kozmetik ve bitkisel ürünlerde çiftçilere gelir sağladığını aktaran Ulusoy, köylülere ve ülkeye katma değer sağlamak için lavanta alanlarını çoğaltmaya çalıştıklarını bildirdi.
Ulusoy, bölgenin turizmden daha fazla gelir elde etmesini amaçladıklarını vurgulayarak, şöyle konuştu:
"Kuyucak'ta biz de 100 dönüm lavanta bahçesi oluşturduk. Köyde görselliği yüksek bir lavanta vadisi oluşturacağız. Orman arazisi olan 60 dekarlık alanın bu yıl lavanta dikimlerini tamamladık. Lavanta bahçelerinin güzelliğini daha çok yaşamak için lavanta alanlarını artırmaya çalışıyoruz. İnşallah bu bölge lavanta tepeleri ve vadileriyle hem yöre halkımıza hem de ülkemize daha çok katkı sağlayacak."
"Hedefimiz Fransa'daki Provence'ı geçmek"
Kuyucak köyü muhtarı Gürol Yılmaz da son yıllarda köylerinde turizmin gelişmeye başladığını ifade ederek, "2018-2019'da büyük bir turizm patlaması yaptık. Köyümüz 2019'da bir milyonun üzerinde turist ağırladı, 10 milyon lira gelir elde etti. Köyümüzün her tarafı mosmor, bütün Türkiye'yi bekliyoruz. Bu yıl sonuna kadar köyde Orman Bölge Müdürlüğünün katkısıyla 200 dekar daha lavanta dikimi yaparak, inşallah Fransa'daki Provence'ı geçmeyi hedefliyoruz." ifadesini kullandı.
Kastamonu'dan gelen ziyaretçilerden Gizem Bulut Gökçe de lavantaların dönemine yetişmek için tatil planlarını öne aldıklarını bildirdi.
Lavantanın görsel şöleninin muazzam olduğuna değinen Gökçe, "Her yerde mis gibi lavanta kokusu var." dedi.
Mersin'den gelen İrem Akça da "Lavanta bahçelerini çok beğendik, çok güzel. Köylüler için de güzel bir gelir kaynağı olmuş." diye konuştu.
]]>
Isparta'nın Şarkikaraağaç ilçesine bağlı Mada Adası'nda yaşayan Yörüklerin kayıklarla yaylaya yaptıkları yolculuk ilginç görüntüler oluşturuyor.
Beyşehir Gölü'nde bulunan ve yaklaşık 30 hanede 180 kişinin yaşadığı Mada Adası'ndaki hareketlilik mayısın gelmesiyle başlıyor. Adada yaklaşık 200 yıldır yaşamlarını balıkçılık ve hayvancılık yaparak sürdüren Yörükler, yaz aylarının yaklaşmasıyla yayla hazırlığına koyuluyor.
Hemen hemen her evde hummalı bir çalışmanın olduğu adada yaşayanlar, önce yaz ayları boyunca kullanacakları eşyalarını, kıyafetlerini, çadırlarını ve gıdalarını gölün kıyısına getiriyor. Ardından sürülerini getiren Yörükler, iki kayıkla çekilen dubaya, traktörlerini, eşyalarını ve hayvanlarını özenle yerleştiriyor.
Yüzlerce keçi, inek ve koyun ile çoban köpeklerinin gölde kayıklarla çekilen duba üzerindeki yaklaşık 700 metrelik yolculuğu renkli görüntüler oluşturuyor.
Deve ve atlarla göçmeleriyle bilinen Yörüklerin kayıklarla olan yolculuğu, hayvanların kıyıya 2 metre yaklaşan dubadan suya atlayarak karaya ulaşmasıyla sona eriyor. Yörüklerin eşyaları dubadan indirilen traktörlere konularak adanın karşısındaki yaylaya götürülüyor. Sürüler, daha sonra karada çobanlar eşliğinde 8 kilometrelik yolculukla otlakların bol olduğu Sinder Yaylası'na ulaşıyor.
"Zorlu bir yolculuğun ardından yaylalara ulaşıyoruz"
Gedikli Mahalle Muhtarı Abdulkadir Yıldırım, ilkbaharın gelmesiyle çoğunluğu büyükbaş olan hayvan sürülerinin yaylalardaki daha geniş otlaklara götürüldüğünü söyledi.
Hayvanları duba üzerinde götürmenin zor olduğunu vurgulayan Yıldırım, "Yörüklerin hayatı hep zorlukla geçiyor. Hayvanlar ister istemez kayıkla çekilen duba üzerinde huzursuzlanıyor. Kayıklara eşyalar konuluyor. Zorlu bir yolculuğun ardından yaylalara ulaşıyoruz. Yörük geleneğini sürdürüyoruz. Sürüler yazı yaylada geçirdikten sonra ekimde yine aynı şekilde adaya dönüyor." dedi.
Hayvanlarını kayıklarla taşıyan Süleyman Yuvalı da 20 yıldır bu şekilde hayvanlarını yaylaya götürdüğünü söyledi. Yolculuklarının zorlu olduğunu ifade eden Yuvalı, "Önceden atalarımız develerle göçüyormuş ancak biz adada yaşadığımız için kayıklarla göçüyoruz. Evdeki tüm eşyalarımızı kayıklara yükleyip yaylanın yolunu tutuyoruz." diye konuştu.
]]>
Isparta'da hafif ticari araç ile minibüsün çarpışması sonucu ilk belirlemelere göre 3 kişi hayatını kaybetti, 8 kişi yaralandı.
Isparta-Afyonkarahisar kara yolu Keçiborlu ilçesi Koçtepe Kavşağı'nda 34 MF 3168 plakalı minibüs ile 03 ER 460 plakalı hafif ticari araç çarpıştı.
Kazada ilk belirlemelere göre 3 kişi yaşamını yitirdi, 8 kişi yaralandı.
Yaralılar, 112 Acil Servis ekiplerince hastanelere kaldırıldı.
]]>
Olay dün saat 16.30’da Kutlubey Mahallesi Kafeler Caddesi’ndeki bir apartta meydana geldi. Apart sahibi, kiracısı Gökhan Erkmen’den (42) haber alamaması üzerine aparta geldi. Daireye giren apart sahibi Gökhan Erkmen’i başına poşet geçirilmiş halde yerde hareketsiz halde buldu. İhbar üzerine olay yerine emniyet ve sağlık ekipleri sevk edildi. Olay yerine gelen sağlık ekipleri Gökhan Erkmen’in öldüğünü belirledi. Erkmen’in cenazesi otopsi için Isparta Şehir Hastanesi morguna kaldırıldı.
İNTİHAR ŞÜPHESİ ÜZERİNDE DURULUYOR
Konuyla ilgili Isparta Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan yapılan açıklamada, Gökhan Erkmen’in ölü olarak bulunmasıyla ilgili yürütülen soruşturma ve yapılan otopsi sonucunda elde edilen bilgilere göre intihar şüphesi üzerinde durulduğu belirtildi. Açıklamada, “Ancak ölen kişi üzerinden alınan biyolojik örnekler üzerinde yapılacak tetkikler sonucunda kesin ölüm nedeninin anlaşılacağı, soruşturmanın halen devam ettiği anlaşılmaktadır. Mühim bir gelişme olduğu takdirde tekrar bilgi verilecektir” denildi.
]]>İl Emniyet Müdürlüğü Çevre, Doğa ve Hayvanları Koruma Büro Amirliği ekipleri, kentteki cadde, sokak ve çocuk parklarındaki sokak hayvanlarını mamayla besledi.
Hayvan Durum İzleme (HAYDİ) mobil uygulaması üzerinden gelen ihbarlarla hayvanlara karşı işlenen suçlara hızlıca müdahale eden ekipler, kuşlar için de kentteki bazı noktalara su ve yem bıraktı.
]]>
Arena Dağcılık Kulübünden yapılan açıklamaya göre, etkinlikte lisanslı 16 sporcu şehitler anısına 2271 metrelik tırmanış yaptı.
Zirvede Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları ile tüm şehitler anısına saygı duruşunda bulunup İstiklal Marşı'nı okuyan sporcular, karlı tepelerden inişlerini gerçekleştirdi.
Sporcular, faaliyetlerini sorunsuz tamamlayıp Isparta'ya döndü.
]]>
Sağlık Bilimleri Üniversitesi (SBÜ) Hamidiye Eczacılık Fakültesi Dr. Öğr. Üyesi İsmail Aslan ve arkadaşları "Isparta gülü" ismiyle bilinen "rosa damascena" adlı türün posasını sıfır atık yöntemiyle değerlendirerek, kozmetik sektörünün yüz maskelerinde kullanabileceği ham madde elde etmeyi başardı.
İnsanlık tarihinde sadece hoş görüntüsü ve kokusuyla değil, tıbbi faydalarıyla da öne çıkan gül çiçeğinin rosa damascena cinsi, Türkiye'nin endemik bitki türleri arasında yer alıyor.
"Isparta gülü" ve "yağ gülü" olarak da adlandırılan rosa damascena, mayıs ve haziran aylarında toplanarak gül yağı ve suyu elde edilmek üzere fabrikalara gönderiliyor. İşlendikten sonra tonlarca gülden arta kalan posalar ise ya gübre olarak kullanılıyor ya da doğaya salınıyor.
Sıfır atık projelerinden feyz alarak gül posalarını değerlendirmeye karar veren SBÜ Hamidiye Eczacılık Fakültesi Dr. Öğr. Üyesi İsmail Aslan ve Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) Isparta Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Tıbbi Hizmetler Ve Teknikler Bölümünden Dr. Öğr. Üyesi Ümit Kara ile Öğr. Görevlisi Ahmet Arif Kurt, 1 yıllık çalışmanın neticesinde gül posasından yüz maskelerinde kullanılabilecek kozmetik ham madde yapmayı başardı.
Akademisyenler, gülün distilasyonunun ardından belirli şartlarda kurutulan ve uygun boyutlara getirilen gül posası ile yerli kil ve nemlendiriciden oluşan ham maddenin patentini almak için de gerekli mercilere başvuruda bulundu.
