BAKALIM NE OLACAK?

Fehmi KETENCİ 31 Oca 2021

Fehmi KETENCİ
Tüm Yazıları
Yeni aşıların geldiğiyle ilgili yetkili ağızlardan haberlere yansıyan bilgiler var.

      Son haftaya girerken, uzmanlar tarafından açıklanan, “iyimserlik” yansıtan vaka ve vefat sayılarını dikkatle takip etmeye başladık yine. Bir süre, “Aşı” gelecek, geldi, uygulanmaya başladı, haberlerinin peşine takılmış, Pandemi dönemindeki gidişatın seyriyle pek de ilgilenmiyorduk. “Kim, ne zaman nasıl “Aşı” olacak” hesaplarını yaparken, var olduğu söylenen “Aşılar” neredeyse tükenmişti. Gelmiş olan “Aşılar”ın belirlenen bir plan içinde uygulanmaya başladığı ve neredeyse tükenmek üzere olduğu haberleri görülüyor, duyuluyor. Yenileri bekliyoruz. 

      Yeni aşıların geldiğiyle ilgili yetkili ağızlardan haberlere yansıyan bilgiler var. On milyon doza yakın aşının geldiği duyuruldu. O dönemlerde belirlenen takvime göre uygulama başladı. Son gelen altı buçuk milyon doz aşı, 15 günlük inceleme süreci sonrasında şubat yarısı itibarıyla uygulanmaya başlanacak. Görünen o ki; mart ayı sonuna dek, sözü edilen kırk-elli milyon doz aşı ülkemize gelmiş ve aşılama işlemine başlanmış olacak. Ne kadar umutlanmalıyız, pek bilemiyoruz ama, toplumda başlayan aşılama işlemlerinin getirdiği rahatlıktan, pandemi dönemi önlemlerinde, belirgin bir gevşeme olduğunu da söylemeliyiz.

     Sokaklar caddeler, şehir merkezleri oldukça kalabalıklaşmaya başladı bile.

     Ama, biz 65 yaş üstüler hala, mahalle arasında dolaşarak temiz hava ihtiyacımızı gidermeye, iyice hareket kabiliyetini kaybeden ayaklarımızı, eklem ve kaslarımızı çalıştırabilme egzersizleri peşindeyiz.

      Son yazımda, “Aşı” konusunda biz 65 yaş üstülerden söz edilmiyor bile. “Aşılar”da genel uygulama 59 yaş sınırında hala” sitemim olmuştu ama, bugünlerde uygulanmaya başlanan  75 yaş üstlerin aşılanacağı haberleri üzerine E-devlet’teki E-Nabız kayırlarıma bakmak geldi içimden. Perşembe günü yaptığımız bu kontrolde Kovid-19 aşı sıramın geldiğini ve aşı için randevu alabileceğimi öğrendim. Oğlumdan rica ettim, hemen ertesi gün olan cuma 15.20-15.30 arasında, mahallemizdeki Aile Sağlığı Merkezi’nde aşı randevusu adık. Cuma günü randevu saatinde Aile Sağlığı Merkezi’ne gittim ve Kovid-19 ilk doz aşımı oldum. Ayrıca 28 gün sonra yine randevu alarak ikinci doz aşı olacağımı da öğrendim.

     Aşımı oldum, rahatladım mı, tam olarak ne hissettiğimi bilemiyorum

     Ama, her yazımda üstüne basarak yazdığım, son günlerde ise hiç dilimden düşürmediğim bir konu var ki, o konudaki sitemlerimi sürdürmekten asla vazgeçmeyeceğim.

     O neydi, tekrar yazmadan edemeyeceğim. Biz 65 yaş üstülere uygulaması devam eden “sokağa çıkma kısıtlamaları” konusunun neredeyse unutulmuş olmasından duyduğum rahatsızlık iyice had safhaya ulaştı. Değil dışarı çıkmak, evlerde bile kişiliğimizi unutmaya başladık çoktan. Amaçsız, etrafına boş boş bakar durumdayız. Akıl sağlığımızı yitireceğimizden endişeliyiz. Bizi bu yaşlara kadar ayakta tutan, özgüvenimiz, direncimiz ve yaşama tutunma güvenimiz iyice kaybolmaya başladı. Bu kez, virüsten değil evlerde tıkılı kalmanın yarattığı moralsizlik ortamındaki psikolojik bozukluktan çatlayarak öleceğiz. 

     Kendimden söz edeyim: Günden güne direncimin azaldığını hissediyorum. Yaşadığımız psikolojik yıkım, üzerimize tedavisi zor gibi görünen bir başka kronik hastalık yapıştırdı. İlginç olanı ise; bu ortamda hastanelere, doktorlara gidemediğimiz için derdimizin ne olduğunu hiç bilemeyeceğiz.  

      Öylesine unutulduk ki; toplu taşımaya binmemiz yasak! Arabanız yoksa evimizin yakınlarında dön-dolaş, yürümeye devam. İşin kötüsü, toplu taşıma yasağı nereye kadar sürecek, hiç sözü edilmiyor.

      Herhangi bir şikayetimize çare için salgın korkusundan tahlil yaptıramıyoruz, yakınımızdaki doktorlara bile, gidemiyoruz. Çare olan hastanelerimiz, doktorlarımız şimdi “öcü” gibi. Doktor için gidebileceğimiz tek yer, bölgemizdeki Aile Sağlığı Merkezleri.

       “Dışarı çıkamıyoruz. Çıksak bile yürüyerek gidebileceğimiz yerler sadece; eczane, bakkal, manav, market, fırın, kuruyemişçiler ve benzeri yerlerdir.  

      Yaşadığımız sorunların çözümünde kuruyemişçiler var artık.. Evde oturalım, çekirdek çitletelim; avunalım, unutalım!

      Biz 65 yaş üstüler; kronik hastalıklarımızı bile unuttuk, ne durumda olduğumuzu bilemiyoruz. Tek hatırladığımız evde tıkılı olmamız.

      Ölümü bekler gibiyiz.