AVRUPA'YA ENDÜLÜS RUHU "ALİYA"

Güngör YAVUZASLAN
Tüm Yazıları
Asrımızın en ciddi soykırımlarının yaşandığı Bosna'da yaşananlar kıta Avrupa'sının soykırım siciline işlendi.

“Bizi toprağa gömdüler ama tohum olduğumuzu bilmiyorlardı”

Bilge Kral Aliya İzetbegoviç'i vefatının 17. yıldönümünde saygı ve rahmetle anıyoruz.

Asrımızın en ciddi soykırımlarının yaşandığı Bosna’da yaşananlar kıta Avrupa’sının soykırım siciline işlendi. Aliya savaş şartlarında kendi insanının var olma mücadelesini verdi. Türkiye’de Boşnak kardeşlerimizin gönlünde kurduğu taht kadar tüm Anadolu’da bir “Bilge Adam” sevgisi vardır.

Müslüman halkın etrafında kenetlendiği, derin bilgi birikimiyle “Bilge Adam” adı verilen Aliya İzzetbegoviç, 78 yıllık ömründe çok şey yaşadı. Aliya, "Ben bir Müslümanım ve öyle kalacağım. Çünkü İslam, benim için güzel ve asil olan her şeyin diğer adı…" dedi.

Bosna Hersek'in batısındaki Bosanska Kruba şehrinde 1925 yılında dünyaya gelen Aliya İzzetbegoviç, lise ve üniversite yılları ardından Tito Rejimi süresince uzun bir süre hapis yattı.

 Genç yaştan itibaren İslamı araştırdı

Genç yaştan itibaren İslam Felsefesi üzerine yoğunlaşan Aliya İzzetbegoviç, Bosna’da arkadaşlarıyla birlikte İslami konuları münazara etme amacıyla Müslüman Gençler Kulübü'nü (Mladi Muslimani) kurduğunda yaşı on altı yaşındaydı. Genç Müslümanlar çalışmaları ile bu düşünce kulübünün aktivite kulübüne dönüşmesine neden oldular. Kulüp 2'nci Dünya Savaşı öncesi eğitim ve hayır faaliyetlerine öncülük ederken savaş yıllarında ihtiyaç sahiplerine yardımlarda bulunarak sosyal yardım çalışmalarında bulundular.

1946 yılları… İslami Manifesto

13 Ocak 1946'da Yugoslavya bağımsızlığına kavuştu. Ancak Komünist Parti yanlıları bağımsızlık sonrasında ülke yönetimini ele geçirdiler. Müslüman Gençler Kulübü'ne üye olduğu gerekçesiyle 1946 yılında 3 yıl hapse mahkûm edildi. Kendini ilmi çalışmalara veren Aliya, arkadaşlarıyla birlikte İslami Manifesto'yu yayınladı. Büyük yankı uyandıran bu kitap, Avrupa'nın ortasında İslami bir cumhuriyet kurmak için çalışmak suçundan Aliya İzzetbegoviç'in 14 yıl hapse mahkûm edilmesine sebep oldu.

5 yıllık hapis, değişen hayat

Aliya’ya verilen mahkûmiyet kararı kitabın Bosna halkının üzerindeki etkisini artmasına neden oldu. Ceza süresi 11 yıla indirilirken Aliya 1988'de serbest bırakıldı. 5 yıllık hapis süresi (1983-1988) hayatında önemli değişimler yaptı. 5 yıl boyunca düşünmeye, fikir üretmeye çokça fırsat buldu. Ardından “Doğu ve Batı Arasında İslam” adlı meşhur kitabı yayımlandı.

