Kariyerinde daha önce birçok defa listelerde 1 numara olan Lvbel C5, şimdi de "DACIA X YATIYA (Remix)" hitiyle Spotify Türkiye Top 50 listesinin zirvesine çıkmayı başarmıştı. Prodüktörlüğünü Woohox'un üstlendiği bu başarılı şarkı daha uzun süre listelerde yerini koruyacak gibi duruyor.
2024’e zirvede giren bir başka Lvbel C5 mega hiti "DOĞUŞTAN BERİ HAKLIYIM (tmm)" da şu an listenin 5. sırasında. Böylece Lvbel C5, Top 50 listesinin ilk 5 şarkısında iki tane şarkı sokmasıyla nadir görülen bir başarıya imza atıyor. "DOĞUŞTAN BERİ HAKLIYIM (tmm)" 2024 yılını Spotify Türkiye Top 50 listesinin zirvesinde açmıştı ve iki ay gibi kısa bir sürede 42 milyon dinlenme rakamına ulaştı.
Geçtiğimiz yıl yayınlanan “DACIA” şarkısının orijinali de uzun süre boyunca Spotify Türkiye Top 50 listesinin 1 numarası olarak yer aldı ve bugün 55 milyon dinlenmeye sahip.
Türkiye’nin en çok konser veren sanatçılarından biri olan Lvbel C5, Spotify’da 5 milyondan fazla aylık dinleyiciye sahip. Lvbel C5’ı 2024 yılının kalanında da yayınlayacağı hit adayı yeni şarkılarla konserlerde ve dijital platformlarda bolca dinlemeye devam edeceğiz.
]]>Dünyanın en köklü lüks otel gruplarının başında gelen The Peninsula Hotels’in İstanbul'un eşsiz tarihi dokusunda konumlanan, boğazdaki göz kamaştıran oteli The Peninsula Istanbul, The Lobby Jazz Nights ile misafirlerini her Cuma ve Cumartesi akşamı 20:30-22:30 saatleri arasında, İstanbul caz sahnesinin önde gelen isimlerinin güçlü performansları ile cazın büyüsü altında eşsiz bir yolculuğa çıkarıyor. The Lobby’nin özel menüsü ve lezzetli kokteylleri gastronomi, miksoloji ve müziğin harmanlandığı bir deneyim sunuyor.
The Peninsula Istanbul’un 20. yüzyılın başlarından kalma tarihi yolcu terminali binasının yüksek tavanlı ikonik ve etkileyici atmosferinde gerçekleşen The Lobby Jazz Nights’da bu ay:
2 Şubat Cuma – Caloe Band
3 Şubat Cumartesi – Brenda Berin Band
9 Şubat Cuma – Berna Çiçeksever Band
10 Şubat Cumartesi – Eylül Ergül Band
16 Şubat Cuma – Kerem Görsev Trio
17 Şubat Cumartesi – Dilek Sert Erdoğan Band
23 Şubat Cuma – Su İdil Band
24 Şubat Cumartesi – İpek Dinç Band
The Peninsula Istanbul, sunduğu benzersiz deneyimlerle, İstanbul’un kalbinde cazın ritmine katılmaya davet ediyor.
]]>
Türk pop müziğine adını altın harflerle yazdıran sanatçı kazandırdığı sayısız hit eserle geçmişten günümüze hikaye anlatıcılığının geleneksel temsilcisi olarak Kara Plak (Geceye Bir Şarkı) albüm şarkıları ile izleyicilerine göz alıcı bir deneyim yaşatacak.
Beş yıl aradan sonra yayımladığı 13. stüdyo albümü Kara Plak (Geceye Bir Şarkı) ile hayranlarının büyük beğenisini kazanan ve albümün lansmanı için hazırlıklarını tamamlayan sanatçı, farklı hikayeler anlattığı bu şarkılarla müzikseverlere muhteşem bir performans sunacak ve sürprizleri beraberinde getirecek.
KARA PLAK (GECEYE BİR ŞARKI) HAKKINDA
Besteci ve söz yazarı Nazan Öncel, beş yıllık bir aranın ardından yayınladığı 13. stüdyo albümü Kara Plak (Geceye Bir Şarkı) DMC etiketiyle dinleyicilerle buluştu.
Kara Plak’ın kapak çalışması ressam Arslan Eroğlu’nun suluboya fırçasından çıkarken Nazan Öncel, Erman Arda ve Janti Hamit düzenlemesiyle 10 şarkıya imza attı.
Nazan Öncel, “Kara Plak” albümünün ilk klip çalışması için ise söz ve bestesi kendisine, düzenlemesi Erman Arda’ya ait olan “Esme” şarkısı için yönetmen Ali Necati Kumcuoğlu ile çalıştı.
DMC etiketiyle dinleyiciyle buluşan “Kara Plak” albümünde yer alan şarkılar sırasıyla ‘Esme, Kara Plak, Gurur Çıkmazı, Cihangir’deyim Gel, Aslanım, Amacın Ne, Anne Ben İnsan Oldum, Köprü Altı, İki Aylak, İmdat.
]]>Her yıl sonunda popüler müzik dinleme platformlarının yayımladığı müzik dinleme trendi listeleri popülaritesini korurken, bu kez Türkiye’nin yabancı dilde müzik dinleme alışkanlıklarına ilişkin bir araştırmaya imza atıldı. Online İngilizce kursları, online Almanca eğitimi, online Fransızca kursları gibi 50'den fazla dil için 32 binden fazla eğitmeni bir araya getiren online dil öğrenme platformu Preply, Türkiye’nin yabancı müzik dinleme trendlerine ışık tuttu. Online İngilizce pratikleri de sunan Preply tarafından hazırlanan Türkiye’de Yabancı Müzik Dinleme Alışkanlıkları Araştırması, Türkiye’de Türkçeden sonra İngilizce şarkıların en çok dinlenen şarkılar olduğunu gösterdi.
10 yabancı şarkıdan 9’u İngilizce
Preply tarafından açık kaynaklardan derlenen ve en çok dinlenen Türkçe şarkıların dışında kalan yabancı dildeki şarkıların incelenmesiyle oluşturulan araştırma, Türk dinleyicilerin tercih ettiği 10 yabancı şarkıdan 9’unun İngilizce olduğunu gösterdi. Platformlar tarafından yıl sonunda yayımlanan müzik özeti içerikleri, Türkiye'deki popüler şarkılara ışık tutsa da, yabancı dil şarkılara dair kapsamlı bir içgörü sunmuyor. Preply’nin yürüttüğü araştırma, yabancı dilde en çok dinlenen şarkıların yüzde 92'sinin İngilizce olduğunu gösteriyor. İngilizcenin bu baskınlığına rağmen Korece hemen ikinci sırayı alıyor. Özellikle son dönemde tüm dünyada bir trende dönüşen popüler Kore dizileri ve K-pop akımı, BTS gibi güçlü hayran kitlelerine sahip en çok dinlenen K-pop gruplarının da vasıtasıyla Koreceyi popüler bir dil haline getiriyor. Preply, dil öğrenenleri günlük alışkanlıkları üzerinden anlamaya ve onlara Korece kursları, İngilizce kursları, Fransızca kursları gibi online çözümler sunmaya devam ediyor. Preply’ye üye olan kullanıcılar, online dil öğretmenlerini seçerek ihtiyaçlarına uygun özel yabancı dil dersi planlamalarını yapabiliyor.
Sosyal medya akımları da dillere popülarite kazandırıyor
Araştırmada incelenen 2 bine yakın yabancı şarkı arasında, İspanyolca, Fransızca, Hintçe, Arnavutça, Arapça, Felemenkçe gibi diller de listeye girdi. Pastadan daha az pay alan bu dillerin popülaritesinin arkasında ise kısa video platformlarında dönem dönem trend olan, farklı şarkılarla yapılan dansların olabileceği gözlemleniyor. Arnavutça, Hintçe gibi dillerdeki şarkıların dünyanın dört bir yanından ilgi görmesi, bu şarkıların diğer platformlarda da çok dinlenenler arasında girmesine yardımcı oluyor. Türkiye’nin en çok dinlenen yabancı şarkılarının toplamda 13 dilde üretildiğini görülüyor. Türk dinleyicilerin anlamını bilmeseler dahi evrensel notalara kulak vermeye istekli olduğu görülüyor.
Türkiye’de en çok dinlenen yabancı şarkıcılar belli oldu
Preply, en popüler yabancı şarkılar listesinde, en çok şarkısıyla yer alan sanatçıları sıraladı. 15’ten fazla şarkıyla bu listelerde yer almayı başaran şarkıcılar arasında, 55 şarkısıyla listenin galibi The Weeknd oldu. Aynı zamanda 4 milyarı aşkın dinlenmeyle popüler müzik platformunda en çok dinlemeye sahip olan The Weeknd’i ise Ariana Grande izledi. Üçüncü sırada ise Güney Kore çıkışlı BTS, 47 şarkısıyla, Türkiye’deki en popüler üçüncü yabancı sanatçı oldu. Dünya çapındaki veriler Türk dinleyicilerin The Weeknd ve Ariana Grande gibi isimlere olan ilgileriyle küresel trendleri de yakından takip ettiğini gösteriyor.
“Müzik dinlemek yabancı dil öğrenmeye katkıda bulunuyor"
Preply tarafından yapılan araştırmanın bir bölümünde de yabancı dilde müzik dinlemenin dil öğrenme sürecine dair bilimsel tespitlerine yer verildi. Hafızayı güçlendirmesi, doğru telaffuzlarla tanıştırması, tekrar eden melodilerle dinleme becerilerini iyileştirmesi gibi yönleriyle yabancı dilde müzik dinlemek, dil öğrenme sürecine katkıda bulunuyor. Preply, kullanıcılarına dil öğrenme hedeflerine ulaşabilecekleri; İngilizce, İspanyolca, Almanca, İtalyanca, Korece, Rusça gibi 50 dilde özel öğretmenlerle yabancı dil konuşma pratiği yapabilecekleri bir platform sunuyor. Dünyanın dört bir yanından ana dilini konuşan eğitmenler, her seviyeden ve her yaştan dil öğrenmek isteyenlerle buluşturan Preply, yenilenen marka kimliği ve gelişmiş platformuyla dil öğrenmeyi dijitale sığdırıyoruz.
]]>Her hafta yenilenen programıyla müzikseverlerle bir araya gelen Senfoni Orkestrası, bu hafta dünyaca ünlü piyano sanatçısı Gülsin Onay’ı sahnede ağırladı. Ünlü Alman besteci Robert Schumann’ın La Minör Piyano Konçertosu’nu ustalıkla icra eden Onay, konserin ardından imzalı cd’lerini hayranlarıyla paylaştı.
Duayen orkestra şefi Ender Sakpınar’ın yönetimindeki Senfoni Orkestrası, konserin ikinci yarısında meşhur film müziği bestecisi Nino Rota’nın Bir Aşk Senfonisi adlı eserini ustalıkla seslendirerek müzikseverlerin takdirini topladı.
Gelecek programda Senfoni Orkestrası, usta şef Gürel Aykal’ın yönetiminde, viyolonsel sanatçıları Belgi Karya Olcaytu ve Selin Körükoğlu’nu Atatürk Kültür Sanat ve Kongre Merkezi’nde 2 Şubat'ta sahnede ağırlayacak.
]]>İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası Denizbank Konserleri kapsamında, Semiha Berksoy Opera Vakfı ‘Türkiye’nin En İyi Opera Orkestrası Şefi Ödülü’ sahibi olan İtalyan şef Alessandro Cedrone ve Alman çellist Daniel Müller-Schott Atatürk Kültür Merkezi Türk Telekom Opera Salonunda müzikseverlere unutulmaz bir akşam yaşattı.
26 Ocak, Cuma akşamı gerçekleşen İstanbul Devlet Senfoni Orkestrasının eşlik ettiği konserin ilk bölümünde, ünlü Çek besteci Antonín Dvořák'ın ‘Viyolonsel Konçertosu, Op. 104’ seslendirildi. Daniel Müller-Schott, A. Dvořák’ın en sevilen eserlerinden olan ‘Viyolonsel Konçertosu’nu (No.2)’ yorumladı. Sanatçının çellodaki virtüozitesiyle yorumladığı eser seyircilerden büyük alkış aldı.
Konserin ikinci bölümünde ise orkestra, Felix Mendelssohn'un 3 yıl süren Avrupa gezisi sırasında çok etkilendiği İtalya’nın sonsuz neşesini yansıtan "Dördüncü Senfoni" adlı eserini seslendirdi.
]]>
Bursa Büyükşehir Belediyesi Orkestra Şube Müdürlüğü Türk Halk müziği bölümü tarafından hazırlanan etkinlik, yeni hizmete giren Gürsu Prof. Dr. N. Erbakan Kültür merkezinde gerçekleşti.
Etkinlikte Orkestra Şube Müdürlüğü’nde görev yapan, Alim Hüseyinoğlu, Cavit Gazigil, Hamit Gazigil, Serhat Doğan, Şerif Pir, Ahmet Çakmak ve Muhammet Cavadoğlu'nun sazlarıyla eşlik ettikleri solistler Muhammet Muhittin ve Cemile Kara Polat, ‘Size selam getirmişim, Ağır ağır ev süpürdüm, Bağlamam perde perde, Suya gider allı gelin, Tapancamın sapını gülle donatacağım, Neredesin sen, Nazende sevgilim, Toycular yar can, Atabarı’ gibi bir çok türküleri söyleyerek seyircileri coşturdular. Konserin son bölümünde Karadeniz yöresi Horon havalarına seyirciler de oyunlarıyla eşlik etti.
]]>Çocuklara klasik müzik ve diğer müzik türlerini erken yaşta sevdirmek amacıyla Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Masal Şatosu’nda düzenlenen Şatoda Müzik etkinlikleri kapsamında aynı gün içinde gerçekleştirilen iki Oda Müziği Konseri ile çocuk ve yetişkin sanatseverlere dinleti sunuldu.
Anadolu Üniversitesi Devlet Konservatuvarı müzik bölümü öğrencilerinin sahne aldığı konserlerin ilkinde Duygu Kömür, Serhat Kale ve Almila Şerbetçi keman, Zehra Özyazgan viyola ve Ceren Ordu viyolonsel ile birbirinden değerli eserleri icra etti.
Ardından gerçekleştirilen ikinci konserde ise Almila Şerbetçi keman, Ceren Ordu viyolonsel, Mine Kapanoğlu fagot ve Ali Yazıcıoğlu piyano ile izleyicilere müzik ziyafeti Prof. Hale Basmacıoğlu'nun gönüllü danışman desteğiyle düzenlenen konserler çocuk ve yetişkinlerle buluşmaya devam edecek.
]]>
10 yaşında 12 uluslararası yarışmadan ödül kazanan minik piyanistin en büyük hayali yurt dışında ülkemizi temsil eden ve başarılara imza atan bir piyanist olmak. 10 Yaşındaki Türk Piyanist Elif Naz Ertuğrul, Uluslararası Clara Schumann Piyano Yarışmasında üçüncü oldu. Piyanonun en prestijli yarışmaları arasında gösterilen Uluslararası Clara Schumann Piyano yarışması 8 Ocak 2024'te Belçika'da düzenlendi. Yarışmada üçüncülük ödülü alarak ülkemizi temsil eden Elif Naz Ertuğrul'un genç yaşına rağmen 12 uluslararası ödülü bulunuyor. İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Piyano Ana Sanat Dalı Başkanı Prof. Eser Bilgeman'ın öğrencisi olan Elif Naz Ertuğrul, piyanoya 5,5 yaşında başladı. Koç Okulu 5.sınıf öğrencisi olan Elif Naz Ertuğrul günde 3,5 saat piyano çalıştığını bazen bu zaman diliminin arttığını hayatta en çok sevdiği şey olan piyanoya, derslerinden arta kalan zamanlarının neredeyse tümünü ayırdığını söylüyor. Devlet sanatçısı Gülsin Onay ile de çeşitli ustalık çalışmaları yapan Elif Naz Ertuğrul ayrıca Avusturya'da da Mozarteum Üniversitesi profesörlerinden ustalık dersleri aldı. Elif Naz Ertuğrul daha önce, 2023 yılı Temmuz ayında Viyana'da düzenlenen Beethoven Piyano yarışmasında birinci olmuştu. Aynı zamanda beste çalışmaları olan Elif Naz'ın bestesi geçen yıl Nisan ayında Cemal Reşit Rey konser salonunda profesyonel müzisyenlerce seslendirilmişti.
]]>Her Cuma yenilenen programıyla sahne alan Senfoni Orkestrası bu haftaki konserini ilk yarısında yaşayan önemli iki Türk bestecinin, Ali Darmar’ın “Metamorfoz” ve Ebru Güner Canbey’in “Devr-i Aksak Korno ve Yaylı Çalgılar İçin Üç Bölüm” isimli eserlerini icra etti. Yurt içi ve dışında pek çok sahne almış usta orkestra şefi Rengim Gökmen’in orkestra şefliğini üstlendiği konserde, korno sanatçısı Altuğ Tekin ise Ebru Güner Canbey’in kendisine ithaf edilmiş eserini solist olarak seslendirdi.
Eserlerin bestecilerinin katıldığı konserde, orkestra şefi Gökmen tarafından bestecilere plaket takdim edildi. Müzikseverler, dinmeyen alkışlarla eserlere beğenisini ifade etti. Konserin ikinci yarısında ise müzik tarihinin en meşhur bestecilerinden J. Brahms’ın 2.Senfonisi’ni ustalıkla yorumlayan Senfoni Orkestrası dinleyicilerin büyük beğenisini topladı. Konser sonunda mikrofon alan şef Gökmen, “40 yıl önce CSO ile ilk defa konser vermeye geldiğimizde barak gibi bir yerde sahne almıştık ancak o günden bu yana Eskişehir kültür sanat hayatında çok yol kat etti. Atatürk’ün Cumhuriyet için hayal ettiği bir şehir haline geldi ve bu şehrin mimarı Yılmaz Büyükerşen’dir.” ifadelerini kullandı. Ardından salonda oturan Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen’in yanına gidip sarılıp tokalaşarak Büyükerşen’i tebrik etti.
Gelecek programda tecrübeli orkestra şefi Işın Metin’in yönetiminde viyolonsel sanatçısı Melih Kara sahne alacak. A. Dvorak ve J. Brahms’ın eserlerinin icra edileceği konser 19 Ocak akşamı, Atatürk Kültür Sanat ve Kongre Merkezi’nde müzikseverlerin beğenisine sunulacak.
]]>Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanlığı’nın her kesime yönelik düzenlediği kültür-sanat takvimi Ocak programı kapsamında sanatçılar Mustafa Cihat ve Resul Aydemir’i Diyarbakırlı sevenleriyle buluştu.
Sezai Karakoç Kültür ve Kongre Merkezi Konferans Salonu’nda gerçekleşen ‘Eskimeyen Ezgiler’ konserinde sanatçılar birbirinden güzel eserlerini seslendirdi.
Etkinlikler vatandaşların beğenisini kazanıyor
Konseri dinlemeye gelen Ferhat Adıyaman etkinliği beğendiğini belirterek şöyle konuştu:
“Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’ne bize bu etkinleri sundukları için şükranlarımı sunuyorum. Bu etkinliklerin olması bizim için büyük bir avantaj. Zor bir dönemden geçtik. Bu tür etkinliklerin düzenlenmesi bizim için büyük bir motivasyon kaynağı oluyor. Bir nebze de olsa yaşadığımız sıkıntıları kafamızdan atmak istiyoruz. Buraya gelip sanatçılarımızı ve şairlerimizi dinlemek bizi mutlu ediyor.”
Dinleyicilerden Songül Yaprak, etkinlik sayesinde farklı bir aktivite yapma imkânı elde ettiğini aktardı.
Yaprak, “Buraya geldiğim için çok mutluyum. Ailemle beraber geldiğim etkinlik sayesinde bir nebze de olsa kafamızı dağıtıyoruz. Bu tür etkinliklerin yapılması çok güzel oluyor, devamının da olmasını isteriz.” dedi.
Dinleyicilerden Mehmet Sinan Turhan ise, etkinlikte sanatçıların yaptığı konuşmada Filistin’e verdikleri destekten dolayı duygulandığını ifade etti.
]]>Genç müzisyenlere sahne deneyimi kazandırmak ve kariyerlerinin başında destek olmak amacıyla düzenlenen İş Sanat Parlayan Yıldızlar konserlerinde 15 Ocak Pazartesi saat 20.30’da Mehmet Berkan Geçgen (kamanca) ve Uygar Efe Bektaş (şan) yer alıyor. İş Sanat, bu konserde ilk kez Türk müziğinin genç sanatçılarına ev sahipliği yapacak.
2005 yılında Bartın’da dünyaya gelen Mehmet Berkan Geçgen, Kocaeli Güzel Sanatlar Lisesi’nden birincilikle mezun oldu. Hem Türk müziklerini hem de Batı müziklerini icra etmek için çalışmalar yapan genç sanatçının konser repertuvarı, Sezen Aksu’dan Johannes Brahms’a, uzanan rengârenk bir seçkiden oluşuyor. Mehmet Berkan Geçgen eğitimine İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Musikisi Devlet Konservatuarı’nda devam ediyor.
Konserin ikinci yarısında sahnede olacak Uygar Efe Bektaş ise 2004 yılında dünyaya geldi.
Genç sanatçı, 2022 yılında TRT İstanbul Radyosu TSM Gençlik Korosu’nda ve Eyüp Musiki Vakfında yer almaya hak kazandı. Eğitimine İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Musikisi Devlet Konservatuarı’nda devam Bektaş repertuvarında, ‘’Bitmez tükenmez bu dert ömür diyorlar buna’’, "Başka söz söylemem aşktan yana ben" ve "Rüzgâr uyumuş ay dalıyor her taraf ıssız" gibi birçok esere yer verecek. Parlayan Yıldızlar konserleri, kariyerlerinin başındaki genç müzisyenlere destek vermenin yanı sıra müzikseverlere de geleceğin solistlerini keşfetme imkânı sunuyor İş Kuleleri Salonu’ndaki ücretsiz konserler için www.biletix.com adresinden rezervasyon yapılabilir.
Suna ve İnan Kıraç Vakfı Pera Müzesi, klasik müziğin güncel yorumcularını ağırladığı Pera Klasikleri konser serisine Çellistanbul ile devam ediyor. Müzenin Oryantalist Resim Koleksiyonu’ndan bir seçkiyi sanatseverlerle buluşturan Kesişen Dünyalar: Elçiler ve Ressamlar sergisinin yer aldığı salonda, 11 Mart Cumartesi akşamı gerçekleşecek “Umut” başlıklı konser, dinleyicileri tarihi ve büyülü müze atmosferinde müzikal bir yolculuğa çıkaracak.
İnsan sesine en yakın enstrüman olan çelloyu müzikseverlerle buluşturmak amacıyla 2002’de kurulan Çellistanbul Viyolonsel Kuartet, her biri viyolonseldeki başarılı yorumları ile adından söz ettiren Melih Kara, Murat Berk, Julya Krepak ve Yusuf Çelik’ten oluşuyor. Farklı ülkelerde konserler veren Çellistanbul, Türkiye’den ve dünyadan çellistlerin yer aldığı özel projelere de imza atıyor. Çellistanbul’un bugüne dek aynı sahneyi paylaştığı ünlü müzisyenler ve topluluklar arasında Xavier Phillips, Mischa Maisky, Berlin Filarmoni Çellistleri, Atina Senfoni Orkestrası Çellistleri bulunuyor.
Müzikseverler, 11 Şubat 2023 tarihli, ertelenen “Çellistanbul ile Müzik Aşkı” konser biletlerini bu etkinlikte kullanabilir.
Konser biletleri Biletix’ten veya konser günü Pera Müzesi resepsiyonundan alınabilir. Pera Müzesi Dostları'na %50 indirim uygulanmaktadır. Yerler sınırlı ve numarasızdır. Etkinlik 7 yaş ve üzeri misafirlerin katılımına uygundur. 7-12 yaş arasındaki dinleyiciler konsere bir yetişkinle beraber katılabilir.
]]>“Mucize yine klasikleşmiş yurtdışı gezilerimden birinde ortaya çıktı. Bu seferki doğum yeri Barcelona oldu. Dil öğrenmek için bulunduğum Barcelona’da sürekli etrafta duydugum Latin müziğinin enerjisi ile bu beste ortaya çıktı” dediği “Mucize”nin düzenlemesi Batu Çaldıran’a ait.
TikTok ve Instagram’da yüz binlerce takipçisi olan Influencer Sena Mia Kalıp’ın Ragıb’a eşlik ettiği Mucize’nin klibini deneyimli yönetmen Murad Küçük çekti.
Ragıb Narin, 2019 yılından bu yana dinleyici ile paylaştığı “Sevda Çiçeği”, “Gecekondu”, “Mavi”, “Gel Diyemem” “Menekşem” şarkılarıyla Spotify ve dijital platformlarda yüzbinlerce kez dinlenerek büyük beğeni toplamıştı.
