AB, TÜRKİYE'YE TEŞEKKÜR ETMELİ

Ozan CEYHUN 21 Eyl 2018

Ozan CEYHUN
Türkiye, Rusya ile Suriye'ye yönelik olarak gerçekleştirdiği son anlaşma ile bir kez daha AB için ne kadar değerli ve önemli bir ülke olduğunu kanıtladı.

Türkiye Devlet Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Suriye’ye yönelik olarak yıllardır izlediği politika ve önerileri konusunda ne kadar haklı olduğunu da sergilemiş oldu. 

Eğer Türkiye’nin kararlı duruşu olmasaydı bir kez daha Suriye’de sayısız masum insan yaşamını yitirecek ve on binlerce yeni sığınmacı ülkelerini terk ederek çeşitli yollar üzerinden Avrupa’ya ulaşmak üzere yollara dökülecekti. Türkiye ve Rusya’nın İdlib özelinde kararlaştırdığı maddeler aslında yıllar önce Türkiye önerdiğinde tüm Suriye için hayata geçirilmiş olaydı belki birçok alanda bugün gelişmeler çok farklı olacaktı. Suriye’de iç savaşın seyri değişecek, milyonlarca sığınmacı Suriye’yi terk etmeyecek ve kanlı rejim ile terör örgütleri Suriye’yi kana bulayamayacaklardı. Maalesef çok zaman kaybedildi. 

Türkiye’nin ve Devlet Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın önerileri çok doğru öneriler olduğu halde uzun yıllar kabul edilmedi. Çünkü bazı ülkelerin ve çıkar çevrelerinin planları farklıydı. Onlar Suriye’de iç savaşın sona ermesini istemiyorlardı. Hatta iç savaş sayesinde başka planlarını gerçekleştirmek için fırsatı değerlendirmekteydiler. ABD’nin Suriye’nin kuzeyini kontrolüne almak ve Türkiye’nin güneyini hep tehdit altında tutmak amacıyla terör örgütü PKK’nın Suriye’deki uzantısı PYD/YPG terör örgütünü desteklemesi ve onlara tonlarca silah yardımı yapması bunun en bariz örneklerinden biri.

Bu ve buna benzer birçok başka on binlerce insanın hayatına mal olan planlar Türkiye’nin kararlı tutumu ve gerektiğinde başarılı askeri harekatları sayesinde önlendi. Türkiye sayesinde Suriye iç savaşının gidişatı değişti. Suriye’nin birçok bölgesi kanlı terör örgütleri DEAŞ, PKK, PYD/YPG gibi insanlık düşmanlarından temizlendi. Türkiye’nin müdahale ettiği ve terör örgütlerinden arındırdığı tüm Suriye topraklarında Suriyeliler özgürce ve huzur içinde yaşamaktalar. Hatta daha önce bu bölgeleri terk etmek zorunda kalan birçok sığınmacı ülkelerine geri döndü ve şu anda kendi topraklarında yaşamaktalar.

Son olarak Suriye’nin diktatörü Esed’in üniformalı teröristlerinin saldırmayı planladığı ve saldırdıkları takdirde İdlib’de çok sayıda masum insanın katledilmesi ve yeni sığınmacı akınlarına neden olması kaçınılmaz olan bir yeni facianın Türkiye ile Rusya’nın “silahsız bölge” anlaşması sayesinde önlenmesinin ardından Suriye’de bir Rus uçağının düşürülmesi oldukça manidar değil mi? Türkiye ve Rusya’nın Suriye toprakları üzerinde iç savaşın gidişatını değiştiren yeni bir dönem başlatmalarından en başta rahatsız olan ülke İsrail olmalı. Bu nedenle İsrail savaş uçaklarının Rusya’yı son dakikada uyararak yani aslında uyarmaksızın Suriye’ye saldırısı ve ustaca bir gölgeleme operasyonu sonucu içinde 15 Rus askeri bulunan bir uçak Suriye’nin Rus yapımı savunma sistemine hedef oldu. 15 Rus askeri yaşamını yitirdi. Bu ve buna benzer provokasyonlar korkarım devam edecek.

Ancak tüm bunlar Türkiye’nin kararlılığını ve inşallah Rusya’nın Türkiye’siz bir Suriye sorununun çözülemeyeceği gerçeğini gördükten sonra atmakta olduğu doğru adımları engelleyemeyecek. 

Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Türkiye Devlet Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Başkanı Vladimir Putin arasında Soçi'de varılan İdlib anlaşmasının ayrıntılarını açıkladı. Buna göre “İdlib’in sınırları korunacak. Statüsünde değişiklik olmayacak. Herkes yerinde kalacak. 15-20 km derinliğinde alan ağır silahlardan arındırılacak. Siviller kalacak. Sadece terörist gruplar çıkartılacak. İdlib'e saldırı olmaması ve Diktatör Esed’in rejim güçlerinin İdlib’e girmemesi için Rusya tedbir alacak. 12 gözlem noktası ile Rusya ve Türkiye devriye görevine devam edecek. Türkiye bölgeye ilave askerler gönderecek. - 15 Ekim itibarıyla ağır silahlar silahtan arındırılmış bölgeden çekilecek. Bu yıl sonuna kadar ticaret için önemli olan (Suriye'deki) M4 ve M5 otoyolları trafiğe açılacak.”

Yukarıdaki maddeler aslında tüm Suriye için çok anlamlı ve değerli bir örnek konumunda. 

Milyonlarca Suriyeli, Türkiye’ye ve Recep Tayyip Erdoğan’a haklı olarak teşekkür etmekteler. Bence asıl teşekkür AB ve AB’nin sığınmacılar konusunda çok sorun yaşayan ülkelerinden gelmeli. Türkiye ve AB arasındaki sığınmacılara yönelik anlaşma sayesinde belli oranda rahatlayan AB ülkeleri, Türkiye’nin son başarısı sayesinde yeni bir sığınmacı dalgasının hedefi olmaktan da kurtuldular. 

Ayrıca Türkiye’nin önerilerinin aslında AB açısından da ne kadar hayati olduğu ve bizzat AB tarafından desteklenmesi gerektiği de bir kez daha ortaya çıktı. AB’de Suriye’ye yönelik konuşan ve “akıl veren” çok politikacı ya da ülke var. Ancak konuşmaktan öteye bir adım atanı pek fazla değil. Türkiye ise çözüm üretmiyor bizzat pratikte uyguluyor. İşte AB’nin de ihtiyacı olan bu!

Dileriz bu son gelişmeler özellikle Avrupa Parlamentosu tarafından da doğru değerlendirilir. Yeni bir Türkiye Raporu’nun hazırlanmakta olduğu bu günlerde inşallah Avrupa Parlamentosu milletvekilleri, sığınmacılar nedeniyle büyük sorunlar yaşamakta olan AB için Türkiye’nin oynadığı hayati rolü iyi değerlendirir ve AB ile Türkiye’nin iki taraf için de hayati önem taşıyan alanlardaki iş birliklerine zarar verilmesini hedefleyen çabalara fırsat vermezler.

AB’nin Türkiye’ye olan ihtiyacı her geçen gün daha fazla artmakta ve Türkiye’de AB için ne kadar değerli ve önemli olduğunu son olarak bir kez daha İdlib örneğinde olduğu gibi kanıtlamakta.