​BİR KRAL EN ÇOK NEDEN NEFRET EDER?

Alican DEĞER 25 Tem 2017

Alican DEĞER
Tüm Yazıları
Bir kral en çok oy sandığından, siyasi partilerden, farklı görüşlerden, serbest seçimlerden ve dahi serbest seçimle iş başına gelmiş kendisine benzer özellikleri olan ülke yönetimlerinden haz etmez.

Bir kral en çok oy sandığından, siyasi partilerden, farklı görüşlerden, serbest seçimlerden ve dahi serbest seçimle iş başına gelmiş kendisine benzer özellikleri olan ülke yönetimlerinden haz etmez.

Yapılan açıklamalardan açıkça görülüyor ki, aslında kimi Arap ülkelerinin yöneticileri Türkiye’den rahatsız. Gelin bunun sebeplerini konuşalım. Öncelikle Türkiye ile Arap ülkeleri arasındaki en temel benzerlik İslam. Ve beraberinde gelen ortak tarihi geçmiş. Bir tarafta, kraliyet aileleri, şımarık prensler, kadınların bırakın araç kullanması sokağa bile yalnız çıkamaması gibi kurallar, diğer tarafta halkın istediğinin politikaya yansıdığı serbest seçimler, kadın erkek eşitliği, sosyal alanlarda özgürce yaşam var. Yani Demokrasi var.

İslam ile demokrasinin bir arada olabileceğinin görülmesi, bir Kral, Emir, Şeyh olsanız sizi rahatsız etmez miydi? Türkiye başını sadece batıya döndüğü zamanlar bu durum onlar için bir dert olmuyordu. Ama ne zaman ki, başımızı doğuya da döndük onlar için sıkıntı çıkmaya başladı.

Kudüs’te sorun çıkıyor Türkiye ön planda, uzak bir Asya ülkesinde Müslümanlar katlediliyor bir tek Türkiye’nin sesi çıkıyor. Siz olsanız rahatsız olmaz mısınız?

Bu açıdan Türkiye onlar için son derece zararlı. Düşünsenize: ‘Ülke ağırlıklı bir Müslüman nüfusa sahip. On yıllardır seçim yapılıyor. Ve belki de onların en önde olması gereken konularda, onlar susuyor biz konuşuyoruz. 

Mısır’da yaşananlar kimi ülke yöneticilerinin serbest seçim lafından ne kadar rahatsız olabileceğini gösteriyor aslında. Seçimle iş başına gelmiş sivil bir iktidarı boğmak için neler yapmadılar ki? Daha darbenin ertesi günü 8 milyar dolar gönderdiler apar topar. Onlar için önemli olan askeri bir diktatör bile olsa Mısır’ı seçimle iş başına gelmiş birilerinin yönetmemesiydi. Öyle ya serbest seçim falan ya kendilerine sirayet ederse. Neler olur sonra?

Her yıl turist olarak gelen 1 milyonu aşkın Arap turist hangi düşüncelerle geri dönüyor sizce. Ya televizyonlarında Türk dizilerini izleyenler? 

Amerika’nın veya Avrupa’nın onlar için bir önemi yok. Temelinden reddedebilirler. Ama kültürel veya ekonomik anlamda öne çıkan bir Türkiye, halklarına karşı ellerini açıkça zayıflatmıyor mu? Dahası kötü örnek olmuyor mu?

15 Temmuz darbe girişimine kimi Arap emirliklerinin 3 milyar dolar fon ile katkı sağladığı konuşuluyor. Mısır’a yaptıklarının bir benzerini yapmak için olmasın sakın? Soru şeklinde yazdığıma bakmayın bu cümleyi. Aslında cevabı belli.

Türkiye’de kimi kesimler sokaklarda Arap turist görmekten rahatsız olduklarını açıkça söylüyor. Farkına varmadıkları, kimi Arap ülkesi yöneticileriyle aynı düşüncede oldukları.

O turistler niye geliyor zannediyorsunuz? Kendilerine benzediğimiz için mi? Tam tersi dini olarak benzeyip, kültürel olarak çok daha özgür bir yaşam alanı oluşturabildiğimiz için. 

Katar krizine bir bakın. Suudi Arabistan’ın başını çektiği bloğun en çok şikâyet ettiğinin bir televizyon kanalı olması tesadüf mü zannediyorsunuz?

Bu noktada dikkat edilmesi gereken ‘demokrasi havarisi’ batılı ülkelerin iş kendi çıkarlarına geldiğinde diktatörlükleri veya krallıkları desteklemesi. Açıkça iki yüzlülük yapmaları yani. İstiyorlar ki, bazı ülkeler sokağın sesini dinlemesinler. Kötü de olsa kendi çıkarlarına olan bazı yönetimler iktidarda kalsın. Kalsın ki, kolonyalizmle başlayan ve günümüzdeki yapıya evrimleşen servet transferi sorun çıkmadan devam etsin.