Bir süre lisanslı futbol da oynayan sanatçı yakışıklılığı, ses rengi ve kendi söz müziğini yaptığı şarkıları seslendirmesiyle dikkat çekiyor.
“Mucize” Pasion Turca etiketiyle tüm dijital platformlarda.
]]>
Pop caz tarzındaki ‘Ne Öyleyim Ne Böyleyim’in sözü ve müziği Işıl Kahraman’a düzenlemesi Erkan Zeki Ar’a ait.
Piyano’da Baturay Yarkın, Kontrabas’da Eren Turgut, Davul’da Necmi Taşkıran, Gitar’da Erkan Zeki Ar’ın yer aldığı şarkının kayıtları Pür stüdyosunda gerçekleşti. ‘Ne Öyleyim Ne Böyleyim’in mix ve mastering’i Erkan Zeki Ar tarafından yapıldı.
Kendi şarkılarını yazıp söyleyen Işıl Kahraman’ın denemelerini ve şiirlerini derlediği ‘Malum Günlükler’ (malumgunlukler.blogspot.com) isimli bir blogu’da bulunuyor.
"Galiba söylenecekler bir araya gelip biriktiklerinde, beklemektense, ulaşmayı seçtiklerinde yerlerine, yol vermek, ses vermek, onlara nefes vermek için gidilecek yol, seçenek değil mecburiyet olarak hissettirdi kendini bana…
Hayatın içinden geçerken, yıllar boyu süzülenler, eleğime takılıp bana şiirler, yazılar olarak gelince içlerindeki müziği de duymazdan gelemedim, oturup kendi lisanımca tercüme edeyim dedim naçizane.
Böylece besteler sesime, sesim de benden, ben gibi olanlara, benden farklı olanlara doğru yola çıktı...
"Ne öyleyim ne böyleyim"in hissiyatı özelinde bir iki şey söylemem gerekirse; ‘Alnımızda etiketlerle yaşayıp da hem kendimizin hem karşımızdakinin hakikatinden habersiz olduğumuz bu "Gerçeklik Sonrası Dönem"de en azından kendimize dürüst olmaya çalışırsak o zaman yola revan olmak mümkun olur gibi geliyor bana... Ve o zaman ne için burada bulunduğumuzu anlamaya bir adım daha yaklaşmış oluruz belki de...’
Umduğum o ki şarkılar duyabilenleriyle buluştuklarında, onlar da kendilerini evlerine varmış bulurlar ve dahası sevginin tam kalbinde yerlerini alırlar...
İçtenlikle..."
Işıl Kahraman
]]>Bizler ise bu büyük mirası antik dönem lirizmi ve günümüz mistisizmi ile harmanlayıp, Kadim Kültürümüzün izlerinden sözlerinden yola çıktık. Kadının adını tekrar hatırlatmak İçin bir araya geldik. Telimiz, nefesimiz, sesimiz KADINDIR..
Biyografi
Müzisyen bir ailenin çocuğu olarak küçük yaşlarda müzikle tanıştı. Sivas’ta geçen eğitim hayatının ardından Gaziantep Üniversitesi Türk Halk Müziği Devlet Konservatuarı Ses Eğitimi Bölümü’nden mezun oldu.
Profesyonel kariyerine T.C. Kültür Bakanlığı Devlet Korosu’nda başladı. Yurtiçi ve yurtdışında çok sayıda konser verdi, etkinliklerde görev aldı. Yapımcılığını ve sunuculuğunu üstlendiği “Zahide Özdemir ile Biz Bize” ve “Zahide Özdemir ile Derun” adlı televizyon programlarıyla geniş kitlelere hitap etti. “KADINDIR” isimli single, sanatçının ilk video klip çalışmasıdır.
Türk Halk Müziğini, geleneğine uygun formlarda icra eden sanatçı, tiyatro ve sinemaya olan tutkusu ile tanınmaktadır.
]]>
Tuna Kiremitçi’nin 29 Ocak Cuma günü yayınlanacak yeni albümünde sözü ve müziği kendisine ait 8 yeni şarkı var. Tuna Kiremitçi; şehir ozanı kimliğinden taviz vermeden akustik müzik ile rock’u, kabare ile arabeski harmanlıyor. Şiirsel şarkı sözleriyle kendi tarzını yansıtıyor.
“Tuna Kiremitçi ve Arkadaşları I-II” albümleri büyük başarılara imza atan, ‘Affet’, ‘Birden Geldin Aklıma’, ‘Yine Sevebilirim’ ve ‘Diğer Yarım’ gibi geniş kitlelerce beğenilen şarkıların yaratıcısı Tuna Kiremitçi yeni albümünü Harems Stüdyolarında kaydetti. Düzenlemeler Efe Demiryoğuran, Hüseyin Çebişçi ve Evren Arkman tarafından yapıldı.
İlk video albüme adını veren “On Numara Olaylar” şarkısına İmre Haydaroğlu tarafından çekildi. Albüme özel fotoğraflar ve styling ise Tayfun Çetinkaya imzalı
]]>Bursa, Konya ve Tunceli'de restorasyon çalışmaları tamamlanan 3 müze, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından videokonferans bağlantısıyla açılacak.
Bursa Türk İslam Eserleri Müzesi, Konya Akşehir Taş Eserler Müzesi ve Tunceli Müzesi'nin restorasyon çalışmaları sona erdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, müzelerde bu akşam düzenlenecek törenlere canlı bağlantıyla katılarak, açılışları gerçekleştirecek.
Bursa Türk İslam Eserleri Müzesi
İlk Osmanlı medreselerinden olan ve 1414-1424 yıllarında yapıldığı bilinen Yeşil Medrese'de yer alan Bursa Türk İslam Eserleri Müzesi, 13. yüzyıldan 20. yüzyıla kadar uzanan Selçuklu, Beylik ve Osmanlı dönemlerine ait çini ve seramik eserler ile ahşap, oyma ve kakma figürlere ev sahipliği yapıyor.
Türk maden sanatından örneklerin bulunduğu müzede, tombak ve diğer metal eserler ile Selçuklu ve Osmanlı sikkeleri, geleneksel Türk elişleri ve giysileri sergileniyor.
Bursa
Bursa, Konya ve Tunceli'de restorasyon çalışmaları tamamlanan 3 müze, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından videokonferans bağlantısıyla açılacak.
Bursa Türk İslam Eserleri Müzesi, Konya Akşehir Taş Eserler Müzesi ve Tunceli Müzesi'nin restorasyon çalışmaları sona erdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, müzelerde bu akşam düzenlenecek törenlere canlı bağlantıyla katılarak, açılışları gerçekleştirecek.
Bursa Türk İslam Eserleri Müzesi
İlk Osmanlı medreselerinden olan ve 1414-1424 yıllarında yapıldığı bilinen Yeşil Medrese'de yer alan Bursa Türk İslam Eserleri Müzesi, 13. yüzyıldan 20. yüzyıla kadar uzanan Selçuklu, Beylik ve Osmanlı dönemlerine ait çini ve seramik eserler ile ahşap, oyma ve kakma figürlere ev sahipliği yapıyor.
Türk maden sanatından örneklerin bulunduğu müzede, tombak ve diğer metal eserler ile Selçuklu ve Osmanlı sikkeleri, geleneksel Türk elişleri ve giysileri sergileniyor.
Konya Akşehir Taş Eserler Müzesi
Akşehir'deki ilk müze binası olarak kullanılan Taş Medrese 1960-1965 yılları arasında ve 1971 yıllarında restorasyon çalışmalarına tabi tutuldu.
Yapılması gereken restorasyonun yarısının tamamlanması nedeniyle yıllardır ziyarete kapalı olan müzede, neolitik dönemden itibaren kesintisiz bir kronolojiyle Osmanlı döneminin sonuna kadar olan eserler koruma altında tutuldu.
Yaklaşık 7 yıl önce hazırlanan proje doğrultusunda restorasyon çalışmalarına başlanan ve restorasyon-teşhir-tanzim çalışmaları tamamlanan müzede, tarihsel bir bütünlük oluşturması açısından Akşehir ve çevresinde bulunan Türk İslam dönemi mezar taşları, sandukalar, kitabeler ve taş eserler sergileniyor.
Özellikle medresenin kapısı yıllar sonra ziyaretçilerin görüşüne sunulacağı müzede medrese yaşamı, eğitimi ve taş işçiliği de canlandırılacak.
Tunceli Müzesi
1935-1937 yıllarında askeri kışla olarak inşa edilen, 1949'a kadar bu amaca hizmet eden yapı daha sonra lojman ve ardından yerleşim yeri olarak kullanıldı.
Erken Cumhuriyet Dönemi özelliği gösteren ve 2'nci grup idari yapı olarak tescilli olan bina, Tunceli Müzesi olarak hizmet vermek üzere 2015 yılında restorasyona alındı.
2019 yılında restorasyonu tamamlanan 5 bin 800 metrekare kapalı alana sahip Tunceli Müzesi'nin 1800 metrekare büyüklüğündeki avlusu konser ve tiyatro gibi etkinliklere ev sahipliği yapılabilecek şekilde tasarlandı.
Müzede Paleolitik dönemden Cumhuriyet dönemine kadar 692 eser sergilenecek.
Ayrıca, müzenin inanç bölümünde Alevilik ile ilgili bilgi panoları ve Alevilik ritüellerini temsil eden bir teşhir düzenlemesi de yapıldı.
]]>Söz ve müziği solist Mehmet Ali Akın'a, düzenleme, prodüksiyon ve gitarları Yunus Emre Tokmak'a ait olan parçada, Pusula ekibinden davulda Özgür Şirin, bas gitarda Mustafa Ülke ve gitarda Selim Korkmaz yer alıyor.
Karanlık bir dokusu olan "Son Şarkım" bir müzisyen gözünden ölümü anlatırken aynı zamanda klibiyle kadın cinayetlerine de dikkat çekmekte. Rock soundunun elektronik öğelerle harmanlandığı şarkı Bodrum Zeus Müzik Stüdyosunda kaydedildi. Miksi Anıl Çifter, Masteringi Barış Büyük tarafından tamamlandı.
Kadın cinayetlerine vurgu yapan klip Onur Medya yapımcılığında Orçun Bozer tarafından çekildi. Muğla'nın Milas ilçesinin tarihi sokakları ve yapılarının yer aldığı klip, Pusula'nın Youtube kanalında yayınlandı. "Son Şarkım" ile birlikte yolculuğuna devam eden Pusula, bir yandan pandemi sürecinde yeni şarkılarla da hız kesmeden karşınıza olacak.
]]>
Sony Music etiketiyle 30 Ekim 2020’de dinleyiciyle buluşacak olan “Bu Düzen Yıkılsın” uzun zamandır Pentagram dinleyicisinin heyecanla beklediği bir çalışma olma özelliği taşıyor. Geçmiş üyelerinden Murat İlkan, Ogün Sanlısoy ve Demir Demirkan’ın da katıldığı “Akustik” albümü ardından yurtiçi ve yurtdışında verdiği konserlerle 2017’den beri 30. Yılını kutlayan grup, nihayet yine aynı kadroyla yeni bir albüm için stüdyoya girdi. Bu önemli üretim sürecinin ilk çalışması olan “Bu Düzen Yıkılsın” da dinleyiciyle buluşan albümün ilk şarkısı oldu.
Kayıtları Babajim İstanbul Stüdyoları'nda yapılan “Bu Düzen Yıkılsın” coşkulu ve isyankar bir şarkı. Kapak tasarımını H2U’nun yaptığı, Ezgi Aktan ve Ozan Tügen’in sesleriyle Neyzen Gökhan Özkök’ün nefesiyle eşlik ettiği şarkının video klibi ise 1 Kasım 2020’de PentagramVevo kanalında yayında olacak.
“Müzik, en eski geleneğimiz”
Müziğin her yöne doğru enginliğine şahit olan Pentagram elemanları; “Kişisel veya toplumsal, istenmedik bir durumla karşılaşınca hepimiz hırçınlaşırız. Şarkılar, ne hissettiğimizi ifade etmenin uygar bir yolu olduğu için karşıt görüşteki insanları buluşturuyor. Müzik, en eski geleneğimiz. Her koşulda dayanışma ve özveriyle bu kültürü sonraki kuşaklara aktarmalıyız” diyor.
Grup, önümüzdeki aylarda yayınlayacakları iki yeni şarkının ardından 2021’de albümün tamamını dinleyiciyle buluşturacak.
]]>Bağlama ve kopuz sanatçısı Coşkun Karademir, "Dünya Müzik Fuarı'na (WOMEX) sanatçı olarak katılmamız aslında bir serüvenin finali. Özet olarak Anadolu'nun müziğini dünyaya taşıyoruz diyebilirim." dedi.
Karademir, dünya müziğinin en önemli fuarı olarak görülen Dünya Müzik Fuarı'nda (WOMEX) konser vererek Türkiye'yi temsil edecek.
Her yıl ortalama 90 ülkeden 2 bin 500'ün üzerinde müzik profesyonelini bir araya getiren fuar, bu yıl 21-25 Ekim'de Macaristan'ın başkenti Budapeşte'de düzenlenecek.
Fuara katılım sürecini ve güncel çalışmalarını AA muhabirine anlatan Karademir, bütün hayatını 7 yaşındayken tanıştığı bağlama ile birlikte, halk kültürüne ve bu kültüre ait mistik sesleri araştırmaya adadığını söyledi.
Konservatuvardan sonra kendi alanında yüksek lisans ve doktorasını da tamamladığını kaydeden Karademir, "Bu yolda birçok hocadan ve ustadan ders alarak hem alaylı hem de akademik anlamda kendisini geliştirmeye çalışan bir sanatçıyım." diye konuştu.
Karademir, okumayı ve araştırmayı sevdiği için akademik çalışmalar yaptığının altını çizerek, şöyle devam etti:
"Benim uzmanlık alanım daha çok enstrümanistlik, müzisyen, aranjör, kompozisyon, beste ve daha çok müzik üretimi ile enstrüman hakimiyeti üzerine bir serüvendi. Sonuçta ben 17-18 yaşımdan bu yana müzik piyasasında albümlere müzisyen olarak katkı sağlamış, aranjör ve müzik yönetmeni olarak çalışmış, çekirdekten yetişme biriyim. Bu gelişim bir yerden sonra yetmeyince farklı müzik tarzlarında ve farklı alanlarda yurt içinde eğitimlerime devam ettim. Aynı zamanda stüdyo yani üretim kısmında çalışmalar yaptım, diğer yandan da sahne performanslarına başladım."
"WOMEX, uluslararası anlamda bir zirve nokta"
WOMEX'in uluslararası anlamda dünya müziğinin en önemli fuarı olduğunu belirten Karademir, şunları kaydetti:
"Fuarın katılımcıları sıradan dinleyiciler değil, tüm dünya üzerindeki müzik festivallerinin, uluslararası sahnelerin direktörleri ve ülkelerin kültür yönetiminin başındaki insanlar var. Yani bu fuar dünya çapında kültürün patronlarının hepsinin buluştuğu, toplantılar yaptığı, konferanslar düzenlediği ve birçok ülkede kendi alanının en iyisi olarak seçtikleri projeleri sahneledikleri yer. WOMEX, uluslararası anlamda kariyer derdinde olan, buna ait üretimler yapan ve bu yolu izleyen insanlar için bir zirve nokta. Çünkü seçilen sanatçı dünyadaki kültür havzasına 'Bu alanının en iyisidir' diye lanse edilmiş oluyor."
Karademir, yaklaşık 5 senedir WOMEX'e bir müzik direktörü, müzik yönetmeni ya da sanatçı olarak değil, sanatçılarla bağlantılarını güçlendirmek ve müzik dünyasını takip etmek için bireysel olarak katıldığını belirtti.
"Anadolu'nun müziğini dünyaya taşıyoruz"
Karademir, uluslararası organizasyonlara Türkiye'den bir ismin müziğiyle yer bulmasının; filmlerle, belgesel, tanıtım filmi ve büyük bütçeler ayrılarak yapılan çeşitli markaların reklamıyla elde edilenden çok daha fazla etki oluşturduğunu ifade etti.
Dünya müzik otoriteleri tarafından başyapıt olarak nitelendirilen "The Secret Ensemble" ve "Endless Path" albümlerinin aylarca dünya müzik listelerinde ilk sıralarda yer bulduğunu anımsatan Karademir, "Başarılar böyledir. Yani WOMEX'e sanatçı olarak katılmamız aslında bir serüvenin finali. Özet olarak Anadolu'nun müziğini dünyaya taşıyoruz diyebilirim." değerlendirmesini yaptı.
Avrupa'dan ve çeşitli ülkelerden WOMEX'e katılan sanatçıların ülkelerinden büyük destekler aldıkları bilgisini paylaşan Karademir, yeni nesilden yetişen sanatçılara örnek olan ve ufuklarını açan çalışmaların resmi ve özel kurumlar tarafından daha fazla desteklenmesi gerektiğinin altını çizdi.
]]>
Bestekar ve şair Hasan Fehmi Ege, resim ve musikiyle ilgilenen maliye memuru Mehmet Nuri Beyin oğlu olarak, İstanbul Şehzadebaşı'nda 1 Mayıs 1902'de dünyaya geldi.
Müzik eğitimine küçük yaşlarda başlayan, liseyi Mercan Sultanisi'nde okuyan sanatçı, ardından ticaret mektebine geçti ve daha sonra diş doktorluğu mektebine devam etti.
Sessiz sinema zamanlarında sinemalarda piyanistlik yapan Ege, 9 yaşında Şehzadebaşı Ferah Tiyatrosunda Kel Hasan Efendi, Naşit Özcan ve Fahri Güldürür topluluklarında keman çalmaya başladı.
14 yaşındayken ilk bestesini yaptı
Henüz 12 yaşında kemanıyla Direklerarası’nda sahneye çıkan sanatçı, Muallim İsmail Hakkı Bey ve Ali Rıfat Çağatay'ın Türk müziği topluluklarına katıldı. İlk beste çalışmaları alaturka tarzda olan Ege, 14 yaşındayken ilk bestesini yaptı.
Ege, Tophanede askerlik yaptığı sıralarda üçüncü kolordunun bandosunda önce davulcu daha sonra trompetçi oldu ve askerliği boyunca bütün bando sazlarını icra etmeyi öğrendi.
Güftesini Cemal Sahir'in yazdığı "Meçhul" adlı opereti 1925'te besteleyip ilk tangosunu sanatseverlerin beğenisine sunarak Batıya yönelen sanatçı, bu çalışmasından sonra Benliyan Efendi'nin Operet Topluluğu'nda başkemancı ve kondüktör olarak görev aldı. Daha sonra orkestra şefi olduğu toplulukta "Çardaş", "Fürstin", "Arşın Mal Alan" ve "Şen Dul"un da aralarında bulunduğu çok sayıda opereti sahneye koydu.
Ege, 1932-1933'te İzmir'de alım satım işleriyle uğraşırken, 1934'te İstanbul Radyosu'nda çalışmaya başladı ve 1935'te ilk tangosu "Mehtaplı Bir Gecede"yi Seyyan Hanımın sesinden plağa kaydettirdi.
Hafize Hanımla 1935'te evlenen sanatçının, bu evlilikten Nermin adında bir kızı, Engin adında bir oğlu dünyaya geldi. Sanatçının oğlu Engin Ege de kompozitör ve orkestra şefi olarak TRT'de yıllarca çalıştı. Öte yandan piyano ve akordeon çalan Engin Ege, Fehmi Ege Tango Orkestrası'nda da uzun yıllar görev aldı.
Türkiye'nin ilk hafif müzik orkestrası kurucularından
Mustafa Kemal Atatürk tarafından takdir edilen ve onun emriyle Ege Vapuru orkestra şefliğine getirilen sanatçı, 1936'da Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası'na şef yardımcısı olarak atandı. Ege, 1936-1948'de Cumhurbaşkanlığı Köşkü’nde kendi orkestrasıyla çalıştı.
Ankara Radyosu'nda "Ege Caz" adlı programı sunan Hasan Fehmi Ege, İstanbul Radyosu'nda da çeşitli programlar yaptı. 1940'lı yıllardan itibaren Tepebaşı Belediye Bahçesi, Büyükdere Beyaz Park ve Ses Tiyatrosu operetlerinde çalıştı.
"Papatya", "Sevdim Bir Genç Kadını", "Sevgiden Usanmadı Gönül", "Kirpiklerin", "Gönülden Şikayet" ve "Emelim"in de aralarında olduğu unutulmaz tangoların bestekarı olan sanatçı, 11'i çocuklar için olmak üzere 21 operetin yanı sıra rumba, vals, tango ve fantezi türünde 1000'den fazla eser verdi.
Türkiye'nin ilk hafif müzik orkestrası kurucularından Hasan Fehmi Ege, 5 Ekim 1978'de İstanbul'da hayatını kaybetti.
"Buyrun efendim, Gazi hazretleri sizi emrettiler"
Opera sanatçısı, gazeteci ve yazar Nedim Erağan'ın 30 Ekim 1990'da Cumhuriyet gazetesi için kaleme aldığı yazıda, sanatçının Mustafa Kemal Atatürk'ün daveti üzerine Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası'na katılma hikayesini, şu sözlerle anlatmıştı:
"Bir gece İstanbul'da çalıştığı lokalde işi bitmiş, evine dönmek üzeredir. Salona bir kaç polis girer, 'Fehmi Ege kimdir?' derler. Fehmi Bey sessizce ve korkarak 'Benim efendim' der. 'Bizimle geleceksin' dediklerinde büsbütün heyecanlanır. Motosiklete biner ve yola çıkarlar. Fehmi Ege hala nereye gittiğinden habersiz ve şaşkındır. Tepebaşı'nda Pera Palas'a gelirler, içeri girerler, 'Fehmi Ege siz misiniz?' diye karşılanır. 'Buyurun efendim, Gazi hazretleri sizi emrettiler' derler.
Balo salonunda Büyük Ata ile karşı karşıya gelir, orkestra o anda 'Mehtaplı Bir Gecede' tangosunu çalmaktadır. Atatürk sorar, 'Bu tangoyu sen mi besteledin?', çekinerek 'Evet efendim' der. 'Haydi öyleyse şimdi kemanınla çal, hep beraber söyleyelim' dediğinde, Fehmi Bey rahatlar ama heyecanlıdır. Atatürk ile ilk defa karşılaşmaktadır. Atatürk, bir elini Fehmi Ege'nin omzuna koyar 'Mehtaplı bir gecede görüp sevmiştim onu' tangosunu onun kemanı eşliğinde söyler ve bütün salona söyletir.
O günden sonra Atatürk Fehmi Ege'yi Ankara'ya o zamanki adıyla Riyaseti Cumhur Senfoni Orkestrası'na aldırır, sonra ölümüne kadar Atatürk'ün huzurunda özel orkestrasıyla onun sevdiği müzikleri ve tangoları seslendirir."
Tango sanatçısı Şecaattin Tanyerli, Ege'yle çok güzel bir dostlukları olduğuna dikkati çekerek, kendisiyle yaşadığı bir hatırayı şöyle nakletmişti:
"Şakayı severim. Bilhassa Fehmi Ege’ye çok şaka yaparım. Radyo emisyonlarına onun meşhur motörüne binip gideriz. Radyoya girerken bir gün daima cebimde taşıdığım 'Hurdadır dokunmayınız' levhasını hemen motorun arkasına astım. Konserden sonra Fehmi Ege o levhayı görünce hiç sesini çıkarmadı benimde garibime gitti. Motora bindik. Ben de hiçbir şey söylemiyorum. O akşam samimi bir arkadaşın evine davetliydik. Hava da kararmıştı. Fehmi Ege 'Hurdadır dokunmayınız' kartonunu almış, benim ceketimin arkasına asmış. O şekilde arkadaşın evine gittik. Bütün arkadaşlar kahkahayı basıyorlar. Böylece kendi kazdığım kuyuya kendim düştüm."
]]>Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü bünyesinde düzenlenen "11. Uluslararası İstanbul Opera Festivali"nde, "Barok Konseri" verildi.
Arkeoloji Müzeleri bahçesindeki konserde İDOB Müdürü ve Sanat Yönetmeni Suat Arıkan, Tommaso Giordani'nin "Caro mio ben", George Frederic Handel'in "Frondi tenere e belle… Ombra mai fu" ve Francesco Durante'nin "Vergin, tutto amor eserlerini yorumladı.
İDOB sanatçıları Otilia İpek, Barbora Hitay ve Kevork Tavityan'ın solist olarak sahne aldığı konserde, Oleksandr Samoylenko solo kemancı olarak sahne aldı. Paolo Villa'nın yönettiği konserde, Ceren Gürkan başkemancı olarak yer aldı. Konserde sanatçılara, İDOB orkestrası eşlik etti.
Konserde, unutulmaz eserlere imza atan besteciler Johann Sebastian Bach, Antonio Vivaldi, Francesco Durante, Francesco Cavalli ve Jean-Philippe Rameau'nun eserleri yorumlandı.