Hapisten çıkışı Yugoslavya'nın dağılma sürecine girdiği döneme denk geldi. Aliya İzzetbegoviç de Bosna Hersek Özerk Cumhuriyeti'nde SDA'yı kurdu ve genel başkanı seçildi. 5 Aralık 1990'da gerçekleştirilen genel seçimleri kazanarak devlet başkanı seçildi. 1 Mart 1992'de gerçekleştirdiği referandum neticesinde, Bosna Hersek bağımsızlığını ilan etti. Sırp ve Hırvatların soykırım eylemlerine karşı gösterilen direnişe önderlik yaptı.

1995'te Dayton Anlaşması'nın imzalanmasıyla "savaş" sona erdi. Anlaşma Bosna Hersek topraklarının yüzde 51'ini Müslümanlara ve Hristiyan Hırvatlara, yüzde 49'unu da Bosna-Hersek Sırplarına verilmesine yol açtı. Yönetimin de bu üç halk arasında paylaşılmasını şart koşuyordu. 1996 yılında yapılan seçimlerde Aliya üçlü başkanlık konseyine seçildi. 2000 yılında sağlık sorunları nedeniyle başkanlık görevinden istifa ayrıldı.

 Batı'nın Sırplar eliyle yaptığı soykırım

Bosna kanlar içindeyken İzzetbegoviç; başkalarının ibadet yerlerine, sivillere, kadınlara asla dokunulmaması yönünde askerlerine emir veriyordu. Birleşmiş Milletlerin koruması altındaki Srebrenitsa'da en az 8 bin insan bir gecede katledilirken dünya kamuoyu, basın yayın organları yine görmedi ve duymadı.

 Bosna, Aliya İzzetbegoviç önderliğinde 21 Kasım 1995 tarihinde imzalanan Dayton Antlaşması ile devletlerini ayakta tutmayı başardılar. Aliya, sözleri tarihe not oldu:

 Allah'a ant olsun ki köle olmayacağız

Her şeye kadir olan Allah'a ant olsun ki köle olmayacağız. Ben Avrupa'ya giderken kafam önümde eğik gitmiyorum. Çünkü çocuk, kadın ve ihtiyar öldürmedik. Çünkü hiçbir kutsal yere saldırmadık. Oysa onlar bunların tamamını yaptılar. Hem de Batı'nın gözleri önünde, Batı medeniyeti adına. Nefrete nefretle cevap vermeyin. Bosna için nefret, çıkmaz sokaktır. Nefret sadece bizim ruhlarımızı zedelemiyor, Bosna'nın özünü de zedeliyor.

Aliya İzetbegoviç, bir ay süren Dayton Görüşmeleri ile büyük bir diplomasi yürütmüştü. Vefatından kısa bir süre önce hastanede Aliya'yı ziyaret eden Dayton Barış Antlaşması'nın öncüsü Richard Holbrooke onun için "Eğer Aliya İzetbegoviç ve onun kararlı tutumu olmasaydı, bugün Bosna Hersek diye bir devlet olmayacaktı." demişti., Aliya bu antlaşma için: "Hayatımda en zor attığım imza olmuştur. Ne yazık ki bütün ideallerimizin yok olmaması için bu anlaşmayı imzalamak zorundaydık." Demişti.

İslâm'ı anlama ve yaşama mücadelesi

Bilge Kral Aliya'nın hayatı üç merhaleden oluşuyordu. İslâm'ı anlama ve yaşama mücadelesi, komünist dönemde hapishanelerdeki özgürlük mücadelesi, komünizmin yıkılışından sonra ise Sırp ve Hırvat katliamlarına karşı halkının önünde verdiği ölüm kalım mücadelesi...

"Ben bir Müslüman'ım ve öyle kalacağım. Kendimi dünyadaki İslam davasının bir neferi olarak telakki ediyorum ve son günüme kadar da öyle hissedeceğim. Çünkü İslam benim için güzel ve asil olan her şeyin diğer adı" diyen Aliya, yetiştirdiği vasıflı insanları ardında bırakırken hiçbir zaman liderlik hırsı taşımadı, makamlara kendiliğinden talip olmadı. Hayatı boyunca İslam ve Batı kültürlerini anlamak için çabaladı.

