ABD'DE KAZANAN TARAF KİM OLACAK?

Arzu ERDOĞRAL 03 Haz 2020

Arzu ERDOĞRAL
Tüm Yazıları
George Floyd'un öldürülmesinin ardından ABD'de ülkede siyahilere yönelik polis şiddeti tartışmaları tekrar alevlendi ve Minneapolis başta olmak üzere birçok şehirde protestolar yaşandı. Halen de devam ediyor.

Hz. Muhammed'in "Beyazın, siyaha bir üstünlüğü yoktur. Siyahın da beyaza bir üstünlüğü yoktur." hadisini içine sindiren Müslümanlar olarak bizlerin ırkçılığı anlamamız mümkün değil!

Kendini demokrasinin beşiği sanan ABD’de ise nasıl oluyor da ırkçılık oluyor? Yanıtı zor bir soru bu! Sadece diyebileceğim öyle yetiştiriliyorlar.

46 yaşındaki George Floyd, dolandırıcılık şüphesiyle Minneapolis’te polisler tarafından gözaltına alınırken, bir polisin uzun süre ensesine diziyle basmasından dolayı dakikalarca "Nefes alamıyorum" diye yalvararak öldü.

Floyd, boğularak öldürülen ilk siyahi değildi.

2014 yılıydı… New York kentinde Eric Garner adlı silahsız siyahi kişi de gözaltı sırasında polisin kafasını yere bastırması sonucu ölmüştü. Garner’ın da son sözleri "Nefes alamıyorum" olmuştu. Garner’ı öldüren polis ise ceza almadı.

George Floyd’un öldürülmesinin ardından ABD’de ülkede siyahilere yönelik polis şiddeti tartışmaları tekrar alevlendi ve Minneapolis başta olmak üzere birçok şehirde protestolar yaşandı. Halen de devam ediyor.

İstekleri çok açık, katil polis ve yanında onu izleyen diğer polislerin gereken cezayı alması!

Adalet talebi en büyük hak değil midir?

Protestoları başka yöne kaydırmak isteyenlerin amacına değinmeden önce Trump’ın tutumuna bakalım.

Trump’ın Suriye'deki petrol sahalarından çekileceklerini açıklamasına rağmen, terör örgütü YPG/PKK işgalindeki petrol sahalarındaki üs ve askeri noktalarını güçlendirmeye devam eden ABD ordusuna güvenmesi çelişki içerse de onun söylediği bu!

Floyd'un ailesi ile telefonda görüşen Trump,  "Floyd'un ailesi adaleti, Minnesota halkı da güvenli bir şekilde yaşamayı hak ediyor" dese de kendi destekçilerini Beyaz Saray önüne çağırarak bir çılgınlığa da imza attı.

Gerekçe olarak da Trump, siyahi George Floyd’un ölümü üzerine başlayan protestoların, ANTIFA grubu tarafından şiddete dönüştürüldüğünü söylüyor. Trump ayrıca PKK- PYD’ye yakınlığı ile bilinen ANTIFA’nın terör örgütü olarak tanınacağını da duyurdu.

Öte yandan Amerikalı milyarder George Soros'un, George Floyd'un ölümünün ardından göstericilere para verdiği iddia ediliyor.

Bu çok da şaşılacak bir durum değil.

Siyonist İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile Açık Toplum Vakfı Başkanı iş adamı George Soros arasındaki rekabet biliniyor.

İki Yahudi isimden Netanyahu, Trump’ın yanında yer alırken Soros ise demokratların safında duruyor.

Trump'ın damadı olan Jared Kushner'in babası Charles ile Netayahu yakın arkadaş. Kushner'ler Ortodoks Yahudi'lerin ABD'de ki en büyük temsilcilerinden…

ABD seçimlerinde demokratları destekleyen George Soros da Trump göreve geldikten sonra hep başarısız olacağını savundu.

Peki, bu kapışmanın kazananı kim olur?

Yaklaşan ABD seçimlerinde başkanlığa daha yakın olan isim kim?

Bir önceki seçimde Clinton siyahilerin yüzde 88'inin oyunu almayı başarırken, siyahilerin yüzde 8'i ise Trump'ı seçmişti.

Yani zaten Trump’ın siyahilerden pek bir beklentisi yok.

Yazıyı yazdığım dakikalarda Trump, ülkedeki şiddet olaylarına müdahale etmek için binlerce ağır silahlı askeri personeli ve güvenlik gücünü görevlendirdiğini duyurmuştu.

Şu an itibarıyla Trump’ın elinin güçlü olduğunu ve seçilme ihtimalinin daha yüksek olduğunu söyleyebiliriz.

Bu arada en üzücü olansa hak arayışı içerisinde olan siyahiler için değişen bir durumun olmayacağıdır. Irkçı bir hastalık içinde olanların zihniyet sorunu vardır.

Her ne kadar 1964'te dönemin ABD başkanı Lyndon Johnson tarafından imzalanarak yürürlüğe giren yasa ile ırkçı ayrımcılık yasa dışı kılınsa da uygulamada hep eksiklikler olmuştur.

Irkçı hareket ve davranışlar karşısında hak arama mücadelesine ise daha uzun bir süre şahit olacağız.