"işler yolunda gitmemeye başlarsa 1 numaralı zarfı açıp içindeki mektupta yazdığım tavsiyelere uyarsın, baktın düzelme olmadı sonrasında ikinci zarfı, işler iyiden iyiye sarpa sardığında da 3 numaralı zarfı açarsın."
Zamanın behrinde, memleketin birinde, selef sadrazam halefine görevi devredip devletle ilgili bütün detayları anlattıktan, devletin gizli sırlarını, “Kara Kitap”ını ve “tahsisat-ı mesture”nin anahtarını verdikten sonra kaftanının iç cebinden üzerinde 1-2 ve 3 yazan üç zarf çıkarıp yeni sadrazamın eline tutuşturmuş ve kulağına fısıldayarak demiş ki; “işler yolunda gitmemeye başlarsa 1 numaralı zarfı açıp içindeki mektupta yazdığım tavsiyelere uyarsın, baktın düzelme olmadı sonrasında ikinci zarfı, işler iyiden iyiye sarpa sardığında da 3 numaralı zarfı açarsın.”
Cicim ayları bir şekilde geçtikten sonra memlekette sıkıntılar artmaya, işler yolunda gitmemeye başlamış, homurdanmalar artınca da sadrazamın aklına zarflar gelmiş. Birinci zarfı açmış. Zarfta: “yapacağın, yapamayacağın bir sürü vaatte bulun, bol keseden salla, tebaanın beklentilerine uygun şeyler için bir beklenti oluştur” tembihini görüp denilenleri yapmış ve 100 günde şunları-şunları yapacağım, 500 günde şu hedeflere ulaşacağız, 1000 günde de şöyle bir refaha ulaşacağız” diye vaatleri sıralamış.
Halk ağzına çalınan bir parmak balın etkisiyle ve vaatlerde belirtilen mühletlere uygun olarak beklemeye başlamış ama geçen günlerde bırakın düzelmeyi her şey daha kötüye gidince homurdanmalar tekrar ve daha yüksek şiddetle başlamış. Sadrazamın aklına ikinci mektup gelmiş ve hemen 2 numaralı mektubu çıkarıp yazılanları okumaya koyulmuş. Mektupta: “senden önceki dönemi kötüle, bize enkaz bıraktılar, onu kaldırmaya çalışıyorum bu sebeple size verdiğim vaatleri yerine getiremiyorum diye şikâyette bulun” yazıyormuş. Hemen tavsiyeye uymuş her türlü imkânla ve yüksek sesle bir önceki dönemden yakınmaya, devraldığı sıkıntıların büyüklüğünü, devraldığı enkazın hacmini anlatmaya koyulmuş. Eleştiriler bir süreliğine kesilmiş halk yeni sadrazama hak verir olmuş ama bu sükûnet hali de çok uzun sürmemiş, çün kî; “ insanların hepsini bir süreliğine, bir bölümünü daha uzun sürelerde aldatabilirsiniz ama tüm insanları her zaman aldatamazsınız” diye bir gerçek var dünyamızda.
İşte bu gerçek doğrultusunda sadrazamın yönettiği memlekette tebaanın sesi daha gür çıkmaya ve sadaret makamı iğneli fıçıya benzemeye başlamış. Sadrazamın aklına 3 numaralı zarf gelmiş ve bir umutla hemen zarfı açıp okumaya başlamış. Kısa mektupta tek bir cümle ve oldukça büyük puntolarla kendisine bakmaktaymış; “yolun sonuna geldin, 3 zarf da sen hazırla!”
3 Haziran 2018 günü Fenerbahçe Stadı’na gelerek oy kullanan Fenerbahçe Genel Kurulu’nun delegelerinden 16 bin 92’si Ali Koç’a, 4 bin 644’ü ise Aziz Yıldırım’a oy verdi. İnişli çıkışlı yirmi yılın ardından Aziz Yıldırım’ın adı da kendisi de oldukça yorulmuş ve yıpranmıştı. Kongrenin tercihi de buna uygun olarak Koç Ailesi’nin veliahtlarından Ali Koç yönünde tecelli etmişti.
Aradan geçen bir buçuk sezonda, Futbol Direktörlüğüne getirilen futbolcu menajeri Damien Comolli’nin hatalı teknik direktör tercihleri, yaşanan tutarsızlıklar, zincirleme olarak yapılan yanlış futbolcu transferleri, miadı dolmuş ve ekonomik ömrünü tamamlamış değersiz futbolculara saçılan milyon dolarla doldurulan kadro, değerli oyuncuların haraç-mezat elden çıkartılması gibi futbolun içinde olan fiyaskoların yanında siyasi elit ve bürokrasi ile yaşanan gereksiz inatlaşma sonrasında bugüne gelindi.
Sâbık sadrazamın bıraktığı ilk iki mektupta yazanlar gibi beyanatları Ali Bey’in ağzından bugüne kadar farklı ton ve frekanslarda defalarca işitti Fenerbahçe kamuoyu. (Ne var ki; yönetimler şikâyet değil çözüm mercileridir.)
Görülüyor ki Ali Bey ve Ekibi için sıra 3 numaralı mektuba gelmiş durumda.
Fenerbahçelilere daha fazla sabır, hepimize güzel bir hafta dileklerimizle.