Festival, 27 Eylül'de sona erecek.
]]>"Kapı", "Ekşi Elmalar", "Kurşun", "Babam", "Koca Koca Yalanlar" gibi birçok dizi ve film müziğine imza atan piyanist ve besteci Güldiyar Tanrıdağlı, Türkiye'nin kültürel zenginliklerinden ilham alan ve türkülere yer verdiği "Mülhem" albümü ile sanatsal çalışmalarını AA muhabirine anlattı.
Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Piyano Bölümü mezunu Tanrıdağlı, Avusturya'da, konser piyanistliği ve film müzikleri üzerine yüksek lisansını tamamladıktan sonra Türkiye'ye döndüğünü dile getirdi.
"Her bölgenin türkülerinde bambaşka hikayeler var"
Besteci ve icracı olarak klasik batı müziği eğitimi aldığını kaydeden sanatçı, "Aldığım bu eğitimi yurda döndükten sonra Türk müziğiyle birleştirmeyi hem keyif hem de vazife edindim diyebilirim. Mülhem albümü bir başlangıç. Elbette devamı da olacak. Türkiye kültürel anlamda çok zengin bir ülke. Her bölgenin türkülerinde bambaşka hikayeler var. Ben bunların yurt dışında da icra edilmesini çok istiyorum." diye konuştu.
Güldiyar Tanrıdağlı, halk müziğinin dünya çapında yaygınlaşmasının önemine işaret eden Tanrıdağlı, şunları aktardı:
"Halk müziği evrenselleştiği zaman, müziğin bir türü olarak insanların zihninde yer ediniyor. Flamenko ve tango da halk müziği ancak bugün tango ya da flamenko müziğine, sadece belli bir coğrafyanın, halkın müziği olarak değil, müziğin bir türü olarak bakıyor. Dolayısıyla bizim de türkülerimiz böyle bir konuma erişebilir diye düşünüyorum. Bu anlamda bir katkı sağlamak için elimden geleni yapıyorum."
Türkiye'nin her yöresinden türkülere yer vermeye çalıştığı yeni albümündeki eserlerden üçünü solo piyano için düzenlediğini vurgulayan sanatçı, albümde "Haydar Haydar", "Evlerinin Önü Mersin", "Bülbülüm Altın Kafeste", "Bu Dağlar Kömürdendir", "Gül Kuruttum", "Bir Dünya Bir Pencere" ve "Fırat Kenarının İnce Duvarı" eserlerini yorumladığını ifade etti.
"Mozart ve Beethoven'dan sonra mutlaka bir türkü çalardım"
Genç sanatçı, halk müziğini evrensel bir boyuta taşımak için eserleri piyanoyla yorumlamaya devam edeceğine dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İlk albümüm Rachmaninov Anatolian Project de Mülhem de fikir olarak yıllardır vardı. Özellikle Avrupa'daki öğrencilik yıllarımda daha da gelişti. Avrupa'daki konserlerimi hep birkaç türküyle bitirirdim. Bach, Mozart, Beethoven, Brahms, Rachmaninov sonrasında mutlaka bir türkü çalardım. Bu alışkanlığım zamanla seyircide de yer etti ve sever, sorar oldular. Türkülerin hikayelerini de anlatıyordum, çok alkış alıyordu. Zamanla izleyiciler de alıştı. Yabancı müzisyen arkadaşlarım bu eserlerin notalarını sormaya başladı.
Yaptığım düzenlemeleri, kendim için karaladığım eskiz hallerinden daha düzgün bir şekilde notaya dökmeyi hep istedim ancak gerekli zamanı bir türlü bulamıyordum. Pandemi, bu bakımdan benim için bir fırsat oldu diyebilirim. Kendimce krizi fırsata çevirdim. Mülhem’deki fikir, yeni albümlerle devam edecek. Notalarını yazmaya başladım, bunu da bir edisyon aracılığıyla basmayı düşünüyorum. Kalıcı hale gelmeleri için çaba göstereceğim."
Albümde, halk müziğini çokseslilik tekniğiyle işleyen Tanrıdağlı'ya, davulda Volkan Öktem, bas gitarda Eylem Pelit, alto flütte Ayşen Bulut, viyolonselde Selin Nardemir, perdesiz gitarda Onur Özçelik, gitarda ise Caner Özkan eşlik etti.
]]>İngiliz müzisyen ve şarkı sözü yazarı Yusuf İslam'ın, Cat Stevens adıyla çıkardığı "Tea For The Tillerman" adlı albümünün yeni versiyonu müzikseverlerle buluştu.
Universal Müzik Türkiye'den yapılan açıklamaya göre, sanatçının ilkini 1970 yılında yayımladığı ve müzik kariyerinde önemli bir yeri olan yeni adıyla "Tea For The Tillerman²" albümü, Universal Music etiketiyle dinleyicilerin beğenisine sunuluyor.
"Where Do The Children Play?", "Hard Headed Woman", "Wild World", "Sad Lisa", "Miles From Nowhere", "But I Might Die Tonight", "Longer Boats", "Into White", "On The Road To Find Out" ve "Father And Son" şarkılarından oluşan albümdeki 11 eseri, yarım asır sonra Yusuf İslam yeniden yorumladı.
Başka sanatçılar tarafından da birçok kez seslendirilen eserlerden yeni albüm fikri, Yusuf İslam ve oğlunun albümün ellinci yılını kutlama üzerine gerçekleştirdiği sohbetlerden birinde ortaya çıktı.
Açıklamada görüşlerine yer verilen Yusuf İslam, kayıtları geçen yıl Fransa'daki La Fabrique Stüdyoları'nda bir hafta boyunca gerçekleştirilen "Tea For The Tillerman²" albümüne ilişkin, şunları kaydetti:
"Şarkı yazarlığı maceram Tillerman ile kısıtlı olmamasına rağmen, bu albümdeki şarkılar şu an olduğum kişiyi tanımladı ve gizemli hayat yolculuğuma ışık tuttu. 1970 yılında Willesden'deki Morgan Stüdyoları'nda kaydedildiği günden bu yana Tillerman kendi ağırlığını oluşturdu ve pek çok insanın hayatına film müziği oldu. Tea For The Tillerman², tıpkı kaderin kendi yolunu bulması gibi verdiği mesajın tekrar ortaya çıkma zamanının geldiğini düşündü."
Albümün yeni versiyonu aynı zamanda dijital platformlar üzerinden "https://UMGTurkey.lnk.to/yusuf-cat-stevent-t4tt2" adresinden dinlenebilecek.
Dünyayı kasıp kavuran BTS, Cardi B, Maluma ve Lil Baby gibi isimlerin yer aldığı ve dünya çapında sosyal medyada en çok paylaşılan şarkıların bulunduğu listeye önemli bir giriş yapan XiR, yükseliş ivmesini sürdürüyor.
Bir ay gibi kısa bir sürede yüksek dinleme rakamlarına ulaşan, Spotify Türkiye Top 50 listesinde 15. sırada yer alan ve kısa sürede klibiyle de 4 milyon kişiye ulaşan XiR’in “Sallan” şarkısı global başarısıyla da adından söz ettiriyor. Basemode Records, Sony Music Türkiye etiketiyle yayınlanan, sözleri XiR, müziği ve düzenlemesi Carlifornia imzası taşıyan “Sallan” afrobeat, drill, trap gibi tek bir hiphop alt türüne sığdırılamayacak özgün bir sound ve alışkın olduğumuz kirli vokal stilini bir araya getirdiği “Sallan” şarkısıyla uzun süre gündemdeki yerini koruyacak.
XiR’in “Sallan” teklisi, tüm dijital platformlarda yayında, klibi de Basemode Records youtube kanalında yayında.
]]>“Sallan” şarkısıyla bütün dikkatleri üzerine çeken ve listelerde en üst sıralarda yerini alan XiR, bu çalışmasıyla ilk haftada hem Spotify’da 1 milyon dinlenmeye hem de youtube’da 1 milyon izlemeye ulaşarak önemli bir başarıya imza attı. Basemode Records, Sony Music etiketiyle yayınlanan ve Spotify Top 50 listesinde 10. Sıraya yükselen “Sallan”, Spotify Türkçe Rap listesinde kapak olarak haftanın önemli çıkışı olarak damgasını vurdu. Ardından uluslararası alanda önemli bir Spotify listesi olan ve Chris Brown, Drake, DJ Khaled gibi dünya yıldızlarının da şarkılarıyla yer aldığı “Shisha Lounge”da listeye dahil olan “Sallan”, “2020 Yaz Hitleri” ve “0 KM”, “New Music Friday” listeleriyle de geniş bir dinleyici kitlesinin gündemine girdi.
Pozitif enerjisi ve ters köşeye yatıran klibiyle de uzun süre hafızalardan silinmeyecek bir çalışma ortaya koyan Türkçe rap sahnesinin önemli MC-Producer’larından olan XiR, “Sallan” şarkısı ile afrobeat, drill, trap gibi tek bir hiphop alt türüne sığdırılmayacak özgün bir sound ve alışkın olduğumuz kirli vokal stiliyle uzun süre müzikseverlerin radarında kalmayı sürdüreceğe benziyor.
]]>İSKENDER ÖZSOY
60 yıl önce babası ve ustası Ömer Öztekin’den devraldığı ustalık bayrağını bugüne taşıyan Öztekin’in cenazesi dün Eski Topkapı Mezarlığı'ndaki aile kabristanında toprağa verildi.
Taş plak ve gramofon koleksiyoncusu da olan Öztekin’in çanta tipi gramofonların makine, kol ve aynasını kullanarak yaptığı yeni tasarım gramofonlar bugün evlerin başköşeleri süslüyor.
İtalya ve Almanya’dan Yunanistan’a kadar çeşitli Avrupa ülkelerinde satılan sadece boru ve kasası yeni “Mehmet Usta Gramofonları” Türkiye ve yurt dışında koleksiyonlara girdi.
Bugüne dek binlerce yeni tasarım gramofon üreten Öztekin’in gramofonları müzayedelerde de satılıyor.
]]>
Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından desteklenen, Anadolu Ajansının Global İletişim Ortağı olduğu Uluslararası Göç Filmleri Festivali, 14-21 Haziran'da çevrim içi olarak gerçekleştirilecek.
Festival kapsamında izleyicinin göç yolculuğuna tanıklık edeceği 50'den fazla film, www.festivalscope.com sitesine üye olarak takip edilebilecek.
Sınırlı sayıda gösterim için önceden rezervasyon şartı olan festivalde, film rezervasyonları 13 Haziran gece yarısından sonra başlayacak.
Filmler rezervasyonla izlenebilecek
Hak sahipleriyle yapılan anlaşmalar gereği yalnızca Türkiye’de bulunan izleyicilere açık olacak filmler İngilizce ve Türkçe altyazılı olarak orijinal dillerinde gösterilecek.
Sinemaseverler siteye üye olduktan sonra izlemek istediği filmin linkine tıklayarak videoyu oynatmaya başlıyor. Seçilen film "My Films" listesine ekleniyor ve film rezerve edilmiş oluyor.
Her film için sınırlı sayıda kapasite olduğundan rezerve edilen filmin 24 saat içerisinde izlenmesi gerekiyor. İzlenmeyen filmler "My Films" listesinden silinerek bir başka sinemasever için bilet yeniden aktifleştiriliyor.
Dünyaca ünlü isimler festivalde
Göçlerin tarih boyu tüm milletlerin yaşadığı ortak bir hikaye olduğuna vurgu yapması ve bu konuda farkındalık oluşturması hedeflenen Uluslararası Göç Filmleri Festivali'nin Onursal Başkanlığı'nı Suriye asıllı Süryani bir göçmen olan Oscarlı oyuncu F. Murray Abraham üstleniyor.
"Uzun Metraj Yarışma"nın jürisi ise Nuri Bilge Ceylan'ın başkanlığında bir araya gelen Danny Glover, Emir Hadzihafizbegovic, Joan Chen, Lone Scherfig, Sandy Powell ve Seyyid Şahap Hüseyni'den oluşuyor.
]]>Sözü ve müziği Özcan Aslan ait Hasret şarkısı ie müzik hayatlarında profesyonel olarak ilerleyen ikili, HASRET’ in klip çekimlerini tarihi ve doğal güzelliğiyle tanınan Kocaeli’nin Darıca ilçesinde gerçekleşti. Klipte başarılı tiyatro oyuncusu Ada Alize ERTEM oynarken klip yönetmenliğini Utku ÇILGIN yaptı..
Yener & Ümit ikilisinin arkadaşlıkları Harran Üniversitesinde Müzik Öğretmenliği bölümünde aynı sınıfta olmaları vesilesiyle başladı. Zaman içerisinde aynı evi paylaşan Yener ve Ümit, çok sesli eserler üzerinde çalışmalar yaptıç Aralarındaki ses uyumunu armoniye bağlı olarak fark etmelerinden dolayı bu çalışmalar sıklığını arttırdı ve birçok projenin doğmasına neden oldu.
Yener & Ümit, 2018 yılında O Ses Türkiye yarışmasında dört jüri üyesini döndürmeyi başardı. Performanslarla, jüri, seyirci ve halk oylamaları elemelerini geçerek finale adlarını yazdırdılar. O Ses Türkiye yarışmasını başarılı performansların neticesinde 2.ci olarak tamamladılar.
Yener & Ümit, çalışmalarına ara vermeden, gerek söz ve beste çalışmaları gerekse de yurt içi ve yurt dışında birçok konser vermeye devam ediyor.
]]>Akış Production etiketli şarkının aranjesini, son şarkılarını emanet ettiği Akın Büyükkaraca ve Firuz İsmailov yaptı.
Işın Karaca ve Akın Büyükkaraca’nın prodüktörlük hünerlerini sergilediği ‘Geri Gelme’, dijital seslerin ve ritimlerin hüküm sürdüğü günümüz soundlarından ayrışarak, sanatçının vokal performansını sergilediği, duygusal yükü fazla bir aşk şarkısı.
Kayıtları Akış Production ve studio Moda’da yapılan Geri Gelme’nin mix, kayıt ve editini Akın Büyükkaraca, mastering’i Amsterdam’da Statinski mastering tarafından yapıldı.
Gültekin Kaçar,Erdem Sökmen , İlter Kurcala, Turan Güçnar, Memduh Akatay, Caner Üstündağ, İdil Ural gibi usta müzisyenlerin eşlik ettiği Geri Gelme’nin vokallerini Tuba Önal üstlendi.
Görüntü yönetmenliğini İlker Özalp üstlendiği ‘Geri Gelme’nin video klibini Şile’de Ferhat M. Zuocevici çekti.
Dijital müzik platformlarında yayına 15 Ocak Çarşamba yayına girecek ‘Geri Gelme’nin video klibi Işın Karaca’nın resmi youtube kanalında yayınlandı.
Son yayımladığı ‘Eyvallah’ albümü sonrası single hattında ilerleyen Karaca, güçlü kariyerine, 2020 yılında da konserleri ve farklı müzikal projeleri ile devam etmeye hazır.
]]>Poll Production by Polat Yağcı etiketiyle bugün piyasaya çıkan albümde birbirinden değerli isimler yer alıyor.
Tan Taşçı, Işın Karaca, Ferhat Göçer, Zakkum, Fatih Erkoç, Demet Sağıroğlu, Haktan, Zeynep Casalini, Nil Ünal, Ahmet Özhan, Hakan Aysev, Ayşen Birgör, Gökhan Güney, Bahar Gelir ve Canan Sezgin gibi Türkiye’nin en önemli yorumcuları unutulmaz Zekai Tunca şarkılarında buluştu.
‘Git Gidebilirsen’, ‘Gülü Susuz’, ‘İmkansız’, ‘Üzme Beni’ gibi geçmişten bugüne en özel Zekai Tunca eserlerinin yer aldığı ’50.Yıl Ustaya Saygı’ albümü müzikseverlere yeni yılda muhteşem bir albüm sunuyor.
]]>Aydın Şeref (Davul), Zafer Şanlı (Basgitar-Vokal), Mahmut Özen (Vokal), Gür Akad (Vokal- Gitar) ve Barış Göker'den (Keyboard) oluşan grup, Cem Karaca vefat ettikten sonra büyük üstadın şarkılarını genç kuşaklara ulaştırmaya devam etti. Bununla birlikte müzik yolculuğuna kendi şarkılarıyla da devam etmek isteyen Yol Arkadaşları, 20 yıl öncesinden 0 kilometre, sözü-müziği Oktay Şenol’a ait şarkıları 'raftan indirdi' ve günümüz tarzına uyarladı. Şarkının müzik direktörlüğünü Pentagram grubundan tanıdığımız usta müzisyen Tarkan Gözübüyük yaptı...
‘Kendi şarkılarımız olsun istedik’
Herkesin kendilerine Cem Karaca'nın şarkılarını cover yapmayı önerdiğini söyleyen Aydın Şeref, "Bu tarz şeyler şimdiye kadar çok yapıldı. Bizi dinleyen güzel bir kitle vardı ve 'Neden kendi şarkılarımız da olmasın?' diyerek, bunu biraz daha büyütelim istedik’ dedi.
'Sosyal mesaj vermeyi seviyoruz'
'Kundalini' ve 'Televizyon Ülkesi' adında iki şarkı hazırladıklarını söyleyen Mahmut Özen, Cem Karaca'nın ağırlığını hissediyoruz. Biz de şarkılarımızda sosyal mesaj vermeyi seviyoruz. Onun misyonunu şarkılarda sürdürmek istiyoruz" ifadesinde bulundu.
'İsim bizde kaldı'
Yol Arkadaşları grubunun isim hikayesini anlatan Zafer Şanlı, "Cem Karaca ile çalışırken, bizden gruba isim bulmamızı istedi. Bulamadık, bulduklarımızı beğenmedik... Bir gün Cem abi sahnede, 'Cem Karaca ve Yol Arkadaşları' dedi ve grubumuzun isim babası oldu...
Alternatif Pop’un yükselen seslerinden Ceren Gündoğdu, yeni şarkısı “Kayıp”la, yazdığı şarkılarla melankolik, romantik ve samimi bir müzik dili yaratmanın peşinde olduğunu bir kez daha dinleyenlere hissettirmeye hazır.
Universal Müzik Türkiye etiketiyle 18 Ekim Cuma günü dijital dünyada yerini alacak ‘Kayıp’ın sözü ve müziğini Ceren Gündoğdu, düzenlemesini Arel Koray Nalbant yaparken, video klibin yönetmenliğini Onur Işık Cantürk üstlendi.
Yaşamayı tekrar hatırlamak isteyenlerin şarkısı…
“İnsan bazen kaybettiği şeylere o kadar çok takılır ki yaşamayı unutur. Bu şarkı yaşamayı tekrar hatırlamak isteyenlerin şarkısı olsun istedim” diyen Ceren Gündoğdu, büyük bir hüznü günlük dille anlattığı şarkısında dinleyiciye küçük ayrıntılarla etkileyici bir hikaye sunuyor.
Dream pop tuşluları ile 90’lar hüznünü buluşturan şarkı Ceren’in şarkılarında hakim olan hikaye anlatıcılığının da altını bir kez daha çiziyor ve 2020 baharında yayınlayacağı ilk albümüyle ilgili ipuçları veriyor.
]]>ABD'li söz yazarı ve Nirvana grubunun efsanevi solisti, ritim ve solo gitaristi Kurt Cobain'in özel eşyaları açık arttırmaya çıkarılıyor.
Julien Müzayede Evi tarafından yapılan açıklamada, Cobain'in MTV yayınında akustik performans sergilerken giydiği zeytin yeşili hırkanın yanı sıra sanatçının Fender marka gitarının 25-26 Ekim tarihlerinde düzenlenecek müzayedede açık arttırmaya çıkarılacağı duyuruldu.
Sanatçının, Nirvana'nın son albümü "In Utero"nun turnesi sırasında kullandığı turkuaz rengindeki gitar daha önce Rock and Roll Hall of Fame Müzesi'nde sergilenmişti.
Müzayede kapsamında Bob Dylan, Eric Clapton and Bruce Springsteen'a ait el yazmaları da satışa çıkarılacak.
ABD'de 1994 yılında 27 yaşında hayatını kaybeden Kurt Cobain'in üyesi olduğu Nirvana grubu, ABD'de 25 milyon, dünya çapında da 75 milyon albüm satışına ulaşmıştı.
Kurt Cobain, Nisan 1994'te Seattle'daki evinde ölü bulunmuştu.
]]>Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Trakya Üniversitesi, Trakya Kalkınma Ajansı, Trakya Teknopark ve Kamu, Üniversite, Sanayi İş Birliği Çalışma Grubu tarafından Balkan Kongre Merkezi Senato Salonu'nda, "Fikri ve Sınai Mülkiyet Hakları Bilgilendirme Günleri" programı düzenlendi.
Türkiye ve Avrupa Patent Vekili ve Orta Doğu Teknik Üniversitesi Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Senem Kayahan, burada yaptığı konuşmada, Türkiye'de patent ve telif bilincinin geliştiğini söyledi.
Telif konusunda yerli ve yabancı sanatçıların gündem oluşturarak bu konuya dikkati çektiğini belirten Kayahan, "Yurt dışında telif hakları çok ciddi anlamda değerlendiriliyor. Dünyaca ünlü sanatçı Michael Jackson, bu konuda önemli bir örnek. Michael Jackson, telif haklarından dolayı, hayatını kaybetmiş sanatçılar arasında en fazla kazandıran ünlülerin başında geliyor. Bunun sebebi de güçlü bir telif hakkı korumasının olmasıdır." diye konuştu.
Telifin, eser sahibinin ölümünden sonra, 70 yılın sonuna kadar hak sağladığını anlatan Kayahan, "Dolayısıyla hayatını kaybeden sanatçıların telif hakları, devralan vakıflar veya akrabaları tarafından da takip ediliyor." dedi.
Eser yayınlandığında telif başlıyor
Kayahan, telif hakkının sanatçının, eseri kamuya sunmasıyla başladığını dile getirdi.
Telif hakkı ile ilgili herhangi bir tescil sürecinin gerekmediğini anlatan Kayahan, "Telif, tüm dünyada kamuya sunmanın yapıldığı andan itibaren koruma sağlayan bir haktır. Örnek olarak sanatçımız Sezen Aksu'nun şarkılarını verebiliriz. Sezen Aksu bugün radyo veya televizyonda yeni bir şarkısını yayınladığında o şarkının bestesi ve güftesi tüm dünyada telif hakkı çerçevesinde korunmaya başlanıyor. Bu koruma çerçevesinde telif haklarının ödenmesi gerekiyor." ifadelerini kullandı.
Etkinliğe, Trakya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan Tabakoğlu, akademisyenler, oda başkanları, iş insanları ve öğrenciler katıldı.
]]>Sanatçı sözü, müziği ve düzenlemesi kendisine ait olan şarkısının video klibini; Ömer Tatlı’nın görüntü yönetmenliğinde kendi çekti.
Arkadaşı klibinde oynadı
Video klipte Ah Canım Ahmet’e, Almanya’dan arkadaşı oyuncu Gandi Demir eşlik etti.
]]>Videolarıyla internette tıklanma rekorları kıran, arabesk müziğin en güçlü genç isimlerinden Seccad Mehmedi’nin ilk solo albümü ‘Mahşer’ Garaj Müzik etiketiyle yayınlandı. İran’ın büyük seslerinden Seccad Mehmedi’nin albümle aynı adı taşıyan şarkısının video klibini Mustafa Özen çekti.
8 şarkının yer aldığı ‘Mahşer’ albümünün prodüktörlüğünü Aytaç Tuna müzik yönetmenliğini Mert Kayıkçıoğlu yaptı.
Murat Sağır, Aşık Mahsuni Şerif, Yıldız Tilbe, Hakan Demirtaş, Mert Kayıkçıoğlu gibi besteci ve söz yazarlarının şarkılarının yer aldığı albümde Veysel Samanlıoğlu, Mert Kayıkçıoğlu, Uğur Yıldız, Murat Sakaryalı, Caner Tepecik aranjelere imza attı.
Stüdyo CK’de (Can Kesmez) hazırlanan albümün kayıtlarını Ünal Aşkın, mix’ini Bahadır Sağbaş, mastering’ini Özgür Yurtoğlu, Selim Topsakal ve Emre Kıral birlikte yaptı.
Biyografi
İran'ın Çaldıran Şehrinde dünyaya geldi. Erken yaşta ortaya çıkan müzikal oluşumu ile yaşadığı coğrafyadaki dikkat çeken genç sesler arasına girdi. Mehmedi'nin şarkıları, çok geçmeden internet sitelerinde en çok izlenen videoların başında geldi. İran’ın en önemli müzik duayenlerinin desteği ile kariyerinde hızlı bir yolculuğa çıktı. Kısa zamanda ismi İran’dan İstanbul’a ulaştı. Türkiye’de yaşamaya ve müzik yapmaya başlayan genç sanatçının en büyük hayali dünyanın tanıdığı bir müzisyen olmak.