Isparta gülünün katma değerli hale gelmesini hedefleyen, ürettikleri ham maddenin Türkiye ve dünyadaki kozmetik sektörüne kazandırılmasını amaçlayan akademisyenler, bu projeleriyle Ticaret Bakanlığı onayında İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliğince (İKMİB) düzenlenen 9. Kimya Ar-Ge Proje Pazarı'nın "Kozmetik, Sabun ve Temizlik Ürünleri Kategorisi"nde de birincilik elde etti.
Gül, en iyi nemlendirici maddelerden biri
Dr. Öğr. Üyesi İsmail Aslan, yaptığı açıklamada, gülün önemli bir ham madde olarak gıda, kozmetik ve ilaç sektörü gibi birçok alanda kullanıldığını, ayrıca dünyada en iyi nemlendirici maddelerden biri olarak kabul edildiğini aktardı.
Gül yağı ve suyunu elde etmek için yapılan distilasyon sonrası gül posasının gübre olarak kullanıldığını, doğaya bırakıldığını ya da çöpe atıldığını belirten Aslan, ekip olarak posa hakkında uzun bir süre araştırma yaptıklarını ve çalışmaları sonucunda kozmetik sektöründe kullanılabilecek standardize bir ham madde elde etmeyi başardıklarını anlattı.
Aslan, çalışmalar sırasında gül posasının, gül suyundaki kadar antioksidan içerdiğini gözlemlediklerini, bu nedenle kozmetik ürünler açısından gül posasının da değer taşıdığını ifade etti.
Dünyadaki çok uluslu şirketlerin gül yapraklarının kozmetik ürünlerde kullanılmasına ilişkin çalışmalar yaptıklarından bahseden Aslan, artık doğada çözünürlüğü ve dönüşümü uzun yıllar süren ürünlerde dönüştürülebilir sıfır atık ham maddelere doğru gidildiğine işaret etti.
"Ham maddenin içerisindeki bileşenlerin tamamı yerli"
Aslan, Türkiye'de de rosa damascena cinsinin posasının geri dönüştürülebilir, sıfır atık kapsamında son derece katma değerli olduğunu belirterek, şöyle konuştu:
"1 yılda 40 ton gülden 1 kilogram gül yağı ve belli oranda gül suyu üretiliyor. Fakat gül suyu üretildikten sonra posanın tamamı katma değersiz bir halde ya gübre yapımında kullanılıyor ya da doğaya salınıyor. Posayı doğaya bıraktığınızda zararlı gazlar da ortaya çıkabilir. Bu nedenle gül posasının kozmetikte geri dönüştürülebileceğini düşündük. Oluşturduğumuz ham maddenin içerisindeki kilin, nemlendiricilerin ve diğer bileşenlerin tamamının da yerli olmasına özen gösterdik."
"Bitmiş bir ürüne yakın yarı mamul elde ettik"
Dr. Öğr. Üyesi Aslan, yaptıkları çalışmalarda kil maskesi içerisine koydukları gül posasının en az gül suyu kadar nemlendirme sağladığını ve antioksidan kapasitesinin yüksek olduğunu gözlemlediklerini aktardı.
Gerçekleştirdikleri mikroskobik, laboratuvar ve üretim çalışmalarında gül posasının kremler ve maskelerle uyumuna baktıklarını, birçok formülasyon geliştirdiklerini anlatan Aslan, "Günümüzde birçok firmanın Ar-Ge çalışmalarında sadece küçük bir değişiklik yaparak kullanabileceği, bitmiş bir ürüne yakın yarı mamul elde ettik." dedi.
İsmail Aslan, İKMİB'in yarışmasında birinci olmalarının kendileri için çok değerli olduğunu çünkü sıfır atık projesi ile yerli ve milli ham madde üretiminin Türkiye'nin politikaları arasında yer aldığını kaydetti. Aslan, kendilerinin de bu istikamette, Türkiye'ye özgü olan bir bitkiyi daha kaliteli, nitelikli hale getirmenin yollarını aradıklarını ve sonucunda böyle bir ödüle layık görüldüklerini dile getirdi.
"Dünya vitrinine taşımayı düşünüyoruz"
Dr. Öğr. Üyesi İsmail Aslan, gül posasından elde ettikleri kozmetik ham maddenin patentini almak için başvuruda bulunduklarını belirterek, şunları kaydetti:
"Gül posasının bu yöntemle kurutulması veya toz edilmesi, ayrıca bu ham maddelerle kombine halinde karıştırılmasıyla elde edilen bir formülasyon daha önce dünyada çalışılmamıştı. Bu yönüyle her iki üniversitedeki akademisyenler ile patent başvurusunda bulunduk ve ciddi gelişmeler kaydettik. İlerleyen dönemde bu ham maddeyi tonlarca üreterek Türkiye'deki kozmetik sektörüne kazandırmak istiyoruz. Ayrıca uluslararası arenada da çok uluslu şirketlerin dikkatini çektiği için bu ham maddeyi dünya vitrinine taşımayı düşünüyoruz. Önümüzdeki yıl kozmetik ham maddeleriyle ilgili fuarlarda, bilimsel mecralarda çalışmamızı endüstriyel hale getirme hedefimiz var. Sürdürülebilirlik bizim açımızdan son derece değerli."
Aslan, gül posasından elde ettikleri ham maddeyle ilgili Isparta ve İstanbul'daki birkaç kozmetik firmasından ürünün pazarlama aşamasına gelmesi halinde talep edileceğine dair mektuplar aldıklarını anlattı.
İsmail Aslan, Bulgaristan ve Fas gibi birkaç ülkede de gül yetiştiriciliği yapıldığını fakat bu ülkelerdeki güllerin kalite açısından rosa damascena ile yarışamayacak kadar farklı ürünler olduğunu bu nedenle Türkiye'de Isparta gülünün son derece katma değerli hale geleceğini düşündüklerini sözlerine ekledi.
]]>
Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından belediyeye tahsisi için onay çıkan Turan Mahallesi Aya Payana ve Doğancı Mahallelerindeki Aya Yorgi kiliseleri bilim, sosyal, kültürel ve turizm hayatına kazandırılacak.
Bölge tarihini korumak için önemli bir projeyi hayata geçirmeye çalışan Isparta Belediye Başkanı Şükrü Başdeğirmen bakımsız ve yıkılacak bir görünümde olan iki kiliseye belediyeye tahsisi konusunda ilgili bakanlıktan talepte bulunduklarını ve bunun olumlu sonuç verdiğini belirtti.
Bölge tarihini korumak ve bilim, sosyal, kültürel ve turizm odaklı projenin restorasyon bedelinin de devlet tarafından karşılanacağını belirten Başkan Başdeğirmen, kiliselerden bir tanesinin bilim müzesi şeklinde değerlendirilebileceği görüşünde bulunarak; “Üniversitemizde çok güzel eserler var. Kelebekler, böcekler burada sergilenebilir. Çocuklarımız için güzel bir mekân olacak. Diğer kilisemizi sanatsal, kültürel etkinlikler için ayırabiliriz. Kütüphane ya da başka bir öneri varsa o yapılabilir” açıklamasında bulundu.
]]>
Gül, lavanta, domates, üzüm, kayısı ve karanfil üretimiyle güçlü bir tarım altyapısına sahip Isparta'daki elma hasadında, bu sezon 850 bin ton rekolte bekleniyor.
Türkiye elma üretiminde söz sahibi olan Isparta'da, bu yıl da verimli bir sezon yaşanıyor.
Isparta'nın özellikle Eğirdir ve Gelendost ilçelerinde üretimi daha fazla olan elma, hem iç piyasa hem de dış piyasada ilgi görüyor.
Hasadına devam edilen elma, çoğu zaman dalında satılıyor.
Bereketli sezon yaşanıyor
Isparta Ziraat Odası Başkanı Mustahattin Can Selçuk, il genelinde elma hasadının devam ettiğini söyledi.
Elmanın büyük emek ve özveriyle üretiminin yapıldığını aktaran Selçuk, "İlk önce bu ağaçlar büyüyor, yetiştiriliyor. Biz ağaçlara bir çocuk gibi bakıyoruz. Bunun neticesi olarak da bu yıl bereketli bir sezon yaşanıyor. Şu an salgın nedeniyle tarım işçilerimiz sosyal mesafelerini koruyarak burada hasadı gerçekleştiriyor. Üreticiden işçisine herkese teşekkür ediyorum." diye konuştu.
Elmanın dış piyasada, İran, Irak, Hindistan gibi ülkelere ihraç edildiğini vurgulayan Selçuk, Isparta'da üretilen elmalarla ülke ekonomisine katkı sağlandığını kaydetti.
Isparta'nın elma üretiminde Türkiye'de lider konumda olduğuna dikkati çeken Selçuk, hasadı gerçekleştirilen elmaların soğuk hava depolarında muhafaza edildiğini dile getirdi.
Elma ihracatı yükseldi
Gelendost Belediye Başkanı Mehmet Sezgin de ilçede bu sezon elma üretiminde yüksek bir beklenti içinde olduklarını ifade etti.
Elmada ihracatın arttığını belirten Sezgin, "Bu durum, üreticiye ücret olarak yansımaya başladı. Üreticimiz ekonomik anlamda mutlu olduğu zaman elmanın kalitesiyle beraber daha güzel günler bizi beklemektedir. Biz ilçede Gala, Golden Reinders ve Granny Smith çeşitlerini üretiyoruz. İç piyasada genellikle büyük şehirlere sevkiyatlarımız devam ediyor. Dış piyasada, Rusya, Azerbaycan ve Hindistan'a kadar elmamız gidiyor."
