BİLMEK ZORUNDASIN!

Funda ÖZKALYONCU
Tüm Yazıları
HERKES her şeyi biliyor.

Artık hiçbir şey gizli saklı değil.

Artık her şey aleni, sosyal medyada açıkça ortada.

Artık hiç kimse de, ailesine ait, muhafaza edilen, saklanan gizlenen, onlara özel bir aile hikayesi kalmadı.

Annelerin, babaların ne çocuklarına ne torunlarına anlatacak aile hikayesi, aile sırları kalmadı.  

HERKES her şeyi biliyor. 

Bunları neden yazdım.

Şimdilerde anne babalar bebeklerine, çocuklarına konsept doğum günleri hazırlıyor. 

Bu kocaman bir sektör olmuş, çocuğun neyi seviyorsa, sen anlatıyorsun, onlar seçtiğin renk, seçtiğin hayvanlar, objeler, o konseptte hazırlıyorlar.

Ama ne hazırlık.

ÇOK paran vardır.

Çocuğun senin ÇOK kıymetlindir.

Para senin, çocuk senin istediğin konseptte istediğin pahalılıkta doğum günü yaparsın.

İstediğin parayı harcarsın.

Kime ne.

Ama bunu sosyal medyada sayfa sayfa günlerce paylaşıyorsan, görün diyorsan, gören insanların aklından ne geçiyorsa kabul edeceksin.

Kimisi vay be+ ne para var diyecek.

Kimisi ah edecek.

Kimisi kendi çocuğu üzerinden iç geçirecek.

Kimisi bunlar bedavadan para kazanıyor, Allah belanızı versin diyecek.

Kiminin gözü kalacak.

Paylaşma kardeşim derler.

Dünyadaki bütün çocuklar, iyi olan her şeyi hak eder.

Onlar da en iyi çikolatayı yemek ister, en iyi oyuncaklarla oynamak ister, onlar da en iyi kreşlere gitmek ister.

Çocuklar eşit olmalı.

Çocuk hak eder.

Neden bunları paylaşmayın diyorum, aynı sosyal medyada çocuklarının çaresizliğine düşen anneler ve babaların paylaşımları var.

Çaresizlik nedir bilir misiniz? 

Siz hiç sosyal medyada tedavi gören, hasta çocukların annelerinin paylaşımlarını gördünüz mü?

Nefes alamayan hasta bir çocuk çırpınırken annesi sessiz, çaresiz suskunluk içinde çırpınıyor gördünüz mü?

Anaların gizli çığlıkları var hissettin mi?

Umurun oldu mu? 

O nedenle şımarık, kendine sığmayan insanların gözüne sokan paylaşımlarını yapma.

Çocuklarının üzerinden tuzu kuru, dertsiz paylaşımlar hiç yapma.

Zaten ülkece zor bir dönemden geçiyoruz, bulaşıcı bir virüs belası ile uğraşıyoruz, insanlar burnundan sokuyor.

Ekonomi darda.

Kimsede beş kuruş para yok.

Sen duyarlı olmaya, duyar kasmaya mecbursun. 

Zorunda olduğun şeyler var.

Bilmek zorunda olduğun şeyler var.

Bak.

Bir çocuk en çok neresinden kanar, bilmek zorundasın.

Paranın canı cehenneme, ama uçurtma uçuramayan çocuğun başı yere bakar bilmek zorundasın.

Yaşından çok büyük gösteren çocuk işçiler var, elleri kocaman olmuş ve çok yaşlanmış bilmek zorundasın.

Bir göz odada sadece ekmekle karnını doyuran, akşam babasının yolunu gözleyen, hayatın ağırlığına dayanan çocuklar vardır bilmek zorundasın.

Onları gözlerinden tanımak, anlamak ve bilmek zorundasın.

O çocuklar suskundur, gözyaşı kalbe damlar bilmek zorundasın.

Hayalleri çoktur bilmek zorundasın.

Sizin gibilere yük olmazlar merak etmeyin.

Ama bilmek zorundasın.

Funda'nın aklındakiler…

... En uzun bisiklet yolu Konya'da diye bir haber okudum.

550 kilometre bisiklet yolu yapmışlar. 

İyiyi söylemek lazım.

Konya'da bisiklet sürücülerine özel tramvay seferleri başlatılmış.

Nostaljik bir tramvay içinde sadece bisiklet kullananları taşıyormuş.

Bisikleti ile durağa gelenler bu tramvayı bekliyor, sonra bisikleti ile tramvaya binip indikten sonra bisikleti ile yoluna devam ediyormuş.

Ne kadar şahane.

Newyork’ta aynı şeyi çok heves edip yapmıştım.  

Orada bisiklet permisi çıkarıyorsun ve metrolara rahat rahat binip inebiliyorsun.

Bizim ülkemizde de her şehirde olsa, çok heves ettim.

Böylelikle ulaşımda bisiklet kullanan insanlar çoğalır diye düşünüyorum. 

Konya Belediye'sini çok tebrik ederim 

... Pandemi falan kimin umuru.

Ölen sayısı, entübe sayısı kimin umuru.

Gazete haberlerine bakın, kim ne kadar kilo almış, kimin vücudu çok yaşlanmış, ne kadar bozulmuş haberler bu. 

Hâlâ insanların vücutları ile uğraşıyorlar.

Çağatay Ulusoy kilo almış, size ne yahu, adamı sayfa sayfa yazıyorsunuz.

Size bazı önerilerim var.

Kimseyi ikna etmek için uğraşma.

Ne kadar kilo almışsınız diyene, 

yaaaaaa hiç sorma 39 kilo aldım de,

Seni iyi görmedim diyene, hiç sorma hiç iyi değilim de.

Saçlarının rengi sanki değişmiş gibi, denizden bozulmuş gibi diyene, evet hiç iyi değil de.

Biraz koyu renk yapsan diyene, tamam koyu renk yaparım de. 

Tamam! de, istediğini ver, göreceksin ikna etmek için kurduğun cümleler olmayınca, kalakalacak, şaşıracak.

Onu ikna etme.

Onun ikinci cümlesini kurmasına izin verme.

Çok iyi taktiktir, deneyin bakın.