]]>
Sözleri Güliz Ayla, müziği Güliz Ayla ve Ufuk Kevser’e ait olan şarkının akustik versiyonunun düzenlemesi ise Dünyacan Yılmaz’a ait.
ORMANDA KLİP ÇEKTİ!..
“Öyle Sev”in akustik versiyonunun video klibi Emir Yargın yönetmenliğinde Belgrad ormanında çekildi.
Tek plan çekim tekniğiyle kaydedilen ve yemyeşil doğa görüntüleriyle dikkat çeken klibin görüntü yönetmenliğini ise Yiğit Akbıyık üstlendi.
Klipte kullanılan ve şarkının ruhunu yansıtan kostümün seçiminde ise başarılı styling Bedirhan Taşçı imzası bulunuyor.
13 Eylül Cuma günü tüm müzik platformlarında “Öyle Sev”in akustik versiyonunu dinleyebilir, YouTube GulizAylaVEVO kanalında da video klibini izleyebilirsiniz.
]]>Bu yazın başında açılan ve kısa sürede ünlü yıldızların gözde konser mekanı haline gelen, İstanbul’un en genç açık hava sahnesi Vadi Açıkhava, orman kıyısındaki muhteşem atmosferiyle birbirinden ünlü sanatçıları hayranlarıyla buluşturmaya U.S Polo ASSN. Açıkhava Konserler serisi ile devam ediyor.
1996’da çıkardığı ve kendi adını taşıyan ilk albümünden bu yana sayısız hit şarkıya imza atan rock müziğinin efsane ismi Teoman, ağustosta Vadi Açıkhava’da konser vermişti. Teoman, 13 Eylül cuma akşamı ikinci kez, hem kaçıranlar hem de tekrar izlemek isteyenler için 5 bin kişiye coşku dolu bir gece daha yaşatacak. Geçen yıl ‘Koyu Antoloji’ adlı bir albüm çıkaran rock müziğinin yıldızı, hem yeni parçalarını hem de Paramparça, Kupa Kızı, Çoban Yıldızı, İstanbul’da Sonbahar gibi klasikleşmiş şarkılarını sevenleri için seslendirecek.
İstanbul’un unutulmaz konser mekanları Rumelihisarı, Kuruçeşme Arena gibi kendine has bir ruhu olan Vadi Açıkhava, uzun yıllar boyunca şehrin buluşma noktası olma ve en güzel anılara ev sahipliği yapma hedefiyle inşa edildi. Vadi Açıkhava, hem konforlu dev oturma alanıyla hem de rahat bir görüş ve dinleme imkanı tanıyan açık alanı ile yaz boyunca birbirinden keyifli konserlere ev sahipliği yapacak.
]]>
Seyircisini 'Esiyor' şarkısıyla selamlayan Akalın, daha sonra 'Hayalet, Türkan, Giderli ve Tecrübe’ gibi hit parçalarını sırasıyla seslendirerek konseri dinlemeye gelen 5 bin kişiye unutulmaz bir gece yaşattı.
Konserin ilk bölümünün sonlarına doğru Ersay Üner’i sahneye davet eden Akalın, 'Helal Olsun' parçasını beraber söyledikten sonra, sahneyi kısa süreliğine Üner’e bıraktı.
Konser öncesi basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Akalın, "Versace markasının tasarımcısı Donatello ile Okan mail aracılığıyla konuşuyor. Kadın bir kostümü için 5 tane prova istiyor. Bir sonraki büyük konserimde yine farklı bir şey giyeceğim. Ben işime saygı duyuyorum. Büyük konserlerde kendimi tekrarlamak istemiyorum. İki üç gün Milano da kalırsam bir şey yapacağız. Sponsor değil, markanın Türkiye ayağı olarak sadece indirim alıyorum. Bana görgüsüzsün diyenleri anlamıyorum. Bu markaları dünya starları da giyiyor." diye konuştu.
‘HANDE İLE ÇOK GÜZEL ENERJİMİZ VAR!’
Hande Yener ile birlikte konser vereceğine dair çıkan haberleri doğrulayan popçu, "Müzikal olacak, içerisine biraz da komedi ekleyeceğiz. Tabiki şu an bu sadece bir taslak, ama ikimizin ortak kararı oldu. Değişik bir şeyler olsun istiyoruz. Sevenlerimizin gönlünü almak için çok güzel bir şeyler ortaya çıksın diye çalışacağız. Bu arada hala yüz yüze gelmedik sadece telefonda konuşuyoruz. Büyüsü bozulmasın çok güzel bir enerjimiz var. Sahnede de yan yana gelmek istiyoruz." açıklamasında bulundu.
HARBİYE’DEN HANDE’YE SELAM GÖNDERDİ!
Konserin sonlarına doğru Hande Yener’in 'Kırmızı' parçasını seslendiren Akalın "Barıştık o kadar, Hande’ye selam olsun." diye konuştu.
Konseri dinlemeye gelenler arasında sanat camiasından da önemli isimler vardı. Selin Cigerci, Esra Balamir, Özlem Yıldız, Gülşah Saraçoğlu, Atakan Işıksaçan, Akalın’ın annesi Şenay Akalın, eşi Okan Kurt ve kızı Hira Kurt da Akalın’ı yalnız bırakmayanlar arasındaydı.
]]>
1 Aralık 2014'te çıkardığı ‘Benim Ol’ single çalışması ile patlayan genç yıldız Edis 5 yıl içinde Türk pop müziğin prensi haline geldi. Art arda çıkardığı single şarkıların ardından 2018’de yayınladığı ‘An’ albümüyle yerini iyice sağlamlaştırdı. Milyonlarca hayranını peşinden sürükleyen Edis 6 Eylül’de Vadi Açıkhava sahnesini adeta ateşe verecek. Muhteşem sahne şovları, kıvrak dansları, özel repertuarı ve bitmek bilmeyen enerjisi ile konuklara unutulmaz bir gece yaşatacak.
İstanbul’un unutulmaz konser mekanları Rumelihisarı, Kuruçeşme Arena gibi kendine has bir ruhu olan Vadi Açıkhava, uzun yıllar boyunca şehrin buluşma noktası olma ve en güzel anılara ev sahipliği yapma hedefiyle inşa edildi. Vadi Açıkhava, hem konforlu dev oturma alanıyla hem de rahat bir görüş ve dinleme imkanı tanıyan açık alanı ile eylül ayı boyunca U.S. Polo Assn. Açıkhava Konserleri’ne ev sahipliği yapacak:
]]>
Üç Altın Plak sahibi Selçuk Alagöz, Malabadi Köprüsü, Deliyim Seviyorum gibi özgün bestelerinin yanı sıra Rana Alagöz ile birlikte yorumladıkları eserlerle de Türkiye müzik tarihinin unutulmazları arasında sağlam bir yere sahip.
Müzik kariyerini sayısız ödülle taçlandıran, orkestrası ile yurtdışında ve Türkiye’de konserler veren sanatçı, farklı dillerde söylediği şarkılarla da hafızalarda yer alıyor.
73 ülkenin otantik şarkılarından oluşan repertuarı ile Guiness rekorlar kitabına aday olan Selçuk Alagöz ve Orkestrası’nın,1960’lı ve 1970’li yıllarda yayınlanan plaklarından alınan kayıtlar, 50 yıllık karanlığın ardından arşiv tutkunlarının beğenisine dijital olarak sunuluyor.
Türkiye müzik tarihinin unutulmayan eserleri, Bolu Beyi, Bağbozumu, Mutluyum Artık, Barışalım Mı, Demirciler, Dosta Giderim, Edremit Van’a Bakar, Geçti Yolun Yarısı, Pınara Varmadın Mı?, Ringo, Saklan Saklanabilirsen, Sevdi Zannet, İbibikler, Şu Silleden Gece Geçtim'in yeraldığı "Dünden Bugüne -2" albümü Coşkun Müzik’in katkılarıyla, Gloss Müzik etiketiyle tüm dijital ve mobil platformlarda.
Selçuk Alagöz kimdir?
5 Ağustos 1944’te, İstanbul’da doğdu. Kardeşleri Rana, Ali ve Nilüfer Alagöz’dür. 1964 yılında Erol Büyükburç Orkestrasında profesyonel müziğe başladı. 1965’te Hürriyet gazetesinin düzenlediği “Altın Mikrofon” yarışmasına,“Kemerin Naftaları” isimli şarkısıyla katıldı. İlk üçe giremese de 10 finalist içinde yer aldığından Hürriyet Gazetesi tarafından ilk 45’lik plağı çıkartıldı. 1966 yılında aynı yarışmada şansını bir kez daha denedi ve “Bahçelere Geldi Bahar” isimli şarkısı ile üçüncü oldu. 1967 yılında Selçuk Alagöz Orkestrasını kurdu ve aynı yıl Altın Mikrofon yarışmasına aralarında Cahit Berkay, Engin Yörükoğlu‘nun da bulunduğu bir orkestra ile katıldı. 14 kez Anadolu turnesine çıkan Alagöz kardeşler, devlet görevlisi olarak Londra, Ürdün ve Tayvan’da ülkeyi temsil eğtti.Alagözler, “Her Şey Bitmiştir Artık”, “Edremit Van’a Bakar”, “Deliyim Seviyorum”, “Malabadi Köprüsü” şarkıları ile Altın Plak ödülleri kazandı.
]]>
Edmond Rostand’ın ölümsüz eseri Cyrano de Bergerac’ın, Tolga Çebi tarafından hazırlanan müzikleri dijital albüm olarak yayınlandı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrolarının geçtiğimiz yıllarda sahnelediği oyunda, Tolga Çebi’nin müzikleri de önemli rol oynamış, oyunun akışına önemli katkıda bulunmuştu. “Cyrano de Bergerac – Tiyatro Müzikleri” albümünde, tiyatroseverlerin büyük beğenisini kazanan “Aşk”, “Karnaval” ve “Ağıt” adlı eserler yer aldı.
Son 10 yılda 20’den fazla sahne projesine müzikleriyle katkıda bulunan Tolga Çebi, izleyicilerin hafızalarında yer etmiş eserlerini “Sahne Müzikleri 1-2” ve “Sahne Müzikleri 3-4” adı altında iki ayrı albümde toplamıştı.
Othello, Azrail’in Gözyaşları, Atinali Timon, Evlilikte Ufak Tefek Cinayetler, Testosteron, 7 Shakespeare Müzikali, Çarli, Büyük Mo Efsanesi, Bahar Noktası, Sezuan’in İyi İnsanı, Gözü Kara Alaturka, Martı, Tersine Dünya, Kadife Çiçekleri, Aymazoğlu ile Kundakçılar, Genco Erkal, Aşk ve Anlayış, Nora Bir Bebek Evi Müzikali, Hansel ve Gretel, Kral Lear, Bir Banka Soygunu Komedisi gibi sahne projelerine yaptığı müziklerle son 10 yıldır adından sıkça söz ettiren Çebi, başarısını Afife Tiyatro Ödülleri başta olmak üzere pek çok müzik ödülü ile de taçlandırdı.
İşler Güçler, Galip Derviş, Emret Komutanım gibi dizilere ve İçimdeki Ses filmine yaptığı müziklerle de tanınan Çebi, Türkçe Rock müziğin önemli gruplarından İhtiyaç Molası’nın da üyesi.
]]>MTV Video Müzik Ödülleri töreni 26 Ağustos akşamı New Jersey Prudential Center’da gerçekleşti. Gecenin açılışını iki şarkılık performansıyla yapan Taylor Swift, “You Need To Calm Down” videosuyla yılın videosu ödülünü kazandı. Taylor Swift bu ödülü ikinci kez kazanan dört sanatçıdan biri oldu.
Ariana Grande, Billie Eilish, Shawn Mendes, Jonas Brothers ve BTS ise ödül kazanan diğer Universal Music sanatçıları arasında yer alıyor.
Ödül alan sanatçıların tam listesi ise aşağıdaki şekilde:
YILIN VİDEOSU
Taylor Swift – “You Need to Calm Down”
YILIN SANATÇISI
Ariana Grande
YILIN ŞARKISI
Lil Nas X ft. Billy Ray Cyrus – “Old Town Road (Remix)”
EN İYİ YENİ SANATÇI
Billie Eilish
EN İYİ DÜET
Shawn Mendes & Camila Cabello – “Señorita”
EN İYİ ÇIKIŞ YAPAN SANATÇI
Billie Eilish
EN İYİ POP
Jonas Brothers – “Sucker”
EN İYİ HIP HOP
Cardi B – “Money”
EN İYİ R&B
Normani ft. 6lack – “Waves”
EN İYİ K-POP
BTS ft. Halsey – “Boy With Luv”
EN İYİ LATİN
ROSALÍA & J Balvin ft. El Guincho – “Con Altura”
EN İYİ DANS
The Chainsmokers ft. Bebe Rexha – “Call You Mine”
EN İYİ ROCK
Panic! At The Disco – “High Hopes”
SOSYAL MESAJI OLAN EN İYİ VİDEO
Taylor Swift – “You Need to Calm Down”
EN İYİ YÖNETMEN
Lil Nas X ft. Billy Ray Cyrus – “Old Town Road (Remix)” – Yönetmen - Calmatic
EN İYİ GÖRSEL EFEKT
Taylor Swift ft. Brendon Urie of Panic! At The Disco – “ME!” – Görsel efektler - Loris Paillier & Lucas Salton - BUF VFX
EN İYİ KURGU
Billie Eilish – “Bad Guy” – Kurgu - Billie Eilish
EN İYİ SANAT YÖNETMENİ
Ariana Grande – “7 Rings” – Sanat Yönetimi - John Richoux
EN İYİ KOREOGRAFİ
ROSALÍA & J Balvin ft. El Guincho – “Con Altura” – Koreografi - Charm La’Donna
EN İYİ SİNEMATOGRAFİ
Shawn Mendes & Camila Cabello – “Señorita” – Sinematografi - Scott Cunningham
EN İYİ GRUP
BTS
YILIN EN GÜÇLÜ ŞARKISI:
Megan Thee Stallion ft. Nicki Minaj & Ty Dolla $ign “Hot Girl Summer”
YAZIN ŞARKISI:
Ariana Grande & Social House – "boyfriend"
ÖNCÜ VİDEO
Missy Elliott
]]>
Türk rock müziğinin önemli seslerinden Teoman, 4 Eylül Çarşamba akşamı saat 21.15’te ENKA Açıkhava‘da sahne alacak. Rock müziğine birbirinden özel şarkılar, albümler ve performanslar hediye eden Teoman, dillere pelesenk olmuş şarkılarını ENKA’da seyirciler ile hep bir ağızdan söyleyecek. Müzik kariyerine, 1986 yılında kurduğu “Mirage” adlı grupta vokal olarak başlayan Teoman, daha sonra Mavi Sakal, Indians, Black Rose gibi gruplar ile çalıştı. Kendi adını verdiği, ilk albümü “Teoman”ı 1996 yılında piyasaya süren sanatçı, aynı yıl Roxy Müzik Yarışması‘nda “Ne Ekmek Ne de Su” şarkısı ile en iyi beste ödülünü, “Yollar” şarkısı ile de en iyi söz ödülünü kazandı. Teoman, sırasıyla “O”, “17”, “Gönülçelen”, “Teoman 2003”, “En Güzel Hikâyem”, “Renkli Rüyalar Oteli” ve remix albümleri ile müzik severlerin kalbinde çok özel bir yer edindi. Kült haline gelmiş şarkılarını sevenleri ile birlikte söyleyecekTeoman, yıldızların altında, 31. Yıl ENKA Açıkhava Buluşmaları’na ihtişamlı bir nokta koyacak.
Buluşmalar ENKA Oditoryum’a taşınıyor!
ENKA’nın yıl boyunca sanatseverlerle buluşturduğu etkinlikler, 1 Eylül’de Trio Hexis konseri ile birlikte Oditoryum’a taşınıyor. Gökhan Aybulus (piyano), Erkin Onay (keman), Çağ Erçağ (Viyolonsel) üçlüsünden oluşan Trio Hexis, L.v. Beethoven, İlhan Baran ve F. Mendelssohn’un eserlerinden oluşan repertuarı ile ilk kez seyirci karşısına çıkacak.
]]>Bodrum Müzik Festivali’nin gelişiminde büyük payı olan yurt içinde ve yurt dışında hem piyanist hem de besteci yönüyle bir dünya yıldızı haline gelen Fazıl Say’a bu yıl festivalin Onur Ödülü verildi.
Doğuş Grubu’nun ‘Doğuş’tan İyi Bir Gelecek Doğuş ile Gelecek’ sosyal sorumluluk çatısı altında yer alan Bodrum Müzik Festivali, 15. Yılında Türkiye ve dünyadan önemli müzisyenleri ağırlamaya devam ederken, kariyerinin henüz başında olan genç yeteneklere de desteğini sürdürüyor.
Bodrum Müzik Festivali D-Marin Turgutreis’te; Nil Venditti yönetimindeki Bilkent Senfoni Orkestrası’nın Fazıl Say’a Beethoven’ın 3. Piyano Konçertosu’nda eşlik ettiği konserle başladı. Fazıl Say’ın engin deneyimiyle, genç şef Nil Venditti yönetimindeki Bilkent Senfoni Orkestrası’nın dinamizminin birleştiği Açılış Konseri’ni 4 bini aşkın kişi izledi.
Açılış konseriyle festivalin başladığının müjdesi de Bodrum yarımadasına yayıldı.
Festivalin Onur Ödülü Fazıl Say’ın...
Festivalin Onur Ödülü, başlangıcından bugüne dek Bodrum Müzik Festivali’ne verdiği büyük destekle, Bodrum’un sanatsal açıdan tanınırlığına katkıda bulunan, gerek yurtiçi gerekse de yurtdışındaki kariyeriyle gururumuz olan piyanist Fazıl Say’a takdim edildi.
Sanat Danışmanlığını Tuğçe Tez’in üstlendiği Bodrum Müzik Festivali dört gün boyunca, Fazıl Say, Pablo Ferrández, Ksenija Sidorova, Karsu, Elvin Hoxha Ganiyev, Vassilis Varvaresos, Sara Ferrández, Umut Sağlam, Kerem Tunçer, Orkun Pala ve Barok Bostancı’nın kurduğu Quartet Parantez, Faruk Kalaycı, Francesco Tristano, Korhan Futacı, Jess Gillam, Zeynep Özsuca ve Mert Fırat gibi sanatçıları ağırlarken, aynı zamanda Bilkent Senfoni Orkestrası, Olten Filarmoni Orkestrası ve Finlandiya’nın olağanüstü tango yorumlarıyla ünlü armonika grubu Sväng gibi topluluklara da ev sahipliği yapıyor.
Bodrum Müzik Festivali'nden elde edilen gelirler bu yıl da maddi imkanı yetersiz otizmli çocukların eğitimi için kullanılmaya devam ediyor.2010 yılından bu yana, siz müzikseverlerin desteğiyle elde edilen 2 milyon TL'yi aşkın bağış otizmli çocukların eğitim masraflarını karşıladı.
Festival Programı Hakkında
Bir prömiyer: Umut Senfonisi
Festivalin ikinci gününde, D-Marin Turgutreis’te; Bilkent Senfoni Orkestrası’nı bu kez başarılı şef İbrahim Yazıcı yönetiyor. Bilkent Senfoni Orkestrası bu konserde İspanyol çellist Pablo Ferrández’e repertuvarın en önemli yapıtlarından biri olan Dvořák’ın Çello Konçertosu’nda eşlik ediyor. Fazıl Say’ın yoğun bir çalışmanın ardından dinleyicileriyle buluşturduğu 4. Senfonisi “Umut”, bu konserle ilk defa Türkiye’de seslendiriliyor. Güzel bir dünyanın hayaliyle örülü Umut Senfonisi, aydınlık bir geleceğe dair umudu yansıtan tınılarıyla Bodrum Müzik Festivali’ne ışık saçacak.
Bir Tango Akşamı: Dünya Tangoları Bodrum Müzik Festivali’nde
Virtüözitesi ve enstrümanına getirdiği derinlikle, “akordeonun prensesi” unvanını taşıyan Letonyalı Ksenija Sidorova, müziğe getirdiği yeni yorumuyla klasik dünyasında adından çokça söz ettiriyor. Sanatçı, 24 Ağustos Cumartesi akşamı, Olten Filarmoni ve Finlandiyalı topluluk Sväng Armonika Dörtlüsü ile D-Marin Turgutreis’te Latin Amerika, Fin ve Türk tangolarından oluşan bir programla tadı damağınızda kalacak muhteşem bir gecede buluşuyor.
Karsu ile Senfonik bir akşam…
25 Ağustos, Pazar 21.00’de festivalin son akşam konserinde ise, caz festivallerinin vazgeçilmez isimlerinden Karsu, İzmir’in başarılı orkestrası Olten Filarmoni ile bir araya geliyor. Sanatçı şimdiye kadar, Carnegie Hall ve North Sea Caz Festivali gibi dünyanın pek çok prestijli mekânında ve etkinliğinde konserler verdi. Şimdi de Bodrum Müzik Festivali’ne ilk kez konuk oluyor ve kendi bestelerini de içeren, klasik tarzda yenilenen düzenlemeleriyle rüya gibi bir konser vermeye hazırlanıyor.
Sabah Konserleri
Bodrum Müzik Festivali, Sabah Konserleri’nde Doğuş Çocuk Senfoni Orkestrası’nın genç yeteneklerini ağırlıyor. Doğuş Grubu’nun kültür ve sanat alanında gerçekleştirdiği sosyal sorumluluk platformları arasında önemli bir yeri olan topluluk, bugüne kadar pek çok başarılı konsere imza attı. Müzikseverlere 23-25 Ağustos tarihleri arasında her sabah saat 7.00’de, Şevket Sabancı Parkı’ndaki Sabah Konserleri’nde başarılı genç müzisyenlerle keyifli bir dinleti sunuluyor.
Günbatımı Konserleri
Bodrum Müzik Festivali, 15. yılında Günbatımı Konserleri’yle Elvin Hoxha Ganiyev, Vassilis Varvaresos, Sara Ferrández, Quartet Parantez ve Faruk Kalaycı’yı müzikseverlerle buluşturuyor. 23-25 Ağustos tarihleri arasında her gün saat 19.00’da D-Marin Turgutreis Amfitiyatro’da sanatçılar; sıcak ve verimli işbirliklerinden doğan programlarıyla Bodrum güneşinin batışını müzikle selamlıyor. Festivalin amaçlarından biri de Günbatımı konser serisinde, yurtdışında adını duyurmaya başlamış olan yerli müzisyenlerimizle, yabancı sanatçıları aynı sahnede bir araya getirmek. Bodrum Müzik Festivali seyircilerinin ilk defa gerçekleşen bu iş birliklerine tanıklık edeceği konserlerin ilkinde, keman sanatçısı Elvin Hoxha Ganiyev ve piyanist Vassilis Varvaresos yer alıyor. Ganiyev, olağanüstü yeteneğiyle başladığı müzik kariyerini pek çok ödülle taçlandırmış bir sanatçı. Varvaresos ise virtüözitesiyle hem eleştirmenleri hem de dünya çapında dinleyicileri hayran bırakan bir piyanist… Bir gün öncesinde Akşam Konserleri’nde Pablo Ferrández’i dinleyen müzikseverler, ertesi gün, sanatçının kız kardeşi, viyolacı Sara Ferrández ile aynı sahnede yarattığı uyumun olağanüstü gücüne tanık olacaklar. Günbatımı Konserleri’nde Umut Sağlam, Kerem Tunçer, Orkun Pala ve Barok Bostancı’nın kurduğu Quartet Parantez ve eğitimine Moskova Çaykovski Konservatuvarı’nda devam eden, umut vadeden başarılı piyanistimiz Faruk Kalaycı ilk kez bir araya geliyor. Serinin son konserinde akordeon sanatçısı Ksenija Sidorova, oyuncu Mert Fırat’la aynı sahnede, Rus edebiyatının olağanüstü atmosferini Bodrum’a taşıyacak.
Gece Konserleri: Bodrum geceleri festivalle daha renkli…
Geçtiğimiz yıl, ilk kez gerçekleştirilen ve büyük ilgi gören Gece Konserleri bu yıl da devam ediyor. Bu serinin 23 Ağustos saat 23.00’te The Marmara Bodrum’da gerçekleşecek ilk konserinde piyanist, besteci, tekno ve caz müzisyeni Francesco Tristano yer alıyor. Dünyanın en prestijli topluluklarıyla birlikte konserler veren, albüm kayıtları ise eleştirmenlerden tam not alan Tristano, çok yönlü sanatçı kimliğiyle festivale yeni bir soluk getiriyor. Gece Konserleri’nin ikincisi 24 Ağustos’ta: Mert Fırat’ın Sabahattin Ali öykülerini seslendirdiği geceye, müzik kâşifi Korhan Futacı saksafonuyla ayrı bir renk katıyor. Gece Konserleri’nin sonuncusu ise, geçen yıl BBC Proms’un kapanış konserinde nefes kesen performansıyla büyük beğeni toplayan saksafonun parlayan yıldızı Jess Gillam ve başarılı piyanistimiz Zeynep Özsuca’yı buluşturuyor. Piyanist Zeynep Özsuca, Jess Gillam ile beraber festivalin kapanışını gerçekleştirecek.