]]>
Isparta Belediye Başkanı Şükrü Başdeğirmen’in, seçim öncesinde ‘sporcularımızı yetiştireceğimiz altyapıyı oluşturacağız’ sözü gerçekleşiyor. Spor Toto Teşkilat Başkanlığıyla Ankara’da imzalanan protokolle şehre, Gençlik Sporcu Yetiştirme Merkezi, 2 adet UEFA standartlarında futbol sahası, 16 mahalleye semt spor sahası, 3 Mahalleye Gençlik Merkezi ve 2 okula da spor salonu olmak üzere 32 milyon liralık spor tesisleri kazandırılıyor. Başkan Başdeğirmen, “Gençlerimizi hem spora alıştıracağız hem de profesyonelleşmesi için altyapı oluşturacağız” dedi.
Çalışmalar sonuca ulaştı
Isparta Belediye Başkanı Şükrü Başdeğirmen, seçim döneminde vermiş olduğu vaatlerini bir bir yerine getiriyor. Başkan Başdeğirmen’in ‘sporcularımızı yetiştireceğimiz altyapıyı oluşturacağız’ vaadi ve spor yatırımlarıyla ilgili çalışmaları sonuca ulaştı.
Protokol imzalandı
Belediye Başkanı Şükrü Başdeğirmen, imza töreninin ardından yaptığı değerlendirmede şunları söyledi:“Seçim öncesinde şehrimize vermiş olduğumuz sözler vardı. Bunlardan ve en önemsediğimiz konulardan birisi içerisinde halı saha, basketbol ve voleybol sahaları bulunan semt sahalarıydı. Spor salonları, tribünlü salonlar, yüzme havuzu, yürüyüş yolları gibi taleplerimiz vardı. Bu taleplerimizin hepsi eksiksiz kabul edilerek Spor Toto Teşkilat Başkanlığıyla yapılacak tesislerin protokolünü imzaladık. Süreç başladı. Belediye olarak ihalelerine çıkıyoruz, ihaleleri tamamlayacağız. Bakanlığımız yaptığımız ihalelerin ödeneklerini karşılayarak tesislerimizin şehrimize kazandırılmasını sağlamış olacağız”
Olumsuz geri dönüş olmadı
“Tüm bu yatırımlar devletimizin bize vermiş olduğu yaklaşık 32 milyon liralık bir destektir” diyen Belediye Başkanı Şükrü Başdeğirmen konuşmasına şöyle devam etti:“ Ekimizle birlikte yapmış olduğumuz çalışmalarla, başkan yardımcılarımız ve bu konuyla ilgili arkadaşlarımız çok emek verdiler. Yapılan projelerin önemi şudur. Mantıklı ve makul olması. Makul ve mantıklı olan her projeye devletimiz destek veriyor. Bizde geri dönmeyecek şekilde hazırladığımız projeleri sunmak istiyoruz. Mühim olan süreci iyi değerlendirmek. Bunlar kolay olan işler değil, belirli bir zaman alıyor. En sağlıklı ve verimli, makul, mantıklı bir şekilde projelerimizi hazırlamak, bunun karşılığında da desteklerimizi almak. 1,5 yıl içerisinde devletimizden yapmış olduğumuz taleplerin hiçbirisinden olumsuz bir geri dönüş olmadı.”
]]>
Isparta'da yaşayan İbrahim Atalar, geçmişi yıllar öncesine dayanan deri işlemeciliğinin önemli aşamalarından biri olan deri dağlama tekniğini, gelecek kuşaklara aktarmak için çaba gösteriyor.
Dede mesleği olan dericiliği sürdüren ve uzun yıllar tabakhanede çalışan 43 yaşındaki Atalar, evinin birinci katında oluşturduğu atölyesinde sanatını sürdürüyor.
Atalar, Turizm ve Kültür Müdürlüğünde açtığı kurslarla da deri dağlama sanatını gelecek nesillere aktarmayı hedefliyor.
Mesleğine ilk günkü heyecanla devam eden Atalar, deri dağlama sanatının yaklaşık 4 bin yıl önce Orta Asya'dan çıktığını söyledi.
Deri dağlamayı yıllar sonra tekrar canlandırmaya çalıştığını aktaran Atalar, "Ortaokulu tamamladıktan sonra İstanbul'da Dericilik Enstitüsüne gittim ve eğitimime orada devam ettim. Isparta'ya geri döndüğümde direkt usta olarak çalışmaya başladım." dedi.
Deriyi doğal yollarla işliyor
Deriyi işlemeye hazır hale kendilerinin getirdiğini anlatan Atalar, derinin bitkisel ve doğru işlenmesi gerektiğini vurguladı.
Atalar, modern teknolojiye geçilmeden deri nasıl işleniyorsa şu anda makine ya da kimyasal bir malzeme kullanmadan öyle işlediklerini dile getirdi.
Sanatlarına olan ilginin her geçen gün arttığını belirten Atalar, şöyle devam etti:
"Üniversiteden hocalar, resim öğretmenleri, bu sanatı devam ettirmek isteyenler öğretmen için geliyorlar. Bu iş üzerinde hoca olan arkadaşlarımız var. Dükkan açan arkadaşlarımız oldu. İnsanlara faydalı olduğumu düşünüyorum. Kızımla evdeki atölyemizde çalışıyoruz. O da usta oldu artık. Kızım bu sanata boyama katarak farklı bir boyut kazandırdı. Unutulmaya yüz tutan bu kültürümüzü çağımızda ayakta tutmaya çalışıyoruz."
İbrahim ustaya kızından da destek
Şeyma Nur Atalar da babasının eserlerinde boyayla deriyi birleştirdiğini söyledi.
Güzel sanatlar bölümünde eğitim almak istediğini aktaran Atalar, "Üniversite eğitimi de alarak kendimi daha çok geliştirmek istiyorum." ifadesini kullandı.
]]>
Görselliği ve kendine özgü yapısıyla ziyaretçi akınına uğrayan gölün korunması için çalışmalar Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Burdur Valiliği ve Yeşilova Kaymakamlığınca hassasiyetle yürütülüyor.
Göl sahasından kil alan, sahilin derinleşmesine neden olan, sigara içen ve genel çevre kurallarına uymayanlara çevrede devriye gezen jandarma ekiplerince idari para cezası uygulanıyor.
Göl kenarındaki beyaz kumsalda şezlong, sandalye, şemsiye ve çadır kuranlar ile yiyecek içecek tüketenlere de denetimler kapsamında idari para cezası kesiliyor.
Bu kapsamda çamur çukurlarının etrafı halatlarla çevrilirken bu çukurlara girilmesinin yasak olduğunu belirten tabelalar da hazırlandı. Uyarıcı levhaların önümüzdeki günlerde Salda Gölü sahasına yerleştirileceği öğrenildi.
Göl ve çevresinde doğal yapıya zarar veren hiçbir olumsuzluğa müsaade edilmeyeceği bildirildi.
]]>Milli Savunma Bakanlığı, Libyalı 171 Kara Harp Okulu 2'nci sınıf öğrencisinin, Isparta Terörle Mücadele Eğitimi ve Tatbikat Merkez Komutanlığı'ndaki eğitimlerinin sürdüğünü bildirdi.
Bakanlığın Twitter hesabından yapılan paylaşımda, 20 Temmuz'da başlayan eğitimlerden fotoğraflara yer verildi.
]]>Türkiye lavanta üretiminin büyük kısmını karşılayan Isparta'nın Kuyucak köyü, lavanta mevsiminin başlamasıyla "mora boyanan" görselliğiyle ziyaretçilerini büyülüyor.
"Gül" denilince ilk akla gelen Isparta, Türkiye'nin lavanta bahçesi olmasıyla da ayrı bir öneme sahip. Kıraç araziler boş kalmasın diye lavanta üretimine başlanılan Keçiborlu ilçesine bağlı Kuyucak köyü, zamanla Türkiye lavanta üretiminin merkezi oldu.
Ekim alanının her geçen gün arttığı, hasat döneminde tüm köyü adeta "mora boyayan" lavanta, çok sayıda ziyaretçiyi de kente çekiyor.
Sakinlik ve huzurun yanı sıra eşsiz doğasında fotoğraf çektirme imkanı bulan ziyaretçiler, "Lavanta kokulu köy" olarak da adlandırılan Kuyucak'ta keyifli dakikalar geçiriyor.
Tarlalara yerleştirilen traktör, motosiklet, ahşap pencereler, ahşap kapılar, salıncaklar, ziyaretçilere keyifli dakikalar geçirtiyor.
"Günümüzde lavanta tarlaları 5 bin metrekareye ulaştı"
İl Kültür ve Turizm Müdürü Ali Göçer,yaptığı açıklamada, Kuyucak köyünün lavantanın başkenti olduğunu söyledi.
Lavanta bahçelerinin 1960'lı yıllarda oluşturulmaya başladığını anlatan Göçer, "Lavanta ilk ekildiği yıllarda 2 bin metrekarelik bir alana sahipti. Günümüzde lavanta tarlaları 5 bin metrekareye ulaştı." dedi.
Geçmişte lavantanın tarım ürünü olarak kullanıldığını anlatan Göçer, bugünlerde turizm ve kozmetik ürünü olarak kullanıldığını dile getirdi.
Mor tarlaların yeni normalleşme sürecinde yeni tip koronavirüs (Kovid-19) tedbirleri kapsamında misafirlerini ağırlamaya başladığını vurgulayan Göçer, "Lavantayı 2018'de 250 bin geçen yıl 750 bin kişi ziyaret etti. Isparta dört mevsim tarihi ve kültürüyle farklı alanlarda çok farklı seçenekler sunuyor." diye konuştu.
"Muhakkak görülmesi gereken yerlerden"
Fransa'da yaşayan Semiha Ziwal, Isparta'daki lavanta tarlalarını çok sevdiğini, buradan çok etkilendiğini dile getirdi.
İstanbul'dan gelen Ayşe Aşçıyıldız ise tarlaları görünce içini huzur kapladığını söyledi.
Lavanta kokusunun çok etkileyici olduğunu ifade eden Aşçıyıldız, Türkiye'nin her yerinin bir başka güzel olduğunu, lavanta tarlalarının, bunlardan sadece biri olduğunu belirtti.
