19 Mayıs Gençlik ve Spor bayramına iki hafta kalmışken, spora ve sporcuya dair düşüncelere daldım. Aslında sadece spor değil, genç nesilin nereye, hangi yöne gittiğine dair düşüncelerim var.
Futbol müsabakalarına bakıyorum derbi maçında, herkesin tanıdığı köklü bir takımı temsil eden futbolcular mahalle maçına çıkar gibi sahada birbirlerine küfür ediyorlar, tükürüyorlar, yumruklaşıyorlar. Başka bir maça bakıyorum, sporcu hakeme fiziksel temasta bulunuyor. Gerçi sporcu demeye gönlüm razı olmuyor, artık hepimiz biliyoruz ki özellikle Arda Turan’ın yaptıkları bir değil, iki değil, üç değil... Ne yazıkki ülkemizde ön planda olan tek spor futbol olduğu için örneğime futbolla başlamak durumunda kaldım. İnsanlar bir spora profesyonel bir adım attığı zaman tabiki ilk başta niyeti yabancı ülkelere karşı bayrağımızı ön sıralarda dalgalandırabilmek ve milli takıma seçilebilmek. Milli takım seçmeleri artık geçmiş zamanlardaki gibi kolay da değil. O formayı üstüne giydiğin an ülkene bayrağına ve seni destekleyenlere yakışır bir birey yada sporcu olmak zorundasın. Olamıyorsan başkasının hakkına girmeyeceksin efendi gibi bırakıp, başkalarının önünü açacaksın.
Yaklaşık 2008 yılından beri Türkiye Buz Hokeyi Federasyonu Kadınlar Liginde lisanslı sporcuyum. Bugüne kadar buz hokeyi sporcuları için kaba denildi, aykırı denildi, marjinal denildi, kavgacı denildi. İnanın herşey denildi. Ama bakın ahlaklı sporcu nasıl olunuyormuş kimse demedi. Hatırlıyorum iki sene önce Erzurum ve Kocaeli takımları arasında buzda kavga çıktı diye bütün televizyon kanalları gazeteler manşetten buzda vahşet diye haberler yapmıştı. Eeee futbolcular her maçta kavga ediyor daha yeşil sahada vahşet diye bir haber görmedik. Yada Arda Turan’ın yaptığı saygısızlıklar ufak cezalarla örtüldü geçildi. Geçtiğimiz sene de Rusya karşısında Türk Milli Buz Hokeyi takımının aldığı 42-0’lık bir yenilgi var. Günlerce aylarca hatta yıllarca sürecek şekilde dalga geçildi. Kaç kişi ‘yaa bu çocukların idman yapacak buzu var mı acaba?’ diye sordu. Bu çocukların sponsoru kim, destekçileri kim diye soran oldu mu? Arda Turan milyon avroları kazanıp, sokak serserisi gibi davranırken bu çocuklar kimi zaman federasyondan harcırahlarını bile alamadılar.
İki gün önce, şubat ayında İstanbul’da yapılan Teakwondo Milli Takım kampında, Milli Takım Teakwondo sporcuları tarafından çekilmiş kelimelerle anlatılamayacak kadar iğrenç bir fotoğraf gördüm. 5 erkek sporcu ve 1 kadın sporcu anadan doğma çıplak, sanırım dahasını anlatmaya gerek yok. Nutkum tutuldu, fotoğraftaki 6 sporcu da ülkesini Avrupa Şampiyonası’nda temsil etmek üzere kampa alınmış sporcular. Bir de fotoğrafı çeken sporcunun babası diyor ki ‘o fotoğraf bir arkadaşlarına şaka yapma amaçlı çekilmişti konuyu çarpıtmayınız.’ Yahu soruyorum biz hangi ara bu kadar ahlaksız bir toplum olduk? Evet biz hangi ara bu kadar ahlaksız bir toplum olduk? Böyle bir rezilliğin yaşanmasından öte, çekilip paylaşılmasına mı laf etmeli, yoksa iş üstündeki ahlaksızlardan birinin babasının şaka ya o şaka demesine mi? Bu ülkede aktif çalışan Federasyon yetkilileri ve Spor Bakanlığı var ama sanıyorum ki denetim üzerine artık eskisi gibi sıkı çalışmıyorlar. Sporcuların doping, uyuşturucu madde, alkol testleri yapılıyor mu bundan bile şüpheliyim. Millet olarak bir an önce silkelenip kendimize gelmezsek bu işin ucu çok ama çok başka yerlere gidecek. Yaa hani biz hokeyciler marjinaldik, hani? Teakwondo Federasyonunun biran önce açıklama yapıp cezai işlemleri başlatmasını dört gözle bekliyorum.
“Ben Sporcunun Zeki, Çevik ve Aynı Zamanda Ahlaklı olanını severim.” Mustafa Kemal ATATÜRK
Sevgi ve ahlakla kalmanızı dilerim.