Saffet Emre Tonguç Rehberliğinde “Bir Bodrum Hikâyesi”
İlk gerçekleştirildiği günden bu yana yoğun ilgi çeken Saffet Emre Tonguç ile Bir Bodrum Hikâyesi etkinlikleri bu yıl da devam ediyor.
23 Ağustos Cuma ve 24 Ağustos Cumartesi saat 18.00’de UNESCO’nun Dünyanın Yedi Harikası’ndan biri kabul edilen Bodrum Mozole Anıt Müzesi kazı alanında gerçekleşecek olan Bir Bodrum Hikâyesi, ödüllü seyahat yazarı Saffet Emre Tonguç’un anlatımıyla sizlerle olacak.
Bruno Barbey sergisi Leica Galeri İstanbul’dan sonra ilk kez The Marmara Bodrum’da…
1964 yılından bu yana yarım asrı aşkın bir süredir Magnum Fotoğraf Ajansı’na üye olan, 1992-1995 yılları arasında ise ajansın başkanlığını yürüten fotoğrafçı Bruno Barbey’in “My Morocco” başlıklı sergisi, Leica Galeri İstanbul’dan sonra 22-25 Ağustos tarihleri arasında Bodrum Müzik Festivali kapsamında The Marmara Bodrum’da sanatseverlerle buluşuyor. Sanatçının doğum yeri de olan Fas’a 1970 ile 2000 yılları arasında gerçekleştirdiği ziyaretler sırasında kadrajına yansıyan fotoğraflarla ziyaretçilerini bir zaman yolculuğuna çıkaran "My Morocco" Fotoğrafevi işbirliğiyle 14 Mart - 25 Mayıs tarihleri arasında Leica Galeri İstanbul'da sergilendi.
]]>TRT İstanbul Radyosundan emekli Türk halk müziği sanatçısı Ali Gürlü, 72 yaşında vefat etti.
Kanser nedeniyle yaklaşık 1,5 yıldır tedavi gören ve iki hafta önce hastaneye kaldırılan sanatçı, sabah saatlerinde hayatını kaybetti.
Birçok türküyü yorumlayan, "Çekemedim Akça Kızın Göçünü" isimli eserle tanınan Gürlü için yarın TRT İstanbul Radyosunda tören düzenlenecek.
Gürlü'nün cenazesi, öğle vakti Şakirin Camisi'nde kılınacak namazın ardından Kanlıca Mezarlığı'nda defnedilecek.
Ali Gürlü
Eskişehir Mahmudiye'de 1947'de dünyaya gelen Ali Gürlü, 1966'da TRT'nin açtığı stajyer sanatçı sınavını kazanarak TRT İstanbul Radyosunda üç yıl süren bir eğitim aldı. Daha sonra askerlik görevini tamamlayan Gürlü, 1970'te TRT İstanbul Radyosunda Türk halk müziği sanatçısı olarak göreve başladı. Çok sayıda albüme imza atan ve 1997'de emekli olan Ali Gürlü, TRT'de program yapmaya ve konserler vermeye devam ediyordu.
]]>
Datça Açıkhava Tiyatrosu’nda sahneye çıkan Doğulu, en sevilen şarkılarını alanı dolduran dinleyicileriyle hep bir ağızdan söyledi.
Yaz konserlerine hız kesmeden devam eden Kenan Doğulu, kendisine dinlemeye gelen binlerce kişiye unutulmaz bir gece yaşattı. Yaklaşık 3 saat sahnede kalan Doğulu, hiç bitmeyen enerjisi ve sahne şovuyla bir kez daha herkesi kendine hayran bıraktı.
“MENDİL SALLAMAYI İBRAHİM TATLISES’TEN ÖĞRENDİM”
Kenan Doğulu’nun konserde seslendirdiği şarkılardan biri de ‘Güzeller İçinden Bir Seni Seçtim’ oldu. Sahnede şarkı eşliğinde elindeki mendille bol bol dans eden Doğulu, şarkı bittikten sonra, “Mendil sallamayı İbrahim Tatlıses’ten öğrendim” diyerek dinleyicilerini güldürdü.
Konser sonunda kalabalık bir hayran grubu Kenan Doğulu’yu yakından görmek için bekledi. Doğulu kulisinden çıkıp sevenlerinin yanına geldi ve tek tek hepsiyle hatıra fotoğrafı çektirdi. Hayranları kendilerini kırmayarak mutlu eden Doğulu’yu tezahüratlar ve alkışlar eşliğinde kulise uğurladı.
]]>Volkan Öktem(davul), Eylem Pelit (bas), Mehmet Esemen (gitar) gibi usta müzisyenlerin kaydında yer aldığı şarkının miksini Ender Akay yaptı.
Son dönemde üretkenliğini sürekli bir hale getiren Zeynep Casalini, diğer yandan Türkiye’nin dört bir yanında konserler vermeye de devam ediyor.
Hayatının en pozitif döneminde sımsıcak bir yaz şarkısı…
'Bu Yaz', dinleyeni tatile çıkarıp, mavi sulara ve aşkın kollarına bırakacak sımsıcak bir yaz şarkısı. Bizi genelde şarkılarıyla duvardan duvara çarpan, içimizdeki köprüleri yıkan Casalini, hayatının en pozitif döneminde olduğunu ve bunun da şarkısına yansıdığını, dinleyicisini bu mutluluğa ortak etmek istiyor.
Zeynep Casalini, 'Bu Yaz'ın klibini yine aşık olduğu ve uzun süredir yaşadığı Bodrum’da, Ömer Özyılmazel yönetmenliğinde çekti.
]]>
Milyon Yapım organizasyonuyla Hatay'ın Arsuz ilçesinde 4 gün sürecek ‘MilyonFest Arsuz’un üçüncü gün kapanış konuğu Şebnem Ferah oldu.
Yayınladığı ilk albümü “Kadın”dan bu yana söz yazarı, besteci ve yorumcu kimliği ile Türk müzik tarihinde önemli bir yer edinen Şebnem Ferah, Çakıl Taşları ile başladığı konserine son albümünden “Bir Başka Yol Var” ve “Parmak İzi” şarkıları ile devam etti.
Coşkulu bir ‘Hoşgeldiniz’ konuşması ile konserine başlayan Şebnem Ferah; ‘Festivalin başından beri bütün müzisyen arkadaşlarımızın şarkılarına erken saatlerden itibaren büyük bir katılım gösterdiniz. Şekerle mi yıkandınız bilmiyorum ama çok tatlısınız! Uzun zamandır böyle bir şey görmedim. Hepinizin ellerine ayaklarına sağlık… İyi ki geldiniz. Umarım size sizin güzelliğiniz kadar güzel bir konser çalabiliriz.’ diye duygularını paylaştıktan sonra yeni video klip şarkısı “Koridor”la konsere devam etti.
‘Koridor’ şarkısı başladığı andan itibaren 30 bin kişilik büyük bir koro marş söyler gibi eşlik etti.
Festival coşkusunun hiç eksilmeden devam ettiği konserde Şebnem Ferah’a sahnede müzisyen arkadaşları, Ozan Tügen(klavyeler), Barış Manisa (gitar), Buket Doran(bas gitar), Aykan İlkan(davul), Serdar Barçın(flüt) ve Ceren Tügen(vokal) eşlik etti.
]]>Levent Yüksel, Vadi Açıkhava’daki konserine, yorumladıktan sonra uzun süre listelerin üst sıralarında yer alan ‘Ya Sonra’ şarkısıyla enerjik bir şekilde başladı. Seyircinin koro halinde eşlik ettiği, hit olmuş ‘İstanbul’ ve ‘Dedikodu’ şarkıları ile coşkuyu arttıran Yüksel, arabesk albümünde de yer verdiği ‘Mutlu Ol Yeter’ ve ‘Kaderimin Oyunu’nu da yorumladı.
Levent Yüksel arabesk şarkıları söylerken bir yandan çaldığı elektro bağlama ile ne kadar usta bir müzisyen olduğunu gösterdi.
Hakan Akkaya imzalı iki farklı kıyafet giyen, 3 saate yakın sahnede kalarak 20 şarkı seslendiren Levent Yüksel, seyircinin yoğun isteği üzerine ‘Yeter ki Onursuz Olmasın Aşk’la bis yaptı.
İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı kontrbas bölümünden mezun olan Yüksel, bu sırada ilerleyen yıllarda kendisiyle özdeşleşecek bas gitarıyla birçok sanatçıya eşlik etti. Fatih Erkoç ve Sertab Erener gibi ülke sahnemizin değerli isimleriyle çalışan sanatçı, ilk albümü Med Cezir'i 1993'te yayınladı. Albüme adını veren şarkının yanı sıra Yeter ki Onursuz Olmasın Aşk, Kadınım, Beni Bırakın, Tuana ve Dedikodu gibi dillere dolanan, günümüzde halen hatırlanan şarkılara imza atan Levent Yüksel, Levent Yüksel'in 2. CD'si adındaki ikinci albümünü 1995'te yayınladı. Bu albümden Zalim, sanatçının kariyerinin en çok başarı yakalayan şarkılarından biriydi. İlerleyen dönemde Adı Menekşe (1998), Aşkla (2000), Uslanmadım (2004), Kadın Şarkıları (2006) ve Topyekûn (2012) albümlerini müzikseverlerle buluşturan Levent Yüksel, 1997'de Bi' Daha şarkısına çekilen eğlenceli videoyla, 2010'da ise Aşk Mümkün Müdür Hala adlı single'ıyla ve 2017 Hayatıma Dokunan Şarkılar ile adından söz ettirdi.
]]>
Vadi Açıkhava’da gerçekleşen konserlerine ‘Ele Güne Karşı’ ile son derece enerji yüklü bir şekilde başlayan MFÖ, şarkı esnasında seyircinin alkışlarla katılmasını isteyerek eğlencenin fitilini ateşledi. ‘M.V.B.A’, ‘Ah Bu Ben’, ‘Bazen’ ve ‘Sakın Gelme’ gibi dillerde yer etmiş hit şarkılarını 3 saat boyunca aynı coşku ile seslendirdi.
“Kimse yerinde durmasın, bu gece herkes eğlensin istiyoruz” diyerek Vadi Açıkhava’yı dolduran binlerce MFÖ hayranına seslenen Mazhar Alanson, sonrasında söylediği “Mecburen” ile renkli bir atmosfer yarattı.
1984'te çıkan ‘Ele Güne Karşı’ albümüyle birlikte toplam 13 albümde (3 best of, 10 stüdyo albümü) dillere dolanan sayısız şarkıya imza atan, ülkenin dört bir yanında dopdolu konserlerde sahne alan MFÖ, 21 Eylül akşamı U.S. Polo Assn. Açıkhava Konserleri’nde tekrar Vadi Açıkhava’da hayranlarıyla buluşacak.
]]>Bu yazın en görkemli Harbiye konseri!
Hadise, 10 Ağustos Harbiye konserinde yurtdışından özel tasarımcılardan seçtiği 6 ayrı kıyafet, sahne tasarımı, dansları ve görsel şovlarıyla sevenlerin karşısına çıkıyor.
2017 yılında Pasaj Müzik etiketiyle çıkardığı son albümü “Şampiyon” ile listeler yine 1 numara olan Hadise, son video klibi “Aşk Dediğin” ile uzun süre gündemde kalmaya devam etti.
]]>Şef Cem Mansur yönetiminde bu yıl 13. yılını kutlayan orkestranın heyecanına Gençlik ve Spor Bakanı Dr. Mehmet Muharrem Kasapoğlu, Sabancı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı ve Sabancı Vakfı Genel Müdürü Nevgül Bilsel Safkan’ın yanı sıra Melike Demirağ, Lale Mansur, Prof. Dr. Yankı Yazgan, Anjelika Akbar ve İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu gibi iş, sanat ve cemiyet dünyasının önde gelen isimleri de ortak oldu. Türkiye’nin en başarılı konservatuarlarından seçilen 76 gençten oluşan TUGFO, müzikseverlerden tam not aldı.
Orkestra, İstanbul konserlerinde ulusal ve uluslararası birçok yarışmada aldığı derecelerle dikkat çeken Türk piyanist Gökhan Aybulus’a eşlik etti. Uluslararası festivallerin yanı sıra Türkiye’de de pek çok konser veren sanatçı, gençlerle birlikte sergilediği performansla dinleyenlere keyifli bir müzik şöleni yaşattı. Orkestra, İstanbul konserlerinde Beethoven’in 8’inci Senfonisi, Rahmaninov’un 2’nci Piyano Konçertosu, Weber’in ‘Der Freischütz Uvertürü’, Wagner’in ‘Nürnbergli Usta Şarkıcılar Uvertürü’ ve Çaykovski’nin ‘Romeo ve Jüliet’ eserlerini seslendirdi. Uluslararası birçok festivalde yer alan Türk besteci Füsun Köksal’ın “Silent Echoes II” eserini de sanatseverlerle buluşturan orkestranın performansı büyük beğeni topladı.
Avrupa’nın Saygın Konser Salonları TUGFO’yu Ağırlayacak
Her yıl Avrupa’nın seçili festival ve konser dizilerine konuk olan orkestra, bu yıl da Almanyave İtalya’da toplam 7 konser verecek. 24 Temmuz’da Berlin’de Young Euro Classic Festival konseriyle yurtdışı turnesine başlayacak orkestra, bu konserde solist Gökhan Aybulus’a bir kez daha eşlik edecek. Orkestranın Berlin konseri, dünyanın önde gelen kültür-sanat kanallarından Deutschlandfunk Kultur radyosu tarafından kaydedilecek ve Avrupa Yayın Birliği tarafından paylaşılacak.
Almanya’dan sonra İtalya’ya geçecek olan orkestra, Sicilya’da 26 Temmuz – 4 Ağustos tarihleri arasında bir yandan konserlerine devam ederken bir yandan da prova ve eğitimlerini sürdürecek. Genç müzisyenler, Sicilya konserleri kapsamında; 27 Temmuz ve 3 Ağustos’ta Palermo’da, 28 Temmuz’da Bagheria’da, 31 Temmuz’da Castellmare del Golfo’da, 1 Ağustos’ta Marsala’da ve son olarak 4 Ağustos’ta Corleone’de konser verecek.
27 Temmuz Palermo konserinde piyanonun dâhisi olarak adlandırılan İvo Pogorelich solist olarak sahneye çıkacak. Orkestra ayrıca, 31 Temmuz’da Castellmare del Golfo ve 3 Ağustos’ta Palermo konserlerinde, genç yaşta ödüllerle yeteneğini ortaya koyan Rus piyanist Sofia Vasheruk’a eşlik edecek.
2019 Turne Programı
24 Temmuz 2019
Young Euro Classic Festival Konseri, Berlin
27 Temmuz 2019
Palermo Konseri, Sicilya
28 Temmuz 2019
Bagheria Konseri, Sicilya
31 Temmuz 2019
Castellmare del Golfo Konseri, Sicilya
1 Ağustos 2019
Marsala Konseri, Sicilya
3 Ağustos 2019
Palermo Konseri, Sicilya
4 Ağustos 2019
Corleone Konseri, Sicilya
]]>
Usta oyuncu Eşref Kolçak ile Özcan Kolçak'ın tek çocuğu olan Harun Kolçak, 15 Temmuz 1955'de İstanbul'da dünyaya geldi.
Evde sanatla iç içe büyüyen Kolçak, bir röportajında bu durumu "Müziğin içine doğdum. Anneannem ud çalardı. Annem klasik Türk müziğiyle ilgiliydi. Yani evlerde hep meşk edilirdi." sözleriyle aktarmıştı.
Saint Benoit Fransız Lisesi'nde okurken basgitar çalmaya başlayan Kolçak, müzik tutkusu ağır bastığı için babasından izin alarak eğitimini yarıda bıraktı.
Erkin Koray'ın 1977'de çıkan "Tutku" albümüyle profesyonel müzik kariyerine başlayan Kolçak, aynı yıl basgitarist olarak Ferdi Özbeğen ve Zülfü Livaneli'nin stüdyo kayıtlarında yer aldı.
Harun Kolçak, arkadaşlarıyla kurduğu grupla bir süre Galata Kulesi'nde sahne aldı, 1978'de ise basgitarist olarak Rıza Silahlıpoda ve Nükhet Duru'nun "Ritm 68" orkestrasına katıldı.
Ankara'da vatani görevini tamamladıktan sonra caza yönelen sanatçı, Aydın Esen, Neşet-Nükhet Ruacan ve Erol Pekcan ile çalışarak müzikal tecrübesini arttırdı. Yine bu dönem birçok ünlü ismin yer aldığı "Onno Tunç" orkestrasına katılan Kolçak, bu sırada orkestranın eşlik ettiği Sezen Aksu ile tanıştı ve Aksu'nun teşvikiyle şarkı söylemeye başladı.
Bir röportajında "Onno beni orkestrasına aldığında hayatımda yeni bir kulvar açıldı." ifadesini kullanan Kolçak, 7 yıl boyunca Onno Tunç Orkestrası'nda basgitaristlik, vokalistlik ve solistlik yaptı. Sanatçı, orkestranın dağılması nedeniyle bir süre vokalist olarak yoluna devam etti.
"Gir Kanıma" şarkısıyla geniş kitleler tarafından tanınmaya başladı
Kolçak, Aşkın Nur Yengi ve Grup Periyod ile 1986 Eurovision Türkiye elemelerinde "Haydi Söyle" adlı şarkıyı yorumladıktan sonra, müzik piyasasında ismini duyurmaya başladı.
Ünlü isim, Zerrin Özer ve Aşkın Nur Yengi ile 1987'de yaptıkları düetle "Kuşadası Altın Güvercin Müzik Yarışması" ve "Akdeniz Müzik Yarışması"nda ödüle değer görüldü.
Onno Tunç ile hazırladığı "Beni Affet" adlı ilk albümünde yer alan "Gir Kanıma" başlıklı şarkısıyla 1991'de büyük çıkış yakalayan Kolçak, 1993'te "En Büyük Aşk" albümünü müzikseverlerle buluşturdu.
Albümlerindeki birçok şarkının söz ve müziğini yazan ünlü sanatçı, 1994'te "Bendeniz" ismiyle tanınan Deniz Çelik ile "Biz" albümünü, 1995'te ise "Yanımda Kal" adlı albümünü çıkardı.
Harun Kolçak, 1996'da Litvanya'da 13 ülkenin katıldığı "Müzikos Festivalis 96"da "Müptelayım Sana" şarkısı ile "En İyi İkinci Şarkıcı" seçildi.
Pop-rock tarzındaki "Teslim Oldum" adlı 4. albümünü 1998'de çıkaran sanatçı, albümdeki 10 şarkının yedisinin sözlerine imza attı.
Yaptığı her çalışmayla müzikseverlerin beğenisini kazanan Kolçak, 2000 yılında çıkardığı "Yaşasın" adlı beşinci albümünün ardından bir süre müziğe ara verdi.
Son albümü "Yeniden Doğuyorum"u 2012'de çıkardı
Televizyon dizilerinde de rol alan sanatçı, 1999'da "Aile Bağları", 2002'de "Reyting Hamdi" ile "Kurşun Asker" ve 2012'de ise "Pis Yedili" adlı yapımlarda oynadı.
Kolçak, "Müzisyen" adlı albümü ile "Kahin Aziz Malachy'ye Göre Papalığın Sonu" kitabını 2006'da hayranlarıyla buluşturdu.
Annesini 2010'da kaybeden sanatçı, aynı yıl prostat kanseri olduğunu öğrendi. Kolçak, gördüğü tedavinin ardından kanseri yendi ve "Yeniden Doğuyorum" albümünü 2012'de yayınladı.
Kolçak, müzik hayatının 25. yılı anısına 2016'da "Çeyrek Asır"ı çıkardı. Sevilen şarkılarına albümde yer veren sanatçıya albümde, Işın Karaca, İrem Derici, Tan Taşçı, Yaşar, Bedük, Kubat, Aşkın Nur Yengi, Tuğba Yurt, Umut Kuzey, Hakan Kahraman, Gülçin Ergül, Alişan Göksu, Gökhan Türkmen ve Zara eşlik etti. Büyük ilgi gören albümün ikincisi için de çalışmalara başlayan sanatçının bu projesi vefatı dolayısıyla yarım kaldı.
62 yaşında hayata veda etti
Prostat kanseri nedeniyle 2014'te de bir ameliyat geçiren Kolçak, hastalığıyla mücadele ettiği günleri şu sözlerle anlatmıştı:
"Ölüm hayatta birçok şeye anlam katıyor. Ölümsüz olsaydık, birbirimize değer vermezdik. Dünyada, öleceğini bilerek yaşayan tek varlık insan. Bunu ötelemeyi de beceriyor insan. Hastalıkla, bu gerçekle yüz yüze geliyorsunuz. Bazı şeylerle yüzleşmek durumunda kalıyorsunuz. İki seçeneğim vardı: Ya acıya katılıp, kendimi yok etmek ya da yaşama dört elle sarılmaktı. Ben, içimdeki tanrısal güce sarılıp, sonuna kadar yaşamayı seçtim."
Harun Kolçak, hastalığı süresince sanata tutunmuş, kanseri de maneviyatı ile yendiğini ifade etmişti.
Haziran 2016'da hastalığı yeniden nükseden sanatçı, 19 Temmuz 2017'de tedavi gördüğü hastanede 62 yaşında hayata veda etti. Sanatçının cenazesi Bursa'nın Gemlik ilçesinde bulunan aile mezarlığına defnedildi.
Vejetaryen, hayvansever ve doğa tutkunu biri olarak tanınan ünlü sanatçı, sosyal medyadaki son paylaşımında, "Unutma, sen gelecek planları yaparken, hayat da kendi planlarını yapıyor." ifadelerine yer vermişti.
Sanatçının albümleri şöyle:
"Beni Affet" (1991) , "En Büyük Aşk" (1993), "Yanımda Kal" (1995), "Teslim Oldum" (1998), "Yaşasın" (2000), "Müzisyen" (2006), "Yeniden Doğuyorum" (2012), "Çeyrek Asır" (2016),
Tekli çalışmaları ise "Biz" (Bendeniz ve Harun Kolçak) (1994), "Aşk Beni Hep Değiştirecek" (2007)
]]>Müziğin dünyaca ünlü isimlerini ağırlayarak yılın en çok konuşulan konserlerine imza atan Regnum Live in Concert, bu yaz da nefes kesen performanslara ev sahipliği yapıyor. 10 Temmuz akşamı Regnum Carya sahnesinde müziğin dahi çocuğu Jason Derulo yer alacak.
2009 yazının hiti “Whatcha Say”, youtube’da tıklanma rekorları kıran “Swalla” ve Rap müziğin ünlü ismi Snoop Dogg’la seslendirdiği “Wiggle” başta olmak üzere tüm hit parçalarını 10 temmuz akşamı nabız yükselten dans koreografileriyle birlikte sergileyecek olan Derulo, yine nefes kesecek. Global müzik paylaşım sitelerinde şarkıları ve video klipleri en çok tıklanan isimler arasında yer alan ve kısa süre önce dünyanın en önemli müzik şirketi Warner Brothers Records’ a bağlı sanatçılar arasında yerini alan Derulo, sahnedeki enerjisi ve dinleyicilerle kurduğu samimi diyaloglarla tanınıyor. Genç yıldız Derulo, milyonların dinlediği tüm şarkılarını sevenleriyle birlikte seslendirecek.
]]>
Türkiye ve dünyanın bir çok ülkesinde NEY müziğini tanıtmak amacıyla meditasyon organizasyonları gerçekleştiren Nefes Koçluğu Federasyonu Londra’da düzenlediği canlı NEY müziği eşliğinde meditasyon seansında İngilizler gözyaşlarına hakim olamadı.
Nefes Koçluğu Federasyonu Başkanı Nevşah Karamehmet, bugüne kadar yurt içi ve yurt dışında düzenlediği konuşmalar, seanslar, çalışmalar ve profesyonel eğitimlerle 100.000’in üzerinde kişinin hayatına dokundu.
“Gönlümü nefese kaptırdım”
Nefes, dolayısıyla yaşam, yaşam enerjisi en büyük aşkım. Ve herkes için de böyle olması gerektiğini düşünüyorum çünkü nefes gerçek tek ihtiyacımız. Yemek yemeden, su içmeden bile yaşayabilirsiniz ama nefes olmadan birkaç dakikadan fazla canlı kalamazsınız. Ben zaten kendimi bildim bileli ‘Can’a, fiziksel dünyada görünenin ötesindeki ‘Varlığa’ aşıktım... Ona Allah diyebilirsin, can diyebilirsin, canan diyebilirsin, yaşam, nefes diyebilirsin aslında hepsi aynı şey. Bu nedenle hayatımı nefese, insanların nefesleriyle, yaşamın kaynağı ile tanıştırmaya, onları daha canlı, enerjik, mutlu, dengeli ve sağlıklı olabilmeleri için desteklemeye adadım.