Kayseri'den gelen ziyaretçilerden Ezgi Kandur ise Kuyucak köyünü fotoğraflarda gördüğünü ancak bir türlü gelmek kısmet olduğunu belirterek "Burası mükemmel. Harika bir renk cümbüşü var. Herkese tavsiye ediyorum. Muhakkak görülmesi gereken yerlerden." ifadelerini kullandı.
]]>Isparta'nın Şarkikaraağaç ilçesindeki Göksöğüt köyünde hayvancılıkla uğraşan A.C, elindeki yara nedeniyle hastaneye gitti.
Testler sonucunda A.C. şarbon şüphesiyle tedavi altına alındı.
Köyde tedbir amaçlı hayvanlara şarbon aşısı yapılacağı öğrenildi.
]]>Isparta Süleyman Demirel Havalimana getirilen Türk bayrağına sarılı şehit Jandarma Yüzbaşı Ferhat Çiftçi'nin naaşı, Isparta Şehir Hastanesi morguna götürüldü. Daha sonra buradan alınan şehidin naaşı, törenin düzenleneceği Isparta Valiliği önüne getirildi.
Törende şehidin annesi Hayriye, babası Mehmet Emin, eşi Secaat, kardeşi Feyza ve 1,5 yaşındaki minik oğlu Mete Çiftçi de hazır bulundu.
Törene katılan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Arif Çetin, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Süreyya Sadi Bilgiç şehidin yakınlarına başsağlığı diledi.
Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) tedbirleri kapsamında maske ve eldiven dağıtılan cenaze töreninde, sosyal mesafe kuralına uyulmasıyla ilgili uyarılar yapıldı.
İl Müftüsü Bayram Şahin'in cenaze namazını kıldırdığı törende, şehit Çiftçi'nin naaşı, helallik alınmasından sonra Isparta Şehitliğinde toprağa verildi.
Cenaze törenine Isparta Valisi Ömer Seymenoğlu, Antalya Valisi Münir Karaloğlu, Belediye Başkanı Şükrü Başdeğirmen, İl Jandarma Komutanı Albay Ünsal Ağaoğlu, İl Emniyet Müdürü Metin Akay, Antalya İl Emniyet Müdürü Mehmet Murat Ulucan, milletvekilleri, kaymakamlar, ilçe belediye başkanları, siyasi partilerin il başkanları, yetkililer, gaziler ve vatandaşlar da katıldı.
]]>Isparta'da çiğ köfte ustası Zahit Kabarık, ihtiyaç sahipleri için bir şeyler yapmaya karar verdi. Onları incitmeden yardım etme arayışına giren Kabarık, Bağlar Mahallesi'ndeki dükkanının önüne stant kurdu.
Kabarık'ın "Biz bize yeteriz" adını verdiği standa astığı "İhtiyacı olan alsın, imkanı olan bıraksın" yazısı, kısa sürede herkesin dikkatini çekti.
Buraya önce kendi imkanlarıyla gıda paketleri bırakan Kabarık, herkesin ihtiyacı kadarını aldığını görünce çok mutlu oldu.
Standın fotoğraflarının sosyal medyada paylaşılmasıyla hayırseverler de yardım kervanına katıldı. Standa yağ, bakliyat, çay ve şeker gibi ürünler bırakılmaya başlandı.
İhtiyaç sahiplerinin yüzünü güldürdüğü için çevresinde herkesin takdirini toplayan Kabarık, ramazan ayının manevi iklimine de katkı sağlamanın mutluluğu yaşıyor.
Yardım yapan da alan da birbirini görmüyor
İyilik hareketiyle gönüllere giren Kabarık, yaşanılan zorlu günlerin dayanışma içerisinde daha rahat atlatılabileceğini söyledi.
Kendisinin de bu düşünceyle bir şeyler yapmak istediğini aktaran Kabarık, "Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, 'Biz Bize Yeteriz Türkiyem' sloganıyla başlattığı kampanyadan esinlendim. Dar gelirli vatandaşlara bir nebze de olsa yardım etmenin huzurunu yaşıyorum." dedi.
İnsanlardan bir şeyler istemenin çok zor olduğunu anlatan Kabarık, gerçek ihtiyaç sahiplerine ulaşmak için harekete geçtiklerini dile getirdi.
Alanın da verenin de durumdan memnun olduğunu belirten Kabarık, şöyle konuştu:
"İnsanların birbirini görmeden yardımlaşma olsun istedim. Dostlarımızın yardımıyla böyle güzel bir olaya vesile olduk. Çok sayıda kişi yardım yapmak istiyor. İnsanlar buradan ihtiyacından fazlasını almıyor. Hayırseverlerimiz sosyal medyadan ya da yoldan geçerken standı görüp marketten gıda alıp bırakıyor. Allah hepsinden razı olsun. Hayırlarını kabul etsin."
"Çok güzel bir hayır hareketi"
Bağış yapan Adnan Güney ise evinin uzak olmasına rağmen iyilik hareketine katılmak istediğini kaydetti.
Kampanyanın örnek olmasını isteyen Güney, "Daha önce ecdadımız Osmanlı'nın yaptığı sadaka taşı mantığını arkadaşımız bu şekilde günümüze taşımış. Çok güzel bir hayır hareketi." ifadelerini kullandı.
]]>
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın şehir hastaneleri projesi kapsamında inşa edilen Isparta Şehir Hastanesi, açıldığı tarihten bugüne binlerce hastaya şifa kaynağı oldu.
Kentte 2017'de 755 yatak, 131 yoğun bakım yatağı ve 34 temas solunum izolasyon odasıyla açılışı gerçekleştirilen hastanede, 284 hekim ve 1250 yardımcı sağlık personeli görev yapıyor.
Fiziksel bakımdan da göz dolduran hastane, 221 bin 571 metrekare kapalı alanda 474 tek ve çift kişilik oda ve 20 ameliyathaneyle hizmet veriyor.
Suda doğum hizmetinde pilot hastane
Sağlık Bakanlığınca suda doğum hizmetinde pilot hastane seçilen Isparta Şehir Hastanesi, Antalya, Afyonkarahisar, Burdur ve Muğla'dan gelen bölge insanına 5 yıldızlı otel konforunda sağlık hizmeti sunuyor.
Türkiye'deki şehir hastaneleri içinde tam triyaj uygulanan servis olma unvanını elinde bulunduran hastanede, modern bekleme alanlarına sahip acil servis ünitesi, deprem izolatörü, 2 bin 22 araçlı otoparkı ve helikopter pisti bulunuyor.
Baypas ameliyatlarının 2018 Mayıs ayından itibaren yapılmaya başlandığı hastanede, toplamda 193 hastaya baypas, 8 bin 289 hastaya da anjiyo yapıldı.
Bölgedeki onkoloji hastalarının ihtiyacını da karışlamaya başlayan Isparta Şehir Hastanesinde, bu yılın başından beri 150 hastaya kemoterapi uygulandı.
]]>
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın şehir hastaneleri projesi kapsamında inşa edilen Isparta Şehir Hastanesi, açıldığı tarihten bugüne binlerce hastaya şifa kaynağı oldu.
Kentte 2017'de 755 yatak, 131 yoğun bakım yatağı ve 34 temas solunum izolasyon odasıyla açılışı gerçekleştirilen hastanede, 284 hekim ve 1250 yardımcı sağlık personeli görev yapıyor.
Fiziksel bakımdan da göz dolduran hastane, 221 bin 571 metrekare kapalı alanda 474 tek ve çift kişilik oda ve 20 ameliyathaneyle hizmet veriyor.
Suda doğum hizmetinde pilot hastane
Sağlık Bakanlığınca suda doğum hizmetinde pilot hastane seçilen Isparta Şehir Hastanesi, Antalya, Afyonkarahisar, Burdur ve Muğla'dan gelen bölge insanına 5 yıldızlı otel konforunda sağlık hizmeti sunuyor.
Türkiye'deki şehir hastaneleri içinde tam triyaj uygulanan servis olma unvanını elinde bulunduran hastanede, modern bekleme alanlarına sahip acil servis ünitesi, deprem izolatörü, 2 bin 22 araçlı otoparkı ve helikopter pisti bulunuyor.
Baypas ameliyatlarının 2018 Mayıs ayından itibaren yapılmaya başlandığı hastanede, toplamda 193 hastaya baypas, 8 bin 289 hastaya da anjiyo yapıldı.
Bölgedeki onkoloji hastalarının ihtiyacını da karışlamaya başlayan Isparta Şehir Hastanesinde, bu yılın başından beri 150 hastaya kemoterapi uygulandı.
Kovid-19'la mücadeleye hazır
Teknolojik imkanları ve yoğum bakım yatak sayısıyla yeni tip koronavirüs (Kovid-19) ile mücadelede etkin rol oynaması hedeflenen şehir hastanesinin bir bloğunun beş katında 190 tek kişilik oda ile 15 negatif basınçlı izole ve 38 yoğun bakım odası hazır bekletiliyor.
Hastanede 167 poliklinikte sağlık hizmetleri, doğumlar, sezaryenler ve acil ameliyatlar yapılmaya devam ediliyor.
]]>
Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu yurdunda karantinada tutulan ve Kovid-19 testleri pozitif çıkınca Isparta Şehir Hastanesi, Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) Araştırma ve Uygulama Hastanesi ile Şehit Yunus Emre Devlet Hastanesine sevk edilen umrecilerden 40'nın daha tedavileri tamamlandı.
Isparta İl Sağlık Müdürü Mehmet Karakaya, gazetecilere yaptığı açıklamada, hastaları şifa ile taburcu etmenin mutluluğunu yaşadıklarını belirterek, herkese geçmiş olsun dileklerinde bulundu.
Isparta Şehir Hastanesi Başhekimi Feridun Ruşen Keskin ise 15 gündür hastalara baktıklarını ve bu süreçte birçok hastayı taburcu ettiklerini vurguladı.
Hastane imkanlarının yeterli olduğunu belirten Keskin, "Hiçbir sıkıntımız yok, tedavi etmeye devam edeceğiz. İyileşen hastalarımızın sayısı artacak." dedi.
