ALPAY HEM KALPLERE HEM MÜZİK PİYASASINA DOKUNDU

Micheal KUYUCU 31 Mar 2019

Micheal KUYUCU
Tüm Yazıları
Geçtiğimiz hafta PSM'de düzenlenen Alpay 50. Sanat Yılı Müzik konserine gittim. Uzun zamandır Alpay'ı ne dinleme ne de görme fırsatım olmuştu. Merak ve heyecanla onun sahneye çıkmasını bekledim.

Derken Alpay sahneye çıktı, ilerleyen yaşına rağmen gayet iyi gözüküyordu. Sadece yürümede hafif bir denge bozukluğu vardı o kadar. Onu da gayet dikkatli bir beden hareketiyle halletti. Şarkılarını ardı ardına seslendirmeye başladı. Alpay’ı dinlerken ciddi ciddi albüm kaydı gibi bir yorum dinledim. Yaşı seksenin üzerinde olan bir yorumcu gençlere taş çıkartırcasına takır takır şarkı söyledi o akşam. Çok güzel espriler yaptı ve en önemlisi toplamda iki buçuk saatten fazla bir süre sahnede kaldı. Alpay, ellinci yıl konserinde “Fabrika Kızı”, “Gitme”, “Gözlerin”, “Sessiz Kalma”, “Dağların Arkasında Yar”, “Maria Magdalena”, “Olmasa Mektubun”, “Ayrılık Rüzgârı” gibi klasiklerini yorumladı. Şarkılarındaki yorumu kadar konser sırasında yaptığı ironik konuşmalarla da izleyicinin alkışını aldı.

Alpay, çok disiplinli bir yorumcudur. Eski ekoldür. Lafını esirgemez, asla kimseye müsamaha göstermez. Müzik ve sanat her şeyin önündedir onun için. Şarkılarında her zaman idealist olmuştur. Bu bahsettiğim adam yetmişlerin Tarkan’ı.  Onu izlerken aslında günümüz popüler müziğinde yaşanan şarkı ve yorumcu performansında yaşanan deformasyon geldi aklıma. Alpay, dibine kadar romantizmi yaşayan ve yaşatan bir yorumcu. Bugünün yorumcuları ile onu kıyaslamak bile imkânsız. Bu hale nasıl geldik, bu kültür seviyesi nasıl bu kadar yerlerde sürünüyor diye düşündüm konseri izlerken. Bu söylediğim deformasyon da sadece otuz, otuz beş yılda oldu. Bu kadar bir zaman içinde Türkiye’de kültürel anlamda ciddi bir yozlaşma yaşandı. Özellikle müzik ve sanatın pek çok kolunda bu yozlaşma kendini hissettiriyor. Hele hele yetmişlerin bu başarılı yorumcularını dinlerken bunu çok daha net anlıyorsunuz.  Dönelim Alpay’ın PSM’de Turkcell Sahnesinde verdiği konsere.

“Hayatta hiçbir şeyi kıskanmadım, sadece bu şarkıyı kıskandım”

Birçok şarkının hikayesini de sahnede sevenleriyle paylaşan Alpay, sözlerini kendisinin yazdığı “Gitme” şarkısını, Fecri Ebcioğlu’nun cenazesine giderken yazdığını açıkladı. “Hayatta hiçbir şeyi kıskanmadım, sadece bu şarkıyı kıskandım. İlk ben söylemek isterdim, zaten söylenen yorumda hoşuma gitmedi. Eğer ben söyleseydim böyle yorumlardım diyerek “Olmasa Mektubun-Ola Se Thimizoun” klasiğini hem Yunanca hem de Türkçe olarak yorumladı. Alpay, “Türkiye Cumhuriyetleri tarafından katledilen Deniz Gezmiş ve arkadaşları için söylüyorum” diyerek “Ellerinde Güllerle” şarkısını projeksiyonda görüntüler eşliğinde yorumladı.  

“Ajda Pekkan benim sayemde şarkıcı oldu”

Alpay “Sen Sevme Beni” şarkısı için, “Bu şarkı yüzünden Fecri Ebcioğlu ile aramızda kavga çıktı. ‘Başka bir aşk bulursan şayet, o da senden edecektir şikâyet’ diyordu şarkıda. Onu değiştirdim ve Fecri Ebcioğlu çıldırdı. ‘Ben bunu hayatta söylemem’ dedim. Hatta Ajda Pekkan da benim sayemde şarkıcı oldu. Çünkü Fecri bütün şarkıları bana getirdi, ben söylemeyince de hepsini Ajda’ya götürdü. ‘Ajda söyler bunları” dedim. Ajda da üstüne basa basa söyledi.” diyerek aranjman dönemine yazılan şarkılara da dokundurdu. 