Nefes yaşam demek.
Nefes herşey. İyi bir nefes iyi, sağlıklı bir beden, iyi, sağlıklı bir zihin ve psikoloji, aydınlık olmak demek, kötü nefes ise sağlıksız bir beden, sağlıksız, negatif bir zihin, kötü psikoloji, karanlıkta kalmak demek. Nefesim üzerinde çalışmaya başladığım ilk günlerde “Ben yaşamın sırrını buldum galiba” diyordum, şimdi “Nefes Kesinlikle Yaşamın Sırrı” diyorum. Verdiğim eğitimlerin sonunda insanlara her anlamda kapasitelerinin tamamını yaşamayı, sağlığın, neşenin, pozitifliğin en ama en üst seviyesine çıkabilmeyi ve orada kalabilmeyi vadediyorum ve bunu nefesinizi ve zihninizi değiştirerek yapabiliyor, %100 başarı elde ediyorum. Katılımcılarınızın yaşadıkları yüzlerce mucize sonrası Mucize Kursu ismini verdikleri kursumun kontenjanı 10 senedir bir ay öncesinden doluyor.
NASIL NEFES ALIYORSAK ÖYLE YAŞIYORUZ”
Nefes yaşamdır. Dünyaya nefes alarak adım atıyoruz, son nefesimizi vererek veda ediyoruz...Mekanik veya sistemsel olarak yazabileceğim hiçbir şey yok. Doğru nefes bir insanın “öğrenilmiş, tepkisel ve refleksif olarak ortaya çıkan, tetiklenen, solunum sistemi ile çatışan bir nefes alışkanlığının olmaması”dır ki 21. Yüzyılda %90 kişinin öğrenilmiş, yanlış nefes alışkanlıkları olduğu için mutlaka üzerinde çalışılması gereken bir konu. Sağlıklı, tam ve mutlu olmak sağlıklı ve iyi bir nefese sahip değilseniz mümkün olmayacak çünkü.
Herşey olumlu yönde değişebilir
Nefes ile hastalıklar iyileşebir, psikolojiniz düzelebilir, sürekli çalışan zihin susabilir, huzur, bolluk, başarı ve sağlık içinde yepyeni bir yaşam başlayabilir. Aklı başı yerinde olan herkes nefesini analiz ettirsin ve nefesinde bir problem varsa her işini bırakıp derhal bunu çözsün. Herşey bekler nefes beklemez.
“Nasıl nefes alıyorsak öyle yaşıyoruz”. Yaşadığımız tüm problemlerin arkasında nefes ve zihin alışkanlıklarımız ve bunlar değişirse tüm problemlerimiz giderilebilir, bunu her zaman hatırlayalım.
]]>Külltür ve Turizm Bakanlığından yapılan yazılı açıklamaya göre, Samsun Devlet Opera ve Balesi, Atatürk'ün Samsun'a çıkışının 100. yılını, özel bir proje olan "Yeniden Doğuş" operasıyla kutlamaya hazırlanıyor.
Eser, Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının Samsun'a gitmek üzere İstanbul'dan yola çıktıkları güne atıfla, ilk kez 16 Mayıs'ta sahnelenecek. Opera, İstanbul Haliç Kongre Merkezi'nde sanatseverlerle buluşacak.
1912-1913 Balkan Savaşı sonrası Rumeli'den İstanbul'a göçmek zorunda bırakılan halkın hikayesiyle açılan eserde, 1. Dünya Savaşı yılları, Çanakkale Savaşı, işgal yıllarındaki İstanbul, Bandırma Vapuru ile Samsun yolculuğu, Amasya, Erzurum ve Sivas kongreleri, Büyük Taarruz, Kurtuluş Savaşı ve cumhuriyetin ilan edilme süreci, aryalar, düetler, koro parçaları ve danslarla anlatılacak.
Atatürk ilk kez opera sahnesinde canlandırılacak
Türk opera tarihinde bir ilk olan eserde, Mustafa Kemal Atatürk de ilk kez opera sahnesinde canlandırılacak. "Yeniden Doğuş"ta Atatürk rolünü, İstanbul Devlet Opera ve Balesi sanatçılarından tenor Ali Murat Erengül üstlenecek.
Eserde Zübeyde Hanım rolünde Hatice Zeliha Kökcek, Fikriye Hanım rolünde Eda Bingöl Gürkan, Makbule Hanım rolünde Sezgi Elhüseyni, İsmet İnönü rolünde Gürkan Sezgin, Rauf Orbay rolünde Murat Göçken, Refet Bele rolünde Cüneyt Erdoğan, Cevat Abbas rolünde Yunusemre Kemal Sönmez, Asker Mehmet rolünde Bilal Doğan, İtalyan Komutan rolünde Eray Dönmez, Kaptan rolünde Hakkı Balkaş, Yunanlı rolünde Metin Bayram, Kazım Karabekir rolünde ise Hasan Çelik sahne alacak.
Librettosu ve bestesi Tevfik Akbaşlı'ya ait eser, bale ve orkestra sanatçılarından oluşan yaklaşık 130 kişilik ekip tarafından sahnelenecek.
Serdar Yalçın'ın orkestra şefi olduğu "Yeniden Doğuş"u, Şahan Gürkan sahneye koyacak.
Projeyi ortaya çıkaran Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü ve Genel Sanat Yönetmeni Murat Karahan, operanın sanat yönetmenliğini de üstleniyor.
"Yeniden Doğuş"un İstanbul'daki dünya prömiyeri için biletler Biletiva internet sayfasından satışa sunuldu.
Samsun'da 20 Mayıs'ta sahnelenecek eserde, Samsun Devlet Opera ve Balesi koro, orkestra ve bale sanatçılarının yanı sıra İstanbul Devlet Opera ve Balesi Korosundan ve Modern Dans Topluluğu (İstanbul) dansçılarından oluşan 34 kişilik ekip de yer alacak.
]]>"Unlimited Live" dünya turnesi kapsamında Türkiye'ye gelecek olan Alman keman virtüözü David Garrett, Yapı Kredi'nin ana sponsorluğunda, Volkswagen Arena'da sahne alacak.
Müzik otoritelerince yaşayan en önemli keman sanatçılarından biri kabul edilen Garrett, henüz 4 yaşındayken kardeşine hediye edilen kemanla müziğe adım attı. Bir yıl içinde keman çalmayı öğrenen Garrett, aynı yıl girdiği bir yarışmayı kazandı.
7 yaşında resitaller vermeye başladı
David Garrett, 7 yaşındayken düzenli resitaller vermeye başladı, 13 yaşındayken 2 CD kaydetti.
Genç sanatçı, Londra'da Royal Collage Of Music'teki eğitiminin ardından New York'ta Julliard School'da eğitimine devam etti.
"Flight of The Bumble Bee" adlı şarkıyı 1 dakika 6,56 saniyede yani saniyede 13 nota basarak yorumlayan Garrett, 2008'de Guinness Rekorlar Kitabı'na "Dünyanın En Hızlı Keman Çalan İnsanı" olarak geçti.
Sevilen klasiklerle birlikte pek çok rock ve pop parçasını kendine özgü tarzıyla yorumlayan David Garrett, kariyeri boyunca 24 altın ve 16 platin plak kazandı.
]]>Indie rock müziğin en özgün seslerinden biri olan Courtney Barnett, 18 Mayıs'ta Babylon'da müzikseverlerle buluşacak.
Yaptığı çalışmalarla çok sayıda ödül kazanan 32 yaşındaki sanatçının, "Sometimes I Sit and Think, Sometimes I Just Sit" adlı indie-rock albümü 2015'te, "Tell Me How You Really Feel" ise 2018'de yayımlandı.
]]>Ünlü piyanist ve besteci Fazıl Say, "PSM Caz Festivali"nde müzikseverlerle buluştu.
"Her müziğin caz festivali" sloganıyla gerçekleştirilen festivalde sahne alan sanatçı, Zorlu Performans Sanatları Merkezi'nde (PSM) konser verdi.
Konsere gelenlere teşekkür eden Say, sanatseverlerin yoğun ilgisi dolayısıyla memnuniyetini dile getirdi.
Fazıl Say, "İnsan İnsan" isimli eseri seslendirmeden önce Anneler Günü'ne işaret ederek, "Ben bu şarkıyı Anneler Günü'nde tüm annelere ithaf etmek istiyorum. Aynı zamanda kendi annemi de rahmetle anarak, onun anısına..." ifadelerini kullandı.
Konserin ikinci bölümünde vokalde Serenad Bağcan'ın eşlik ettiği sanatçı, Bağcan ile çalıştığı için kendini şanslı hissettiğini belirterek, "Bu şarkılar yorumcusunu yirmi yılı aşkın bir süre bekledi. Şarkıları ben 1994'te bestelemiştim. 2013'te de Serenad’la tanışıp CD'mizi çıkarmıştık." dedi.
İlk bölümde, "Körfez Dalgaları", "Brahms İzmir'de", "Kordon’da Sessiz Sabah", "Chopin İzmir'de", "Urla Şiiri", "Rahmaninov İzmir'de" ve "İzmir Süiti Opus 79" adlı eserleri sunan sanatçı, ikinci bölümde ise Nazım Hikmet, Ömer Hayyam, Can Yücel, Turgut Uyar ve Edip Cansever'in eserlerine yaptığı besteleri yorumladı.
Say ile Bağcan, konserin sonunda ise "Yiğidim Aslanım Burda Yatıyor" şarkısını icra etti.
PSM Caz Festivali, 1 Haziran'a kadar Zorlu Performans Sanatları Merkezi'nde devam edecek.
]]>
Kurulduğu günden bu yana sayısız canlı performans sergileyen Merlyn grubu, Rock müziğin çekirdek kimliğine sadık kalarak özgün yorumuyla harmanladığı bir tarzı ortaya koymayı hedefliyor. Böylelikle Türkiye’de ana akım Rock müzik anlayışının geçtiğimiz on yılda yaşadığı bozulmayı önleyip eski tadını kazandırmaya yönelik mücadeleleri ile müzik severler tarafından büyük destek görüyorlar.
Grup üyeleri, 2017 yılında çıkardıkları “Ayağa Kalk” isimli albümlerini ‘uzun yolculuklarının ilk durağı’ olarak tanımlamış, hız kesmeden yeni şarkıları ve ikinci durakları olacak çalışmaları için kolları sıvamışlardı. Bugün grup karşımıza gerçek Rock sound’unu özleyenler için, tadını damaklarda bırakan teklisi “Dön Deme” ile çıkıyor.
“Çıktığımız Merdivenin Basamaklarını Kendimiz Döşüyoruz”
Ürettikleri eserleri başka insanlarla paylaşmanın tadının bambaşka olduğunu ifade eden grup, “Dön Deme”nin oluşum macerası için de geriye dönüp baktıklarında, kendilerindeki gelişimi görmelerini sağlayan ve her zaman daha iyisi için kendileri ile yarıştıkları bir süreç olduğunu ifade ettiler.
Grup üyeleri, Ozan Öner’in müzik prodüktörlüğünde ve Pür Müzik’te kaydedilen ve GRGDN Müzik etiketiyle yayınlanacak “Dön Deme” teklisi için, ‘Demir dövercesine fikirlerimizi çarpıştırdık ve artık hikayemizi dinleyicilerimiz ile birlikte, aynı enerji içinde paylaşmak için gün sayıyoruz.’ diyerek 10 Mayıs’ta yeni single’ı “Dön Deme” ile müzikseverlerle buluşacak.
İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından, 22 yıldır Garanti Bankası sponsorluğunda gerçekleştirilen İstanbul Caz Festivali, bu sene de çağdaş müziğin yıldız isimlerinden yeni keşiflere şehrin dört bir yanını sarmaya hazırlanıyor. 50’nin üzerinde konserde 300’ü aşkın yerli ve yabancı sanatçıyı ağırlayacak 26. İstanbul Caz Festivali’nin programına sürpriz isimler eklenmeye devam ediyor.
İngiltere’nin en güçlü seslerinden, Grammy ödüllü şarkıcı, söz yazarı ve oyuncu Joss Stone, 26. İstanbul Caz Festivali’ne konuk oluyor. Dünya müziğinin en özgür ruhlu sanatçılarından biri kabul edilen Joss Stone, 11 Temmuz Perşembe akşamı, Volkswagen Arena’da düzenlenecek festival konserinde, tutkulu vokali ve enerjik sahne performansıyla yeniden İstanbullu hayranlarıyla buluşacak.
İlk gençlik yıllarında Aretha Franklin şarkılarıyla vokal çalışmaları yapan, daha sonra kendine has, güçlü ve parlak bir vokal tekniği geliştiren Stone, ilk albümüyle Grammy ve Brit ödüllerine adını yazdırdı. Takip eden yıllarda yedi başarılı albüm daha yayımlayan şarkıcı, James Brown, Herbie Hancock, Stevie Wonder, Gladys Knight, Sting, Van Morrison ve Melissa Etheridge gibi efsanelerle birlikte sahne aldı. Jeff Beck, Sting, Mick Jagger ve Damien Marley gibi müzisyenlerin albümlerine katkıda bulundu. Soul müzikle şekillenen kariyerinde her daim yeni açılımlar da yaparak keşifçi tavrını koruyan Stone’un 2015 tarihli albümü “Water for Your Soul” ile Billboard tarafından yılın en iyi reggae albümü seçildi. “Geleceğin Aretha Franklin”i olarak da anılan Joss Stone’un 2016 yılındaki İstanbul konseri uzun süre hafızalardan çıkmadı. En son 2016 yılında Total World Tour turnesi kapsamında İstanbul’a gelen Stone, üç yıl aradan sonra bir kez daha festivalin konuğu olacak.
Müzikseverler Joss Stone konserinin biletlerini 4 Mayıs Cumartesi günü 10.30’dan itibaren Biletix satış kanalları ile hizmet bedeli olmadan ana gişe İKSV’den (pazar hariç her gün 10.00-18.00 saatleri arasında) satın alabilirler. İKSV Lale Kart üyelerine özel ön satış, 2 Mayıs Perşembe günü saat 10.30’da başlıyor. Siyah ve Beyaz Lale Kart üyeleri 2 Mayıs Perşembe günü; Kırmızı, Turuncu ve Sarı Lale Kart üyeleri ise 3 Mayıs Cuma günü saat 10.30’dan itibaren biletlerini öncelikli olarak alabilirler.
“Amour chien fou !” bir aşk albümü. Arthur H albümünde hem kendinden hem de bizden bahsediyor. Her zaman aşık olmak gerektiğini bilen bir sanatçı o. İster peri, ister büyücü olsun, ister boksör ister gönüllerin kraliçesi olsun, kadınlar her zaman onun sözleri ve müziğinde yaşıyor.
Jacques Higelin’in oğlu olan Arthur H kısa sürede babasının ününden sıyrılarak kendi yolunu çizdi. Birçok farklı müzikal etkiden ilham alan müzisyenin repertuarı ve sahnesi, şiir, masal ve hiciv kullanımıyla farklılık yaratıyor.
"Amour chien fou!" albümüyle herkesten farkını açıkça ortaya koyan Arthur H, en ağır şiiri bile rock müziğin enerjisi ve pop müziğin neşesiyle bir akrobat gibi harmanlıyor. Arthur risk almayı seviyor. Çılgınca iddialı olan bu onuncu stüdyo albümü, Meksika, Bali ve Tokyo arasındaki seyahatlerinde derlenmiş tınılardan yola çıkıyor. Bu unutulmayacak geceyi kaçırmayın!
]]>
30 yılı aşan kariyerinde “Eklektik Kelt” müziğiyle dünya çapında 15 milyona yakın albüm satan ve “müzikli seyahat yazarı” olarak anılan Kanadalı şarkıcı ve besteci Loreena McKennitt, son albümü “Lost Souls” ve kariyerinin en özel şarkılarıyla Ankaralı hayranlarına müzikal bir ziyafet yaşatacak.
]]>Aynı albümünden yayınladığı dört video klibiyle YouTube’da 300 milyondan fazla izlenme rakamına ulaşan Hadise, yine hayranlarının karşına cesur ve sıra dışı bir video kliple çıkıyor.
Hadise, söz ve müziği Zeki Güner’e, aranjesi Serkan Ölçer’e ait şarkının video klibinde daha önce ‘My Body’ ve ‘Kahraman’ videolarının da yönetmenliğini üstlenen Şenol Korkmaz’la çalıştı. Görüntü yönetmenliğini Michel Dierickx’in yaptığı, Sait Halim Paşa Yalısı’nda gerçekleşen klip çekimlerinde Hadise’yeSırbistanlı oyuncu Petar Rasic eşlik etti.
Styling’ini Melis Agazat’ın üstlendiği klipte kıyafetlerin bir kısmı Sırbistanlı tasarımcı Valdrin Sahiti tarafından özel olarak hazırlandı.
]]>
Şef Orçun Orçunsel yönetimideki Avrasya Filarmoni Orkestrası ve Masis Aram Gözbekyönetimindeki Magma Filarmoni Korosu’nun eşlik ettiği bu sansasyonel konserin kaydından oluşan albüm; çiftli plağı, açılır kapaklı, 180g. ve 8 sayfa fotoğraf albümüyle birlikte bu tarihten itibaren Türkiye’deki tüm plak dükkanlarındaki yerini almaya başlayacak.
Harun Tekin (vokal,ritm gitar,klavye), Kerem Özyeğen (gitar,geri vokal), Burak Güven (bas, geri vokal ) ve Kerem Kabadayı(davul )‘dan oluşan grubun bu prestijli çalışmasında yer alan 13 şarkının düzenlemelerinde ise yine ağırlıklı olarak Orçun Orçunsel ve Tunç Devrim Yoldaş imzalarını görmekteyiz.
Albüm, Rainbow45 Records & Rakun Müzik iş birliği ve Universal Müzik Türkiyedağıtımıyla büyük müzik marketlerde, İstanbul’un yeni göz bebeği olan seçkin plak dükkanlarında ve rainbow45records.com web sitesinden satışa sunulacaktır.
]]>
Kaan Ekenler, Enes Yüce, Yunus Akbaş ve Mert Kesepara’dan oluşan MYFO’nun “Rafine “ albümü 1 yıllık bir çalışmanın ürünü. Yedi şarkının yer aldığı albümde, altı parçanın aranjlerini Selim Öztürk yaptı. Albümde yer alan söz ve müziği Sezen Aksu’ya ait ‘Bile Bile’ cover’ının düzenlemesi
Murat Cem Orhan imzasını taşıyor.
Sözü ve müziği Murat Hasarı’ya,düzenlemesi Selim Öztürk ‘e ait ‘Yanarım’, ‘Rafine” albümünün çıkış şarkısı olarakmüzikseverlerin beğenisine sunuldu.‘Yanarım’ın video klip yönetmenliğiniTunahan Emre Bilgin üstlendi.
MYFO HAKKINDA:
Farklı şehir ve ülkelerden 4 arkadaş, 2015 Eylül ayında aynı konservatuvarın kapısından girdi. Kısa bir zaman diliminde keyifli bir dostluk oluşturdu. En büyüğü 1991, en küçüğü 1997 doğumlu olan grubun, konservatuvarın Opera bölümünde buluşmuş olması bir tesadüf değildi. Aralarındaki dostluk ve müzik ile sıkı bir bağ kuran grup, birbirine “My Friend” diye seslenmeye başladı ve zamanla bu sesleniş “MYFO”ya evrildi. Kasım 2016’da kurulan MYFO, Türkçe ve yabancı parçaları “Pop Opera” tarzında yorumlayarak müzik sektörüne yeni bir soluk getirdi. Grup üyeleri kendilerini “Old souls in young bodies” olarak tanımlıyor. Grubun hedefi; öncelikli olarak Türkiye’de pop operayı tanıtmak ve farklı aranjelerle bu tarz müziği yaygınlaştırmak, sonrasında ise dünyada tanınmış ve saygın bir “Pop Opera”grubu olmaktır.
Opera ve Konser Şarkıcılığı bölümünde Konservatuar eğitimlerine devam edenMYFO grubu Kaan Ekenler, Enes Yüce, Yunus Akbaş ve Mert Kesepara’dan oluşuyor.
]]>“Mazhar Senfoni” başlıklı konser, 3 Mart Pazar akşamı CRR Konser Salonu’nda gerçekleşti. Konseri; aralarında Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Fecir Alptekin, Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Politikaları Kurulu Üyesi Prof. Dr. İskender Pala, Endonezya Büyükelçisi Mahmut Erol Kılıç, KADEM Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Sümeyye Erdoğan Bayraktar, BAYKAR Teknik Müdürü Selçuk Bayraktar, SETA Genel Koordinatörü Burhanettin Duran, İBB Kültür Daire Başkanı Rıdvan Duran, İBB Kültür A.Ş. Genel Müdürü Kemal Kaptaner, oyuncular Hasan Kaçan, Kadir Çöpdemir, İpek Tuzcuoğlu ve müzik yazarı Doç. Dr. Michael Kuyucu’nun da bulunduğu yaklaşık bin kişi izledi.
Alanson konsere “Yandım” şarkısıyla başladı. “Ah Bu Ben”, “Sarı Laleler” , “Yağmur Var”, “Tam Ortası”, “Yaşın 19”, “Ali Desidero” ve “Ele Güne Karşı” konserde seslendirilen diğer eserlerdendi.
2007 yılında kurulan Grup Mercanlar, konser ve kültürel etkinliklerde yeni bir çizgi oluşturmuş, müzikal zenginlikleri geleneksel tınılarla birleştirerek ve geniş repertuvarlarıyla dinleyicileriyle buluşuyor.
Usta yorumcu Hakan Kalaycı, Avrupasaz Müzik Okulu’nun müzik öğretmenleri Ahmet Aslan, Aykut Aslan, Cem Güler ve Bülent Kesen ile birlikte başarılı müzikal çalışmalarına devam eden Grup Mercanlar, geleneksel düşünceden kopmadan, yenilikçi bir düşünceyle müzikal projelerini müzikseverlerin beğenisine sunuyor.
Almanya’nın Frankfurt şehrinde müzikal yaşantılarına devam eden Grup Mercanlar bu kez Anadolu’nun müzikal öğeleri ile yenilikçi yaklaşımlara “Düşlerim” şarkısıyla ve klibiyle damga vurmaya hazırlanıyorlar.
Söz ve müziği grubun solisti Hakan Kalaycı’ya, düzenlemesini ise Kurtuluş Şan’a ait olan şarkı Seyhan Müzik etiketi ile 25 Şubat Pazartesi tüm dijital müzik platformlarında yerini aldı.
]]>Emirgil'in sözü ve müziği kendisine ait olan teklisi "Aşkın Formülü", Audiam/Distrokid etiketiyle dijital müzik marketlerde yayına girdi.
Emirgil, bu şarkısında; insanların, kendilerine zarar veren bir ilişkiyi neden sürdürdüklerine, içinden nihayet çıkıp kurtulduklarında dahi, kötü anılara rağmen, aşkın nasıl sürebildiğine hayret ederken aşkın bir formülünün olmadığı, hiçbir hesap kitaba uymadığı sonucuna vardığını belirtiyor. Düzenlemesini Özgür Bakkaloğlu’nun yaptığı şarkıda geri vokalleri ve vokal süpervizörlüğünü Meltem Taşkıran üstlendi. Miks ve mastering işlemleri Serkan Kula’ya teslim edildi. Şarkının, Ayhan Tecer’in yönettiği ve Balat sahilinde, tek planda kesintisiz çekilen klibinin post prodüksiyonunu ise Adnan Kılınç gerçekleştirdi. Albüm kapak fotoğrafı yine Ayhan Tecer’e ait.
Aşkın Formülü 2019 Şubat ayında yine Audiam/Distrokid etiketiyle yayında…
]]>
"Bilkent Üniversitesi Müzik Hazırlık İlk ve Ortaokulu"nda 6. sınıf öğrencisi Nil İpek Şabi ile aynı okulda burslu okuyan 4. sınıf öğrencisi kardeşi Kıvanç Arda Şabi, birlikte katıldıkları "4.Uluslararası Mozart Müzik Yarışması"nda keman ve viyolonsel branşlarında birincilik ve üçüncülük elde ederek aldıkları ödüllere bir yenisini daha ekledi.
Bulgaristan'ın Albena kentinde 4-11 Ekim 2018'de düzenlenen müzik yarışmasında, solo keman dalında Grand Prix ödülününün sahibi olan 10 yaşındaki Nil İpek Şabi ve çello dalında ikinci olan kardeşi Kıvanç Arda Şabi, bu yarışmada aldıkları derecelerle "4.Uluslararası Mozart Müzik Yarışması"na katılım hakkı kazanmıştı.
