ALPAN OLMASA BOĞAZİÇİ ODTÜ'NÜN BİR PARÇASIYDI

Okan SARIKAYA 10 Oca 2021

Okan SARIKAYA
Boğaziçi'nin kuruluşunun pek söz edilmeyen bir hikayesi daha var. Okulun kayıtlarında (en azından açık olanlarda) yer bulamayan.

Boğaziçi'nin kuruluşunun pek söz edilmeyen bir hikayesi daha var. Okulun kayıtlarında (en azından açık olanlarda) yer bulamayan.

Meslek büyüğümüz gazeteci-yazar Hulûsi Turgut'un kaleme aldığı, "Maden Bilimcilerin Duayeni Sadrettin Alpan: İnsanı Maden Yaşatır" kitabında, Boğaziçi Üniversitesi’nin kuruluşuna ilişkin bir anekdota da yer veriyor.

Mayıs 2019’da Doğan Kitap’tan çıkan, filmlere konu olacak kadar renkli, bir o kadar da başarılarla dolu bir yaşam öyküsünün aktarıldığı kitapta Turgut, Robert Kolej Yönetimi ile -o günlerde MTA Genel Müdürü olan- Sadrettin Alpan arasında geçenleri şu ifadelerle aktarıyor:

1968 yılında İstanbul’dan Ankara’ya gelen Robert Kolej’in Müdürü Dr. John Scott Everton, ODTÜ Mütevelli Heyeti Başkanı Sadrettin Alpan’ı MTA’daki makamında ziyaret etti.

ABD’lilerin kurmuş olduğu bu ünlü kolejin müdüründen, Alpan’a ilginç bir teklif vardı. Teklifi ve sonrasında Bebek sırtlarında yaşanan gelişmeleri ODTÜ Mütevelli Heyeti Başkanı Alpan’dan dinleyelim:

“Bir gün Robert Kolej Müdürü Dr. Everton, bana önemli bir teklif getirdi. Şunları söylüyordu:

‘Sayın Alpan, Robert Kolej Yüksek Okulu’nun, Mütevelli Heyeti Başkanı bulunduğunuz ODTÜ’nün bünyesine bir fakülte olarak katılmasını kabul eder misiniz?’

Gerçekten sürpriz bir teklifti. Böyle bir teklifi hiç beklemiyordum. Konuğuma şu cevabı verdim:

‘Elbette kabul ederiz, ama yazık olur. Robert Kolej, kaybolur, gider. Siz niçin Robert Kolej olarak ayrı bir üniversite kurmuyorsunuz?’

Robert Kolej Müdürü, bu teklifim karşısında bir an şaşırdı, hayret edercesine, ‘Biz, Robert Kolej’in yerine bir üniversite kurabilir miyiz?’ diye sordu.

Kendisine, ‘Tabii, kurabilirsiniz.’ dedim.

Aradan iki-üç ay geçti. Bu defa ABD’nin Ankara Büyükelçisi William J. Handley’den davet aldım. Kavaklıdere’deki Büyükelçilik binasına gittim. Robert Kolej Müdürü de oradaydı.

Konu açıldı.

Büyükelçi bana şunları söyledi:

‘Sayın Alpan, konuğum Robert Kolej Müdürü’ne, bir üniversite kurabileceklerini söylemişsiniz. Bu konuyu doğrudan doğruya sizden dinlemek, işitmek istedim.’

Ben de Büyükelçi’ye şu cevabı verdim:

‘Evet Sayın Büyükelçi, Mr. Everton’la görüştük. Benim fikrim bu. Robert Koleji, ODTÜ’ye fakülte olarak alırız. Ama doğrusunu isterseniz, Robert Kolej, yeni bir üniversite kurmalıdır.’

Çok değil, aradan yaklaşık bir iki yıl geçtikten sonra, Robert Kolej yönetimi, tavsiyeme uydu ve Boğaziçi Üniversitesi’nin kuruluş çalışmaları başlatıldı.

Robert Kolej’in ODTÜ’ye bağlanması, şüphesiz bizim için yararlı olurdu. Ancak, onlar açısından yararlı olmayacağı kanaatindeydim.

Robert Kolej Müdürü’nün ziyareti sırasında benimle müzakere ettiği konuları, o günün şartlarında kimseyle paylaşmamaya özen gösterdim. Dolayısıyla, ODTÜ Mütevelli Heyeti’ne getirmedim. Çünkü lüzumsuz tartışma ve söylentilere sebebiyet vermek istemiyordum.

Uzun yıllar sonra, bu konuyu kamuoyuyla paylaştım.

1971 yılında da Robert Kolej’in temelleri üzerinde Boğaziçi Üniversitesi kuruldu. Bu yeni üniversite, Robert Kolej Vakfı’ndan bağımsız olarak, tamamen Türkiye’nin ulusal üniversiteleri kapsamına alındı. Kurucu rektörlüğüne de eski bir Robert Kolejli olan, değerli akademisyen, ODTÜ Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Aptullah Kuran getirildi.

Boğaziçi, sağlam temeller üzerine kuruldu. Çok kısa zamanda büyük atılım yaptı. Bugün düşünüyorum da Robert Koleji, ODTÜ bünyesine alsaydık, ülkemiz bu seçkin üniversiteden mahrum olacaktı.

Kuruluşundan itibaren çok büyük gelişme gösteren Türkiye’nin bu gurur kaynağı üniversitesi, yakın geçmişte çok değerli mezunlar verdi, bugün de vermeye devam ediyor.”

.. Dedik ya, "Hafıza-i beşer nisyan ile malüldür."

Boğaziçi Üniversitesi’ne de hatırlatmış olalım..