BAYRAM UÇAKLARI DA FİYATLARI DA UÇURDU..

Musa ALİOĞLU 18 Eyl 2016

Musa ALİOĞLU
Tüm Yazıları
Öncelikle bayramınızın iyi, mutlu ve huzurlu geçmiş olduğunu umarak sözlerime başlamak isterim. Üzülerek belirtmek isterim ki, dini bayramlar bazıları için sadece tatil, bazıları için de hem tatil, hem dini ve insanı müeyyideleri yerine getirme günleridir.

Öncelikle bayramınızın iyi, mutlu ve huzurlu geçmiş olduğunu umarak sözlerime başlamak isterim.
Üzülerek belirtmek isterim ki, dini bayramlar bazıları için sadece tatil, bazıları için de hem tatil, hem dini ve insanı müeyyideleri yerine getirme günleridir. Ben ikinci guruba dahil birisi olarak, hayatta olmayan babamın mezarını ziyaret edip, bir Fatiha okumak, annemi ziyaret edip, elini öpüp bayramını kutlamak için memleketim Trabzon'a gittim.

Ben ordayken şehir cıvıl cıvıldı. İçişleri Bakanı Sayın Süleyman Soylu, Trabzonspor Başkanı Sayın Muharrem Usta birlikte halkla bayramlaştılar. Yurtdışından, yurtiçinden bayram için gelen yüzlerce
insana bir de turizmdeki veli nimetimiz Arap dostlarımızı da eklersek anlayın siz artık. İstanbul'da 32 derece sıcaklıktan sonra şirin ilçelerimizden Sürmene'de üşüyerek pide yerken, 30 yıllık bir tanışma hukukumuz olan Diyarbakır Valisi, deneyimli yönetici Sayın Hüseyin Aksoy ile yıllar
sonra karşılaşınca sarıldık ve bayramlaştık. Ardından Kemalpaşa'daki Sarp Sınır Kapısı'na gittik. 35 yıl önce üzerinde CCCP yazan pasavan geçiş belgesi ile adım attığım Sovyet topraklarında artık Gürcistan Bayrağı dalgalanıyordu. Sinan Çetin'in "Propaganda" filmindeki gibi sınır bir köyü ikiye bölmüş. Akrabalar 50 yıl birbirlerini görememiş. Bizi ağırlayan dostumuzun "Gürcistan
manzaralı"
diye tanımladığı evinin balkonundan baktığımızda kapıdaki Gürcü Bayrağı'nın biraz ilerisindeki Laz ve Müslümanların evlerinde bir kaç Türk Bayrağı görmek hoşuma gitti.

Böyle bir seyahate elbette uçakla gitmek gerek. 1200km.lık yolu karayoluyla gitmek pek cazip olmasa gerek. 09.30'daki uçak için geç kalırım korkusuyla sabah 06.00'da uyandım. Atatürk Havalimanı yaralarını çabuk sarmış olacak ki, ana girişten çok beklemeden geçtik. Araç sayısı az
olduğundan olsa gerek, araç dedektörü çalışmıyordu. Polisler gayet dikkatli işlerini yapıyordu. Giden yolcu salonunda büyük bir yoğunluk yoktu ve x-ray'lerden geçiş rahattı. TAV Şirketi'nin güvenlik elemanları da görevlerini titizlikle yerine getiriyordu. AHL'yi 40 yıla yakındır kullanan ve orada bir dönem Mülki İdare Amirliği, Güvenlik Komisyonu üyeliği de yapan birisi olarak kendimi çok rahat hissettim. Bir korku ve panik havası hissedilmiyordu. Bu durumdan ülkem ve milletimiz adına mutlu oldum. Biz korkuyu yenmeliyiz ki, yabancılar da ülkemize çekinmeden gelebilsinler. İşini çok iyi ve çok da profesyonelce yapan TAV yönetimine ve tüm çalışanlara "sağolun" demek insani bir borç olsa gerek. Arındırılmış salona geçişte de aynı pratik uygulamayı, boarding'teki süratı görmek, Onur Air'in Airbus 321'inin koltuğuna huzurla oturmama sebep oldu. Bu rahat ve konforlu yolculuk için başta şirkete, sonrada kokpit ve kabin ekinine teşekkür şart olmuştur.
Şimdi gelelim uçak yolculuğunun özellikle bayramlarda neden bu kadar pahalı olduğuna. Ekonomi kitaplarının ilk sayfalarında arz, artı talep, eşittir fiyat dermiş.

Ben görmedim vallahi böyle bir yazı. Yani talep çok olunca fiyatta çok olur diyorlar. Demek ki, bayramlardaki fiyat artışlarının sebebi de böylece bizim aşırı taleplerimizin olduğunu bize hatırlatıyorlar. Demek ki neymiş, bayramda seyranda uçağa fazla binmemeliymişiz. Havayolu işletmecileri böyle demiyor ve fiyatların çook yüksek olmadığını bizlere tatlı tatlı anlatıyorlar. Sonra otobüs fiyatlarıyla aralarında çok fark olmadığını, maliyet unsurlarındaki artışları dile getiriyorlar.
Şimdiye kadar yakıt pahalı derlerdi. Elhak doğruydu. Petrolün varili 150 dolara yaklaştığında da fiyatlar uçmuştu. Peki, petrol 50 dolarlara kadar geriledi, ama bayramlarda uçaklarla birlikte, bilet fiyatları da uçuyor. "Ne iş hocam" demezler mi adama? Bakın, hem resmi milli şirketimiz, hem de özel milli şirketlerimize, bir dönem Ulaştırma Bakanlığı yapan Sayın Lütfü Elvan, "Bilet fiyatlar
yüksek, artık tavan fiyata geçin "
dedi. Karar alındı, resmiye ve özellere, "Tek yön en çok 310 TL olacak" resti çekildi. Ekonomi yasak ve emir kalıplarına sığmadığı için "Padişah yasağı üç gün sürer" misali bu iş tutmadı. Havacılar, hem birbirilerine hem de biz yolculara hava atmaya devam
ediyor. "Bilmem feşmekan fiyattan bilet bizde. Bize gel abi" diye reklam yapadursun, biz yine uçak yolculuğu için özellikle bayramlarda cebimizi boşaltıyoruz. Bu iş hep böyle mi sürecek? Biz akıllanmasak, evet sürecek. Havacılardan merhamet beklersek, bu kez personel maliyeti, uçak kirası diye söze başlarlar. Öyle bir ağlarlar ki, üzülüp acıyıp cebimizdeki parayı da onlara verebiliriz.

Bu iş için çözüm yine biz olmalıyız ve akıllı bir uçak yolcusu olmaya bakmalıyız. Yani erken rezervasyon yapıp, erken bilet almalıyız. Promosyonları iyi takip etmeliyiz. Her bayram mutlaka tatile gitmekten vazgeçeceğiz. Yakın yerlere, ya özel aracımızla ya da konforlu otobüslerle gitmeliyiz. Bunlar ilk anda aklıma gelenler. Sizin de önerileriniz varsa, yazın paylaşalım. Gerekirse kamuoyunda ucuz uçak bileti için bizler de vatandaş olarak karşı kampanyalar yapalım. Çünkü, biz uçak yolculuğunu çok sevdik ve alıştık. Artık kolay kolay bu zevkten mahrum kalamayız. Ne dersiniz, iyi şeylere layık benim güzel ülkemin güzel insanları? İyi ve ucuz uçuşlar Türkiye'm...