Beden eğitimi öğretmeni annesinin, kendisindeki ritim yeteneğini keşfetmesi üzerine 4 yaşında piyano öğrendiğini, 5 yaşında ise keman çalmaya başladığını belirten Şabi, kemanı bırakmayıp müzik yaşamına bu enstrümanla devam ettiğini anlattı.
Bilkent Üniversitesi Müzik Hazırlık İlk ve Ortaokulu'nda burslu okuyan Şabi, "İleride kemanımla orkestrada baş solist olmak istiyorum." dedi.
Nil İpek, uluslararası bir müzik yarışmasında birincilik elde etmekten duyduğu mutluluğu şu cümlelerle dile getirdi:
"Çok çalışarak bu yarışmadan derece elde ettim, çok mutluyum. Kardeşimle aynı yarışmada başarı kazanmak benim için ayrı bir mutluluk. Büyük müzisyenlerimizden maddi ve manevi destek bekliyoruz. Ülkemiz için çalışmaya devam edeceğiz."
Üç uluslararası yarışma ve üç ödül
Ablası ile aynı okulda öğrenim gören 9 yaşındaki Kıvanç Arda Şabi de keman ve viyolonsel eğitimleri alarak müzik eğitimine devam ediyor.
Küçük çellist, üç yıldır devam ettiği viyolonsel eğitimine Arthur Rahmatullah ile başladığını belirtti.
Ablası ile katıldığı "4.Uluslararası Mozart Müzik Yarışması"nda çello dalında üçüncülük kazanan Kıvanç Arda, bu başarısının kendisini çok motive ettiğini söyledi.
18 Ocak'ta Prag'da düzenlenen "13. Jan Vychytil Uluslararası Çello Yarışması"nda da ikinci olan Kıvanç Arda, Mozart Müzik Yarışmasında aldığı ödülle bu sevincinin ikiye katlandığını belirtti.
Üçüncü uluslararası yarışması olduğunu ve üçünden de derece alarak yurda döndüğünü dile getiren Şabi, "Büyüyünce Türkiye'nin en iyi çellisti olmak istiyorum. Bunun için çok çalışıyorum." dedi.
"Fazıl Say, Cihat Aşkın gibi sanatçılarımızdan destek bekliyoruz"
Anne Gamze Şabi ise çocuklarının kazandığı başarılardan duyduğu gurur ve mutluluğu dile getirdi.
Şabi, İpek ve Arda'nın müzik okumayan çocuklar kadar rahat olmadığını, okuldan geldikten sonra uyku vaktine kadar çalıştıklarını söyledi.
Bilkent Üniversitesinin ve hocalarının çocuklarını çok desteklediğini ama yine de yarışmalara katılabilmek için desteğe ihtiyaç duyduklarını dile getiren Şabi, şunları kaydetti:
"Memur olarak bir yere kadar karşılıyoruz. Elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. Çocukların eğitim öğretim ve yarışma masrafları oldukça yüklü. Biz elimizden geldiği kadar çalışıp bunları karşılıyoruz. Ancak daha çok işler yapabilmek için maddi desteğe ihtiyacımız var. Bu anlamda bizlere yardım edebilecek sponsor arıyoruz. Güher-Süher Pekinel kardeşler, Fazıl Say, Cihat Aşkın gibi ünlü sanatçılardan destek bekliyoruz."
]]>
Kliplerinde rol alan Taranç; kadın bedenine yüklenen estetik anlam ve algıları değiştirmek istediğini söylüyor ve yapmak istediği şeyin ‘beden olumlaması’ olduğunun altını çiziyor.
Kısa film tadında Çeşme'de gerçekleşen klibin yapımcılığını ise Şebnem Vitrinel üstlendi. Taranç&Taranç Müzik etiketiyle piyasaya giren parçanın düzenlemesi Umut Utku tarafından yapıldı.
Yağmurlarda Yıkansam adlı uzun metrajlı filmi bulunan Taranç şu sıralar ikinci filmi 12’ye 5 Kala’nın hazırlıklarıyla uğraşıyor.
Şarkının sözleri…
Çıkamadım işin içinden
Neden bir insan sever bu kadar zor
Çıkamadım senin düşünden
Oysaki aslında hiç umut yok
Çeşme'ye gitsek ya da Bodruma
Olmadı salınsak ya Kordon'da
Benim senin yüzünden kendimle aram bozuldu
Görmedikçe seni delirdim sana
Benim senin yüzünden kendimle aram bozuldu
Görmedikçe beni delirdim sana
Çeşmeye gitsek ya da Bodrum'a
Olmadı salınsak ya Kordon'da
Gitmesek de gezmesek de hep kalsan ya sen yanımda
]]>
Konser, Viyana valsleriyle kıyaslandığında oldukça naif ve romantik olan, Dede Efendi’ye ait ilk Türk valsi “Yine Bir Gülnihal”le başlayacak. Repertuvar, Cumhuriyet sonrası balolarında sıklıkla çalınan, Yeşilçam filmleriyle zihinlere kazınan unutulmaz Türk valsleriyle renklenecek. Aşkın’ın kemanıyla yeniden yorumlayacağı eserlerin düzenlemelerini, besteci ve orkestra şefi Oğuzhan Balcı yaptı.
Cihat Aşkın’a yeni projesinde, Aşkın Ensemble eşlik edecek. Aşkın Ensemble; klarnette Göksun Çavdar, kanunda Serkan Halili, piyano ve akordeonda ise Çağdaş Özkan’dan oluşuyor.
]]>14 Aralık 2018 Cuma günü Kadıköy Süreyya Opera Sahnesi’nde gerçekleşecek konserde, İsveçli besteciler Wilhelm Stenhammar, Hogo Alfvén, Carl Leopold Sjöberg ,Ture Rangström, Danimarkalı besteci Carl Nielsen, Norveçli besteci Edvard Grieg, Finlandiyalı besteci Jean Sibelius ve İzlandalı besteci Páll Ísólfsson’un eserlerini, Soprano Otilia İpek ve Evren Ekşi, Bariton Kevork Tavityan, Piyanist Hüseyin Kaya eşliğinde seslendirecekler.
Klarnet sanatçısı Sıla Köse ve Piyanist Hüseyin Kaya, Carl Nielsen’in “Andante cantabile” adlı eseri ile gecede yer alıyor…
“Nordik Bestecileri” nde ayrıca dans da var… Edvard Grieg’in “Åse’nin Ölümü” adını verdiği parçasında, Deniz Özaydın koreografisinde, Berfu Elmas ve Deniz Özaydın dans ederek programı sonlandıracaklar.
]]>
Bertan ERMAN
ABD'de, Doğu Yakası'nın ünlü RAP Grubu olan Wu-Tang Clan'in, 1993 ylında piyasaya çıkan, Tearz, Protect Ya Neck, C.R.E.A.M. gibi hit şarkıların yer aldığı Enterd The Wu-Tang (36 Chambers) albümü 25. yılını kutluyor. Ayrıca ünlü RAP Grubu'nun, Bangladeşli Yönetmen Shomi Patwary imzalı, hem albümün, hem de o dönemin hikayesini anlatan For The Children: 25 Years of Enter The Wu-Tang (36 Chambers) (Çocuklar İçin: 25 Yıllık Enter The Wu-Tang (36 Çember)) adlı belgesel de, bugün Hulu üzerinden gösterime girdi.
WU-TANG CLAN HAKKINDA
1992 yılında, New York'ta kurulan Wu-Tang Clan, RAP piyasasının en iyi gruplarından biri olarak kabul ediliyor. Günümüzde RZA, GZA, Method Man, Redman, Raekwon, Ghostface Killah, Inspectah Deck, U-God, Masta Killa ve Cappadonna, Wu-Tang Clan Grubu'nu oluşturuyor. Grubun kurucu üyelerinden ODB ise, 13 Kasım 2004'te hayatını kaybetmiştir.
Ayrıca, Wu-Tang Clan'in, ABD'de kendine ait giyim ve eşyaların satıldığı bir dükkanı bulunuyor. Bu ürünlere, grubun resmi internet sitesi üzerinden de ulaşılabiliyor.
Wu-Tang Clan'in 1993 yılından bu yana çıkardığı stüdyo albümleri şu şekilde:
Enter the Wu-Tang (36 Chambers) (1993)
Wu-Tang Forever (1997)
The W (2000)
Iron Flag (2001)
8 Diagrams (2007)
A Better Tomorrow (2014)
Once Upon a Time in Shaolin (2015)
]]>Zuhal Olcay 1989 yılında yayınlanan “Küçük Bir Öykü Bu” albümünden bu yana bir dizi başarılı konsept albüme imza attı. “Başucu Şarkıları” albüm serisinde ise onlarca popüler şarkıya güçlü yorumculuğu ve vokal tarzıyla yeniden hayat verdi.
Zuhal Olcay’ın sahnede Mert Fırat ile yapacağı düetler, 30 Eylül gecesini Ada Müzik Günleri’nin benzersiz gecelerinden biri kılacak. Zuhal Olcay-Mert Fırat birlikteliğinin sahne duygusu, aşk şarkılarını Moda sahillerine taşıyacak.
Burada Müzik Var ile İlkler Yaşanacak
28 Eylül-7 Ekim tarihleri arasında Moda Kayıkhane’de düzenlenecek “Burada Müzik Var”, uzun aralardan sonra ilk konserlerini gerçekleştirecek grupları, farklı sanatçıların birlikte sahne alacağı heyecan uyandıracak buluşmaları da izleyicisine sunacak.
9 gece boyunca, 2 farklı sahnede 27 ayrı performans içerisinde 42 sanatçının sahne alacağı Ada Müzik Günleri’nde, daha önce hiçbir yerde dinleyici karşısına çıkmamış özel programlar da müzikseverlerle buluşacak.
]]>
Goran Bregoviç, "İstanbul nefes alıyor" sloganıyla düzenlenen "7. Uluslararası Klarnet Festivali" kapsamında Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Sahnesi'nde konser verdi.
"Three Letters from Sarajevo" isimli turnesiyle İstanbul'a gelen sanatçı, farklı dillerde seslendirdiği repertuvarıyla ayakta alkışlandı.
Daha önce birçok kez Türkiye'de konser veren Bregoviç, tekrar Türkiye'de olmaktan dolayı çok mutlu olduğunu söyledi.
Goran Bregoviç, "Ederlezi", "Gas Gas", "Kalasnjikov", "Vino Tinto", "Duj Duj", "Bella Ciao" ve "Maki Maki" gibi çok bilinen eserlerini seslendirdi.
Sanatçıya sahnede, 5 nefesli ve bir vurmalı saz ile 2 vokalden oluşan orkestra eşlik etti.
]]>50 yıllık sanat hayatına birçok değerli eser ve unutulmaz başarılar sığdıran Timur Selçuk, Most – Uniq Konserleri kapsamında sevenleriyle buluştu. Ünlü sanatçıyı dinlemeye gelen hayranları 2 saati aşkın süren konserde keyifli anlar yaşadı. Timur Selçuk, ‘Aziz İstanbul’ şarkısını seslendirirken babası Münir Selçuk ve Türk müziğinin değerli üstadlarını anarak seyirciden büyük alkış aldı. Usta sanatçı ‘Aziz İstanbul’ şarkısını seslendirirken kızı Mercan Selçuk da sema gösterisi ile sahneye çıkarak seyircilere hoş bir sürpriz yaşattı.
Timur Selçuk’u izlemeye gelenler arasında, Hıncal Uluç, Betül Demir ve Müfit Can Saçıntı gibi ünlü isimlerde vardı. Çok sevilen ‘İspanyol Meyhanesi’ şarkısı ile sahnesine son veren sanatçı, seyircinin yoğun alkış ve tezahüratları üzerine yeniden sahneye çıkarak ‘Bir Tatlı Huzur’ şarkısını seslendirdi. Kendisini izlemeye gelen tüm dinleyicilerinin tek bir ağızdan şarkıya eşlik etmeleri üzerine, ‘ Güneşin Sofrasında Söylenen Türkü’ ile final yapan duayen sanatçı, dakikalarca ayakta alkışlandı.
]]>
Konser, sergi ve söyleşilerle bir çok değerli sanatçının yer aldığı Caz Festivali’nde Kenan Doğulu, İhtimaller Projesi ile caz rüzgarı estirecek. Doğulu yıllar içerisinde müzikseverlere sunduğu bir çok hit parçasının caz müzik formlarında yeniden düzenlenmiş versiyonlarını seslendirecek.
Türkiye’nin önde gelen caz müzisyenlerinden oluşan orkestrası ile hayranlarına müzik ziyafeti sunacak olan Doğulu’ya piyanoda Ercüment Orkut ve Can Çankaya, kontrbasta Ozan Musluoğlu, davulda Mehmet İkiz ve Ferit Odmantrompette Şenova Ülker, trombonda Burak Dursun, saksafonda Engin Recepoğulları, vokalde Sibel Gürsoy ve Tuba Önal eşlik edecek.
]]>Sinema sanatçısı Eşref Kolçak ile Özcan Kolçak'ın oğlu olarak 15 Temmuz 1955’de dünyaya gelen, Saint Benoit Fransız Erkek Lisesi'ndeyken müzik tutkusu ağır bastığı için eğitimine devam etmeyen Kolçak, müzik dünyasına ilk olarak Erkin Koray'ın 1977'deki "Tutku" albümünde basgitar çalarak adım attı. Kolçak, 1978'de basgitarist olarak Silahlıpoda Ritm 68 orkestrasına katıldı.
Vatani görevini tamamladıktan sonra caza yönelen sanatçı, Aydın Esen, Neşet-Nükhet Ruacan ve Erol Pekcan ile çalışarak müzikal tecrübesini arttırdı.
Ünlü sanatçı, Onno Tunç'un orkestrasına katıldıktan sonra tanıştığı Sezen Aksu'nun teşvikiyle şarkı söylemeye başladı.
7 yıl boyunca Onno Tunç Orkestrası'nda basgitaristlik, vokalistlik ve solistlik yapan Kolçak, orkestranın dağılması nedeniyle bir süre vokalist olarak yola devam etti.
İlk albümündeki "Gir Kanıma" şarkısıyla üne kavuştu
Kolçak ve Aşkın Nur Yengi, Grup Periyod'la 1986'da Eurovision Türkiye elemelerinde "Haydi Söyle" adlı şarkıyı yorumladıktan sonra müzik piyasasında ismi duyulmaya başladı.
Zerrin Özer ve Aşkın Nur Yengi ile 1987'de yaptıkları düetle "Kuşadası Altın Güvercin Müzik Yarışması"nda birinci oldular.
Sanatçı, 1991'de yayımlanan "Beni Affet" adlı ilk albümündeki "Gir Kanıma" şarkısıyla büyük bir ilgi gördü. İlk albümündeki birçok şarkının söz ve müziğini yazan Kolçak, 1993'te "En Büyük Aşk"ı, 1994'te "BenDeniz" ismiyle tanınan Deniz Çelik ile "Biz" albümünü, 1995'te ise "Yanımda Kal" adlı albümünü müzikseverlerle buluşturdu.
Harun Kolçak, 1996'da Litvanya'da yapılan "Müzikos Festivalis"te "Müptelayım Sana" şarkısıyla "En İyi İkinci Şarkıcı" seçildi. 1998'de "Teslim Oldum", 2000'de "Yaşasın" albümünü yayınlayan sanatçı, 2006'da çıkardığı "Müzisyen" albümünün ardından, kişisel gelişim ve dini araştırmalara ağırlık verdi. Aynı yıl "Kahin Aziz Malachy'ye Göre Papalığın Sonu" adlı kitaba imza attı.
Yeni parçalardan oluşan "Yeniden Doğuyorum" albümünü 2012'de çıkaran sanatçı, 2016'da yayımlanan "Çeyrek Asır"daki şarkılarında çoğu yeni jenerasyondan şarkıcıyla düet yaptı. Albüm büyük bir ilgi gördü.
62 yaşında hayata veda etti
Kolçak, 2014 yılında prostat kanseri nedeniyle ameliyat geçirdi. Kanseri maneviyatıyla yendiğini söyleyen sanatçı, bu esnada alkali diyeti yaptığını aktardı.
Haziran 2016'da hastalığı yeniden nükseden sanatçı, yeni bir ameliyat geçirdi ve 8 Temmuz'da yoğun bakımdan çıktı. Hastalığı dolayısıyla Temmuz 2017'de tekrar hastaneye kaldırılan sanatçı, müdahaleye karşın 19 Temmuz 2017'de tedavi gördüğü hastanede 62 yaşında hayata veda etti.
]]>Bugüne dek Yüzyüzeyken Konuşuruz, Nilipek, 90BPM, İdil Meşe, Uluru, Hedonutopia, Al'York, Loradeniz, Ethnique Punch ve daha birçok ismin yer aldığı Red Bull Music Warm Up’ta bu sene Affet Robot, Ati ve Aşk Üçgeni, Baneva, Nova Norda, The Young Shaven ve üniversiteler arasından seçilen Federal yer alıyor.
AFFET ROBOT
Eren Günsan’ın tek kişilik müzik projesi Affet Robot, son yıllarda popülerleşen synth-wave akımının en özgün temsilcilerinden biri. Affet Robot melankolik müziğini motorik ve dinamik ritimler ve soğuk bir müzikal atmosferle dinleyiciye taşıyor.
ATİ VE AŞK ÜÇGENİ
Ati Yıldıztozu ve ekibi yaptıkları müziği ‘ruh pop’ olarak tanımlıyor. Gitarın yumuşak geçişleri, koşuşturmadan tempo tutan davullar eşliğinde ‘romantik şarkılar’ üreten grup, dinleyicilerde nostaljik bir tat bırakmayı amaçlıyor.
BANEVA
Hip hop müziğin genç ve yetenekli ismi Baneva, hızlı sözleri ve flow yeteneği ile ön plana çıkıyor.
NOVA NORDA
Elektronik müzik temsilcisi Nova Norda, elektronik pop, trap müzik ve hip hop ezgilerinden beslenen şarkılarını kendi kişisel hikayesinden ilham alarak hazırlıyor. Şimdilik sadece üç single yayınlayan sanatçı kısa sürede dinleyici kitlesi yaratmayı başardı.
THE YOUNG SHAVEN
Punk Rock grubu The Young Shaven, ambiyans müziği punk ezgileriyle birleştirerek kendilerine has bir müzik yakalamayı başardı. Punk severleri etrafında toplayan grup, 1970’lerin Türkiye’sinden beslenerek şarkılarını kurguluyor.
FEDERAL
Red Bull Music Warm Up'a üniversite kontenjanından katılan Federal, kampüsünde kaydettiği canlı performansıyla halk oylamasını zirvede tamamladı.
]]>Azka Yaz Konserleri kapsamında sahneye çıkan genç şarkıcı, repertuvarı ve sahne performansı ile kendisini dinlemeye gelenleri mest etti. Yaklaşık üç saat kaldığı sahnede Bodrum gecelerini nağmeleri ile inleten genç sanatçı, özellikle hareketli şarkılarda yerinde bir an olsun durmadı.
Şarkı aralarında zaman zaman seyircilerle sohbette eden Elif Turan, ''Popüler kültürde kendimi geniş kitlelere tanıtmanın bir yöntemi olduğu için pop müzik söylüyorum. Sonrasında neler yapabileceğimi herkes görecek. Türkiye benimle caz dinleyecek. Çünkü ben baymayan bir caz sanatçısıyım.'' diyerek ciddi ve iddialı bir açıklama yapmış oldu.
Beş yaşından beri çeşitli müzik enstrümanları çalmaya başlayarak müzikal serüvenine ilk adımını atan Turan, günümüz müzik eleştirmenleri tarafından geleceğin en önemli caz yıldızı adayları arasında gösteriliyor...
]]>GİTARLARIN EFENDİSİ JOE SATRIANI
İstanbul Blue Night, 2018 yazının en unutulmaz konserleriyle yine olmazları olduracak. BKM organizasyonuyla düzenlenen konser serisinin ilkinde dünyanın en önemli gitar virtüözlerinden Joe Satriani, Mart 2018’de çıkardığı yeni albümü “Beyond the Supernova”nın ardından çıktığı dünya turnesi kapsamında, 27 Temmuz’da KüçükÇiftlik Park’ta sahne alacak. Joe Satriani’nin heyecanla beklenen sahne performansının özel konuğu ise Türk Heavy Metal Müziği’nin köklü temsilcisi Pentagram.
27 Temmuz akşamı KüçükÇiftlik Park’ta Joe Satriani ile aynı sahneyi paylaşacak olan metal müziğin Türkiye’deki öncüsü Pentagram’ın üyeleri konser öncesi Joe Satriani hakkındaki düşüncelerini şöyle dile getirdiler ;
Tarkan Gözübüyük:
Satriani, tek kelime etmeden anlattığı kozmik hikayelerle bizi tedavi etti. Gitaristleri, serseri karizmasıyla prim yapmak yerine frekans ve titreşim evrenini keşfederek müzisyen olmaya özendirdi. Bilen bilir, hiçbir mukayese yahut kompliman kendisini tarif etmeye yetmez.
Metin Türkcan:
Satriani özellikle melodik soloları ile bana her zaman ilham vermiş çok değerli bir müzisyen ve harika bir insan...Kendisi ile aynı sahneyi paylaşacak olmak gerçekten muhteşem.
Hakan Utangaç:
Satriani birçok insanın gitar çalmaya başlama sebebinin yanı sıra, gitaristlerin albüm çıkartma furyasına da etki etmiş bir uzaylı.
27 Temmuz akşamı meraklıları için benzersiz bir müzik ziyafeti yaşatacak olan Joe Satriani konserinin hemen ardından İstanbul Blue Night KüçükÇiftlik Park’ta; Ağustos ayında efsanevi Oasis grubunun kurucusu ve solisti Liam Galliger ile İngiliz alternatif rock grubu Starsailor’ı, Eylül’de ise Imagine Dragons’ı BKM organizasyonuyla ağırlayacak.
]]>
Dünyaca tanınan piyano ikilisi Güher & Süher Pekinel haziran ayında IKSV ve IKSEV kapsamında gerçekleşecek iki müthiş konserle sanatseverlerle buluşacak. Eleştirmenlerce canlı performansları en az stüdyo kayıtları kadar başarılı ve nefes kesici bulunan Pekinel’lerin IKSV ve IKSEV kapsamında beklenilen Türkiye Konserleri takvimi belli oldu. İlki 11 Haziran 2018 Pazartesi İzmir’de diğeri ise 12 Haziran 2018 Salı günü Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı'nda gerçekleşecek konserler yine dinleyicilerin nefeslerini kesecek. İstanbul’da gerçekleşecek.
Sınırları aşan başarılarıyla hep zirvedeler
Dünyanın en önemli müzik otoritelerince piyanonun sihirli parmakları olarak nitelendirilen Güher Süher Pekinel kardeşler, kariyer hayatları boyunca, Berlin Filarmoni, Viyana Filarmoni, New York Filarmoni, ve Amsterdam Concertgebouw başta olmak üzere dünyanın önde gelen tüm orkestraları eşliğinde sahneye çıktılar. Sıra dışı şiirsel müzikaliteleri, teknik mükemmellikleri ve özgün stil ve yorumlarıyla Amerika’dan Uzakdoğu’ya övgüler toplayan Pekinel’ler heyecanla beklenen iki önemli Türkiye konserinde Şef Gerard Schwarz yönetiminde İngiliz Oda Orkestrası ile sahne alacaklar.
]]>
Kimi zaman karanlık, kimi zaman da rengarenk ve katmanlı synth düzenlemelerinden; psychedelic gitar soundlarından ve pop melodilerden kuvvet alan albümde tüm parçaların söz, müzik ve düzenlemeleri Cem Özel imzası taşırken, 3 şarkıda davulda ünlü sanatçı Can Güngör yer aldı. Yaklaşık 4 yılda tamamlanan ve dinleyenleri farklı dünyalara taşıyacak “Aşk Ölmez” albümünün kaydını Baran Göksu ve Umut Çetin, mix’ini Baran Göksu, mastering’ini ise Christopher Leary üstlendi.
Toplam 8 şarkıdan oluşan “Aşk Ölmez” albümünden kliplenen ilk şarkı “Kuş Gibi” oldu. Bir Ege kıyı kasabasında meydana gelen doğaüstü olayları anlatan "Aşk Ölmez" üçlemesinden ilk bölüm olan “Kuş Gibi” klibi, kasabanın sakinlerini ve vakit geçirmek için kasabaya gelip can havliyle kaçan ziyaretçileri konu alıyor. Gizem ve komedi unsurlarının bir araya geldiği video dizisinde Cem Özel’e başrollerde Sezi Süer, Sinan Mellaart, Ali Somay ve Umut Çetin eşlik etti. Cem Özel ve Bora Bekiroğlu’nun yönetmenliğinde çekilen üçlemenin görüntü yönetmenliğini ise Hürcan Emre Yılmazer üstlendi.