“Serdar Ortaç’a aşık olabilecek bir kadın düşünemiyorum”

Türkiye’de bir takım beğendiği şarkıcıların, kendisinin şarkılarını yorumladıkları bir plak hazırladıklarının müjdesini veren Alpay, yakında bir tribute albümünün de yayınlanacağını duyurdu. Kendisinin beğendiği şarkıcıların şarkılarının radyo ve televizyonlarda çalınmadığını, hep Serdar Ortaç’ın çalındığını söyleyerek “Serdar Ortaç da bir şarkı yazmış sözlerini değiştirip değiştirip duruyor. Türkiye’de kalmak istiyor, çünkü başka bir yerde para etmiyor. Türkiye’de kalmak isteyen bir hatun da onunla evlendi, yoksa ben şahsen Serdar Ortaç’a âşık olabilecek bir kadın düşünemiyorum” diyerek Serdar Ortaç’a göndermede bulundu.

“Fecri Ebcioğlu ‘Eylül’de Gel’ şarkısını bana zorla söylettirdi”

Alpay’ın unutulmaz şarkılarından biri olan “Eylül’de Gel”i Fecri Ebcioğlu’nun kendisine zorla söylettirdiğini itiraf eden Alpay, bu şarkıyı yorumlaması için Fecri Ebcioğlu’nun kendisini sürekli aradığını ve en sonunda ondan kurtulmak için, şarkıyı bir plağının B yüzüne koyduğunu ve şarkının bir anda patladığını söyledi. Alpay “Eylül’de Gel” şarkısı için “Başka şarkıcılar da söyledi, yani duymaya tahammül edemezsiniz. Hayretler içindeyim” açıklamasında bulundu.

1935 doğumlu olan Alpay, dinç görüntüsüyle ve sesinin sağlamlığıyla dikkat çekerek seyirci tarafından büyük bir hayranlıkla izlendi. Birinci bölümde bir saat on dakika sahnede kalan Alpay, yaklaşık üç saat boyunca sahnede canlı şarkılar söyledi. Elli yıllık müzik kariyerine tam yirmi dört stüdyo albümü sığdıran başarılı sanatçı Alpay, konserin finalinde “Kadınım”, “Öyle Sarhoş Olsam ki”, “Deniz ve Mehtap”, “Atlı Karınca” ve “Boş vermişim Dünyaya” klasiklerini söyleyerek seyircinin arasında dolaşıp, sevenleriyle teker teker fotoğraf çekildi.

Alpay uzun zamandır konser vermediği halde çatır çatır seslendiriyor şarkıları ama her hafta bilmem kaç bin liraya sahne alan yeni yetme popçularla medyanın özellikle mason medyanın desteklediği popçular hala bir tane bile canlı şarkı söyleyemiyor. İnanın diyecek bir söz bulamıyorum ama maalesef Türkiye’de müzik işleri böyle dönüyor maalesef.

TV8 satılacak mı?

Mart ayının medya dünyasında en çok konuşulan dedikodulardan biri Acun’un TV8’i satıp satmadığı konusuydu. Bir anda internet sitelerinde TV8’in satıldığı iddiaları dolaşmaya başladı. İddialara göre Acun TV8 ile ilgili yeni kurulan Azeri sermayeli Global Medya ile görüşmüş. Bir diğer iddiaya göre de Medical Park Hastanelerinin sahibi ile anlaştığı yönünde. Ben şahsen ikisine de inanmadım. Global Medya kanalını zaten daha yeni kurdu ve öyle sanıldığı kadar ahım şahım büyük bir yatırım yapmadı. Orta düzeyde gidiyor kanal.  Medical Park hastaneler grubunun patronu Muharrem Usta ise şu an kendi kurduğu İstinye Üniversitesi ile uğraşıyor. Bu üniversiteyi güçlendirmeye çalışıyor ama gerekli yatırımı da yapamıyor. Akademisyen transferi yapamıyor, iyi bir tanıtım bütçesi de harcayamadı. Öylesine ilginç ki bizzat şahit olduğum ve beni çok şaşırtan olaylar da oluyor mesela akademisyenine dönem ortasında “senden memnun değilim maaşını düşüreceğim” deyip, maaşını bile pat diye düşürüyor, yani maçın ortasında kural değiştiriyorlar. Şimdi böyle bir tabloda TV8’i satın alsalar ne olur satın almasalar ne olur. Medya sahibi olmak, üniversite sahibi olmak, kulüp sahibi olmak ya da hastane sahibi olmak çok farklı kavramlar. Maalesef patronlarımız bu ince detayları çok idrak edemiyorlar ve her şeyi aynı pencereden uygulamaya çalışıyorlar.