Aliya İzzetbegoviç, sağlık durumu nedeniyle Ekim 2000'de Bosna Hersek başkanlığı görevinden çekildi. "Geleceğimizi geçmişimizde aramayacağız. Kin ve intikam peşinde koşmayacağız. Devamını sizlerden bekliyorum" sözleriyle Bosna halkına vasiyette bulunuyordu.

"Ey teslimiyet senin adın İslam'dır." diyen Aliya, ruhunu teslim ettiğinde tarihler 19 Ekim 2003'ü gösteriyordu. Cenaze törenine yüzbinlerce kişi katılırken, gün boyu yağan yağmur gözyaşlarına karışmıştı.

 Aliya İzzetbegoviç, ömrünün son dönemlerinde kendisi için büyük bir anıt mezar yapılacağını öğrenmesi üzerine devlet yetkililerini bu projelerinden vazgeçirterek kendisinin şehitler arasında sade bir kabirde yatmak istediğini iletti. Bunun üzerine Aliya, Kovaçi Mezarlığında kendisi için hazırlanan mezara defnedildi.

 "Bilge Adam"dan bilge öğütler

"Doğu Batı Arasında İslam", "İslam Deklarasyonu", "İslami Yeniden Doğuşun Sorunları", "Özgürlüğe Kaçışım", "Tarihe Tanıklığım" gibi eserleriyle dünya da büyük bir okur kitlesi bulunan Aliya İzzetbegoviç'in, sözlerinin bir kısmı şöyle:

 “Her şeye kadir olan Allah`a ant olsun ki köle olmayacağız. Ben Avrupa`ya giderken kafam önümde eğik gitmiyorum. Çünkü çocuk, kadın ve ihtiyar öldürmedik. Çünkü hiçbir kutsal yere saldırmadık. Oysa onlar bunların tamamını yaptılar. Hem de Batı`nın gözü önünde, Batı medeniyeti adına… Nefrete nefretle cevap vermeyin. Bosna için nefret, çıkmaz sokaktır. Nefret sadece bizim ruhlarımızı zedelemiyor, Bosna`nın özünü de zedeliyor.

Kur`an edebiyat değil, hayattır. Dolayısıyla O`na bir düşünce tarzı değil, bir yaşama tarzı olarak bakılmalıdır.

Bu günleri gösteren yüce Allah`a hamd ediyorum. Tarihimizi kanımızla yazdık. Evlerimiz yakılıp yıkıldı. Düşmanlarımız mert değildi, alçakça katliamlar yaptılar. Yapılan katliamları dünya şimdilerde ortaya çıkartılan toplu mezarlardan anlamaktadır. Bu gerçekleri haykırmıştık, duyan olmamıştı. Tüm acılara rağmen çok şükür ayaktayız. Yıkılan ev ve camilerimizi yeniden inşa ettik. Şehitlerimizi rahmetle anıyoruz. Onlarla inşallah cennette buluşacağız, onları Allah`ın ve meleklerinin huzurunda şanlı direnişlerinden dolayı kutlayacağız. Gelinen noktada her şey bitmiş değil, yeni başlıyoruz. Başlattığımız mücadelede eksiklikler olmasına rağmen bir yerlere geldik. Bundan sonra görev sizlerindir. İlerleyen yaşım ve sıhhatim nedeniyle aktif siyaseti bırakıyor, bir nefer olarak ömrümü halkıma hizmet etmek isteyen siyasilere destekle yaşayacağım. Allah`a hamd ediyorum ki bugün elimdeki dalgalanan bayrağı teslim edeceğim inanmış yüzbinler var. Artık Bosna Hersek hür ve bayrağımız kendi topraklarımızda dalgalanıyor. Selam sana ey halkım. İmanınıza, bayrağınıza ve devletinize sımsıkı sarılın."