Müzik kariyerine 2008 yılında İstanbul’da Wufi adlı electropop grubunu kurarak başlayan Cem Özel, grupla birlikte 2009 yılında Rock’n’Coke festivalinde, 2010 yılında yurtdışında ve Türkiye’de çeşitli konserler Verdi. Grubun 2011 yılında dağılması ile solo albümünün kaydına giren sanatçı, 60’lar ve 70’ler rock müziğine göndermeler yapan ‘İnim İnim’ adlı ilk Türkçe sözlü albümünü 2012 yılında yayınladı. Klasik ve modern rock, synth-pop, soul, electronica, şiir, kara mizah ve antropoloji gibi türlü etkileri harmanladığı konsept albümü "Aşk Ölmez"i 2013 - 2017 yılları arasında kaydetti.
]]>
Tekfen Filarmoni’nin ilk konseri 46. İstanbul Müzik Festivali kapsamında 25 Mayıs tarihinde Aya İrini’de; ikinci konseri ise 26 Mayıs tarihinde, 32. Uluslararası İzmir Festivali programı kapsamında İzmir Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde olacak.
Ülkemizin sayılı özel sanat kurumlarından Tekfen Filarmoni, şef Aziz Shokhakimov yönetiminde, klasik müziği 21’inci yüzyıla taşıyan projelere imza atan İngiliz kemancı Charlie Siem’in solist olduğu bir programla Festival dinleyicileriyle bir araya geliyor. İlk buluşma 25 Mayıs tarihinde 46. İstanbul Müzik Festivali kapsamında Aya İrini’de gerçekleşecek. Tekfen Filarmoni 32. Uluslararası İzmir Festivali vesilesiyle de 26 Mayıs tarihinde Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde İzmirli müzikseverlerle buluşacak.
Geniş yelpazedeki kültürlerarası cazibesiyle günümüzün en gözde keman virtüözlerinden Charlie Siem’in Çaykovski’nin bestelediği tek keman konçertosunu yorumlayacağı festival konserinde, Orkestra ayrıca Rachmaninov’un 1940’ta tamamladığı son bestesi olan Senfonik Danslar ile Glinka’nın Ruslan ve Ludmila uvertürünü seslendirecek.
21’inci yüzyıl sanatçısı
3 yaşındayken Yehudi Menuhin’in Beethoven’ın keman konçertosu yayınını dinledikten sonra keman öğrenmeye başlayan İngiliz sanatçı Charlie Shiem, dünyanın sınırsızlaştığı 21’inci yüzyılda kültürlerarası çeşitliliği sanatçının taşıması gereken özelliklerden biri olduğunu savunuyor. Klasik müziği popüler müzikle bir araya getiren projelerde Bryan Adams, Jamie Cullum ve The Who ile birlikte yer alan Siem, 2014 yılında CBS Watch! kanalı tarafından sipariş edilen ilk bestesi Canopy’i İngiliz Oda Orkestrası’yla kaydetmişti.
Londra Semfoni, Camerata Salzburg gibi dünyanın en prestijli orkestraları ile beraber sahne alan sanatçı, 2017/2018 döneminde Avrupa’nın yanı sıra Çin, Güney Amerika ve Avusturalya turnelerini gerçekleştirmiş bir sanatçı. “D’Egville” olarak anılan 1735 yapımı Guarneri del Gesú kemanı ise, Siem’in müzik çalışmalarında yol arkadaşlığını yapıyor.
]]>
Müzisyen, yazar ve sanatçı kimliğiyle tanıdığımız Nick Cave’in 2015 yılında 15 yaşındaki oğlu Arthur Cave’i kaybetmesinin ardından yaşadıklarına ışık tutan “One More Time with Feeling” filmi, aynı zamanda Cave’in Skeleton Tree albümünün kayıt sürecini de anlatıyor. Trajik bir belgesel olan 3 boyutlu ve siyah beyaz filmde, Cave, daha önce birçok kez birlikte çalıştığı yönetmen Andrew Dominik’le yeniden kamera karşısına geçti. 73. Venedik Film Festivali’nde dünya prömiyerini yaptıktan sonra tüm dünyayla aynı anda gösterilen “One More Time with Feeling”, Nick Cave‘in anlatımına ve the Bad Seeds‘in canlı performansları ve röportajlarına da yer veriyor.
Başka Sinema işbirliğiyle gerçekleşecek İçinden Caz Geçen Filmler’in ilkbahar, sonbahar ve kış programında yer alan filmler, orijinal dilinde ve Türkçe altyazılı olarak gösteriliyor. GarantiOne ve KonserV kullanıcıları, Mobilet üzerinden 15 TL’ye satılan biletleri %50 indirimli satın alabilecek.
Program kapsamında film gösterimleri, Eylül, Ekim, Kasım ve Aralık aylarının son Pazar günlerinde bomontiada Alt’da devam edecek.
]]>İki Echo Klassik Ödüllü Montero’ya sahnede, Birleşik Krallık’ın önde gelen yaylı orkestralarından Scottish Ensemble eşlik edecek. Olağanüstü yetenekli sanatçılardan oluşan topluluk, ilgi çekici konser programları, enerji dolu performansları ve farklı disiplinlerden sanatçılarla yaptığı ortak çalışmalarla dinleyicilerine unutulmaz deneyimler sunuyor.
]]>Küba, Porto Rico, Akdeniz ve Fransız ritmlerini harmanladığı canlı, bir o kadar duygu yüklü şarkıları ve danslarıyla sahnede muhteşem bir enerji yakalayan Dany Brillant konseri 12 Mayıs Cumartesi akşamı saat 20:00’da Akra Hotels’de izlenebilir. Konserin öncesinde Türkiye’nin duayen gitaristlerinden Neşet Ruacan ile Akra Jazz Band sahne alacak.
Konuyla ilgili basın bülteni ve görseller ekte yer almaktadır.
]]>Gecede Fazıl Say'ın Türk edebiyatının unutulmaz şairlerinin şiirlerini besteleyerek yaptığı şarkı albümlerinden “İlk Şarkılar” ve “Güz Şarkıları” izleyici ile buluşacak. Bu muhteşem konser 9 Mayıs Çarşamba akşamı saat 20:00‘da Akra Hotels sahnesinde dinlenebilir.
Gecede İlk Şarkılar & Güz Şarkıları
“İlk Şarkılar”da Fazıl Say’ın piyanodaki cesur ve özgün yorumuna, solist Serenad Bağcan’ın güçlü sesi eşlik ediyor. Doğu-Batı sentezi, Türk musikisi, caz, kabare müziği, nostaljik melodileri ve herkes için akılda kalıcı sözleri ile her biri farklı stilde ve farklı konularda olan “Güz Şarkıları”nda muazzam yaratıcı bir yorumcu olan Ece Dağıstan piyanoya hayat verirken; Güvenç Dağüstün etkileyici sesiyle solist olarak yer alıyor. Güz Şarkıları orkestrasında ise; Ediz Hafızoğlu (davul), Volkan Hürsever (kontrbas), Gürtuğ Gök (saksafon), Derya Türkan (kemençe) ve Hakan Güngör (kanun) gibi usta isimler var.
Bu yıl Antalya'da ilki gerçekleşen, modern ve klasik cazın yanı sıra; caz müziği funk, rock, latin, soul ve elektronik tarzla harmanlayan renkli bir müzikal yelpazeyle izleyici karşısına çıkan Antalya Akra Caz Festivali 12 Mayıs 2018 tarihine kadar devam edecek.
]]>
Thomas Faure, Gaël Cadoux, Arnaud Renaville, Jérémie Coke, Vincent Payen, Bertrand Luzignant ve James Copley 'den oluşan Electro Deluxe; Akra Hotels'de gerçekleşen konserde dinleyenlere unutulmaz bir gece yaşattı.
Konuyla ilgili basın bülteni ve görseller ekte bilginize sunulmuştur.
]]>Zorlu PSM’nin tüm alanlarına “her müziğin cazı”nın hakim olacağı festivalin ilk gecesinde Turkcell Sahnesi’nde efsane keman virtüözü Ara Malikian, tüm biletleri tükenen unutulmaz bir konsere imza attı. Studio, Hollanda çıkışlı folk/dreampop ikilisi Rosemary & Garlic ve Londralı elektronik müzik ikilisi Tender’a ev sahipliği yaparken, Zorlu PSM’nin yeni caz kulübü Velvet ise Luke Howard ve Hior Chronik performanslarıyla kapılarını açtı.
2.Zorlu PSM Caz Festivali, 13 Mayıs’a kadar Bosna Hersek’in ikonik yıldızı Dino Merlin’e; Bill Frisell ve Thomas Morgan’ın bir araya gelerek kurduğu “Small Town Duo”ya; caz, funk, afro ve latin ezgilerini harmanlayan Too Many Zooz’a; Ahmet Ertegün anısına gerçekleşecek “Karsu Plays Atlantic Records” performansına; dünyaca ünlü Çek basçı Miroslav Vitous ve grubunun Aydın Esen’le sahne alacağı “Music of Weather Report” projesine; enstrümantal rock, psychedelic rock ve post-rock’ı başarıyla buluşturan Grails’e; swing caz müziğin ustaları Ladies & Lads Swing Orchestra’ya, Hornsgatan Rambles ve Gunhild Carling’e; Türkiye caz sahnesinin önde gelen gruplarından Kerem Görsev Quartet’e; ünlü Fransız trompetçinin de eşlik edeceği İlhan Erşahin’s Istanbul Sessions projesine; müziğiyle dinleyicileri başka bir dünyaya taşımayı başaran Sarah Blasko’ya; caz piyanisti Jason Moran ve “The Bandwagon” grubuna; çıplak ayaklı diva Cesaria Evora’ya bir saygı duruşu niteliğinde olan tribute grubu Cesaria Evora Tribute’a; Afro-Küba geleneğinin önde gelen temsilcilerinden Orchestra Baobab’a; hem yumuşak hem güçlü sounduyla yoğun ilgi gören Beyries’e; Pink Floyd deneyimini tam anlamıyla yaşatan, bir tribute grubundan çok daha fazlası olan The Australian Pink Floyd Show’a; Prova’da konseptiyle müziğin yenilikçi ismi Gökhan Türkmen’e; Fransız şanson geleneğini klasik Amerikan caz repertuvarıyla buluşturan Stacey Kent’e; Letonyalı grup Dagamba’ya; dans dolu bir geceye imza atmaya hazırlanan Polo & Pan’e; İtalyan piyanist ve besteci Dario Faini tarafından hayata geçirilen Dardust projesine; elektronik müziği farklı enstrümanlarla buluşturan Patrick Wolf’a; caz, blues ve elektroniği ölçülü bir şekilde karıştıran Hugh Coltman’a; İstanbul Gelişim Jazz Combo Orkestrası’na ve günümüzün en popüler şarkılarını caz ve swing aranjmanlarıyla coverlayarak dünya çapında adını duyuran Scott Bradlee’s Postmodern Jukebox’a ev sahipliği yapacak.
Zorlu PSM Caz Festivali boyunca “Jazz It Up!” projesi kapsamında Amfi’de Türkiye caz müzik sahnesinin genç yeteneklerinin akşamüstü gerçekleşecek performansları izlenebilecek. Programda müzik performanslarının yanı sıra film ve belgesel gösterimleri, konsept partiler, değerli konukların liderlik edeceği paneller de yer alıyor.
]]>‘Değişimin hiç bitmediği yer’ söylemi ile ülkemizde çağdaş sanat alanında önemli etkinliklere imza atan Akbank Sanat, kuruluşunun 25. yılında her ay farklı sanatçıların konserlerine ev sahipliği yapıyor.
]]>Türkiye’ye her geldiğinde kendini evinde hissettiğini söyleyen Yasmin Levy; “Akdeniz’in kıyısında böyle bir yerde, ilk kez böyle bir konser veriyorum. Benim için gerçekten çok heyecan verici bir deneyimdi." dedi. Gecede ayrıca Akra Jazz Band ile birlikte Türkiye'nin önde gelen müzisyenlerinden trompetçi İmer Demirer ve saksafoncu Serhan Erkol sahne aldı.
]]>Bu yıl 22. yaşını kutlayan Uluslararası Ankara Caz Festivali, Bilkent Statıon'da düzenlenen basın toplantısıyla tanıtıldı. 8-13 Mayıs tarihlerinde Ankara'nın 4 farklı mekanında gerçekleşecek konserler hakkında bilgi veren Caz Derneği Festival Koordinatörü Tuğçe Alpaslan, “Ankara 6 gün boyunca dolu dolu bir festivale ev sahipliği yapacak. Caz müzik sevgisi Türkiye'de her geçen gün katlanarak artıyor” diye konuştu. Festival kapsamında Karsu Dönmez, Nilüfer Verdi, Ayşe Tütüncü, Yıldız İbrahimova ile Hava Kuvvetleri Cazın Kartalları Orkestrası gibi sanatçılar ve gruplar sahne alacak.
ORKESTRALAR KADIN SOLİSTLERLE SAHNEDE
Bilkent Center'daki toplantıya Caz Derneği Festival Koordinatörü Tuğçe Alparslan, derneğin yönetim kurulu üyesi Saba Akman, Bilkent Center AVM Müdürü Ayhan Aytekin ve çok sayıda basın mensubu katıldı. Uluslararası Ankara Caz Festivali hakkında bilgiler veren Alpaslan, “Ankara 6 gün boyunca dolu dolu bir festivale ev sahipliği yapacak. Geniş bir yelpazede gerçekleşecek festivali Bilkent Station , Samm’s Bistro, BİS by Newcastle ve Tepe Prime Avenue'de sanatseverlerle buluşturacağız” dedi. Festivalin bu yılki temasının 'Kadın ve Caz' olduğunu vurgulayan Alpaslan, "Kara, Hava ve Deniz Kuvvetleri olmak üzere 3 tane büyük kuvvet orkestramız temaya uygun olarak kadın solistlerle sahneye çıkacak. Erkekler önlerinde kadın solistle izleyenlere keyifli bir performans sunacak. Festivalin tüm kurgusu kadınlar üzerine yapıldı" ifadelerini kullandı.
"CAZ MÜZİĞE İLGİ ARTIYOR"
Caz müziğin son 2 yıldır büyük bir ivme kazandığını belirten Alpaslan, “Bir sivil toplum kuruluşu olarak ülke gündemi ne kadar yoğun olsa da bir şekilde kültür- sanatı ve eğitimi devam ettirmeyi sürdürmekle yükümlü olduğumuzu düşünüyorum Türkiye genelinde özellikle büyük şehirler farklı festivaller ve mekanizmalar ortaya çıkmaya başladı. Bu da ilgiyi son derece artırıyor. Eskiden caz müziğe çekimser yaklaşılırdı şimdi merak ediliyor ve çok yakından takip ediliyor. 22 yıldır caz müziği müzik dinleyicilerine sevdirmek için yoğun çaba sarf ettik. Festivalin ilk düzenlendiği yıl takip edenler şimdi çocuklarıyla festivalimize katılıyor. Her geçen gün caz müzik seven kişilerin sayısı katlanarak artıyor” diye konuştu. Alpaslan ayrıca festivalden elde edilecek gelirin bir kısmının burs fonuna aktarılarak eğitim hayatını sürdüren öğrencilere burs olarak verildiğini söyledi.
"GENÇLER YAKINDAN TAKİP EDİYOR"
Bilkent Center AVM Müdürü Ayhan Aytekin "Bu yıl ilk defa Caz festivaline ev sahipliği yapıyoruz. Sanatsal etkinliklere AVM olarak çok önem veriyoruz ve Caz festivalinin evimizde olması bizi oldukça mutlu ediyor. Lokasyon olarak Hacettepe, ODTÜ ve Bilkent gibi üç büyük üniversitenin ortasında bulunuyoruz. Buradaki gençlerin caz müziğini çok sevdiklerini ve yakından takip ettiğini biliyoruz. Onlara güzel bir festival sunacağımızı düşünüyorum" diye konuştu. Bu yıl 22. kez düzenlenecek festival kapsamında Karsu Dönmez, Nilüfer Verdi, Ayşe Tütüncü, Yıldız İbrahimova ile Hava Kuvvetleri Cazın Kartalları Orkestrası gibi sanatçılar ve gruplar sahne alacak.
FESTİVAL PROGRAMI
Bilkent Station:
08 - 13.05.2018 Salı-Pazar 10:00-22:00 "Perform Jazz" Fotoğraf Sergisi by Leyla Diana Gücük
09.05.2018 Çarşamba 20:00 "KARSU Plays ATLATIC RECORDS 'Ahmet Ertegün Anısına'"
10.05.2018 Perşembe 14:30 - 15:30 Leyla Diana Gücük ile Tarih - Caz - Kadın – Söyleşi
10.05.2018 Perşembe 16:00 - 17:00 Demet Varoğlu & Janusz Szprot Duo
10.05.2018 Perşembe 17:15 - 18:00 Caz, Kadın ve Yaratıcılık: Şebnem Baykal –Şöyleşi
10.05.2018 Perşembe 20:00 Kent Orkestrası
11.05.2018 Cuma 14:00 - 15:00 Senem Diyici ile "Sesin Etrafında" - Atölye
11.05.2018 Cuma 15:15 - 16:15 ODTÜ Caz Topluluğu Konseri – Dinleti
11.05.2018 Cuma 16:30 - 17:30 Caz ve İnovasyon: Onur Ataman – Söyleşi
11.05.2018 Cuma 20:00 Türk Armoni Yıldızları Orkestrası - Solistler: Ece Göksu, Şirin Soysal, Dilek Sert Erdoğan
12.05.2018 Cumartesi 14:00 - 15:00 Senem Diyici ile Çocuk ve Ritim – Atölye
12.05.2018 Cumartesi 15:15 -16:15 Sibel Köse ile Caz Vokal üzerine... - Atölye
12.05.2018 Cumartesi 16:30 - 17:10 Sanat ve Sürdürülebilirlik: Pınar Salman – Söyleşi
12.05.2018 Cumartesi 17:30 -18:15 Kültür - Sanatta Katılımcı Yaklaşımlar: Özlem Ece & Harun İzer – Söyleşi
12.05.2018 Cumartesi 20:00 Hava Kuvvetleri Cazın Kartalları Orkestrası - Solistler: Yıldız İbrahimova, Evrim Özşuca, Şenay Lambaoğlu, Dolunay Obruk
SAMM'S BİSTRO
9.05.2018 Çarşamba 21:30 Nilüfer Verdi Quartet
10.05.2018 Perşembe 21:30 First Gig Never Happened
11.05.2018 Cuma 21:30 Ayşe Tütüncü Dörtlüsü
13.05.2018 Pazar 11:00-13:00 Kahvaltıda Caz - Janusz Szprot Quartet feat. Sanat Deliorman
13.05.2018 Pazar 21:00 Aga Derlak Trio
BİS BY NEWCASTLE
9.05.2018 Çarşamba 21:45 Giulia Valle Trio
10.05.2018 Perşembe 21:45 Şenay Lambaoğlu
TEPE PRIME AVENUE
13.05.2018 Pazar 20:00 Türk Deniz Kuvvetleri Yıldızlar Hafif Müzik ve Caz Orkestrası - Solistler: Sibel Köse, Ülkü Aybala Sunat, Su İdil
]]>
Ankara Fransız Kültür Merkezi ve Altus Kültür Sanat organizasyonu ile Chassol ilk defa Ankara’lı müzikseverler ile tanışacak.
Onlarca film müziği ve albüme imza atan 1976 doğumlu Christophe Chassol rotasını Hindistan’a çevirmeden önce New Orleans’ta temellerini attığı başarıyla parlayan dördüncü albümü Big Sun ile Ultrascores adındaki başarılı üçlemesini taçlandırıyor. Karayipler’de küçük bir ada olan Martinique adasında topladığı ses ve görüntü materyalleri ile Big Sun’ı yaratan sanatçı doğal içgüdülerle, doğal dokunuşlarla sıradışı bir müzik deneyimi yaşatıyor. Chassol bizi oldukça tuhaf ama bir o kadar da organize bir keşif macerasına davet ediyor.
Kullandığı müzik dili ile kaydettiği görüntü ve melodi parçalarının kendi ezgisel gidişatlarına göre melodilendirmesi, melodilerin de aynı akışkanlıkla armonilendirmesi ile bütüne ulaşıyor Chassol. Kurduğu cümlecikleri kompozisyonuna kolajı andıran bir biçimde yerleştiriyor.
Sarıkahya'ya rock müziğinin önemli isimlerinden Zafer Şanlı (bas gitar), Aydın Şeref (Davul), Taner Ayan (Gitar) eşlik ediyor. "Babama" adlı şarkının klibinin yönetmenliğini ise Devrin Usta üstlendi. Sarıkahya'nın müziğe başlama öyküsü ise şöyle: 2006 senesinde 5 Nisan'ı 6 Nisan'a bağlayan gece Cem Karaca'nın doğum günü anma etkinliğinde babasından bir telefon aldı. Babaannesinin ölüm haberini duyduktan sonra sahneye çıkıp eve döndü. Ertesi gün 7 Nisan'da babası Mehmet Sarıkahya'yı kaybetti. Aynı gün "Babama" şarkısının sözlerini yazdı, hep erteledi ve 12 yıl sonra ancak kaydedebilme cesaretini buldu. Bu şarkı yıllar önce müziğe başladığı Cem Karaca'nın Yol Arkadaşları (Gitar: Taner Ayan - Bas Gİtar: Zafer Şanlı - Davul: Aydın Şeref) eşliğinde Stüdyo Arı'da kaydedildi. Arpej Yapım etiketiyle çıkacak olan Söz ve Müziği kendisine ait "Babama" şarkısının düzenlemesini Taner Ayan, kayıt /mix/mastering'ini Arıkan Sırakaya yaptı. Şarkının klibini ise Devrin Usta yönetti.
Burak Sarıkahya kimdir?
22 Ocak 1984 tarihinde doğan Burak Sarıkahya, babasının çaldığı plaklara minik orguyla eşlik ederek müzik serüvenine başladı. Özel Ortadoğu Koleji'nde ortaokul ve lise yıllarında gitar çalıp vokal yaparak birçok müzik yarışmasına katıldı. Liseyi bitirdikten sonra hayranı olduğu Cem Karaca ile tanıştı. Onun yönlendirmesiyle kendi şarkılarını yazmaya başladı. Cem Karaca'nın vefatından sonra Cem Karaca'nın Yol Arkadaşları grubu ile konserlerde yer aldı ve 2009 senesinde kendi şarkılarından oluşan "Adsız" isimli bir albümü tamamladı. 2012 senesinde "Komşu Şarkılar" isimli bir albüme imza attı. 2014 yılında Cem Karaca'ya bir vefa borcu olarak her konserde Cem Karaca'nın Yol Arkadaşları ile seslendirdiği "İhtarname" şarkısını 45'lik plak formatında yayınladı.
]]>
Derin göğüs ve bacak dekolteli siyah elbisesiyle sahne öncesi gazetecilerin sorularını yanıtladı.Objektiflere poz verdiği sırada dünyaca ünlü yıldız Angelina Jolie'yi diline dolayan Arar,"Angelina Jolie pozu vereyim" diyerek muhabirlerle şakalaştı.
"Keyifli Güneydoğu turnesi yaptık"
Geçtiğimiz hafta Güneydoğu Anadolu turnesinden dönen Arar,"Çok keyifli bir Güneydoğu turnesi yaptık. Mardin'den başladı. Batman,Malatya, Gaziantep'ten sonra bugünde Kıbrıs'tayız" diye konuştu. Konserlerin Nisan ayında da devam edeceğini söyleyen Arar,"6 Nisan'da Bostancı'dayız. Çok güzel hazırlanıyoruz,orası içinde çok güzel bir repertuvar hazırladık sürprizler olacak konserin sonuna doğru. Çılgın şeyler var"ifadelerini kullandı.
"Aras istemediği için bizde çocuk düşünmüyoruz"
Yoğun iş temposundan dolayı oğlu Aras'a zaman ayıramadığından dert yanan Arar,"İşimiz bu. Bir şekilde hallediyoruz. Aras'ı özlüyorum elbette. Aralarda ben tabi İstanbul'u gidip gelip hasret gidereceğiz" diye konuştu.Konserlerine oğlunu götürmediğini söyleyen Arar'a Aras kardeş istiyor mu? sorusu yöneltilince,"Aras kardeş istemiyor. O istemediği için bizde düşünmüyoruz" diye cevapladı.
"Ayağım 6 hafta alçıda kaldı"
Gaziantep konserinde topuğu kırıldığı halde konserine devam eden Funda Arar'a Çağla Şıkel'in podyumda yürüdüğü sırada ayağı kayarak düştüğü hatırlatılınca Arar,"Gördüm onu kötü düştü, çok profosyönel olduğu için o hemen toparladı. Benim de yine Kıbrıs'ta düştüğüm bir sahnem var. Düştükten sonra ayağım 6 hafta alçıda kalmıştı. Ben alçılı ayakla konser verdim" dedi.