Umrecilerden Mahmut Usta, sağlık çalışanlarının kendilerine çok iyi baktığını söyledi.
Sağlığına kavuştuğu için çok mutlu olduğunu belirten Usta, "Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'a, Isparta Valiliğine, hastanenin tüm personeline çok teşekkür ediyorum. Bize çok iyi baktılar." diye konuştu.
Hastalar, kendileriyle ilgilenen sağlık çalışanlarının alkışları arasında hastaneden ayrıldı. Umrecilerin otobüsle memleketlerine gönderileceği belirtildi.
Umreden dönen 586 kişi 16 Mart'ta Isparta'daki yurda yerleştirilerek karantinaya alınmış, Kovid-19 testleri negatif çıkan 293'ü evlerine gönderilmişti. Testleri pozitif çıkanlar ise kentteki hastanelerde tedavi altına alınmıştı.
]]>
Dünyanın en zorlu askeri eğitimleri arasında gösterilen Eğirdir Dağ Komando Okulu ve Eğitim Merkezi Komutanlığında "Derin kar ve şiddetli soğuklarda muharebe harekatı"na katılan komandolar, başarılarıyla göz dolduruyor.
Yurt içi ve yurt dışında düzenledikleri operasyonlarla teröristlerin korkulu rüyası olan Türk Silahlı Kuvvetlerinin en önemli unsurlarından komandolar, operasyonlar öncesinde zorlu bir eğitim sürecinden geçiyor.
Isparta'nın Eğirdir ilçesinde kurulu Eğirdir Dağ Komando Okulu ve Eğitim Merkez Komutanlığı, dünyanın en zorlu askeri eğitimleri arasında gösterilen Komando İhtisas Kursu'na ev sahipliği yapıyor.
Gönüllülük esasına göre subay ve astsubayların başvuru yapabildiği ve yılda bir kez düzenlenen kursun aşamalarından olan "derin kar ve şiddetli soğuklarda muharebe harekatı" Toroslar'ın zirvelerinden Davraz Dağı'nın tamamen karlarla kaplı 2 bin rakımında gerçekleştirildi.
Yaklaşık, dört hafta süren güç, cesaret ve kararlılık gerektiren harekata katılan komandolar gösterdikleri başarıyla dosta güven, düşmana korku veriyor.
Dondurucu soğukta göz doldurdular
AA ekibinin de eşlik ettiği dondurucu soğuk ve sarp arazide gerçekleşen harekatta, komandolar, akşamları konaklamak için öncelikle iglular (sıkıştırılmış kardan yapılan evler) inşa etti. Komandolar ardından tamamen karlardan oluşan nöbet kuleleri, tilki oyuğu, ateş yakma yeri, kar mağarası gibi yaşam alanları yaptı.
Tamamen beyaz kıyafet ve silahlarındaki beyaz kamuflajla karda adeta görünmez hale gelen komandolar, "sızma harekatı" tatbikatını başarıyla gerçekleştirdi.
İglularda kalan, dondurucu soğukta sarp ve dağlık arazilerde teçhizatlarıyla bir metreyi bulan karda yürüyen komandolar, kurs boyunca öğrendikleri ileri kayakçılık, kar araçları kullanma, derin kar ve şiddetli soğukta çeşitli silahlarla atış, soğuk hava koşullarına göre oryantasyon ve muharebe planlanması, kurtarma ve kaçırma, esirgeme harekatı, derin karda kayaklı ve hedikli intikal, derin kar ve güç koşullarda hayatı idame ve barınma, kış dağcılığı, çığdan korunma ve sakınma, çığda arama kurtarma, ilk yardım ve sıhhi tahliye konularında eğitim aldı.
Eğitimlerde ustalıkla hareket eden, gösterdikleri başarıyla göz dolduran komandolar, "Dosta güven, düşmana korku" parolasıyla ülkenin güvenliğini tehdit eden terör unsurlarına karşı başarılı şekilde mücadele edeceklerini gözler önüne serdi.
]]>Konya-Isparta kara yolunda seyir halindeki sürücüsü henüz belirlenemeyen 63 DV 750 plakalı yolcu otobüsü, Şarkikaraağaç ile Göksöğüt mevkisinde devrildi.
Kaza yerine çok sayıda itfaiye ve polis ekibi sevk edildi. Kazada, ilk belirlemelere göre 3'ü ağır 29 kişi yaralandı.
Yaralılar, olay yerine sevk edilen ambulanslarla Yalvaç, Gelendost ve Şarkikaraağaç ilçelerindeki hastanelere kaldırıldı.
]]>Burdur'da köy meydanında kullanılmayan depoyu kendi imkanlarıyla kütüphaneye çeviren ilkokul mezunu Emin Akay, sobayla ısıttığı kütüphaneye her yaştan gelen kitapseverler ile mutlu oluyor.
Karamanlı ilçesi Kağılcık köyünde yaşayan 76 yaşındaki Akay'ın, iki yıl önce kaybettiği eşinden 5 ay sonra tek çocuğu Şerife Akgün de yaşamını yitirdi.
Kitap okumayı çok sevdiği için ağabeyinin köy meydanındaki deposunu kütüphaneye çevirmeye karar veren Akay, çevresindekilerin de desteğiyle kütüphane oluşturdu.
Her gün sobasını yaktığı kütüphanenin temizliğini de yapan Akay, çocuklara yönelik okuma etkinlikleri düzenliyor.
Yaklaşık 1300 kitabın bulunduğu kütüphanenin penceresinde sabah çocukların gelmesini bekleyen Akay, her yaş grubundan misafirlerini güler yüzle kapıda karşılıyor.
Kütüphaneyi civar köylerde ve mahallelerde yaşayanlar da kullanabiliyor. Bilgisayarın da olduğu kütüphaneyi en çok ödevi olan, sınava hazırlanan ve sakin bir yerde kitap okumak isteyen çocuklar tercih ediyor.
Kitap okumadan uyuyamıyor
Köyün "kitap kurdu Emin dedesi" Akay,bir öğretmen arkadaşının desteğiyle okuma alışkanlığı kazandıktan sonra ömrünü kitaplarla iç içe geçirmeye başladığını söyledi.
Yalnızlığını kitaplarla unuttuğunu aktaran Akay, okuduğu iki yüze yakın kitabın hepsini yazarları ve isimleriyle not ettiğini dile getirdi.
Kütüphanenin giderlerini yengesiyle karşıladıklarını anlatan Akay, şöyle konuştu:
"Amacım gençlere, çocuklara, insanlığa faydalı olmak. Gençler kahve köşelerinde gezmesin. Ellerinden içki şişesini, kumar kağıdını alıp kitap vermek istedim. Buranın odununu, kömürünü Allah rızası için biz karşılıyoruz. Kimseden bir kuruş beklentimiz yok. Kaymakamlığımız kömür yardımı teklifinde bulundu, başka ihtiyaç sahiplerinin faydalanması için kabul etmedik. Kitap okumak başlı başına zevk, okumadan uyuyamıyorum. Rahatsız da olsam muhakkak birkaç sayfa okuyorum. Okumanın yaşı yok. Burası benim değil, herkesin yeri."
Amacı insanlığa faydalı olmak
Akay, çocukları ve gençleri çok sevdiğini belirterek, "İşte geldik, gidiyoruz. Bu dünya yalancı dünya, insanlara ne kadar faydalı olursak onu götüreceğiz. Köylüden destek veren de oldu, karşı çıkan da oldu. Kimseden bir kuruş yardım beklemiyorum ancak kitap hariç. Kitap yardımı kabul ediyoruz." dedi.
Köylü kendisini şanslı hissediyor
Kağılcık köyü Muhtarı Yakup Salman, köylerinde kütüphane olmasından dolayı kendilerini şanslı hissettiklerini söyledi.
Hayırsever Emin Akay'a her türlü desteği vermeye hazır olduklarını vurgulayan Salman, "Kütüphane, eğitim öğretim, geleceğimiz olan çocuklarımızın kendini yetiştirmesi demek. Emin Akay gibi bir kişinin köyümüzde olması büyük avantaj." ifadelerini kullandı.
Öğrencilerden Hümeyra Çeliker de Emin dedelerini ve kütüphaneyi çok sevdiklerini ifade ederek, "Bu kütüphaneden herkes faydalanıyor. Burada bir kütüphane olması bizim için çok büyük şans. Ödevlerimizi yapıyoruz, arkadaşlarımızla buradan en iyi şekilde faydalanmak istiyoruz." şeklinde konuştu.
]]>Isparta İl Jandarma Komutanlığı ekipleri, alınan istihbari bilgiler doğrultusunda bir şahsın elinde tarihi eser bulunduğu bilgisine ulaştı. Söz konusu şahıs ve tarihi eserlerin yakalanarak ele geçirilmesi için çalışma başlatan ekipler, Şarkikaraağaç ilçesine bağlı Yassıbel köyü yolu üzerinde operasyon düzenledi. Operasyonda, durduran otomobil içerisinde Tunç Çağı’na ait 4 adet tarihi eser vazo ele geçirilirken, olayla ilgili Ü.S. (45) isimli şüpheli yakalanarak, gözaltına alındı.
]]>Isparta Cumhuriyet Başsavcılığı, 19 yaşındaki üniversite öğrencisi Güleda Cankel’in eski erkek arkadaşı tarafından katledilmesine ilişkin adli süreçle ilgili açıklama yaptı. Yapılan açıklamada, “Bazı yazılı ve görsel basında yer alan haberlere istinaden kamuoyunu bilgilendirme zarureti hasıl olmuştur. Isparta Uygulamalı Bilimler Üniversitesi Fotoğrafçılık 1. sınıf öğrencisi G.C.’nin 18/11/2019 tarihinde Fatih Mahallesi’nde bir apartta kalmakta iken eski erkek arkadaşı Z.P. tarafından bıçaklanarak öldürülmesi sonucu soruşturma başlatılmış, şüpheli Z.P. yapılan sorgusu sonucunda 19/11/2019 tarihinde tutuklanmıştır” denildi.
