Vakıf Katılım web

​17 AĞUSTOS: HATIRLAMAKTAN HOŞLANMASAK DA HATIRLATMAK GEREK

Yıldıray GÖKKAYA
Tüm Yazıları
Bu hafta ülke olarak hatırlamaktan hiç de hoşlanmadığımız bir yıldönümünü daha yaşayacağız.

Bu hafta ülke olarak hatırlamaktan hiç de hoşlanmadığımız bir yıldönümünü daha yaşayacağız. 1999 tarihinde ağır hasar aldığımız Marmara Depremi'nin yıldönümünü 17 Ağustos'ta yaşıyor olacağız. İnsani kayıplarımızdan dolayı yaralar yeniden kanayacak, geçmiş korkular yeniden gün ışığına çıkacak.

Ne kadar korkuyor olsak da özellikle Marmara'da büyük bir depremin daha beklendiği gerçeğini bu yıldönümleri acı bir şekilde hatırlatıyor bizlere...

Bu hafta elimize ulaşan basın bültenlerinde de bu konuya değinen demeçler vardı. Ders ve önlem almak açısından, hoşlanmasak da hatırlatmanın gerekli olduğunun bilinciyle bültenlere kısaca göz attım. Haklı olarak Türkiye'nin aradan geçen süreye rağmen hala depremin yaralarını saramamış olmasına ilişkin endişeler dile getiriliyor.

Era Gayrimenkul Türkiye Genel Müdürü Özhan Atalay, 17 Ağustos depreminin pek çok insanın binalara bakış açısını değiştirdiğini, çıkartılan yönetmelikler sayesinde o tarihten sonra yapılan binalarda depreme karşı dayanıklılık sağlandığını ifade ediyor.

Atalay "Bu yönetmeliklerde ülkemizin deprem haritası çıkartılarak riskli bölgeler için deprem sınıf tasarımları, statik projeler ve malzeme kullanım esasları belirlenmiştir. 17 Ağustos depreminden yaklaşık 1 yıl sonradan günümüze kadar gelen ruhsatlı binalarda depreme karşı dayanıklılık sağlanmıştır. Ancak daha önce yapılan inşaatlarda riskler hala sürmektedir. Şehirleşmenin tam hızıyla sürmesinin etkisi ile eski binaların bazılarının bulunduğu bölge ve arterler oldukça değerlendiği için buralar müteahhitler için cazibe yerleri haline gelmiş ve kentsel dönüşüm tabir edilen düzenlemelerle binalar yıkılarak yenileri yapılmıştır. Ancak bu derece değerlenmeyen ve yıkılarak yenisinin yapılması rantabl olmayan binalardaki riskler devam etmektedir" uyarısında bulunuyor.

Mar Yapı İcra Kurulu Başkanı Robert Varon ise, İstanbul'da hala dayanıksız yapı stoğu bulunduğu gerçeğine dikkat çekiyor. Robert Varon "Büyük Marmara depremi sonrası gerçekleştirilen çalışmalarda maalesef yeterli düzeye gelinemedi. İstanbul’da hala ciddi oranda dayanıksız yapı stoğu var. Bu stoğun hemen dönüştürülmesi de beklenemez" diyor.

Varon'un son cümleleri ise konuyu özetler nitelikte...

"Stoğun hemen dönüştürülmesi ekonomik ve sosyolojik bir çok etkene bağlı, hızlı olması zor. Emlak Konut GYO ve TOKİ’nin bugüne kadar yaptığı iyi çalışmalar tabi ki var ve özel şirketler olarak bizler de elimizden geleni yapıyoruz ve yapmaya devam etmeliyiz..."