Ben Olsam Yabancılara Satarım

Ben Acun’un TV8’i satacağına inanıyorum, 70 milyon dolara aldı kanalı. Alırken kazandı. Bu kanalı daha yüksek bir fiyata satacağı kesin. Bu kanal kaç para eder? Acun bir ara 400 milyon dolardan bahsetmişti. Eğri oturup doğru konuşalım bu kanal şu an 400 milyon dolar etmez. Eğer Acun program yapmaya devam ederse o rakamı zorlayabilir ama eğer Acun’suz bir TV8 düşünürsek o zaman bu rakam 200-250 milyon dolara kadar düşer. Bir de doların durumu da malum. Bence bir Türk yatırımcı böyle bir durumda böyle bir riske girmez. Bana sorarsanız Acun ya biraz bekleyecek ya da yabancı sermayeye satacaktır TV8’i. Benim içimden yabancı sermaye geçiyor. Maalesef bizim patronlarımız çok cimri. Bu kanalı aldıkları andan bitirmeye başlarlar. Çünkü işletmecilikten bir haber insanlar giriyor medyaya ve olan Türk medyasına ve bu sektörün emekçilerine oluyor.

Sanat Varsa Hayat Var Kavga Değil

Cumhurbaşkanlığı Dünya Tiyatro Günü için çok güzel bir reklam spotu hazırladı. Çok güzel bir şarkı eşliğinde duayen tiyatrocuların rol aldığı bu kamu spotunda tiyatrocuların günü kutlanarak tiyatroya vurgu yapıldı. Ben çok beğendim reklamı. Birkaç TV kanalında karşıma her çıktığında zevkle izledim. Derken bu kamu spotunda yer alan oyuncuların bir bölümü spotun sonunda Cumhurbaşkanlığı logosunun çıkması ile ilgili tepki göstererek kandırıldıklarını iddia ettiler. Neymiş efendim o spotta Cumhurbaşkanlığı logosunun olduğu bilmiyorlarmış.

Çok merak ettim bilselerdi acaba ne yapacaklardı? O filmde oynamayacaklar mıydı? Bu nasıl bir kutuplaşma bu nasıl bir nefrettir arkadaş. Bu bir kamu spotu bir özel markanın veya sponsorun yaptığı bir ticari faaliyet değil ki.  Bunu Cumhurbaşkanlığı çok da itinalı bir biçimde gayet kaliteli bir biçimde hazırlamış ve bir kamu spotu olan bu reklam filminin sonuna logosunu koydu. Benim logomu mu koysalardı. Bu neyin kini bu neyin nefreti. Devlet tiyatrocuların gününü kutluyor, bunun için bir farkındalık spotu hazırlıyor ve herkes el ele vermiş bu spotta rol alıyor. Ama spotta Cumhurbaşkanlığı spotu var diye laf atıyorlar. Bazı tiyatrocular bu projede liderlik yapan Nilgün Belgün’e giydirdi. Neymiş efendim Nilgün Belgün onları kandırmış. Yapmayın abi, cidden yapmayın. Herkes kutuplaşmadan rahatsız ama herkeste bu kutuplaşmanın büyümesi adına payına düşeni yapıyor.

Reklam Spotunu Herkes Önceden Seyretmiş

Bunun üzerine Nilgün Belgün bir açıklama yaptı ve tüm bu reklam filminde rol alan sanatçılara sonunda Cumhurbaşkanlığı logosunun yer aldığı o reklam spotunu herkese gösterdiğini söyledi. Buna ben de inanıyorum. Bence herkes bu reklam spotunu izledi ama bir kesim medya bu spottan rahatsız olunca tiyatrocular mahalle baskısı yedi ve bu spota karşı tavır aldı. Bunlar hoş şeyler değil. Bunlar kusura bakmayın ama saçma ve çocukça şeyler. Ben onu bunu bilmem, nerdeyse ilk kez devlet bu çok önemli gün, yani tiyatrocuların gününü hatırlıyor ve bir farkındalık spotu hazırlıyor. Bunu alkışlayacağına biz neyi tartışıyoruz. Cidden üzücü şeyler bunlar. Ben bu “Sanat Varsa Hayat Var” adlı spotu çok beğendim. Sanat varsa hayat olmalı kavga değil.