]]>Türkiye’de 2018 yılında yapılan evlilik sayıları illere göre ayrılırken, toplamda 553 bin 202 evlilik yapıldığı saptandı.
Medya takip ve raporlama ajansı PRNet, evlilik rakamlarını konu alan araştırmayı inceledi. PRNet’in Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerinden ve medya yansımalarından derlediği bilgilere göre, 2018 yılında toplam 553 bin 202 evlilik yapıldığı saptandı.
En çok evliliğin yapıldığı il ise İstanbul olurken, böylelikle 101 bin 43 kişinin dünya evine girdiği görüldü. İstanbul’dan sonra en çok evliliğin 34 bin 566 kişi ile Ankara’da gerçekleştiği gözlenirken, 29 bin 534 ile İzmir’de, 19 bin 784 ile de Bursa’da olduğu kaydedildi. Buna karşın Türkiye’deki en az evlenme oranı Bayburt’ta görülürken, geçen yıl burada evlenenlerin sayısı sadece 399 kişi oldu.
PRNet ve Ajans Press’in gerçekleştirdiği medya incelemesinde, konuyla ilgili yazılı basına yansıyan haber adetleri de belli oldu. 2018 yılında evlilik başlığı altında 35 bin 114 haber çıkış tespit edilirken, bu rakamın 2019 yılının ilk dört ayında 10 bin 929 olarak kaydedildi.
Isparta’nın esas altınının gül olduğunu dile getiren Ziraat Odası Başkanı Mustahattin Can Selçuk, "Üretilen gülyağımız altınla yarışıyor diyebiliriz. Bu 10 gram aşağı veya yukarı olabilir belki ama 1 litre gülyağı, fiyat olarak 220-230 gram altına tekabül eder. Kabaca şöyle de diyebiliriz; 4 kilogram gülyağı 1 kilo altın eder. Isparta olarak, bizim altınımız da gülyağımızdır" dedi.
"EN İYİ HAVA ŞARTLARINDA 2.5 TON GÜLDEN 1 LİTRE YAĞ ÇIKARILABİLİYOR"
Kentte geçtiğimiz yıl üretilen gül rekoltesi ve fiyatlandırması ile gülün serüvenini İhlas Haber Ajansı muhabirine anlatan Isparta Ziraat Odası Başkanı Mustahattin Can Selçuk, "Güller diyarı Isparta’mızdayız. Dünya gül yağı ihtiyacının yüzde 65’ini Isparta’mız karşılamaktadır. İlimizde yılda yaklaşık olarak 30 bin ton civarında gül hasadımız oluyor. Gül, çok hassas bir ürün olduğu için aynı gün işlenmesi gerekir. Böyle olunca ilimizde de kozmetik firmaları vardır, burada işlenip yurt dışına kadar ulaşan bir serüven devam eder. Hava şartları gül toplama döneminde yağışlı ve düzgün giderse, yaklaşık 2-2.5 ton gül yaprağından 1 litre gül yağı çıkar. Eğer hava şartları kurak ve yağmursuz giderse, 1 litre gülyağının çıkarılabilmesi için bu oran 4- 4.5 ton dolaylarını bulur" ifadelerini kaydetti.
"GÜL YAPRAĞINDA 10 LİRA BEKLENTİSİ"
Gülyağının geçtiğimiz yılki fiyatı ile gül yaprağı alım fiyatlarından bahseden Ziraat Odası Başkanı Mustahattin Can Selçuk, "Geçen yılki, fabrikasyon ve imbik usulü değişen fiyatlarımıza göre, gül yağının litresi 7-10 bin euro arasında değişen fiyatlara satıldı. Bu fiyatlar arz ve talebe göre değişti. Gül hasadı, Mayıs ayının ortalarında başlar, Haziran ayının ortalarında biter. İnşallah, kazasız, belasız, bereketli bir sezon diliyorum. Gül alımında geçen yıl açıklanan fiyatımız kilogram başına 8 lira 75 kuruş idi. Bu yıl ise 10 lira civarında bekliyoruz. Hem çiftçimiz hem de ülkemiz kazansın" diye konuştu.
"GÜL, YÜKTE HAFİF, PAHADA AĞIRDIR"
"Isparta gülümüz ile dünya birincisiyiz" diyen Başkan Selçuk şöyle devam etti:
"Gül, yükte hafif, pahada ağır ‘altın gibi’ derler. Biz de gülyağımızı altına benzetiyoruz. Gülyağımız da yükte hafif ama parada ağırdır. Gül, hem ilimizi hem de Peygamber Efendimizin kokusu olduğu için onu temsil ediyor. Biz de Isparta Ziraat Odası Başkanlığı olarak gülümüzü dünyaya tanıtmak boynumuzun borcudur diyerek, tüm üreticilerimize saygı, sevgi ve selamlarımı sunuyorum."
UDEF'ten yapılan açıklamaya göre, "Doğudan Batıya Adil Bir Dünyaya" sloganıyla Süleyman Demirel Üniversitesi 19 Mayıs Amfisi'nde bir araya gelen Afganistanlı, Ganalı, Kazakistanlı, Bulgaristanlı, Iraklı, Azerbaycanlı, Filistinli, Somalili ve daha birçok ülkeden misafir öğrenciler açtıkları ülke tanıtım stantlarıyla kültürel bir şölen yaşattı.
Farklı kültürlere sahip öğrenciler, yöresel yemek ikramlarında bulunarak kendi ülkelerine yönelik merak edilen soruları yanıtladı.
Açıklamada görüşlerine yer verilen UDEF Başkanı Mehmet Ali Bolat, Türkiye'de 203 ülkeden 115 bin öğrencinin eğitim aldığını belirtti.
Isparta'da ise 87 ülkeden 2 bin 500 öğrencinin bulunduğunu aktaran Bolat, "Biz bu buluşmaları her sene nisan ve mayıs aylarında gerçekleştiriyoruz. Bütün ülkeler kendi tanıtımlarını yapıyor. Arkadaşlarımız kendi ülkelerinin kültürlerini, sosyal yaşamlarını, kendi yemeklerini, oyunlarını tanıtıyor. Bizim zengin kültürümüz içerisinde kendilerine yer buluyorlar." ifadesini kullandı.
UDEF’e bağlı Isparta Uluslararası Öğrenci Derneğinin düzenlediği programa, Bolat'ın yanı sıra, Isparta Uluslararası Öğrenci Derneği Başkanı Ali Aslan, Süleyman Demirel Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Nihat Ayyıldız, Isparta Uygulamalı Bilimler Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İsa Telci, çok sayıda STK temsilcisi ve vatandaş katıldı.
]]>Yangın esnasında müdahalede bulunan itfaiye ekipleri de zor anlar yaşadı.
Edinilen bilgiye göre olay, dün saat 22.00 sıralarında Isparta Merkeze bağlı Yakaören köyünde meydana geldi. İddiaya göre, Kenan Yay’a ait olduğu belirtilen solucan gübresi üretim tesisinde bilinmeyen bir nedenden dolayı yangın çıktı. Yangının bir anda büyümesi alevler sonucu tesisin çatı kısmını sardı. Çevredekiler tarafından durumuna haber verilmesi üzerine bölgeye Isparta Belediyesi İtfaiye Müdürlüğü’ne bağlı çok sayıda yangın söndürme ekibi sevk edildi. Alevlerin çatıyı tamamen sardığı yangına müdahale eden itfaiye ekipleri, zaman zaman söndürme çalışmalarında zor anlar yaşadı.
Yaklaşık 1 saat süren hummalı çalışmalar sonucu kontrol altına alınan yangında, solucan gübresi üretim tesisinin çatı kısmı tamamen kullanılamaz hale geldi.
Olayla ilgili soruşturma başlatılırken, yangının kesin çıkış nedeni ise yapılacak araştırma sonunda netlik kazanacak.
Edinilen bilgiye göre, İlçe Emniyet Müdürlüğü ile Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’nün ortaklaşa düzenlediği torbacı operasyonunda K.K. ve S.G.E. isimli 2 şüpheli ile birlikte, 19. 8 gram metamfetamin maddesi, çok sayıda aparat yapmakta kullanılan malzemeler, kilitli poşetler ile 2 adet araç kumandası ele geçirildi.
Ele geçirilen malzemeleri inceleyen polis, 2 adet araç kumandası görünümündeki malzemenin, gizli şekilde yapılmış hassas terazi olduğunu tespit etti. Görülen manzara polise bile ‘pes’ dedirtti.
Konuyla ilgili gözaltına alınan 2 şüphelinin, emniyetteki işlemleri sonrasında ‘Uyuşturucu madde ticareti yapmak’ suçundan adli makamlara sevk edileceği öğrenildi.
Isparta’da yaklaşık 14 yıldan bu yana faaliyet gösteren çikolata mağazası işletmecisi Mustafa Sırsat, kız isteme merasimlerine eskiden lokum götürülürken artık yerini çikolatanın aldığını söyledi. Sırsat, kız isteme merasimlerinde klişeleşen “Allah’ın emri, peygamberin kavliyle” sözlerinin de artık çikolatayı saran özel tasarım kutulara işlendiğini kaydederek, söz, nişan, nikah ve doğumlarda bebek çikolatası gibi özel çalışmaların yapıldığını anlattı. Popüler kültürün gelenekler üzerindeki etkisine değinen Sırsat, “Yaklaşık 14 yıldan bu yana bu sektörün içerisindeyim. Isparta’da elimizden geldiğince kaliteli bir şekilde hizmet vermekteyiz. Önceden dedelerimizin zamanında lokumla kız istemeye gidiliyordu ama şu anda iş biraz lükse döndü. Specialler, hazır çikolatalar, el yapımı çikolatalar, ‘Allah’ın emri peygamberin kavliyle’ yazılarıyla işlenmiş kutularla hizmet vermekteyiz. Genellikle tanışmada olsun, kız istemede olsun, gondol tarzı özel kutularda özel yapım, tasarım çikolatalar isteniyor” dedi.
