12 YAŞINDAKİ KIZ ÇOCUĞU EVLENEBİLİR Mİ?

Zeynep BAYRAMOĞLU
Erken yaşta evlilikleri engellemek için ne yapmak lazım?

Ceza Muhakemesi Kanunu Tasarısında, erken yaşta evliliklerle ilgili düzenlemeyi içeren geçici madde, Adalet Komisyonuna geri çekildi. Aslında amaç, küçük yaştaki birliktelikler nedeniyle ortaya çıkan mağduriyetlerin giderilmesiydi. Ama failin tanımının yeterince açık yapılmaması, tasarıdaki muğlak ifadeler ve kamuoyunun yeterince bilgilendirilmemiş olması ortaya kocaman bir kriz çıkmasına neden oldu. Neticede tasarı çekildi, peki sorun bitti mi?

Erken evliliklerle ilgili karnemize bir göz atalım. TÜİK’in 2015 verilerine göre, 2015’te toplam 602 bin 982 resmi evlilikten 31 bin 337’sinde 16-17 yaşındaki kız çocukları gelin oldu. Çocuk gelin oranının en yüksek olduğu 10 şehir: Kilis, Kars, Ağrı, Muş, Niğde, Bitlis, Kahramanmaraş, Aksaray, Gaziantep, Yozgat. İstatistikler son 13 yılda evlenen kız çocuklarının toplam içindeki oranının düştüğünü söylese de reelde durum tam da böyle değil. Çünkü sadece resmi olan evlilikler kayıtlara geçiyor. Peki ya resmi olmayan evlilikler? Bunun oranını doğum kayıtlarından buluyoruz. 15 yaşının altında doğum yapan anne sayısı geçtiğimiz yıllara göre düşüş seyrinde olsa da bir sosyal gerçek olarak karşımızda duruyor.

Erken yaşta evlilikleri engellemek için ne yapmak lazım? Bu soruya çeşitli önceliklerle cevap verilebilir. Kimileri yasal düzenlemeleri arttırmanın bir çare olabileceğini düşünüyor, kimileri okullaşma oranının artmasının bu sorunu ortadan kaldıracağı konusunda emin. Ben bu konuya başka bir noktadan bakıyorum. Bence erken yaşta evlilikleri azaltmanın yolu kesin olarak diyanetten ve dini liderlerden geçiyor. Çünkü bu nikahları genel olarak bölgenin dini liderleri kıyıyor.

Erken yaşta evlilik ile ilgili ilk yapmamız gereken dini anlamda elimizin güçlenmesidir. Nikahın bazı şartları vardır. Bu şartların ilki nikâhı kıyanın akil (akilli), baliğ (buluğa ermiş) ve nikâh akdi hususunda hür (zorla yapıyor olmaması) olması. Burada karşımıza akil, baliğ ve hür olma tanımı çıkıyor. Kim akildir? Kim baliğdir? Kim hürdür? Genel olarak baliğ olma fiziksel şartların yerine gelmesi ile gerçekleşse de akil olma hangi şartlara bağlı ortaya çıkar? Hür olma yani kendi iradesini ortaya koyma hangi şartlarda mümkündür? 12 yaşında regl olan bir kız çocuğunu baliğ sayabilirsiniz ama akil sayabilir misiniz? Nikah akdi kararı konusunda hür sayabilir misiniz? Nikah akdinin beraberinde getirdiği sorumlulukları 12 yaşındaki bir kız çocuğu yerine getirebilir mi? Hadi en basit haliyle soralım? 12 yaşın bir kız çocuğuna bir bebek emanet edebilir misiniz? Ya 14 yaşında bir kız çocuğuna?

Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez çok tartışılan kanun tasarısı sonrası Adana’da 33. İl müftüleri istişare toplantısında bu konuya dair görüşlerini dile getirdi.  “İslam’da bireyin akıl ve ruh sağlığının korunması esastır. Travmatik sonuçlar doğuran hiçbir ilişki tecviz edilemez. İslam bireyin mükellefiyetini akıl ve buluğ şartına bağlar. Dolayısıyla, bir kişinin kendi sorumluluğunu üstlenme ve kendi ayakları üzerinde durması akıl ve buluğ ile mümkündür. İbadetlerde buluğ yaşı esas alınmakla birlikte, muamelatta buluğ yaşı yeterli değildir. Ergenlik gerek şarttır, ancak yeter şart değildir. Yeter şart akılla tamamlanır. İkisi var olmadan muamelat konularında mükellefiyet şartları yerine gelmemiş olur. Evlilik insan hayatının en önemli adımlarından, en ciddi kararlarından birisidir. İslam’a göre nikah sadece nikah değildir, hem ahittir, hem akittir, hem bir misaktır. Ahit olması itibariyle ahlaki yükümlülükleri getirir. Akit olması itibariyle hukuki yükümlülükleri doğurur. Misak olması itibariyle evlenen çifti Allah’a karşı mesul kılar. Nikah hafife alınamaz büyük bir sözleşmedir. Yüce Rabbimiz Kur’an’da “…” ifadesinde nikahı sorumluluğu ağır, büyük bir sözleşme olarak tarif eder. Bütün bunlar göz ardı edilerek henüz anne olma yaşına gelmemiş, eş olmaya karar vermemiş bir çocuğu annesi, babası dahi olsa evlendiremez. Buluğ çağına erse de akli melekeleri gelişmemiş, eş olmanın anlamını, aile olmanın yükümlülüğünü, anne olmanın gereklerini henüz öğrenmemiş ve idrak edememiş bir kız çocuğu babası tarafından dahi evlendirilemez. Buna rağmen çocuk yaşta evliliğin İslam odaklı tartışılması ve konuşulması üzücü olmuştur.”

Bizzat Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’e ilettiğim talebi buradan bir kere daha dile getirmek istiyorum. Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan nikah şartları kapsamında detaylı bir rapora (hatta fetvaya) ihtiyacımız var. Sonrasında ise yapılması gereken bölgedeki dini liderleri bir araya toplayarak bu konuyu kapsamlı bir şekilde konuşmak, mevzuyu ekonomik, sosyal ve psikolojik boyutları ile ele almak olmalı.