Sibel Tüzün albümleri yeni sound'larıyla tüm dijital platformlarda

Sibel Tüzün, unutulmaz 4 albümünü yeni sound’larıyla müzikseverlerle buluşturuyor. Müzisyenin 27 yıllık kariyerindeki özgür ve cesur tarzının öncüsü olarak, yayınlandıkları dönemin iddialı yapımları arasında yer alan ‘Hayat Buysa Ben Yokum Bu Yolda’ (1998), ‘Kırmızı’ (2003), ‘Kıpkırmızı’ (2004) ve ‘Superstar’ (2006) albümleri, günümüz ses teknolojisiyle yenilendi. Sibel Tüzün’ün yapım şirketi Arinna Müzik etiketiyle dijital platformlarda dinleyiciyle buluşan albümlerin güncellenen masteringi’ne Ender Akay ve Tanju Eren imza attı.

Işın Karaca Artık Daha Olgun

Işın Karaca, yine dinleyicisine kendisinden duymaya alışık olduğu bir şarkıyla, 2019 yılının ilk sürprizini açıkladı. Işın Karaca, ‘Uyanış’ albümünden yıllar sonra yeniden söz ve müziği Zeki Güner imzası taşıyan ‘Canımın Yarısı’nı, kardeşi Akın Büyükkaraca ile kurdukları Akış Production etiketiyle yayımladı.

Kendini daha olgun ve farklı bir kadın olarak hissettiğini dile getiren Karaca, bugüne kadar yayımladığı albüm ve şarkılarla Türk Pop Müzik kataloğuna adını yazdırmayı başardı. Derdi her zaman kaliteli müzik, iyi şarkı söylemek olan güçlü yorumcu, en son 2018 yılında yayımladığı, uzun süre listelerde 1 numarada yer alan Sefa Cheshmberah düeti ‘Sevmekten Anladığım’ ve ‘Eyvallah’ albümü ile sevenleriyle buluşmuştu.

Nalan, Uzun Süren Suskunluğunu Bozdu

Nalan, uzun bir aradan sonra sevenleriyle buluşuyor. 7 yıldır müzik piyasasından uzak kalan başarılı sanatçı, suskunluğunu ‘Aşk Senin Neyine’ isimli albümü ile bozdu. Poll Production by Polat Yağcı etiketiyle müzikseverlerle buluşan ‘Aşk Senin Neyine’ albümü toplamda 6 şarkı, 4 versiyondan oluşuyor.

Aşk Senin Neyine’ albümünde çıkış parçası olarak 90’lı yılların hit parçası ‘Yaralandım’ seçildi. ‘Yaralandım’ şarkısında Nalan’a Türk Pop Müziğin başarılı ismi Kutsi eşlik etti.

Ömür Gedik’ten 10.Yıl Armağanı

Müzik dünyasında onuncu yılını kutlayan Ömür Gedik, yeni single çalışması ‘Güneş Seninle Doğar’ı müzikseverlerle buluşturdu.

Gedik, Halil Sezai ile birlikte söylediği ‘Paramparça’ düetinin bestecisi Saki Çimen ile bu çalışmada tekrar bir araya geldi. İkili, ‘Güneş Seninle Doğar’ için ‘ikinci Paramparça’ yorumunu yaptı.

3. Kuşak Şeşen'den Amcası İlhan Şeşen'e Hediye

İlhan Şeşen’in en sevilen şarkılarının, başarılı sanatçı dostlarının yorumlarıyla buluştuğu tribute albümü ‘Hediyem’in ikinci video klibi; albümde Dilhan Şeşen’in seslendirdiği ‘Sıcaklardandır’ şarkısına çekildi. Yalın’ın yorumladığı, albümün beğeni toplayan ilk klip şarkısı ‘Sensiz Olmaz’ın ardından ikinci video klip için yine ince eleyip sık dokuyan İlhan Şeşen; gelen talepler üzerine yeni klip için ‘Sıcaklardandır’da karar kıldı.

Albümde Grup Gündoğarken’in kurucularından olan Burhan Şeşen’in 21 yaşındaki müzisyen kızı Dilhan Şeşen’in seslendirdiği, İlhan Şeşen imzalı ‘Sıcaklardandır’; Alpay Vural ve Onur Güney Kumaş’a ait olan dikkat çekici aranjesi ve Dilhan Şeşen’in farklı yorumuyla kısa sürede öne çıkarak büyük beğeni toplamıştı. Şimdi klibini seyredeceğiz.