Eskiden lokum dağıtımı ile yapılan bebek doğumlarında da artık çikolataların daha çok ilgi gördüğünü söyleyen Sırsat, “Bebek çikolataları olsun, şu anda bayağı bir rövanşta gitmekte. Bebek çikolatalarında üzerinde bebek resmi, bebeğin ismi veya bebek bibloları tarzında hizmet vermekteyiz. Bu çikolatalar genelde hastanede ve evlerinde eş dost akrabalarına dağıtılmakta” diye konuştu.
“SÖZLER DEVRİ BİTTİ, TASARIM DEVRİ BAŞLADI”
Tasarımların müşterilerin isteğine göre hazırlandığını kaydeden Sırsat, “Şu anda kutuların üzerinde ‘Allah’ın emri, peygamberin kavliyle kızınızı istemeye geldik’ tarzında yazılarla gidiliyor. İsteme merasimleri oluyor. Bazen tanışma, söz, nişan gibi farklı şekillerde 2-3 defa gitmeler oluyor. Daha sonra normal hediyelik kutular, gondollar ve o tarzda şeylerle artık biraz daha zenginleşiyor. Bizim kendi tasarımlarımız da oluyor. Eşim ve benim birlikte tasarladığımız çikolatalar oluyor, süslediğimiz çikolatalar, gondollar oluyor. Müşterinin talebine göre yapıyoruz. Kız istemeye ilk gittiğinde hediyelik kutu tarzında öneriyoruz. Ama iş artık bitme noktasındaysa, özel kutu veya gondol tarzı hediyeleri ve çikolataları öneriyoruz. Son aşamada da artık kızı alıyorlar ve iş tatlıya bağlanıyor” şeklinde konuştu.
“ÖZEL GÜNLERDE TALEP ARTIYOR”
Yılbaşı, 14 Şubat, 8 Mart ve bayramlarda çikolata tasarım ve hediyeleşmesine talebin arttığını söyleyen Sırsat, “Sevgililer Günü, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü, Ramazan Bayramı, Kurban Bayramı, Anneler Günü’nde bu tarz özel günlerde talebimiz yoğun oluyor. En çok erkekler geliyor” dedi.
Çikolata alırken insanların fiyattan çok kalite ve sağlık açısından güvenilirliğe dikkat etmesi gerektiğine dikkat çeken Sırsat, merdiven altı üretilen ve menşei belli olmayan ürünlerden uzak durulmasını önerdi. Sırsat ayrıca, “İş yerimizde Türkiye’nin en bilindik 3-4 tane firması var. Bu firmalarla çalışıyoruz. Bizim müşterilerden isteğimiz, merdivenaltı ürünle bizim ürünlerimizi karşılaştırmamaları. İlk önce kaliteye, sağlıklı ürün olup olmadığına dikkat etmeleri lazım. Şimdi bizim ürünlerimiz gıda olduğu için ister istemez sağlıkla doğru orantılı. Bunun için müşterilerin dikkat etmesi lazım. Ucuz ile pahalıyı aynı kefeye koymamaları lazım. İş yerimizde her bütçeye hediyelik paket olsun, çikolata olsun müşterilerimiz her zaman bulabilirler” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Burdur’daki mitinginin ardından Isparta’ya geldi. 15 Temmuz Demokrasi ve Cumhuriyet Meydanı’nda halka seslenen Erdoğan, Isparta’nın eşinin bulunmadığını ifade ederek, 24 Haziran seçimlerinde AK Parti’nin yüzde 48 oyla birinci olduğunu belirterek teşekkür etti. Erdoğan, “Rabbim yol arkadaşlığımızı, dostluğumuzu, muhabbetimizi daim eylesin diliyorum. Sizden 31 Mart’ta yine tarihi bir zafer bekliyorum. Öyle bir cevap verin ki mazlum ve mağdurların kalplerine inşirah olsun. Millet düşmanlarının yürekleri titresin. Kandil’deki, Pensilvanya’daki terör baronlarının dizlerinin bağı çözülsün” dedi.
“FETÖ YILANINI ÜZERİMİZE SALDILAR”
Gönülsüz yapılan ibadetin insana hayrı olmadığını ifade eden Erdoğan, “Millete aşık olmadan, sevmeden, derdiyle dertlenip, sevincine ortak olmadan siyasette başarı yakalanamaz. Bunun için gönül siyaseti, gönül belediyeciliği diyoruz. Biz siyasete seçim kazanmak için değil gönülleri fethetmek için girdik. Bütün iftiraların üstesinden de milletimizin muhabbeti, teveccühü sizlerin desteği sayesinde bugünlere geldik. 14 Ağustos’ta AK Parti’yi kuran, tabelasını asan yine milletimiz oldu, siz oldunuz. Vesayet güçlerinin, içerideki dışarıdaki şer odaklarının antidemokratik girişimlerine önce siz direndiniz. Tehditlere, şantajlara boyun eğmediniz. Seçim dönemlerinde oylarınızla, diğer zamanlarda dualarınızla, yeri geldiğinde 15 Temmuz’da olduğu gibi canınızla, malınızla bizlere ve ülkeye sahip çıktınız. 17 yılda her biri diğerinden zorlu, meşakkatli tam 14 seçim yaşadık. Allah’a hamdolsun hepsinden de anlımızın akıyla çıkmayı başardık. İçeride ve dışarıda pek çok badire atlattık. Cumhuriyet mitingleriyle sokaklarımızın karıştırılmaya çalıştığı zamanlar oldu. Gazete haberleri üzerinden partimizi kapatmaya dahi kalktılar. 367 garabeti çıkardılar. Gezi olaylarıyla insanlarımızın arasını açmaya, tüketmeyin çağrılarıyla ekonomimizi batırmaya çalıştılar. Çevre bahanesiyle haftalarca sokakları ateşe verdiler. 17-25 girişimiyle emniyet ve yargı silahını çektiler. Çukurlar aşarak Doğu ve Güneydoğu’daki illerimizi işgale yeltendiler. Besleyip büyüttükleri FETÖ yılanını üzerimize saldılar. Hamdolsun bunu da boşa çıkardık” diye konuştu.
“BORCU ÖDEDİK İŞİMİZ BİTTİ”
Kaderin gayrete aşık olduğunu söyleyen Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:
“Çetin mücadeleler verdik, ağır imtihanlardan geçtik. Sabrettik, sebat ettik, pes etmeyi aklımızın ucundan dahi geçirmedik. Hamdolsun sonunda demokrasimizi güçlendirmeyi, vesayeti zayıflatmayı, ekonomimizi 3,5 kat büyütmeyi, dış ticaretimizi 170 milyar dolara çıkarmayı başardık. Türkiye’nin IMF’ye borcu 23,5 milyar dolardı. Bay Kemal çıkmış utanmadan sıkılmadan ’Bu iktidar yine IMF’ye gidecek’ diyor. İlk IMF’ye kapılarını açan CHP zihniyeti oldu. Biz geldik IMF’ye borç var. O zamanki IMF’nin başkanı ile Davos’ta konuşuyoruz. Dedim ki, ’Türkiye’nin başbakanı benim, sen değilsin. Sen aydan aya veya her yıl taksidini alıyor musun, alıyorsun. Sen kalkıp da Türkiye’ye yönetemezsin, Türkiye’yi ben yönetirim’ Tabi biraz sağa sola savruldu. Borcu ödedik işimiz bitti. Yere iyi basıyoruz, güçlü basıyoruz. Birelerinin oyuna gelmek yok. Savunma sanayinde Türkiye tarihinde en büyük hamlesini bizim dönemimizde yaptı. Göreve geldiğimizde yüzde 80 ithaldi. Şimdi tamamen bu dışa bağımlılığı yüzde 35’e kadar düşürdük. Türkiye savaş gemisini, helikopterini, İHA, SİHA, füzelerini, bombalarını, silahlarını kendisi üretiyor. PKK, DEAŞ, FETÖ’ye kadar tarihlerinin en ağır darbelerini vuruyoruz. Gabar, Cudi, Tendürek, Kandil’de biz varız. İnlerine girdik inlerine. Kaçacak delik arıyorlar. Şimdi de 735 tane teröristi güvenlik güçlerimiz yakaladı, şimdi bunlar hesaba çekiliyor.”
“ŞİMDİ YENİ BİR HAMLENİN AREFESİNDEYİZ”
Erdoğan şöyle devam etti:
“Binlerce DEAŞ, PKK/YPG’li teröristi etkisiz hale getirerek 40 bin kilometrelik alanı terör örgütlerinin zulmünden çıkardık. Onlara hiç unutamayacakları bir ders verdik. Daha birkaç yıl öncesine kadar terör örgütlerinin cirit attıkları yerlerde bugün huzur var. Türkiye’nin kontrolündeki yerlerde barış, özgürlük ve demokrasi var. Şu anda oraya 310 bin kişi tekrar geri gönderildi. Şimdi yeni bir hamlenin arefesindeyiz. Güney sınırımızın tamamını terörden arındırılacak güvenli bölgeler tesis edeceğiz. Operasyonla ilgili planlarımızı, stratejilerimizi belirledik. İnşallah çok yakında bu adımları atacağız. Türkiye’nin ayağına pranga vuranlar sadece ülkemizin düşmanları değil, ülkemiz ve milletimiz en büyük darbeyi içerideki gafillerden yemiştir. Kimi zaman karşımıza medya baronları, sözde aydınlar, statükocu bürokratlar olarak, darbecilere umut bağlamış siyasetçiler olarak, kimi zaman teröristlere ’cici çocuklar’ diyen genel başkanlar olarak, kimi zaman da en küçük bir hadiseyi fırsata çevirmeye çalışan piyasa simsarları olarak çıkmıştır. Türkiye kazandığı başarıların tamamını bunlara rağmen gerçekleştirmiştir.”
“ELİNE, DİLİNE DURSUN”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Isparta’ya 12,5 kat trilyon yatırım yapıldığını aktararak, kazandırılan hizmetlere değindi. Erdoğan, “Bay Kemal diyor ki, ‘Çiftçiler aç.’ Eline diline dursun. Ispartalı çiftçilerimize tarımsal destek verdik” dedi.
31 Mart’ın çok önemli olduğuna işaret eden Erdoğan, “İstikrarın sürmesi için 31 Mart’ta bir yol kazası yaşamamalıyız. AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak 31 Mart’ı da başarıyla atlatmamız gerekiyor. Enerjimizin tamamını yapısal reformuna vereceğiz. Isparta’daki yolculuğumuza tevazu, samimiyet ve gayretle, memleket işi gönül işi diyerek devam edeceğimize inanıyorum. Isparta 31 Mart’ta bir kez daha tercihinizi hizmet siyasetinden yana kullanıyor muyuz? Isparta 31 Mart’ta gönül belediyecileriyle şehrimize yeni ufuklar kazandırıyor muyuz?“ dedi.
ÇAVUŞOĞLU: “YANINDA OLACAĞIZ”
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ise, dış politikada her zaman Isparta’nın desteğini hissettiklerini söyledi. Çavuşoğlu, “Sizler 17 yıldır Cumhurbaşkanımızı ve bizi yalnız bırakmadınız. Her seçimde Isparta’da yüzümüzü güldürdünüz, gururumuz oldunuz. Şimdi hep birlikte Şükrü başkanımızı göreve getireceğiz. İnşallah iş başına geldiği zaman belediye başkanı olarak sizler seçtiğiniz zaman bu projelerin hayata geçmesi için yanında olacağız” dedi.
“NEREDE OLURSA OLSUN BUNLARI TEMİZLEYECEĞİZ”
Vatandaşların sayesinde dış politikanın güçlendiğine işaret Çavuşoğlu, “Teröristleri nerede olursa olsun temizliyor muyuz? Afrin’e girdik mi? Teröristleri temizliyor muyuz? İnlerine gömüyor muyuz? Şimdi sıra geldi Fırat’ın doğusuna. Nerede olursa olsun bunları temizleyeceğiz. Ya temizlenecek, ya temizlenecek. PKK, DEAŞ hepsi terör örgütüdür, hepsinin de ensesindeyiz. Dünyanın neresinde olursa FETÖ’cü hainlerden hesapları soracağız. Sizlere sözümüz var. Milletimize sözümüz var. Sonuna kadar hesap soracağız” diye konuştu.
Beşiktaş, Spor Toto Süper Lig’in 21. haftasında Bursaspor ile oynayacağı maçın hazırlıklarına bu akşam yaptığı antrenmanla devam etti.
BJK Nevzat Demir Tesisleri’nde Teknik Direktör Şenol Güneş yönetiminde basına kapalı yapılan antrenman kondisyon ve taktik çalışmasıydı. İdman sahada yapılan ısınma koşuları, istasyon koşuları ve streching çalışmaları ile başladı. Küçük oyunlar, pas çalışması, 5’e 2 çalışması, dar alanda oyun ve kontrol pas çalışması yapıldı. Antrenman, taktik programının yer aldığı çalışmalar, yarım sahada yapılan çift kale taktik maçı ve şut çalışması ile sona erdi. Beşiktaş, hazırlıklarını yarın saat 17.30’da basına kapalı yapacağı antrenmanla tamamlayacak ve kampa girecek.
KOSGEB desteğiyle üretime başlayan firma, elma, portakal, mandalina, kavun, muz, çilek, kivi, greyfurt, nar ve şeftaliyi makinelerde ince dilimler haline getirip, ürüne özel sıcaklıklarda kurutarak meyve cipsi üretti.
Yurt içinden ve yurt dışından talep gören meyve cipslerin, ihracat ağını geliştirmek için firma yetkilileri çalışmalara devam ediyor. Firma sahibi Mehmet Volkan Poyraz, yaptığı açıklamada, Isparta'da iklim şartlarından dolayı birçok meyve ve sebzenin üretildiğini söyledi. Alternatif ürün geliştirmek için böyle bir çalışmaya başladıklarını ifade eden Poyraz, ürünleri toptan ve perakende olarak satışa sunduklarını kaydetti.
"Katkı maddesi bulunmuyor"
Meyve cipslerinde katkı maddesinin bulunmadığını belirten Poyraz, şöyle devam etti:
"Ürettiğimiz cipslerde katkı maddesi bulunmuyor. İnsanlara, özellikle çocuklara bu cipsi sevdirme amacını taşıdık. Güvenle tüketebilirler. Devlete sunmuş olduğumuz projeyle daha da hızlandık. Yurt dışında 10 ülkeye meyve cipsleri gönderiyoruz. Bunlar arasında Almanya, İngiltere, Kuveyt, İsrail var. Bunun dışında Amerika ve Çin'le de görüşmelerimiz devam ediyor. Oradaki büyük market zincirleriyle bağlantı halindeyiz. Türkiye'de satış ağımız oldukça geniş ve hemen hemen tüm illere gönderiyoruz. Yurt dışına ihracat ağımızı genişletme amacındayız. Oralarda fuarlara katılıyoruz. İsteyenlere numune gönderiyoruz. Üretim kapasitemiz de günlük 3 ton."
Sezona göre üretim miktarının değiştiğini vurgulayan Poyraz, meyve cipsi üretimini yıl içerisine yaydıklarını ifade etti.
"Kurutma, atalarımızdan gelen en eski saklama yöntemi"
Isparta'da üretilen ürünü ülke ve dünyada tanıtmaktan dolayı mutlu olduklarını anlatan Poyraz, "Amacımız bu ürünleri insanlara tanıtmak. Bir çocuk, 'baba bana cips al' dediğinde onları doğal ve katkı maddesi olmayan cipslere yönlendirmek." dedi.
Poyraz, Türkiye'nin kurutulmuş üzüm, incir ve kayısıda dünyada önde gelen bir ülke olduğunu, çeşitliliğin artırılması amacıyla çalışmalarının devam ettiğini söyledi.
Kurutmanın Türk geleneğinde uzun zamandan beri var olduğuna dikkati çeken Poyraz, "İnsanlara bu ürünlerin üretilip, tüketilebileceğini alıştırmaya çalışıyoruz. Çiftçi açısından baktığımızda ise değerlendiremediği ürün varsa alıyoruz ve yeni bir satış kanalı oluşturuyoruz. Bu açıdan ekonomiye katkı sağlıyoruz." diye konuştu.
Üretimi yaparken ürünün lezzetinde bir değişim meydana gelmediğini dile getiren Poyraz, kışın tüketilebilen ürünlerin yazın, yazın üretilen meyvelerin de kışın tüketilme imkanının olduğunu kaydetti.
Yatırımlarına KOSGEB'in destek verdiğini kaydeden Poyraz, "Böylelikle devlet, sanayi ve üniversite iş birliğiyle bu ürünleri üretmeye başladık. Doğal olmasından dolayı çocuklarımıza alıştırmaya çalışalım. Kurutulmuş meyve kültürüne alışkın bir toplumuz. Çocukların cebine kurutulmuş üzüm koyup okula gönderdiğimiz zamanlar vardı. Çeşit sayısı açısından geliştiriyoruz." dedi.
]]>
Dünya gül yağı üretiminin yüzde 65'inin karşılandığı Isparta'da üretilen gül çayı, 10 ülkeye satılıyor.
Özel fırınlarda düşük sıcaklıklarda kurutulan gonca gül, yaprak ve toz haline getirilerek çay haline getiriliyor. Yurt içinde de rağbet gören gül çayı, çeşitli ülkelerden talep görüyor.
Gül çayı firması sahibi Mehmet Volkan Poyraz, AA muhabirine, devlet desteğiyle üretime başladıklarını, gülden katma değeri yüksek ürünler elde edebilmek için çalıştıklarını söyledi.
Gül çayının tamamen doğal yöntemlerle yapıldığını aktaran Poyraz, şöyle konuştu:
"Vakumlu bir kurutma sistemi içinde düşük sıcaklıkta gülün içindeki aromatik bileşenler kaybolmadan gül çayını ürettik. Birçok ülkenin kendine has çayı var. 'Bizim de neden gül çayımız marka olmasın?' Bunun üzerinde durduk. 'Türkiye niçin gül çayıyla anılmasın?' Kapasitemizi her geçen yıl artırıyoruz. Geçen yıl 20 ton gül işledik ve gül çayı ürettik. 10 ülkeye ihracat yapıyoruz. İhracat yaptığımız ülkeler arasında İngiltere, Avustralya, İsrail ve Almanya'nın yanı sıra Orta Doğu ülkeleri de var. Amerika ve Çin ile görüşmelerimiz devam ediyor. Ürünümüzü farklı boyutlarda paketlerle piyasa sunuyoruz. Geri dönüşler çok güzel. Yurt içinden ve yurt dışından taleplerimiz artıyor."
İhracatı artırmak için farklı ülkelerde çalışmalarının devam ettiğini dile getiren Poyraz, "Farklı dillerde paket çalışmalarımız var. Yabancı ülkelerde gıda sektörü kapsamında düzenlenen fuarlara katılarak ürünümüzün tanıtımını yapıyor ve bu alanın gelişmesi için gayret gösteriyoruz. Hedeflerimiz bu ürünü marka haline getirip, ülkemizin ve ilimizin tanıtımına da katkı sağlamak." diye konuştu.
Poyraz, gülün daha çok kozmetik alanında kullanıldığını, yaptıkları gül çayıyla kullanım alanını genişlettiklerini ifade etti.
Piyasada bu tarz bir ürünün bulunmadığını anlatan Poyraz, "Gülü aromatik yapısını bozmadan kurutmaya özen gösteriyoruz. Hiçbir katkı maddesi koymuyoruz. Aroma artırıcı ve sentetik bileşen girmiyor. Bu sebeple ürün doğal ve güvenle tüketilebilir. Gül çayı rahatlatıcı bir çay." değerlendirmesinde bulundu.
]]>